24 Eylül 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

24 Eylül 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

282 o O | SERVRTİFÜNUN BİTMEMİŞ — Refik... şu ortadaki lâmbayı söndürt kuzum, gözlerime dokunuyor 1.. — Nasml söndürtürüm canım 9, — Ben haykırıp bağıracağım Refik.. o vakit sön- dürürler! — Kendine gel, Süleyman; herkes bize bakıyor.. bu kadar çok içilir mif. Seuin gibi ağzına aylarca içki koymıyan bir adam böyle üst üste viski çekerse, işte böyle olur.. — İçki değil bu, Refik... Hiç değilse şu tepemiz- dekini söndürt... Ona da kimse karışmaz a1. — Peki, garson gelirse söyliyeyim, söndürsün £. Ama rica ederim, masanın üzerine başını dayama, ayıb oluyor.. herkes bize bakıyor.. Sonra yandaki masaya da bu kadar dikkatli bak- maktan vazgeç... — Yaz mı geçeyim 9. Sebeb ne... Orada sarı saçlı bir genç kız var.. sarı saçlı bir kız, anlıyor musun. Ona bakıyorum... Başımı birdenbire döndüren içki değil, o, Retik!., — O kız, demin sahneye çıkıp numara yapan Macar dansöz... Bir haftadır burada, yeni bir şey değil ki... — Yeniden balıseden kim a kuzum.. evet Macar dansözü o kız.. biliyorum... Demin s&hneye çıkan kız.. Aama omu 1. Yoksa Leyiâ mı 9 Şüpheli bu... O mu, Leylâ mı. — Yövaş yavaş söyle, Süleyman, o kadar bağır- mıya lüzum yok.. Leylâ da kim, bunu da nereden çıkardın 9. — Aptal... Leylâ da kim olur mu Leyl& kim diye sorulur mu? — Sinirlenme Süleyman.. Ben bilirsin ya, hatırım- da hiç tutmam.. birdenbire bilemedim.. — Elbette bilemezsin.. o bir sir... onu kimse bi- lemez!... — Benden de mi saklamıştın 9. — Evet.. kendi kendimi bile kıskandığım oluyor- du... Aksaraydaki evde... Çeşmenin yanındaki ev,.. — Aksaraydaki ev mi9?. Fakat sen o evden taşı. nalı yıllar olmadı mı, Süleyman. — Xıllar.. evet tam onbir yıl. 924 senesinin Şu- batı.. Ama ne olacak sanki f, Bana bak, aptallığın lüzumu yek Refik,. yıllar... Yılların be ehemmiyeti var... O benim daha dün, daha bu sabah gibi kafamın içinde yaşıyor.. — Pek iyi pekiyi Süleyman darılma... Anlat bir parça açılırsın?. — Anlatmak,.. Ooof bu kadar ışık gözlerimi yakı- No, 2092— 407 SENFONİ! Yazan : A. Sırrı Uzelli yor.. etrafımı iyi göremiyorum... Bağırmak istiyorum.. bağırmak istiyorum... — Kendini tut Allahaşkına, Süleyman.. Bak gene bize bakmıya başladılar,, Hem sen Leylâdan bahse- diyorduu.. kimdi bu Leylâf — Kim olacak, bir ahbab kızı.. Ortada iki erkek- tik... Biri bendim, biri başkası.. Saçlarım böyle yan yarıya beyaz değildi o vakit.. İkimiz de gençtik... Ben, Mugllim mektebini yeni bitirmiştim.. o ise mü- hendis oluyordu... Sonra.... Bir gün Leylâuin ikimiz. aramuda... Hayır, hayır öyle değil... Leylâya herkes bana ait gözüyle, nişanlım gözüyle bakıyordu. Evler, anneler, babalar, eşya.. her şey tabii yoluuda gidi- yordu.. Fakat bir gün.. Leylânın öteki adamı... Hayır, hayır öyle değil... Bir gün içime büyük bir korku, büyük bir şüphe girdi... Leylâ için için ötekini sevi- yor, ötekinden hoşlanıyor, fakat muhtelif sebeblerle beni ona tercih etmiye mecbur oluyor diye... Anla- dın mi bir şüphe... Artık ne azablı günler geçiriyor- dum bilsen Refik, ne azablı geceler.... Kufamın içinde koskoca bir terazi, terazinin bir tarafında ben, öbür tarafında öteki adam vardı. Bo- yuna tartıyordum... Leylâyı kim daha çok mes'ud eder diye.. Fakat tartışlarımıu çoğunda o daha ağır basıyordu.. Bilgi, varlık, iyi huylar... Ocot başım çatlıyacak Refik.. Bir gün herkesin içinde bir kahramanlık.,. Yok yok ne kahramanlığı, bir delilik yaptım... Dünyada evlenmenin budalalık olduğunu söyledim.. alay ettim, hakaret ettim... — Leylâ?. — Leylâ mı... Herkes gibi o da ilk anda şaşkın- lıktan kendini kurtaramadı.. Sonra. Ah bakışlarını ömrümün sonuna kadar göreceğim Refik... O gözlerin içinde her şey vardı: korku, elem, acımak ve anla- tılmaz, anlaşılmaz ışıklar... — Sonra? — Sonra... Ben taşa dönmüş bir adam gibi yaşa- dım.. bekledim ve istedim ki.. İki yıl geçti geçmedi, Leylâ öteki adama vardı., — Bu kadar mıf — Elbette bu kadar.. arkasından bir de tabanca mı patlamasını bekliyorsun !.. — Doğru Süleyman.. — Lâmbalar neye sönüyor, garsonlar niçin etra- fımızda dolaşıyorlar ,Relik 9 — Sen istedin ya, Süleyman... onun için göndü- rüyorlar.. hem haydi istersen yavaş yavaş biz de çi- kalım.. saat ikiye geliyor.. Yarın dersin var mif. — Yarın Pazar mı? Evet sekizde...

Bu sayıdan diğer sayfalar: