10 Haziran 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

10 Haziran 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Vecihi Bey tayyare Yirminci asır, birçok yeni icat- rı ve ihtiraları ile bize yeni mes- kler hediye etti © Birçok eski Meslekleri, ya sildi süpürdü; ve Yahut gölgede bıraktı. Bugün bütün beşeriyeti baştan başa saran bu icatlardan ilerde bir kaç asır sonra başka işler başka i- tatlar karşısında © ehemmiyetini kismen kaybedeceği de şüphesiz- ir, İlmi ve fenni sahada görülen tekâmül, günden güne sürati. 8i arttırmaktadır. Ve bir “nisbeti hendesi,, ile yükselmektedir. Biz bu vaziyeti tıpkı bir trene benzetebiliriz: Tekâmül; kablet - tarih devirlerde hareketsiz, bir is- lâsyonda duruyordu. Sonra ya- Vaş yavaş işledi. Zamanı katetti- ği müddetçe süratini arttırdı, Ve Yirminci asırda bizim nisbi bir şe- ilde en yüksek telâkki ettiğimiz ir hedefe vasıl oldu. Acaba he- def bu mudur? Hayır! Bu Hedef “dünyanın mazisi o kadar uzak ve Bâmütenahi senelerin ucunda bir İstikbaldedir. Ve tekâmül oraya Varincaya kadar süratini büsbü - tün arttıracaktır. © Binaenaleyh Du trene atlamak için (o bizim de İcap eden malümatla mücehhez olmamız, eski itikatlardan savaş - İt ilimlerden kuvvet alan meslek - en kısmen yüzümüzü çevirme- miz lâzımdır. Fakat şurasını izah edelim ki bunu söylerken cedattan bize ya- digâr kalan bütün meslekleri bı - takalım demiyoruz. Belki bunlar da kalabalık yapmaktan ihtiraz e- elim ve yeni meslekleri boş br - takmıyalım diyoruz. Yoksa, me - selâ Aristote'dan senelerce evvel layan tababetin bütün beşeri- Yetin hayatı müddetince devam €- deceği şüphesizdir. Fakat birtakım meslekler var- ir ki artık iflâs etmiştir. Bunları Me arayan ne soran ç vardır. Ve bunların yanımda yenileri eski ha- Tabelerin üzerinde birer &bide bi yükselmektedir. Meselâ bugün tayyareciliği e- : e LE Bundan on beş yirmi sene ev- Vel, sırf bir macera korkunç bir es gibi telâkki edilen bu mesle- ğin bugün bu derece o büyük bir Mertebese erişeceğini o zaman im tahmin ederdi. Eğer bir kâ - in bu vaziyeti bundan bir asır eV- Vel söylemiş olsaydı, herkes hay- Tetten dona kalırdı. Halbuki bu- $ün mesele hiç te öyle (o değildir. Havacılık hiç kimsenin © nazarı tini celbetmiyen o— alelâde Meslekler sırasına girmiştir. li oldu - Ben biz- şahit oldum: Bu baba diyordu ki: — Oğlum, tayyareci olacak - tn, Şişe amma, dikkat et! diye kadar, çok nadir vaziyet- istisna edilirse, mülâzımlik- a yukarı çıkabilmiş tayyareciler el mıdır? Bana kaç tane tayyare hareli gösterebilirsin? Hepsi da- 4 terfi etmeğe imkân bulmadan düşün ölürler... na Bu baba eğer bu nasihati oğlu- ola, n on sene evvel vermiş dopydı belki sözleri o zaman için ğru olabilirdi Fakat | brgün yele hiç te #vle değildir. Tay - aç lüktnki jenerallerin az olma- ül sehehini, Eunların dahin kü: n disüp ölmetinde o değil, | koymaktadır. Gugün mektebindeki talebeler Gençler için meslekler: Tayyarecilik! lerin adetçe diğerlerinden daha az olmasında aramalıdır. Her şeyde | olduğu gibi burada da nisbeti ğö- | per lâzımdır. İ iğer taraftan ta; ilikte | bir jeneralden daha bik e l yapan kimseleri sayabiliri; İşte Lindberg, işte Kodos Rossi.. İş te Mollison'lar... Bunların koca Okyanoslar ü zerinde yaptıkları muvaffakıyetli uçuşlara bakarsak şu neticeyi is. tidlâl edebiliriz: Birçok facialarda kabahati, tayyareciliğe değil, tay- yareye değil, belki bunları idare edenlerin tecrübesizliğine, ve ya- hut malümatlarının noksan olma- sına hamletmek mümkündür. E - ğer tayyare içine her bineni ölü- me sürükleyen meş'um bir vasıta dı bunları da o akibete uğ - lâzumdı. “Dornier x,, tayyaresi bundan dört sene evvel Almanya- da Frederikshofen'den kalkarak Brezilyaya kadar 50 — 60 yolcu taşımıştı. Bir doktor Ekener zep- | linle bütün Avrupayı Amerikayı | dört döndü. Bunların başına ne - den felâket gelmedi? belki tayyarecilikte çalışan kimse- , Diğer taraftan tayyare “Tech- günden güne ilerlemekte eferlerini kara seferlerin. den daha emi, bir vasıta (haline | istatistik » lerle sabittir ki nisbi bir şekilde tayyare kazaları, diğer vesaiti nak- liye kazalarından daha azdır. İşte bunun için © gençlerimiz korkmadan tayyareciliğe atılma - Iıdırlar, Memleketimizin tayyare - cilere ve hava o mütehassıslarına çok ihtiyacı vardır. Sonra tayya- iliği yalnız bir tek meslek ola- rak anlamamalıdır. Tayyarecili - ğin muhtelif * mevcuttı Pilotluk, tayyare © mühendisi mukavemeti ecsam mütehasseslı ğı ve saire, Bütün bu faaliyet şubeleri bi- hakkin “Teknigue, e ve ilme bihakkin vakıf gençler istiyor. Havacılık bugün deniz ve kara seferlerinin fevkindedir. Ve gün - den güne terakki ederek diğer ba- m yeni ilimlere daha yol açmakta- er, Meselâ hukuki sahada, bugün- kü tekâmül sayesinde imparator Jüstinyen zamanındaki hukuki te- lâkkilerden daha başka, daha yeni fikirler hasıl olmuştur. Mufassal deniz ticaretinin te - rakkisi sayesinde ilk defn Yunan- Idar deniz hukukuna ait kanunlar örfler ve âdetler tesis etmişlerse bugün havacılığın mazhar oldu - ğu büyük inkişaf (o karşısında bir “Hava hukukunun,, da teessüs et- mekte olduğunu söyleyebiliriz. Bu sahada hukukçulara da iş vardır. ei artık be - in meşgalelerine dal ve ei vaziyettedir. an ayr birçol rimizin bundan mümllir Sig kadar sjiratle müstefit ler ve memleketi istifade ettirmeleri için mesailerini bu cihete teveç - cüh etmelerini istemek hakkımız. BUZ Nelediyenin depo. ve şudel ; Gamma kilosu 100 paradır * | arm İ td | | Ordu'da Muhtelit Orta mekte- binde güzel bir veda müsameresi verildi ORDU, — Muhtelit orta mek- tebinin son sınıf talebesi geçen cu- ma günü güzel bir veda müsame- resi tertip etti. Talebe ana ve babalarının da- vetli bulunduğu bu müsamerede bilhassa kız talebelerimiz çok mu- vaffak oldular. (Mektuplar) piye- si cidden muvaffakıyetli bir şekil- de temsil edildi ve davetlilerin göz- lerini yaşarttı. Gene kız talebelerimizin büyük bir çeviklik ve intizam ile oynadık- larr zeybek oyunu herkesin derin takdirlerini kazandı ve uzun uzun alkışlandı, Orta mektebimizin bu sene mezun olacak son sınıf talebesi 80 ir. Bylardan dokuzu kız tale- bedir. satır olması, kâğıdın bir tarafına Geçen haftaki müsabakayı kâzananlar Geçen haftaki müsabakamızda birinciliği “Boğazlar meselesi, ser- levhalı yazı ile İstanbul Erkek lisesinden Ertuğrul Fethi Bey, ikinciliği “Türk Tezi,, serlevhalı yazı ile, Universiteden K. Reşit Bey kazanmış- lardır. Kendilerinin hüviyet varakalarile idaremize müracaat ederek mükâfatlarını almalarını rica ederiz. BOĞAZLAR Bu haftanın en mühim havadisi Boğaz- ların tahkimi için Cenevre'de yapılan te- şebbüslerdir. Cemiyeti Akvam'ın çok kuvvetli olduğu günlerde ona güvenile- ,ahedesinde kabul edilen serbesti meselesinin bugün artık tam - men ortadan silinmesi için hiç bir mahzur yeti Akva- ieyyidesi- nin Boğaz ların tahkimine ait teşebbüslere pek ta- bii görülebilir. Zaten bu ciheti tevsik i- çin muahedelerin hiçbir zaman ebedi ol- madığını kabul eden bizzat cemiyet mi- sakının 19 uncu maddesine de müracaat etmek kâfidir. Lozan muahedesinin Boğazların usu- Tüne dair koyduğu mukan bir göza- talım: Bunun daha b devletler, “Boğazlarda Karadeniz arasında serbesti mürur ve | seyrüsefaini temin etmek gayesile ve bu | serbestinin idamesi umumi sulh ve ticaret i için lâzrm olduğunu nazarıdikkate aldıklarmdan, bu maksatla bir mukavele aktine karar verdiklerini...., söylerler. “| Mukavelenin 18 inci maddesinde İse aynen şu kayıtlar mevcuttur: “Boğazla- rın ve civar mıntakaların gayrinskeri ha- le ifrağının Türkiye için askeri noktaina- zardan biyayrihakkin bir tehlike teşkil etmemesini ve Boğazlar serbestisini ve yahut gayrinskeri mmntakaların emni Eğer serbesti mürure müteallik ahikima Hn eğlen bir torevüni Sagim hi: (e serer, yakıt harklaği BİF TN hası ap tehdidi harp, Boğazlarda seyrübelerin serbestisini veyahut gayrisskeri mmtaka- 8 TÜRK Bu hafta; cihan siyaset mekanizması. ler, Türk dehasından doğan letin mümessilini, bugün avuçlarının son kuvvatile alkışlıyarak teklifimizi bir can- kurtaran gibi telâkki etmekten çekinme- diler, Vakıa ilk nazarda bu tez bize pek basit bir buluş mahsulü gibi görünüyorsa da Kristof Kolomb'un yumurtasını hatir- ladıktan ve doğuracağı neticeyi düşünüp tahlil ettikten sonra ehemmiyetini anla - miş oluruz. N Yakın bir istikbalde vukua gelecek bir harbin ne kadar mahvedici, ne kadar kor- kunç olacağını idrâk eden milletler, silâh Güzel yazı müsabakartrmnız Bir haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: S lira İkinci gelen makalenin sahibine: 2,5 lira Hakkı telif verilecektir. Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami Bu yazılar cuma günü akşamına kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. “Fransız - Sovyet moktai nazarı da emni- 75 ve asgari 30 yazılmış bulunması lâzımdır. MESELESİ ların emniyetini tehlikeye koyacak olursa tarafeyni öliyeyni ükideyn, ve herhalde Fransa, Büyük Britanya, İtalya ve Ja - ponya bu hususta Cemiyeti Akvam Mec- isinin karar vereceği vessitle onu müştereken menedeceklerdir., Muahedenin bu maddesi vaziyeti bize gayet sarih bir şekilde gösterir. Demek bütün dayanılan nokta Cemiyeti Akva - min kuvvetidir. Halbuki Alvam Cemi yeti bugü ile ilk tir, Teşekkül tarihindenberi, bazı ufak tefek kısmi hadiseler müstesna olmak ü- zere, bu teşekkülün bir şey yaptığı yok- tur, ve yapacağı da yoktur. Diğer taraf- tan Boğazlardaki serbestinin Türkiye için askeri noktainazardan bir tehlike teşkil etmesi çok muhtemeldir. Çünkü Boğaz- ile Türkiyenin askeri lar bu mukavele lede söylediği gibi, Türkiye Avrupa kıs» mında Trakya hudutları için mühim mik- tarda askeri kuvvetler bulundurmak mec buriyetindedir. Boğ: iü i ğazlar ge: taka addedilirse e bü kuvveti harpte bütün cephelerde bu devletlerle garpışmamış mu idik).. Neyi, kime karşı garanti ediyorlar?.. iyor ki, Boğazların tahkimi me- selesi Türkiye için büyük bir ehemmiyeti haizdir; ve bunun tahakkuk ettiği gün vaziyetimiz daha sağlam, daha emin ola- caktır. İstanbul Erkek Lisesinden 630 Ertuğrul FETHİ : TEZİ zeltmek ve hem de müstakbel harbin kor- kunçluğunu giderebilmek için bir konfe- rans teşkil il i. ü silâ Yeti temin eden silâhların azalmasına hiç yanaşmıyorlardı. Nitekim İngiltere kim- yevi harbin kaldırılmasını arzu ederken yetin temini tarafında idi. Böyle bir fikir ihtilâfı bulunan ve uzlaşma imkânsızlığı- na maruz kalan bir cemiyet daha fazla yaşıyamazdı. Ve bunun i ise pek mühim bir harbi doğurabili Cihan © eflkâre umümiyesinin harpten Afyon Lisesinde ders kesimi münasebetile verilen müsamere Afyon lisesi ders bitimi dolayı» sile bir müsamere verilmiş ve “Kahraman,, piyesi temsil edilmiş- tir. . Müsamereye istiklâl ve cüm- huriyet marşlarile başlanmış mek- tebin müdürü Sami Beyin, lisenin tarihçesi anlatılmış , mekteplerin ve maarifin terbiyevi gayeleri izah edilmiştir. a Talebe hanımlar canlı tanbo ve milli oyunlarda çok muvaffak ol: muşlar ve bilhassa (Cümhuriyet Milâs Ortamektebinden bu sene mezun olacak olan talebe ve tâlim he- yeti: Oturanlar Müdür Muharrem Bey, Müdür Muavini Ali Nahit Bey, türkçe muallimi M. Kemal Bey, riyaziye muallimi Mahir Bey, dikiş mu- allimi Şükriye Hanım, Resim muallimi Refik Bey . . bahsekiklei bir sırada Türkün dehâsr im, yetişmekte gecikmedi ve Sov - yet - Fransız, İngiliz noktsi nazarlarını mezcederek yaptığımız teklif; yarm, bu günden ziyade fikirlerimize hayran bıra- : eseri ri toplantı- nin örüyorlar. dü Türk tezi ispat etmiştir ki Türk kafası, Türk buluşu her milletten üstündür. Ge. Mekteplerin temsil ettikl eri cümkuriyet tablosu tzblosunda) çok alkışlanmışlar « N “Bir hafta bütün halkın görme sine arzedilmek üzere | lisede bir sergi açılmıştır. Bu sergi kadın ef- kek bütün . sölimekiedizm” HEAfdan siyardi Sergide talebe tarafından pılmış muhtelif kadın elbise ye ça. maşırları, masa örtüleri, yağlı bo- ya ve kara kalem tablolar, karike türler herkesin alâkasmı uyandır. mıştır. ne bu Türk tezi ispat etmiştir ki Türkün gayesi sulh ve dostluktur. Bugün hariç- te olduğu kadar dahilde de kuvvetli ol- mak istiyen bizler, inkü il rıyacak olan culha fazla ehemmiyet veri- yoruz. Gene bütün cihan öğrendi ki Türk milleti sulhü sevdiği kadar milli vekarmı da koruyan bir millettir. Ve bu itibarla - dır ki vatanımızı yangözle bile bakılamı- yacak bir hale getirmeğe azmetıniş bulu- Buyoruz, Bu vaziyetimiz diğerlerini kuş- kulandırıyorsa bu, Türk devletinin fena emeller peşinde koşmusından ziyade, on- lar Türk sözündeki sadakati, Türk dost Tuğunu anlıyamamak gafletinde bulu - dullarndan ileri gelir. İşte son Türk te- zi bu kadar mühim, bu kadar cihanşümul dür. Üniversite: No. 247 H. REŞİT

Bu sayıdan diğer sayfalar: