31 Aralık 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 24

31 Aralık 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

84 SERVETİFÜNUN No, 1846—161 Roman Telrikası: #3 A“ dk; E w, | K A Ş K aş, Sy. $ “” ai k4,, Bay, di a « Kizim Hamiyete r « H.R. XV Mütenkıp beş veya altı gün gene kızı hemen hemen görmedim. Hasta dedirtti. Fakat bu pavyonun mutat çiy e yerlerinde toplanmalarına mani medi. z Maydanof müstesna idi. Çünkü ö üni alar vesile bulmadıkça derakap fütur getiriyor ve kedere garkoluyordu. Belovzorof, düğmeleri tamamen ilikli ve rengi kıpkırmızı olduğu halde köşesine çekiliyor, gamlı, gumlı oturuyordu. Köontun ince s#imasında lâyenkati fen bir tebessüm beliriyordu. Filvaki genç kızın yanında menküp bir vaziyette bulunuyor ve hususi bir ihtimam ile ihtiyar Prensesin eteklerine yapışıyordu. Hattâ bir gün hatnna valinin yanıma gitmek üzere refakat etmiş, fakat teşebbüs müsmir olmadığından Kont cenapları €pi bozulmuştu. DLauşın, günde ancak iki dafa geliyor, fakat çok kalmıyordu. Son muhaveremizdenberi kendisinden biraz korkuyor, fakat içimde bilinmez neden, hakkında bir muhabbet beslemiyordum. Bir kün umumi bir bahçede karşılaştık. Keyfi yerinde ve pek sevimli idi, Bana minhtelif otlar ve çiçekler gösterip isimle- rini ve hassalarını öğretti. Bana gelince kız benden düima kaçar olmuştu. Beni görünce rahatsızlık dnyduğunu farketmemek kabil değildi. İstemiye istemiye benden yüzünü çeviriyordu. İstemiye, istemiye! İşte bana dokunan da, bunu farketmemdi. Fakat yapılacak bir şey yoktu. Ben de gözünün önünde bulunmamaya celitediyordum. Önü ancak uzaktan gözleyordum ki, buna dü muvaffakiyet her zaman kabil değildi. Kizin ruhunda anlaşmaz tezelzüller yukun gelmekte olduğuna şüphe edilemez- di. Yüzü tamamen başkalaşmıştı. Bu tebeddülü bilhassa, güzel bir havada bir akşam bir ağacın dalları arasında oturnrken pek iyi farkettim, O yeri çök severdim, çünkü oradan kızın odasının penceresi görünürdü, Başımın üstünde kuytu yapraklar arasında son bir kuş sıçrayıp duruyordu. OUzun belli, kır bir kedi, bahçede en büyük bir ihtiyat ve teyakkuz ile ava çıkmış, istikşafia bulunuyordu. Ağustosböcekleri, ziya zaflamakla ber henüz şeffaf olan havayı cayırtılarile dolduruyorlardı, Hep oturduğum yerden pencereyi gözleyor, açılacak mı diye helecanlarla bekliyordum, Nihayet açıldı ve kiz göründü. Üstünde beyaz bir rop vardı; elleri, kolları, yüzü de beyaz ile sarı arasında mütereddit idi. Uzün bir zaman hareketsiz, ileriye çevrilmiş olan gözleri çatık kaşlarının altında hareketsiz dürdü. Bu suretle bu derece, bu derece sabit bakıb kalışım hic görmemiştim, Bir aralik ellerini birbirinin içine alip kuvvetle sıktı, dudaklarına ve alnına götürdü Ye parmaklarım açtı, Kulaklarının üstnne düşen saçla- rini geri attı, sönra işvebaz bir hareketle salladı. Ve başını yukardan aşağıya sallayarak bir şeye karar verdi ve pencereyi kapadı. Üç gün sonra bana bahçede rastgeldi. Görmemiş olarak kaybolmak istediğim halde o durdurdu. Ve eskiden aşina olduğum mulnbbetkâr halile: — Bana kolunuzu veriniz; çoktandır görüşemedik! Dedi. Baktım, gözleri tatlı bir iltima ile parla- yordu. Yüzü inçe bir sis arkasında gibi idi. — Hâlâ rahafsiz mısınız? — Devamı var — Yılbaşı hediyesi — 80 nici sahifeden mabast — Ben geni ilk gördüğüm zaman pek korkmuştum. Bir fenalık yapmaman için sana çok sokulmak iste- dim ve emniyet gelsin diye bütün silâhlarımı, tekmil müdafaa kuvvetlerimi ayaklarının altına serdim. Ne bilirdim böyle olacağını, hakikaten senden körkmükta haklı imişim. Yirmibeş senelik hayatımı kirli bir bez parçası gibi çamurlara fırlattın, Senenin pek az güülerinde, büyük heyecanlar ve bin türlü merasimle ziyaret ettiğim gönül bahçemde biperva dolaştın, koparmadığın çiçek, kovalamadığın kelebek ve tekme vurmadığın fidan kalmadı. Bütün gayretimle hapsettiğim (hayvanlarımın zincirlerini koparıp, başları boş, yürüdüğün yollara salıverdin. Arkama bakamadım. Gözlerim bastığım yeri görmedi. Kulaklarım beuliğimin feryatlarını işitti, fakat onları susturdum : — Bir kâsırra, gelip geçecek | dedim. Evet, temiz, serin bir ilkbahar rüzgârı gibi gel- din. Mel'un bir kasırga oldun, hayat ve ümit yuvamı yıktın, türumar ettin ve hâlâ gitmiyorsun! Gitl yalvarırım sana, artik tahammülüm kalmadı. Beni bu harap gönlümle yalnız bırak. Arkanda terkedeceğin sükün, bana bu yılbaşının en güzel hediyesi olacak ! nen Cem “AHMET İHSAN Matbaası Limited.

Bu sayıdan diğer sayfalar: