5 Kasım 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

5 Kasım 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gr , " z -, 354 SERVETİPÜNUN No. 1838—İ53 Yunan İiyatrosunun Yüksek San atkârı Matmazel Helen Papadakı San'at Hayatını, San'at Telâkkisini Anlatıyor: « Bir san'atkâr, öyle bir insandır, ki muhtelif anların heyecanlarını, muhtelif eserlerdeki mübtelif rollerde ifade ederek, kalıbı haricine atar. İnsan sfatile ne ve nekadar okadar başkalarına bildirebilir, » duymuşsa, san'atkâr sıfatile 6 şeyi Tatlı, canayakın bir ses, hoş bir besteye uygun akışla <Tökatlıyan» otelinde endede üstündeki odanın ılık hava sinde dağılırkon, Kpr açıldı, Ba yoğlunda bu kış #gnebi lıran Yunan tiyat- TOSUNUN yüksek kadın san'atkârı Matmazel Helen Papadaki, koyu renkli, zarif biçimli tül esvabinin etekleri kıvrım kivrım savrularak, hizla İçeriye girdi. Ayağa kalktık. O, bize doğru yürüyüp, cazip bir gülümseyişle, Lisıldar gibi öyle söylüyordu; — Bizi biraz beklettiğime pek üzüldüm. Tahmin etmediğim bir mani... Uğultığı elini hürmetle öperek, refakatinde bulunan Matmazel Bmiliya Karsviyanın çök nazik bir düşütüşle kendisi yokken de sesini işittirdiğini we bü teahhurun melânkolik bir melodiyi dinlemeğe vesile vermesinde ayrıca memnun olduğumuzu ans lattık. — Evet, dedi, Taganni de ederim, Atina konser vatuvarında tagsini ve piyano öğrendim. Bu sırade plâk, sonunu gelmiş, Matmazel Emiliya Kariviym gramolonu durdurmuştu. Matmazel İlelen Papudaki, muhibbesi, dostum IMilit Fahri &. ve ben, üzerinde küçük bir vazo içinde bir demet taze me- mekşe duran yuvarlak bir masa etminda oturduk. Oturduktan sonra, sanatkârn ilk sözü, Halit Fahri B.e dönerek, gn oldu: — — Bizin bir eserinizi mutlaka oynamak istiyorum. Malınazel Karaviya, eserlerinizin isimlerini yazdı mi? Filhakika, Matmezel Karuviya, biraz evvel sün atkârın İnt arzusundan bahsetmiş, kıymetli dostumun salıne eserlerini tespit etmesi icin önüne kâğıl, kalem koymuştu. Ve me tanıştığımız « Kadn Birliği» nin Balkanlıları verdiği çay ziyaletinde konuştirken, ne de «Etiyens piyesi oynandığı gese, perde arasında locasında, görüşürken, Halit Falıri Bin eserleri bulunduğünn ve hatli bunlari. «Darülbedayi» de oynandığını dâir bir bahis geçtiği için, kendisini sadece «Servetifünun» tahrir müdürü olarık tanıtan dostunun, eyni zamanda çok kıymetli bir şair oldu. Gunu ve sahne eserleri de bulunduğunu san'atkârın bukadar kısa bir zamanda nasil ve nereden öğren- diğine, ikimiz de şaşınıştık. Halit Fahri B., bir eserinin böyle mtstesnn bir sanatkâr tarafından temsili, o esere fevkalâde kıy- met balışedecek bir inazhariyet olduğunu, Matmazel Helen Papnadaki, böyle bir Türk şairinin eserini temi gil, kendisi için mos'nt bir san'at hadisesi teşkil ede, eeğini söylediler ve bir müddet, muhtelif eserlerin mevguları, nasıl sirntle Yunancaya terçüme edilebi. ieceği etrafında konuşuldu. — Şimdi dömamile hazım, Sizi dinliyorum. Sorunuz, anlatıyım. Fakat, dah evvel gan küytes deyim, ki burada, aranızda bulunmaktan Sönsüz derecede bühtiyarim, Aile muhitimde Türkler hak- kında edindiğim intiba, bir sevgi intibar idi. Bensen, ailece kısmen, wesep itibarile anne tarafından ben hakiki bir Türküm. fvkan Türklerle irtibatnmiz vardır. Cidden böyle, Ötedenberi İstanbula gelmek, Türkler prasinda bulunmak, en büyük idealimdi. Nihayet, işte o gün geldi, işte ük dala olarak şelirinizdeyim, Ve bu İlk dafn, son dafa olmuyacak- tır. Gidecek, ilk fırsatın tekrar gelereğim. Türklerle daha yakından tanışmak, uzaktan beslediğim runlinb- beti, artırdı, bir kat daha kuvvetlendirdi. Bu sözle- rinde çok samimi olduğuma eğin olunuz. Evet, şimdi sualleriniz Sordum, anlattı, Kendisi Atinada bir banka oi dürü olan Mösyö Papadakinin iz imiş. Bulıne hayatına alalı ancak altı sene oluyormuş. Yunan tiyatro mmüharriri ve iwsetecisi Olan Mösyö Spito Melüs, onun o sülhmeye çıkmasında mühim bir âmil ölmüş, Onu Keşleden, teşvik eden o İmiş. Birkaç lisan biliyor: Almanon, Pransizen, İngilizek, İtal- yanea, Tiyatro tetkikatı yapmak” için, bir müddet de Pariste bulunmuş. — Fakat, bütün buulurı benim söylemem, kendi hesabıma tohaf olmuyor ma Bir insanı böyle kendisinden bahsetmesi |

Bu sayıdan diğer sayfalar: