2 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

2 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No 2054 —369 ye, asl müdaffasını, hususiyetle Lakki körfezinde, yani Beros ada- sının garbında toplamış olduğuna göre, düşman taarruzunun da garp- tan gelmesi icabeder. Başka türlü bir ifade ile denebilir ki, bu taar- ruz Yunan gularından gelecektir. Atinada gene deniliyor ki; Böyle bir vaziyet karşısında, durum, Yunanistan için çok tehli- keli olacaktır. Çünkü bitaraf kal- mak istiyen Yunanistan, Yunan bitaraflığına hürmet edilmesini müs pet bir tarzda görmek arzusunu taşıdığından, Yunan hükümranlığı altında olan Yunan sularını, üçün- <ü bir devlet g&leyhinde olmak ü- zere ulu orta harp hareketlerinde kullanmağa kalkışacak olan düş- man donanmasına karşı koymak mecburiyetinde kalacaktır. Fakat bunu nasıl yapacaktır? Yunan deniz kuvvetlerinin kâfi gelmiyeceği besbellidir; Yunanistan hevüz topraklarının şark suların- daki şınırlarında, yani Furi - Mak- sos - Amorgos - Sitia - Girit) battı üzerinde bile askeri tedbirlerini alamamıştır. Yunanistanın, İtalya- ya karşı, bu adalarda ne torpido- lârına, ne denizaltı gemilerine ve ne de.avcı tayyarelerine mahsus askeri limanları olmadığı gibi, bu- ralarda telsiz istasyonları, depoları ve sahil bataryaları da yoktur. Yunanistanın mes'ul şahsiyet- leri, iddialarını bu tarzda izah edip, Yunan suları hükümranlık hukukunun zorla ihlâl edilmesi sonucunda ortaya çıkacak âkıbetin her türlü mes'uliyetini önceden reddederlerken, vermiş olduğu sö- zü tutması, mukavele ve insani haklara göre Yunanistana aid ol- duklarına şüphe olmıyau on iki adanın iade edilmesi için İtalyayı zorlamaktan geri durmuyorlar. Bu davada, yalnız, «İtalyan mefküresini aydınlatan ışığı temsil ” etmekte olan büyük Duçe'nin fe- rasetine» müracaat edilmekle ka- lınmıyor. Bazı hakikatler de ileri sürülü: yor ve deniliyor ki: On iki adada kireç kayalıkla: rından başka bir şey yoktur. Bu kayalıklardan ite, ne ham madde ve me de başka bir şey çıkarılabi- lir. Halbuki buralarının işgeli, İtalya hazinesini telâfi edilmez UYANIŞ masraflara boğmaktan başka hiç bir işe yaramıyor. Bu itibarla, bu adalardan ekonomik hiç bir fayda beklenemiyeceğine göre, İtalya iş- gali emperyalist bir gaye gütmek- te olduğundan başka türlü izah edilemez. Bir Hatıra: Necib Asım Erzurum Saylavı Yazıksız, Kamutayın Başkanlık kürsüsünde Değerli bilgin Erzurum Say- lavı Necib Asım Yazıksızın ölümünden ve tercümeihalinden bahsetmiştik. Burada gördüğü- nüz resim, Erzurum Saylavı olarak iştirak ettiği Kamutayın açılışında başkanlık kürsüsünde iken alınmıştır. Kendisi, en yaşlı Saylav sıfatiyle Kamuta- yın açılış celsesiden başkanlık etmişti. Bu resim, son resimle- rinden bindir. Ancak bu takdirde de, askeri ve siyasal işlerin, günün birinde, Akdenizin şarkın da alacağı şekle göre, İtalyanın, bu oyunuda kay- bettiği sanılmaktadır. Darmadağınık bir halde olan iç durumu dolayısiyle, Türkiyeye 1919 - 20 tarihlerinde taarruz ha» reketine geçilmesi mümkündü; fa- kat böyle bir bareket bugün, Tür: kiyenin kudret ve kuvveti dolayı- siyle, daha önceden başarıeırlığa mahkümdur, denebilir. Buna bir de, Türk doatuna yapılacak berhangi bir taarruza, karşı koyacak olan Sovyetler Birliğini de katmak ge- rektir, İtalyanın, bugünkü günde böy- # le bir hareket için lâzım olan esas uusurlara melik olmayışını da bir tarafa bırakalım; fakat İtalya ile küçük Asya arasındaki deniz yolu bile, Akdenizdeki öbür büyük dev» letlerin veya bu deniz kıyılarında bulunan küçük devletlerin herhan- gi bir taarruzuna karşı güven altı” nâ alınmış olmadığına göre, İtalya, başka hakikatlerle de karşılaşa- caktır. Bu meyanda, Yunanistan - Tür- kiye çift ittifakı ile, Balkan dört- ler ittifakını gözönünde bulundur- mak mecbutiyetindeğdir. Her şeyden önce şunu kaydet- mek lâzımdır ki, Kamâl Atatürk, son yıllarda Türkiyenin yalnız kara ordularını yepyeni bir kudret ha- linde kurmakla kalmamış, denizci: liğini de yıllardanberi kuvvetlen- dirmektedir, Topraklarına yapıla- cak olan herhangi bir taarruza karşı Türkiyenin karşıkoyacak do- nanması olmadığını sananlar, eiddiğ düşünemiyen kimselerdir.» Şiir: izm Batan gün Yorgun kıyıların şakaklarından, Sızarken sulara ışıktan teri, Kuşların gölgeli hamaklarından, çten yalvarışlar sardı dört yeri, m Batan gün ışıktan yapılmış gemi; Sararken renklere eşsiz ülkemi Güzel su, ürpertme duygumu, emi? Denizde ışıktan renkten bir deri, Batan gün gözümün azalan feri |

Bu sayıdan diğer sayfalar: