30 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

30 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

154 UYANIŞ i -Ne. 2058—373 « Alin Yay» dan Bir Parça Yazan : n Ahmed Vehbi Tamam on saat sürdü böyle bu kanlı savaş Güneş paslı dağlarda eriyip yavaş, yavaş Gazı bitmiş bir lâmba hüznile söndü, söndü Emir verdi kumandan, ordu geriye döndü. Bu kan kokan ovayı karanlıklar sarmıştı Karlı dağlar, ufuklar, vâdiler kararmıştı Gökte altın yapılı bir hilâl yanıyordu Her yer onun nurile sessiz yıkanıyordu. Bu bir hilâl değildi sanki «Altın bir yaydı» Oturduk bir ovada, burası bir yaylâydı. Toplandık sıra sıra, öbek öbek, eş eşe Verdik yüzlerimizi yanan kızıl ateşe Bey yanına çağırdı beni dedi «Haydi koş Rüzgâr hızıyla yürü, hiç bir yerde durma baş İlet ulu Hakana bu zaferi, bu şanı!» Merakta bırakmamak için yüce Hakanı Okumu, kalkanımı, zırhımı omuzladım Altımdaki atımı sürerek mahmuzladım Rüzgâr gibi geçerek bir nefeste her yeri İşte getirdim size bu şerefli haberi. Oğuzhan Neş'emi anlatmakta âçizdir duygularım Sizi candan, gönülden hürmetle kutlularım. Söyleyiniz, bir Hakan bu şereflere ne der? Milletine, yurduna uzun ömürler diler. Köle (girer) Yolunuzu bekliyor dışarda ihtiyar, dinç Oğuzhan (elçiye) Sarhoş etmiş âdeta bütün yurdu bu sevinç... (Köleye) Git söyle geliyorum; gideyim giyineyim Bu şerefli bayramı ben detes'it edeyim. (Oğuzhan, Türkân çıkar) Yıldız Söyle ne oldu, çabuk ?? Elçi Kim?! Yıldız i Kumandan Oktar Elçi Ah! Yıldız Söyle ne oldu, çabuk, yoksa öldümü eyvah, Söyle diyorum sana? Elçi - Ah söylemem! Yıldız , Söylel.. Elçi ş dur, Biraz uzak dur şöyle, söyliyeceğim, olur O kanlı savaşlarda Oktar sanki bir kuştu Kendisi de, atı da coşmuştu, kudurmuştu. Ansızın palasını semalara kaldırdı Ordunun en önünde ileriye saldırdı Titretip gür sesiyle altındaki yerleri Coşturdu arkasından akan yılmaz erleri. © çelikten narası sarsıyordu dağları Göğe yükseliyordu «ey Tanrım!» nidaları. Öyle bir saldırdı ki düşmanın arkasından Dağlar, gökler inledi, O köpürmüş bir arslan Hırsıyla atılıyor kesiyordu düşmanı Kıpkırmızı kanlarla bulanmıştı dört yanı. O geçiyor, ardından bir adam boyunca kan Göğe yükseliyordu... Sönüyordu beş on can Onun her vuruşunda hakka kavuşuyordu. Oktar gittikçe artan bir hırsla coşuyordu, Fakat tam bu sırada, bilmem ki nasıl oldu, O kahraman Oktarın etrafı adam doldu; Ve <canhiraş» bir feryat yükseldi acı acı. Şaklatarak havada elimdeki kırbacı İleriye atıldım. Ah bir de ne göreyim: Kan içinde yatıyor yerde kahraman Beyim. Üzerine iğildim... Yıldız (deli gibi) Ne! Vuruldu mu Oktar? Elçi Dur canım telâşlanma, merak &decek ne var. Üzerine iğildim durmamıştı nefesi Sanki başka bir yerden geliyordu mert sesi. Gözlerini kaldırdı beni görünce güldü Kanlı dudaklarından bir tebessüm döküldü, Titrek bir sesle dedi «Yıldıza selâm söyle Arkamdan ağlamasın, Tann istiyor böyle» Bir müddet bir taş gibi sessizce kaldı, sustu

Bu sayıdan diğer sayfalar: