18 Ağustos 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

18 Ağustos 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

186 , SERVETİFÜNUN No.—1879 194 © Halk terbiyesi Yazan : Muslih Ferit Geçen nüshadan mabaat İşte gerek münevver vatandaşlar gerek devlet müessesesi fikri veya maddi yollardan yürüyerek halkın iktisadi kudretine tecelli imkânı verebilirler, ve bu modern fert ve modern devlet için vazifedir. B) Türkiyede yaşıyan her vatandaş devlete mer- but olmak itibdrile haiz olduğu vaziyeti anlatmak her vatandaşın kalbinde yanan kahramanlık ve âli- cenaplık gibi vasıfların müşterek bir membadan, türklük denilen yüksek kuvvetten doğduğunu ve gene aynı hedef uğruna sarfedilmesi içap ettiğine inandır- mak meselesi vardır. Böyle bir inânış ne Kâdar cahil ve görgüsüz bile olsn bütün em mevcuttur, Ancak bu milli bissin müşterek menfaat fikrinin sarih samimi ve riyasız olarak ifade edilmesi kolay değil- dir. Şimdiye kadar mâlie! kelimesinin ferdi heves ve ihtirasları tatmine nasıl &let olarak kullanıldığını hetirından çikaramıyan balk zümresi kelimelerin boşluğundan, rıyasından igrenmiş, bir taraftan müş- tebit menfantperestlere diş gıcırdatırken diğer taraf- tan bu aziz milliyet aşkını ruhunun en samimi, en derin köşelerine saklamıştır. Çok teessüf olunacak bir haldir mazinin sui istimelleri bugünün hüsnü niyetini müşkülât karşısında bırakmaktadır. Dünün hataları bugünün hakikatlerine iftira etmektedir. Cehaletin içine inikâs eden acılar, felâketler yarının felâketlerini vehmettirmektedir. İşte demokrasi feyizli ışıklarile bu cehaleti temizliyecek, ve ışıklanan insan zümreleri kendilerini ve mubitlerini görebilecekler ve bugünkü geraitin içinde yarının saadetini hazır liyan ne kuvvetli imkânlar mevcut olduğunu öğre- neceklerdir. Bu yalnız bir zaman meselesi değil bir zaman-kuvvet meselesidir. Fakat ne kadar kuvvet fedakârlık #arfedilirse edilsin bu kuvvet mahvolma- yacaktır. Şimdiye kadar bu memlekette yaşıyan rejimler kalk kütlesini mali-askeri bir yekündan ibaret telâkki ederek memleketi müstemleke şeklinde yiyim ; yeri yapmışlardı. Bngün o acı devirlerin tesel- sini demokrasi ve inkılâp rejiminde bulan mesut türkiye içinde yaşadığı saadeti daha derin tadabilmek için daha yeni fikir kazançlarına muhtaçtır. 1 — Her çeyden evvel şu hakikati kaykırmak lâzımdır. Millet devlet için değildir, devlet millei içindir. Vatandaşların devletin lüzumu ve faydası hakkında bir İlkir ve iman sahibi olmaları müşterek gayeyi görebilmeleri bu prensipe bağlıdır. Bugüne kadar gelen müstebit veya şahsi zümrevi menfaatlere tabi rejimler çok fena olarak zihinlere telkin etmiş olduğu fikirler çürümüştür. Artık bugün devlet lüzumlu ve faydalıdır, bu terbiyevi faaliyetlerden ziyade günün aktüalitesile, devletin icraatı, yeni, hayırlı işlerinin fi'i8 lisanından çıkan ve inandıran bir sestir, bütün müstakbel asırların dinliyebileceği bir derstir, lâkin bu ders şehirliye, köylüye, tüccara ve çiftçiye ayni derecede hitap etmiyor, onun için tefsir edilmeli; neticelerile izah olunmalıdır. Devletle millet arasında. rsmiyet kalkmalı bir kuvvetin bu iki ismi, samimi- leşmeli, yüzgöz olmalıdır. - 2 — Fertler için ve millet için faydalı olacak mühim bir bilgi de vazife ve mesuliyet meselesidir. Fert devlet bütün vatandaşlarına karşı ne gibi borç- larla bağlı olduğunu ve bu vazifeleri ihmal ettiği takdirde ne gibi neticeler doğacağını bilmeli, yani vatanın kanunlarına dair basit fakat esaslı bir fikir edinmelidir. Bu et mühim bir meseledir. Bir cemiyet dahilindeki ferdi hareketlerin hududunu çizen cereyanını temiu eden kuvvet kanundur. Kanun bir milletin yaşamak arzusudur, Kanun insanların vicdanındaki faziletin asırlardanberi süren mücadele neticesinde kurnaz ve haşin, iğrenç fenalıklara karşı kazandığı bir zafer, kanun zaman ve mekân sahne- sinde boğuşan hotgâm ve diğergâm kuvvetler ara- sında bir uzlaşma, bir müsalehadır. Ferdi, cemiyeti yaşatan, yükselten mesut eden kanundur. Cemiyetin maddi bünyesini kuran, değiş- tiren kanundur, cemiyetin maneviyatını vicdaninı temsil eden kanundur. Fert kendi ehemmiyetini ar- sularını, iktidarının hududunu kanunda bulur, cem- iyetin mânâsnı, hedefini, kendisine olun alâkasını rabıtasını öğreten kanundur. kanlı bir takım hadiseler vuku bulmuştur. İki konü- nist şefi evlerinde öldürülmüş, sosyalist gazeteciler yaralanmış ve muhtelif binalara ateş verilmiştir. Almanyada en son vaziyet şudur: 20 suikast olmuş ve bunlardan ikisi ölümle neti- celenmiştir. Bu suikastlarda ruvelver, el bonbaları ve infilâk edici sair maddeler kullanılmıştır. Başlhea iğlişaş merkezleri Silizya, şarki Prusya ue Holstein dir, halkta bir nebze asabiyet hasıl ol- muştar. Birkaç zamandanberi deveran eden şayialara telâş içinde bulunan halkın ehemmiyet ve kıymet atfetmesinden yeniden korkulmaktadır. Berlin'e mücavir vilâyetlerde ve Hitler askerleri- nin 120.000e baliğ bulunduğu Prusya payitabtının civarında Hitlercilerin mühim miktarda kıtaab tahşit etmiş oldukları söylenmektedir. Hükümet mehafili, heyecana kapılmıya mahal olmadığını beyan etmekte berdevamdır, zira hükü- met vaziyete hâkimdir ve icabında fevkalâde ahval rejimini yeniden tesis etmekte tereddüt etmiyecektir. Mamafih sol cenahın mutedil mehafili, şimdiki vaziyetten mes'ul tutmakta oldukları hükümeti tenkit etmektedirler. Bu mehafil, hükümetin Berlin, Bran- deburg, Silezya, şarki Prusya ve Holştayn gibi iğtişaş mıntakalarında fevkalâde mahkemeler teşkili suretile bugün ittihaz edeceği şiddetli tedbirleri taşvip etmek- te olup bu mahkemeler, insanca telefat vukuuna sebebiyet veren cürümlerin faillerini idama mahküm edebilecektir. Bununla beraber, sol cenah mensupları, hüköâmetir kargaşalıkları bideyeti olan 31 temmuz gecesinden beri hiçbir şey yapmamış ve ittihaz edileceği ilân olunan tedbirlerin henüz tatbik edilmemiş olduğunu kaydetmektedirler,

Bu sayıdan diğer sayfalar: