1 Eylül 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 2

1 Eylül 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

210 j N SERVETİFÜNUN Bursa Mektupları: No.1881—196 ÜÇ KİTAP Hidayet Bursaya kadar beş on günlük kısa bir gezinti teklif ettiği zaman düşünmüş, fakat gerek Hidayetin ve gerekse bu gezintiye iştirak edecek bir- kaç hanımın ısrarı üzerine kabul etmek mecburiye- tinde kalmıştım. Ekseriyet Mudanya yolile gitmek fikrinde idi. Onun için bu seyyahatin sıkıcı bir şekil olacağını zânnediyordum. Her ihtimale karşı bavuluma yeni çıkan birkaç kitabı koymayı da ihmal etmedim. Fakat tahminim yanlış çıktı. Seyyahatimiz çok güzel ve çok neşeli geçti. Aldığım kitaplardan —en iyileri olduğunu tahmin ettiğim — üçünü okumaya vakit bulabildim, Bu seyahatten aldığım intibaları ve zaptettiğim bir iki notu başka bir yazıda yazmak fikrindeyim, Şimdilik sadece okuduğum kitaplardan bahsedeceğim, Bugün de Diyorlar ki Bilmem neden, benim anket devam ettiği müd- detçe dostum Hikmet Feridunun kitabını ve hak- kındaki yazılanları okumamaya karar vermiştim, Fa- kat bu kararı tamamile tutamadım. Benim anket devam ettikçe Hikmet Feridunun kitabını okumadım ama; hakkında yazılanları takip ettim. Herne kadar Nurullah Ata bey «Anketlere fazla &hemmiyet vermemek lâzımdır. İnsanın o andaki Humour'ini teşkil eder» diyorsa da, ben bu fikirde değilim. Zira herkes Nurullah Ata bey değildir ki, bir saat evvel söylediğini bir sasi sonra tekzip etsin; bir gün evvel beğendiğini bir gün sonra beğenmesin. «Zevkimiz daima tahavvüldedir». İyi ama, bu kadar çabuk değil. Bizim bildiğimiz böyle tenkit olmaz, > Auketler, edebiyat tarihleri gibi, edebiyat tetkik- leri gibi ve onlardan da fazla bir ehemmiyeti haiz- dir. Onlarda nev'ine göre, bir neslin, bir şahsın hs- yatını, sanat telâkkilerini, edebi şahsiyetini, kendin- den evvel ve sonraki edebi nesiller hakkındaki fikir- lerini, eserlerinin hususiyetlerini görmek kabildir. Hikmet Feridunun dediği gibi, anketlerde bütün bunlar bir fotograf sadakatile tesbit edilir, Halbuki bunu ne edebiyat müverrihi, nede sanat münekkidi! yapamaz. Hele menekkit bu sahada hakikaten harp cephesinin tablosunu yapan ressam kadar gülünçtür. © Dostum Hikmet Feridunun kitabı bundan sene- lerce evvel Ruşen Eşref beyin yaptığı ilk edebiyat anketinin noksan kalmış bazı kısımlarını tamamlıyor, Hikmet Feridun şimdiye kadar yaptığı birçok ah- ketlerle bu sahada bir ehemmiyet almış bulunuyor. 0, hakikaten iyi bir anketgidir, konuştuğu kimseyi söyletmesini bilir. Şurada yalnız bir noktaya işmret edecek ve dos tumdan bir sual soracağım: — Acaba anketlerini —bevim gibi— hiç kimsenin cevabı intişar etmeden toplasa daha iyi olmaz mı? Bu suretle hiç kimse birbirinden fikir almaz, sa- dece kendi düşüncelerini söylemiş olur. Ruşen Eşref beyin “Diyorlar ki, si, Hikmet Feridunun Bugün de Diyorlar ki, si, benim de Neler Dediler, dünün, bu- günün ve yarının bütün edebi şahsiyetlerinin kana» atlerini ve esas fikirlerini ortaya koyan birer sanat ve edebiyat vesikasıdır. Leninin Hayatı Son zamanların en ziyade eser veren mubharriri hiç şüphe yok ki Haydar Rifat Beydir. Üstadın şu bir iki ay zarfında çıkan eserleri sekize balığ olduğu gibi bundan sonra çıkacak olanları da dokuzu, onu bulmaktadır. Haydar Rifat Bey nin eserleri sadece kemmiyet noktasından değil, keyfiyet noktai nazarından da çok mühimdir. Eğer memleketimizde mesaisi takdir edilen mu- harrirlere bir nişan, bir unvan vesnire vermek âdet olsaydı, bunları almaya hiç şüphesiz ilk ve hakiki olarak Haydar Rifat Bey hak kazanırdı. 4 © Üstadın en son eseri Leninin Hayatı isimli kitap- tır. Piyer Şal dan tercüme edilen bu eser Leninin muvaffak olunmuş bir biyografisidir. |i)| «Tarihin büyük vakalarının strrm:, ne olduğunu anlayabilmek tçin onları yaralanları bulmak; onunla çocukluğundan başlayarak, hayatınm muhtelif mevsim- lerinde elele yürümek, beraber dolaşıp beraber görmek Ulzımdır. İşte bu kitapta bunlar tamamile yapılmış ve Leninin hayatı Simbirs lisesinden başlayarak ta ha- yatının sonuna kadar safh sofha yaşatılmıştır. Lenin Pariste iken Marks mezhebine dini bir şekil vermek için bir hareket başlamıştı. Başta Gorki, Lunaçarski ki olduğu halde Allahsız bir din icadına çalışılıyordu. Bunlarca : «Allah insanlığın en yüksek kudrete temessülüdür, İnsanlığın kudret ve faziletine tapmak lâzımdır.» (47 Hilmi kitaphanesi 1983. İstanbul, Sah. 240. Fi. 100 kr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: