21 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

21 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEMMUZ 1914 Saray-Bosna Faciası Nakleden: H. R. — Kızım Doktor: Semi Ekreme — alg Yazan Emil: Ladvig İmparator, Raporun Altına Hiddetle Şu Kelimeleri Yazdı: Ona Bu Salâhiyeti Kim Verdi. Aptal! Tarihin bu son imparatoru | büyük bir inziva içinde yaşamakta ve kâkimiyeiini de bu inziva arka-, sında saklamasına rağmen adamla- rının sözlerine kulak vermek ıztıra- rında bulunuyordu. Kendi iğreti tahtının dayakları olan askerler, siviller, Almanlar, Macarlar ne diyorlar ? Bunları dinlemek, tetkik et- mek mecburiyetindedir. Yiğeninin o ölümü kendisini müteessir elmemiştir. Ömründe onu zaten hiç çekememişti. Hele | usul ve merasim harici olarak evlenişi, onu, nazarında o dereceye düşürmüştü ki, cinayet haberini aldığı zaman bu bâdiseyi Allâhım | bir intikamı olarak telâkki etmiş ve ilk söz olarak yaverine hita- ben: “Cenabıhak kendisine mey- dan okunmasına müsaade buyur- azl, demişti. “ Esasen Rusya harbe hazır olmaktan uzaktır. Sulhçiliği ma- lâm olan İmparator Fransuva - Jozef için Sırbistanın üzerine yürümek ne derece zahmetli ola- cağını pek iyi anlarım; fakat | Viyana Sırbistana karşı bir harp nümayişi yapmak lüzumuna ka- naat getirdi ise son hâdiseden istifade etmemesi mucibi teessüf olur. Romanyaya gelince Kıral Karolun dürüst hareket etmesi hususuna nezareti ben deruhde | ediyorum. Kıral Ferdinanda öm- rümde itimat etmemişimdir. Bul- garistanın da muahedelere tev- fikan rapt ve ilhakının kabulüne hiçbir itiraz dermeyan etmem., İmparatorun her sözü Macar elçiyi hafifletiyor, saadete gar- kediyordu. Sefarethaneye döner dönmez şifreye sarıldı ve İmpa- | ratorun bu kıymettar sözlerini Vi- yanaya telgrafladı. Halbuki daha İmparator Gi- yomun : ruhunun bir cephesini görmüştü.. Bu mahirane bir vaz'ı sahne olmuştu. Buda şöyle bir mertlik müteakıben ulüvvü cenap | ve semahat ibrazından ibaretti. İmparator daha o mektubu almadan Viyanadaki elçisininin bu hususta gönderdiği raporu okumuştu, — Elçi harp istiyenlere o kadar istical etmemelerini bil- dirmişti. İmparator raporun bu noktasını okurken ucunda bir taç bulunan © uzun O kurşunkalemini almış bu makul sözlerin karşısına kendi elile şu ibareleri yazmıştır: “Ona bu salâhiyeti kim verdi? Aptal! Ona bakma! İş bozuk giderse Almanya istemedi der- ler. oÇirişini Olütfen omünase- ! betsizlik (etmesin... (o Sırplardan kurtulmalı ve yakın bir zamanda kurtulmalıdır. Şimdi veya asla!.., * Sulh o imparatorunu ( böyle hiddete getiren nedir? Daha iki sene evvel Sırplar nihayet denize kavuşmak için Arnavutluğa gir- dikleri zaman Viyana harp iste- mişti. Fakat imparator fikirlerin: Alman Erkönharbiyesi, büyük manevralarda | Ortadaki sat bugünkü Cümhur Relsi Mareşa! Hindenburgtur.) ta “ömlelerde bulâsa ederek geri durdu 4 “Avusturya bine harp met | karşı tedbirsizce sert ve dikta- törce bir tavırla karşı durdu, bu bir tahrik yerine geçer ve ihti- iâtları mucip olabilirdi. Sırbistan Adriyatik (odenizine (uzanmak, orada limanlar edinmek İstiyor; bu arzunun tahakkuku Avustur- Ekirek M eselesi (Baştarafı Linet Sayfada) Vaziyeti iyi anlıyabilmek için bu meselenin bir tarihçesini yap- mak zaruridir. Eski belediye meclisi bir tali- matname hazırlamıştı. Bu tali- matnamede ekmek için (1000) gram, fırancalalar içinde (250), (500) ve (1000) gram esas tutul- muştu. Bunlardan aşağı tartıda ekmek © yapılamıyacaktı. | Halkı tartile ekmek almıya alıştırmak için de “fırın payı, itirazına ni- hayet vermek maksadile ekmek ve fırancalanin (50) şer gram fazla yapılması kabul edilmişti. Ayrıca fırıncılar dülkânların- da terazi bulunduracak ve ber hafta değişen narha göre fazla miktarları bir cetvelle halka bil- direceklerdi. Hiçbir firm bu şarta riayet göstermedi. Bu vaziyet karşısında Belediye İktisat Müdürlüğü yeni bir formül bulmuş ve belediye encümenine teklif etmiştir. Bu formüle göre ekmek her yerde bin gram olarak yapılacak ve hiçbir suretle narhtan fazlaya satılmıyacaktır. Noksan ekmek satılmaması için de icap eden ted- birler | alınmıştır. Encümen bu esası kabul ederse ekmek satışı yeni bir vaziyete girmiş olacaktır. yanın işine gelmiyo: Rusya Sır- bislanm bu amaline müsait gö- ründüğünden bu yüzden Avus- harbe iş Almanyann turya ile bir girdiler ve başına © patlar, çünkü Viyana Petresburgun hü- cumuna uğramış olur, müahede vardır. (Arkası var) Oümpiyat Çıktı Mili Kür :e Organizasyonunun Olimpiyat tarafından nasıl yapıl- dığını, Hamdi Emin Beyin teknik yazılarını, Ankarada yapılan baş peblivanlık müsabakası ile güreş tarifesini, o Olimpiyat likini, son Beynelmilel müsabakaları resim- | lerile göreceksiniz tavsiye ederiz. İstanbul Birinci İlân Memurlur ğundan: Müflis kasap Ahmet Faik Efendiye ait Yedikulede İstasyon caddesinde İlyas Çelebi sokağında 12 numaralı hane eşyası mahal. linde 22-11-9351 tarihine müsa- dif pazar günü sabahleyin saat 9 dan itibaren açık arttırma ile satılacağın- dan taliplerin mahallindeki memuruna müracaatları 931-25 dosya numara sile ilân olunur. Ademi iktidar ve bel gevşekliğine karşı en müessir deva SERVOİN hap- larıdır. Deposu, İstanbulda Sirkecide Ali Rıza Merkez eczanesidir. Taşra- ya 150 kuruş posta ile gönderilir. İzmirde irgat pazarındaki. Trabzonda Yeni Ferah eczanelerinde bulunur, ALLEGRO Meh Apel v4 sen me ven Yİ Bicamlarn. Bile7 48 bu yayan hap MÜJDE — Ahçısından ve yemeğinden şikâyeti olanlara NARİN ZADE LOKANTASI Yağım ve her türlü iptidal maddesini doğrudan dı İstanbulun her semtinde ve her keseye elverişli surette, Is Anadoludan getirir, şelklde evlere abone yapılır. Sultanahmetteki lokantamıza müracast, | vetlilerin İ devam ediyordu. İ daşlarım: | oluyoruz. diye gürledi. | hanımlar dikkatlerini toplamak ! için yerlerinde kıpırdandılar. Me- Bu Sütunda “Hergün Muharriri: Yusuf Necati BİR KONFERANSÇI Hüdai B. kravatını ve saçla- rım bir kere daha yokladıktan sonra salona girdi. Mektep me- zunlannın senelik içtima müna- sebetile bir konferans verecekti. Ağır ve vakur adımlarla kürsüye çıktı, Kendini hararetle alkışlıyan samiinin büyük bir kısmın ya- kından tanıyordu. İlk defa böyle bir kalabalığa hitap edecekti. İçinde gurura karışan büyük bir heyecan vardı. “Hanımefendiler, oBeyefendi- ler!,, diye söze başladı. Sesi bi- raz titriyordu. Fakat, iyi ezber- lenen ilk cümlelerden sonra bü- yük bir itimat ve hâkimiyetle İ mevzuunu açmıya başladı. Sami- i inde ciddi bir alâka uyandırdı- ğmı, arada, sırada başların tasvipkâr bir eda ile sallandığını görüyordu. Geç kalan bazı da- inkıtan o uğratmasına rağmen konferans muvaffakıyetle Hücuma geç- mek sırası geldiği zaman biraz durakladı. bir iki yudum su içti. Kravatın bir daha yokladı ve ellerini kür- süye dayayarak sesinin en gür ve en kuvvetli toni ile; “Fakat... Muhterem meslek- Aldanıyoruz. Bilhassa sele cidden mühimdi. Hüdai Bey, kadmların erkeklerle ayni huku- ka sahip olmalarının cemiyet için faydalı olup olmıyacağını müna- kaşa ediyordu. Onun kanaatine göre: Bugün, kadınlara karşı reva görülen eski tazyiklerin aksülâmelini (e yaşıyorduk. Öteki nekadar muzır ve gayri tabii ise bugünkü vaziyet te o kadar tehlikeli ve zararlı idi. “Sorarım? diyordu. İçinizde hangi aile babası endişeden aza- dedir. Hangi anne, kızınn zâf- ları için gözyaşı dökmemiştir? Hangi erkek, zevcesinin iptilâları için korkulu rüyalar görmemiştir? Hayatlarını kendi iradelerile sevk ve idareye kabiliyetli iseler; bu endişe “bü gözyaşları “ve korku neden?. Değilseler; bu riya.., Sözün tam bu noktasında kürsünün karşısına gelen kapı açıldı. Siyahlar giyinmiş, genç ve güzel bir kadın fütur- suz adımlarla salona girdi. geç kaldığına sıkılmış görünmü- yordu. Bütün başlarm kendisine çevrildiğini o farketmemiş (gibi. Metin hatvelerle sandalyeler ara- i sındaki dar yoldan göçerek en öve geçti. Ve boş bir yer bula» rak oturdu. Samiin arasında bir fısıltı dolaşıyordu. “Hüdai Beyin karısı..,, Filbakika Hüdai Bey gülüm- semiye çalışarak bu hanıma ba- kıyordu. Halinde bir değişiklik vardı. Boyu kısalmış, gözlerinin ateşi sönüvermişti. Tekrar söze başladığı zaman sesinin o ton ve İ imanlı ahengi artık kalmamıştı. “Evet muhterem arkadaşla- rım: Ne diyorduk! Ha, evet, ya- | ni, öyle bir devirde yaşıyorduk ki; küçük arızalar, bazı geçici endişeler bizi, dev adımlarile yü- rüdüğümüz büyük hedeften dön- dürmemelidir. Benim arzettiğim Önündeki bardaktan | Gülünç | basit teferruat Odönüm zaman larma mahsus (oalelâde Ohâdi- sattır. o Bunlar, biçbir (o zaman kadınlığın tealisisi için giriştiği- miz mukaddes cidalin ehemmiye- tini izale edemez. Başlarımız üs- tünde kılıçlar kadar keskin bir riya ile parlıyan hakikat güneşini görmüyor musunuz? Sinsi nazari- yelerin ne hükmü var? İşte, hâ- disat yürüyor. Günden güne bü- yüyerek, her an biraz daha kuv- vetlenerek yürüyor. Kadının kuv- vetindeki sırrı hâlâ anlamadınız mı Bu mukaddes davanın son beş dakikalık tarihçesini hatırlayınız. İstikbalin nasıl vaitlerle dolu ol- duğunu göstermiye kâfidir. Mü- savattan bahsetmiye kim cür'et edebilir? Yaşasın kadın saltanati!,, Hüdai Bey şiddetli alkışlar arasında kürsüden indi. Zevcesi- nin müşfik ve takdirkâr nazarları altında, tebrik edenlerin ellerini sıkarken boram, boram ter dö- küyordu. Yeni Neşri, iyat Yardım Mecmuasi Teşrinsani numarası çok güzel İ renkli bir kapakla çıkmıştır. Ay- da bir çıkan bumecmuada Triko ve yün işleri, Perde,Yastık, Örtü, için beyaz işler, kadın güzelliğine ait yazılar, faydalı bilgiler, k&- ğıttan hendesi şekiller, fenni eğ- lenceler, el işi dersleri, karika- türler, bilmeceler vardır. Her yar zınm büyük ve küçük kıt'ada re- simleri, örnekleri,nümüne leri var- dır. Fiatı 25 kuruştur. ON ALTINCI No. 7 Gazetemizde o beş günle bir vermekte o olduğumuz Patronu bedava almak (isti; “, bü kuponu kesip sal ” is kupon toplayınız. dan pak mamnan Patronlar meyreti den iibaren İsiasbal bir hafta, taşra kariler.nit on gün İçimde kuponlarını gösder- meiilirler. Bu müddet geçtikten Sonra kupdala' Kadul edilmiz Pulsuz o olanlara Patron gönderilmez. Taşra ve İstanbul karileri mizin Patronlarını matbaa- mizdan aldırmaları lâzımdır. Posta ile o gönderilmesini istiyenler e mektuplarına on kuruşluk pul leffetmelidirler.) karilari ala SONPOSTA Yevıai, Siyasi, Havadis ve Ha'k gazetesi — İdare: Alemdar mahallesi Çatalçeşme sokağı Telefon İstanbul - 20203 Posta kutusu : İstanbul * 741 Telgraf: İstanbul SON POSTA ABONE FİATI TÜRKİYE Gelen evrak geri verilmez İlânlardan mes'uliyet alamaz. Cevap için mektuplara 6 kuruşlk pal ilâvesi lâzımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruytar Son Posta Matbaasi çi Kesi Sahipleri Al Ekrem, Selim Neşriyat Müdürü, — Selim Be”

Bu sayıdan diğer sayfalar: