14 Aralık 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

14 Aralık 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

52 SERVETİFÜNUN No. 2260—575 EDEBİYATIMIZDA MÜNEKKİT YOKLUĞU ON çeyrek asırda memleke- timizde sanat ve edebiyat hu- susunda ne büyük simalara ve ne de büyük eserlere ma- lik olamadık. Buna cevap olarak ya daha evvel varmıydı? Denecek. Her halde vardı, fakat gene pek az. Çünki İstibdad devrinden ne beklenebilirdi? Bununla bera- ber romanda, Şiirde, musikide ve resimde sayılı bir kaç üstad ve esere malik olmuştuk. Zamanımızda onlar kadar olsun büyük kudret ve kuvvetlere rast gelemiyoruz. Değil yalnız edebi yatta, hatta ilim ve fende de öy: le. Hani âlimlerimiz? Belki yalnız gazetecilikte, ©€&- kiye nazaran, bir farkı var. Mese- lâ şimdiye kadar Falih Rıfkı ka- dar kuvvetli bir gazeteci - edib çıkmadı diye bilirim. Fakat gazetecilik haricinde ye- ni yeni hangi piyesçimiz, hangi romancımız, hangi şairimiz, hangi ressamımız veya hangi heykelti- raşçımız var? Yani bu saydığım mesleklerin birer Falih Rıfkısı çık- madı, onun kadar kuvvetlisine rast gelinemedi. Piyes ve roman yok dedim. Belki bir iki güzel bikâye çıktı. Fakat onlarında ne dereceye ka- dar öz ve şahsi olduklarını bile- miyoruz. Çünki münevverlerimiz okadar Avrupa ve ezcümle Fran- sız edebiyatile meşbudurlar ki ir- ticalen yazsaler bile gene bir kop- ye kokusu vardır. Bizim istediğimiz yüz milli eserlerdir. Anadolunun mahsülünü ve bir türlü bulamıyoruz. Resim sergilerine bakınız bir şaheser yok. Şiirlere bakınız bol- luk içinde yokluk. Hele gromer, uslub, kitabet falan aramayınız. Yanlış dolu ve hatta bazıları bununla iftihar edi: yorlar bile. Edebiyata gelince yok. Yani tam manasile (literer) ede- biyata bir eser bulmak için bir çok arayıp yorulduktan sonra vaz geçip nevümid olmalı. ise yüzde Türk eseri, istiyoruz d Yazan: SUBHİi NURİ İLERİ di Acaba bu kısırlık, bu yokluk, bu aciz nedent Neye yüksek bir şey yaratamı- yoruz? Hele neye beynelmilel bir eseri- miz yok? Kendimizi aldatmıyalım, hele kendimizi hiç de dev aynasında görmiyelim. Çalışmıyoruz, veya fena çalışıyoruz veyahud bir türlü iyi ve olmuş bir eser meydana çıkaramıyoruz. Acaba kabahat bizim mi yoksa muhitin mi? Yani dilimizin mi yoksa noksan irfanımızın mı? Bizde ne büyük sanatkâr ve ne büyük sanat eseri var demiştim, Fakat sanatkâr geçinenlerimizin bunca yokluklarına mukabil inkâr edile- miyen müdbiş bir kendini beğenme- leri var. İşte bu vadide şaheserlere tesadüf etmek kolaydır. Öylelerini bilirim ki, değil yalnız küçük dağlar rı, hattâ büyük dağları bile kendile- ri yaratmış. Her halde bu illet onlara ecdad: dan kalma olsa kerek. Demekki öğünmeği bile kendileri icad etme- mişler, onu bile başkalarından çal- mışlar. Evet biliyorum, bu yazıları okurken benden bazı ismihaslar istiyeceğinizi ve hattâ şimdiye ka- dar baklayı ağzımdan çıkarmadığı- ma kızdığınızı da biliyorum. Fakat siz de şunu iyi bilirsi- niz ki bizim memlekette tenkid denilen mukaddes mefhum şoktur ve daha bir asırda olamıyacaktır. Bu münekkidin cessretsizliğinden değil, belki tenkid olanların taham- mülsüzlüğündendir. Bizde tenkidde medih varsa mümkün ve muteber- dir, yoksa adetâ bir cürüm ve budalalıktır. Okmeydaninda buhur. dan yakmağa benzer, Bunu pek iyi bildiğim ve nef- simde birçok defa tecrübe ettiğim için şimdilik size ismihaş veremi- yeceğim. Fakat vadediyorum. Her- çe badıabâd bazı polar kıracağım. Evet pot kıracağım yâni münekkid:- lik yapacağım. Acaba tenkid olunanlara sabır vetahammülü, müsamaha ve neza- keti kim öğretecek? Yazımı bitir- meden bana söylemek istediğiniz şu sözlere de cevab vereyim: Vakıâ hergün tenkid eden münekkidlerin yazılarını okuyoruz ve ezcümle Nurullah Ataç dostu- muzu tenkid meydanında yap yal- nız görüyoruz. Fakat bence bizde tenkid yoktur ve hattâ münekkid de yoktur. Çünkü bu şimdilik en tehlikeli, en verimsiz bir sanat veya vazifedir. Bizde münekkid olmak için adetâ bir kahraman lâzım. Öyle kahramanları ise göre- miyorum. Çünkü tenkid edilecek hakiki eser yok ki münekkidi de meydana çıksın. Yâni hakiki eser doğduğu gün muhakkak onu tenkid etmek için hakiki Oo münekkidimiz hemen kendini gösterecektir. Harb yokken kahramanlık gösterilmez ki. Bina: enaleyh eser var, münekkid yok; veyahud münekkid var, eser yok olamaz, vapor var duman yok veya duman var vapor yok dene- miyeceği gibi şu halde evvelâ maddei iptidaiyeye gelelim. Yâni tenkid olunacak eser çıktığı gün münekkid hemen vazifesine buş- uyacaktır. Fakat ben bugünkü sanat ve edebiyattan ve bunların saliklerin- den hiçbir yeni ve iyi eser bekle- miyorlar, Binaenaleyh malüm isim- ler ve şöhretleri bir tarafa bırakıp yeni nesilden yep yeni varlıklar ve şahsiyetler beklememiz lâzımdır. Bugünkü nesil inkilâbı ve harbı yaptı. Onlardan başka bir şey bok- lenemez. Bütün ümidimiz yarınki nesillerimizdedir. Türk sanat ve edebiyatını ve hattâ Türk ilim ve fennini yalnız onlar canlandıra- bileceklerdir, Çünkü onlar bizim noksanımızı, hattâ (o hiçliğimizi görecekler ve bundan dolayı da bizden daha iyi yapmak arzusunu duyacaklardır. Bekliyelim... Subhi Nuri İLERİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: