9 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

9 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ne Yeni Her yılın 12 ayı tekmillenince, duvarda yeni bir takvime yerver- mek yahut yazı masasının üstüne yeni bir takvim yerleştirmek, ar- tık bir âdet hükmünü almıştır. Hergün bir yaprak koparılır veya tersine çevrilir. Vaktin hızla geçi- gini kesenkes gösteren bir ayna! Tatil ve Bayram günleri, bu tak- vimlerin bazılarında kırmızı renk- te işaretlidir. Şöyledir, böyledir, herkesce bilinen bir şeydir, nasıl olduğu herkesce bilinen bir şey, bu vaktin aynusı olan takvim! Bugün, takvim şekli takarrür etmiş bir haldedir, Bunun etrafın- da gürültülü bir münakaşa filân geçmez. Fakat, ya eskiden? Dün- yanın varlığını bildiğimiz ta eski zamanlara bir göz atar ve asır asır beriye doğru göz gezdirirsek, görürüz, ki takvim etrafında yal- nız münakâşalar değil, hatin mü- nazaalar olmuştur. Hem çok gşid- detli olmak üzere! Doğrusunu is- terseniz, şimdi de takvimin islâhı, bir takvim reformu yapılması maksadile uğraşanlar vardır; lâkin bu şoldaki çalışma, mevzii ve $2- kin geçen bir çalışmadır. Bu işle bugün ciddiyetle meşgul olanlar, yirminci asrın mer'i olan zaman hesabının, bu modern asrın, bu teknik arının sürat v. &. ihtiyac- larına cevap vermediği, uygunluk göstermediği iddiasındadırlar. Bun- ların ileri sürdükleri iddia, günün birinde tasvip olunarak acaba tak- vimde değişiklik yapılacak mıt. Belki evat, belki de hayır! Her ne halse, islâh isteklilerin- den bazılarının, bir senenin 12 ay üzerinden değil de 13 ay üzerin. den heâp edilmesi isteğinde bu- lunduklarını bu arada kısaca kay- dedip, takvimin taşibini ta ilk za- manlarından itibaren tetkike baş- lıyalım, İlk insanlar, * hatta şimdi TIYTAATIG No. 2055—370 Yıla Giriş Dolayısile: Takvimin Tarihi I bil iğikilsi bir hayat süren, kabile hayalı geçiren bazı kavimler - za- man hesabını tutuşta tabiatin ba- sib hadiselerini esas olarak benim- seyişten ilerisine gitmediler, Gide- taadiler de, diyebiliriz. Yağmur, kursklık devreleri, bellenen birkaç yalilismm görünüşü ve görünmeyişi, bu iptidai düşünenlerin bağlan- dıkları zaman hesabının temelli dayandığı basit tabiat hâdiseleridir. Takvimin terihinde matematik esaslara istinat eden bir vakit he- saplanışının, bilinene göre, İsanın doğuşundan 4241 sene evvel oldu- gu tesbit edilmektedir. Eski Mısır: lılar, zamanın geçişini, 365 günlük bir yıla göre besaplıyorlardı. Sene- yi 12 aya ayırıyorlardı. Her ay 30 gündü. Sene sonuna da, yılı ta- mamlayıcı mahiyette 5 gün katı- yorlardı. Yeni yıl Sothis yıldızının Siriumun doğuşuna bakılarak, 19 Temmuzda başlangıç ediniyordu. İşte bu sırada yeni seneyi tes'it yollu şenlikler yapıyorlardı. Mısırlıların bu yoldaki hesabın- dan evvel, acaba başkaları bir de- receye kadar şekil verilmiş bir hesaplayış esasını benimsememişler mi idi Mısırlıların matematik ve astronomik (O takyiminden önce, Çinlilerin, İranlıların, Cermenlerin sene hesabı üzerinde durduklarını belirtmeğe müsait bazı izler de bu- lunmuştur. Bunlar, bir seneyi her ayı 29 buçuk gün olan 12 &ya taksim ediyorlardı. Cermenler, son- raları her üç yılda bir, 13 üncü bir ay eklemeği, takmağı, âdet edindiler. Eski Yunanlılar da, bu- nu andırır bir esas kabul etmişler- di. Yunanlı bilgin Meton da, İss- dan 432 sene önce, Yunan takvi- mistile bazı değişiklikler yaparak, Ba salililm hayli roloynamıştır. Bs- &i Mürdliler de kendilerine göre bir sene besgabına bağlı hareket ediyorlardı. (o Babillilere gelince, bunlar öyle muayyen yıl ve ay filan inumnıyorlurdı. Orada, yıldız- ları gözliyerek tihkâlii çıkaran mü- neccimler, yüfi İrir aya girmenin zamanı geldiğini bildirince, tanta- nalı törenle eskiyen aydan çıkılı- yor, yeni aya giriliyordu! Yahudiler, İsadan 3761 yıl ev- velinden tutmağa giriştikleri yıl hesabında, iyide 29 ve 30 günlük aylar bulütati 12 aylık bir seneyi, Kondilerine elverisli buldular ! İslâmların 12 ay ve 354 gün üzerinden hesaplanan Hicri genesi- ni de zikrederek, vakit hesabının bugünkü şeklile «Takvim> olarak tesbitine yol açan hareketlere ge- çelim. Bu hareketlerin vaki oldu- ğu zamanları yakınlarda aramayı- nız. Bilâkis, bu iş de hayli uzak zamanlarda, aramızda asırlarla öl- gülü uzun mesafeler bulunan pek eski zamanlarda bahis mvzuu olmuş ve ortaya konulmuştur! —Gelecek sayıda devam edecek — Gelecek Sayıda: YIKILAN GÖNÜLLER Mehmed Hulüsi Dosdoğrunun tefrika ettiğimiz romanının birinci devresi, bitmişti. İkinci devresi başlıyor. Bundan başka : Hüseyin Cahid Yalçına Açık Mektup Yazan : Yahya Saim Ozanoğlu Bebeğin Saçları Hikâye Yazan: Enver Naci

Bu sayıdan diğer sayfalar: