20 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

20 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

X. H (i . v nn Çarın, Alman iImparatoru :dan Aldığı elgrafla HarbiBertaraf Etmek Kabildi *Seferberlik ilâmı mecburiye- tinde olmanı anlıyorum. Fakat benim de senden, benim sana verdiğim şekilde, yani bu ted- birlerin harbi tazammun etmedi- ğine ve müzakerata devam etti- ğgimize dair bir teminat almak isterdim.,, Diyordu. Jagov ve Zimmerman sefare- te çekilen telgrafı muvakkaten olsun — tevkifi hâlâ — düşünmi- yerek — seferberliği men - için saraya giderler, bu kat'l ve mü- him teşebbüs muvaffakiyete ikti- ran etmez, fakat efendilerimiz istifa etmeyi düşünmezler. Filhakika birincisi iki sene ve ikincisi üç sene daha vazife ba- pında - kalacaklardır. Öğleden sonra beşte — saray- dan bir çok otomobiller hareket eder. İçindeki zabitlez Unterden- Lirden caddesinden — geçerken mendiller çıkarup halka sallarlar ve seferberlik!.. Seferberlik!..Diye haykırırlar. Halk hezeyana tutul- muş gibi her tarafa koşmıya başlar. * Hariciye nezareti ilânı harp nolasımı Fransızca olarak yaz- mış ve suretlerini Petresburg sefaretine — tebliğ ettirmiştir. İki müsveddeden birisi red cevabı alındığı, — ikincisi —ise — süküt karşısında — kalındığı takdirde Sefir, şifrelerin hallinden sonra beş dakikada yola çıkmış ve her iki müsvedde de cebinde ola- rak Sazanof'a mülâki olmuştur. * Son teşebbüsüme bir ce- vap vermesini üç defa tekrarla- dıktan sonra ilânı harp notasını — kendisine okudum. ,, Filhakika sefir notayı oku- muş. Okuduktan sonra masanın üzerine bırakmıştı. Sefir odadan çıktıktan sonra nazır kâğıdı aldı ve Almanyanın iki ilânı harp notası karşısında olduğunu gördü. Notada şöyle deniliyordu: * Rusya bu talebime muvafa- kat etmediğinden (bu talebime cevap vermek — mecburiyetinde — olmadığını za'mederek) ve bu reddile (ve bu muamelesile) ha- rekâtının Almanyayı istihdaf et- tiği anlaşıldığından, hükümetim B namına zalı asilânelerine hususu — atiyi iblâğ ile müşerref olurum; Alitebar — hükümdarım — meap Kayser Hz. kendini muha- rebeya davet edilmiş olmak mev- künde bulduğunu, imparatorluk — namına ilân eder.,, Notadaki ibareler aynen bu- “dur. Sefir hartanın inkişafına — rundan — göre müleriza haricinde veya dahilindeki — ibarelerle — tebyiz — edecek, yeni bir nota yazacaktı, — yazamamıştı. Gösterdiği bu mü- sarcate ne demeli idi? * Gece Çar, Alman imparato- yeni bir telgraf alır. Buna göre son dakikada harbi bertaraf etmek yine kabil ola- caktı. Bu telgraf Berlinden, - — TEMMUZ 1914 Umumi Harp Nasıl Patladı ? Nakleden: H. R. — Kınım Doktor: Semi Ekreme — Yazan: Emil Ladvig Avusturya - Rus hududunda, Avusturyanın harp hazırlıkları ilâmı harp notasından tam Üç saat sonra çekiliyordu. Hudutlara tecavüz edilmemesini ve binaen- aleyh harp ilânının lâfzt kalmasını istiyordu. Altında Wily imzası vardı. Çar yeniden ümide düştü; dü- Bizim Daktilo Şark Yıldızı Selma Hanı- min hatıratı iki, üç güne kadar bitiyor. Selma Hanımın — yerini, hergün gördüğünüz, — bizim içli, hassas, ince daktilomuz alacaktır. BİZİM DAKTİLO: Kevser Hanımdır. Sekiz on seneden- beri başından geçmedik ma- cera — kalmamıştır. ( Bizim Daktilo ) sizi Selma Hanımın hatıratı kadar ve belki ondan ziyade alâkadar edecektir. şündü : Bu harp ilâmı notasını iptal veya hiç olmazsa şarta talik demektir, dün yaverimi Berline yolladım, askerlerim hudut bo- yundadır, henüz herşey yoluna konabilir... Dedi. Hemen Sazonof'a telefon etti. Papaslar Gandinin Tahliye Edil- mesini Teklif Ettiler Nevyork, 19 (A.A) — M. Makdonald'a gönderilen telgraf- name, Gandinin — istihlâsı — ve Hint meselesinin - halli - için bir iştiraki mesaiye ait bir hitap teşkil etmektedir. Bu telgrafname, — aralarında bir hahamla iki piskopos bulu- nan Cemahiri Müttahidenin 106 ruhani İlideri tarafından imza edilmiştir. Bir Casus Kaçtı Strasbourg, 19 (A.A.) — Geçen. lerde 4 sene hapis cezasına mah- küm edilen casus Paul Ohrig, ye- ülden istlevap edilmek Üzere müs- tantik — aezdinde bulunurken — firar etmiştir. | | | sen eee —a » | Buhranın Tesiri Telgrafı bildirdi. Derakap Ak man sefirini çağırmasını tavsiye etti. Sabahın — dördüdür, — güneş doğmak Üzeredir. Sefir Kont pourtalös bütün gece eşyalarını sandıklamış, — bavullarını — hazır- latmıştır. Bu sırada da telefon çalmış- tır. Bu hatiften bir ses midir? Makineyi eline alıyor ve kendisi- “ne ilânı harp ettiği Meclis Rei- | sinin sesini duyuyor. Ve düşünü- yor: Çar ne almış olabilir? İm- peratordan yeni bir telgraf mı? Sazonof — telgrafın — metnini okur ve bunun Kayser tarafından Berlinde — telgrafhaneye — kaçta verdirildiğini söyler ve sorar: —Bu telgrafı sizin — ilâm harbınızla nasıl telif edebilirim? Aptal ve cant diplomatlar bir defa daha akıllarını kaybet- mişlerdir. Son bir defal... Bu fânda —Alman kontu nasıl bir ilhama ram A Telefonda vereceği cevap şu değil midir? — Geliyorum! Hemen şapkasını almalı ve bir otomobile atlamalı değil midir? Çabucak gidip telgrafı veya su- retini görüp, okuyup, düşünüp icabına tevessül etmeli değil mi- | dir? ( Arkası var ) İngilizler —î;;y_ıre Yap- maktan Bile Vazgeçiyorlar Londra 19 (A.A) — Dünya- nın en muazzam deniz tayyaresi olarak inşa edilen ve (40) yolcu taşıyacak olan bir tayyarenin ingası, iktısad! sebepler dolayı- sile durdurulmuştur. Mektep Müfettişliği llk Tedrisat Müfettişliğine ta- lip olan muallimlerin dün Maarif idaresinde imtihanları yapılmıştır. Gayrimlbadiller -Arasında Gayrimübadiller arasında bir çiftük — meselesinden ihtilâf çıkmış, idare beyeti azasından bazıları istifa etmişlerdir. Söylen- diğine göre (600) bin lira kı metinde bulunan Trikoplis çift- liği bazı gayrimübadillere (400) bin liraya satılmıştır. de mi? HİKÂYE Bu Sütunda _Hergün Nakıli: M, Feridan Biraz l_) 1 Aşk Sait, Talât, Emin (Üçünün yaşı cemedilse sekseni bulmaz) a dÜLER l Sait — Fena değill — Senin söylediklerini — iyi dinliyor mu bari ?. Talât — Dinliyor. Sonra eli- ne bir iki lira sıkıştırıyorum gi- diyor. Bir hafta sonra cuma günü yine buluşuyoruz. Sait — Böyle maceraları çok seviyorsun. Anlatışından belli. Talât — Ne yaparsın, genç- lik bir daha ele geçmez ki. Sait — Bu kızı ne vakitten- beri tanıyorsun ? Talât — Epey oluyor. Biray kadar var. Artık ayrılmak zama- nt yaklaşıyor. Sait — Şimdiye kadar böyle çok kadın sevdin mi ? Talât — Çok.. Adedini Allah bilir. Emin — Sen bilmiyor musun? Talât — Hayır. Emin — Ben daima bir def- tere kaydederim. İnsan hayatında sevdiği kadınların adedini bil- mezse ne işe yarar ? Talât — Bak bakalım defteri- ne, şimdiye kadar hayatından kaç kadın geçmiş. Emin — Sen alay et. İçinizde benim kadar çok kadın değişti- ren yoktur. Sait — Demek sen — kadın koleksiyonu yapıyorsun ? Emin — Evet. Talât — İstatistik cetvellerin de var mı ? Emin — Var. Ben keyfiyet- ten ziyade kemiyet taraftarıyım. Talât — Detferinde kaç tane kadın ismi yazılı ? Emin — İki yüz on dört. Talât — Kaç yaşındasın ? Emin — Şabanın on doku- zunda 23 yaşına basacağım, Sait — Tebrik ederim. Talât — Kolleksiyona devam edecek misin? Emin — Niyetim var. Talât — hepsini ayrı ayrı ha- tırlayor musun? Emin — Tamamile. Talât — İkiyüz ondördünü- Emin — Evet, Hepsi teker teker gözümün önünde. Sait — Ne kuvvetli hafazası varmış bu çocuğun? Talât — Bu kadınların içinde betbaht olanları da vardı değilmi? Emin — Ne münasebet ? “Talât — Tabil. Terkedildikle- ri zaman intihardan bahsedenler falan olacak, Emin — Ben — onların beni sevmelerine — vakit — bırakmiyo- rum ki... Sait — Bu —şerait — tahtında bedbaht olmıya inkân yok. Talât — Sen kalpsiz bir adam- sın, Emin — Ben asrımın adamı- yım. Kalbi ne yapacağım ? Hayata lüzumundan fazla ehem- miyet vermem ve onun ne büyük bir kepazelik olduğunu bilirim. Buna — rağmen içim bir damla su kadar saf ve berraktır. Sait — Ne suyu? Terkos mu? Emin — Alay etme Sait. Şimdi ben çok ciddi konuşuyo- rum. Sen kadınları istihfaf edi- yorsun, fakat bilmiyorsun ki ha- yatın boş yere geçiyor. Bu boş- luğu birgün hissedeceksin, fakat © gün iş işten geçmiş olacak, Sen ne aşkın ıztırabını. ne de lezzetlerini tattın. Büsbütün his- siz bir adam olmak iyi bir şey değil. Sait — Demin kalpsiz oldu- ğunu — söylüyordun. — Şimdi de hassasiyetten dem — vuruyorsun. Hele senin gibi bir adamın aşk ıstıraplarından — bahsetmesi pek gülünç oluyor. Emin — (Ciddi) Aşk bana istirap verdi. Bu sözüme inanma- nızı rica ederim. Bundan iki sene evvel bir kız seviyordum. Ebe- veymni.. Talât — Kısa kes. Emin — Kesiyorum. Bu kix bir gün: “Sizi seviyorum!,, diye- rek kollarımda can verdi. Zavallı bir kalp buhranına kurban gitti. Bana: “Siz,, diye hitap ediyordu. Öldüğü zaman içimde, buramda bir şey sızladı. Bilmem anlata- biliyor muyum? Sait — Anlıyorur. Emin — Bu kızın vefatı bem- de fena bir tesir bıraktı. Dirilecek olsa kimbilir belki bir daha severim. Güzel, çok güzel bir kızdı!.. Bu felâketi bir türlü onutamıyorum. Âdeta içimde yer etti. O gittikten sonra bir iki hafta kadar biçbir. kadının yü- züne bakamadım. Bu büyük bir aşk ıstırabı. değil mi? Fakat bu acınin iyi tarafı da var: Bu gibi acıklı vak'alar ham — insanları adeta bir kavun gibi kemale erdiriyor. Fakat bu kadar kâfi.. Artık başka şeyden bahsedelim olmaz mı? Çin - Japon kavgaları hakkında ne düşünüyorsunuz? SON ç- Ekmeğinizi tartırınız. Narh tartı üzerinedir. Aldanmayınız!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: