21 Nisan 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

21 Nisan 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2174—489 Anadoluda bahar - ÇALINAN BESTE (347 inci sayfadan devam) Yalnız bunlardaki hüzün sevinçle, neş'eyle kucaklaşmış bir şekilde canlatımıştı. İnsan, iç dünyanın bir duygu kaynaşışlıyla sarılıyordu okadar, Halbuki, Necib Doğanın Çalınan bestesinde yaşanmış bir ızdırabın canlılığı vardı. Bu hakikaten insanlığın durduğu müddetçe çalınacak bir besteydi!.. Nihayet bestenin son titreyişi, palmiyeler üzerinde söndü. Alkışlıyamadılar bile... Kimsede, kımıldıyacak kuvvet kalmamıştı. Hepsi, samimi duyguların en büyük alkışı en büyük takdiri süküt olduğunu anladılar bu gece|. Çünkü, içlerindeki heyecanları kelimelerin basit çerçivesi içinde küçültmeğe tahammülleri yoktu. Başının üzerinde Türk bayrağı dalgalaniyor- du. Kırmızı beyaz renklerin aşik ve koku ile kucaklaştığı salon huşula dolmuştu. 'Tel tel aklarla süslenen olgun başını, mev- sim çiçeklerinden işlenen bir taç süslemiş. — Devamı var — UYANIŞ 349 a Taklit Tercümeler (339 uncu sayfadan devam ) meniz lâzım. Sonra, bu iki şart da kâfi değil. Fran- sızcayı gayet iyi bilirsiniz, Türkçede de fikrinizi ol duğu gibi fransızea kitapta okuduğunuz cümleyi gayet iyi anlatabilirsiniz, fakat Andrö Gide'i anla mazaınız. Andrg Gide'i - veya bir başkasını - anla- mak demek söylediği cümlenin manâsını anlamak demek değildir, ruhunu anlamak demektir. Andre Gide'in eserindeki havayı tamamile hissetmelisiniz ki tercümenize de o havayı - Türk burnunun ve ağzı- nın alabileceği şekilde - verebilesiniz. O halde, ne oluyor: tercüme edenin o muharriri - yâni yalnız o kitabını değil, diğer birçok eserlerini - okumuş ol- ması lâzım. Bu belki fazla bir şart istemek olur. Fakat ne yapalım: bu lâzım. Çünkü Edgar Vallace'ın veye Agatha Christie'nin cinayet romanlarının tercümele- rinden bahsetmiyoruz: bütün dünyanın bir abide saydığı ve hakikaten ne bir damla fazla harç ile yuğrulmuş, ne de taşında bir pürüz olmıyan binaya benzetilebilecek büyük eserlerden bahsediyoruz. Bun- ları biz bugün kendimize çevirip yarın çocuklarımıza bırakacağız. Yarına kalacak olan bu kütüphanedeki kitapların taklit olmamasına dikkat etmek lâzım değil mi yaf Vahdet Gültekin

Bu sayıdan diğer sayfalar: