26 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

26 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—-. Bir Ölunun Hatıra De/lenndcn HAİNLERİN İÇ YÜZÜ — Yüz ElliliklerNasıl Gittiler, NeYaptılar HAİNLER, MEŞHUR ŞHUR “BEKİR SUBAŞI,, HİKÂYESİNİ DİNLİYORLARDI HAYRAN — 39 Roza Tevfik, ümmi yoldaşın neyi telmih ettiğine birdenbire intikal edemedi, istihzaya girişti: Kara Davuttan kıssa mı hikâye buyuracaksınız? — Kara Davuttan değil, rihten! — Demek tarih ile de ülfe- tiniz var. Bunu öğrendiğime mem- nun bldum. Hikâyenizi dinlemekle memnuniyetim artacaktır. Şaban ağa, alık filozofun is- tihzasına ebemmiyet vermedi. On birinci asırda Bağdadı İranlılara teslim eden Bekir Subaşının ma- cerasını hikâye etti. Ümmi adam, nereden dinlemişse dinlemiş ve © vak'ayı bültün — tafsilâtile bellemişti. Şimdi kendine mahsus olan, kalın üslüp ile ve fakat mütees- sir bir sesle bellediklerini anlatı yordu. Her iki Zeymelâbidin, Mustafa Natık, Muhiddin, Fevzi, Osmanlı tarihinin bu pek meş- hur olan sayfasını bilmiyorlardı. Mustafa Sabri de, Bağdatın o devirde alınıp verildiğini bilmek- le beraber subaşının — akıbetini tamik etmiş değildi. Bu sebeple dikkatle Şahan ağayı dinliyorlar- di. O, yapıştıracağı silleye düş- manının yüzünde münasip yer ta- arıyan kuvvetli bir adam gibi kelimelerine itina ederek söylü- yordu: — Bekır subaşı, vali olabil- mek için devlete ihanet etti. Bağdatı Acemlere teslim etmeyi kurdu. Davet ettiği İran ordusu gelinceye kadar İstanbulda kem- disine vezirlik payesi ve valilik emri — gönderilmişti. Bu sefer. yaptığı işten pişman oldu, İran or- dusunu geri çevirmek istedi. Fakat İranlılar, onun oğlunu elde ettiler, tıpkıfbabası gibi habis ruhlu o'an HAYRAN Bekir Subaşı, vali ola- bilmek için devlete iha- net etti, Bağdadı Acem- lere teslim etti, babasını öldürttü ve nihayet ken- disi de.... İşte biz de birer Bekir Subaşıyız!. baykuşlar, tam beş gün bir yere çıkmadılar, — çıkamadılar. Otel, içinde pis hastalık zuhür eden evler gibi, adeta tecrit edilmişti, sıkı bir tarassut altında bulun- duruluyordu. Bu tarassut, onların dııırı çıkmaması için değil, hıl- Erkeklere Taş Çıkartan Kahraman Bir Kadın (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Islık çalyor. İlerliyoruz. Kes- | fırlıyor. Yılanı kuyruğundan yaka- kin bir ses soruyor : — Dur ! Davranma, kimsiniz? Cevap veriliyor ve yaklaşılı- yor. Bu, 12 saat evvel Bursa vilâyetine kaçakçılığı ihbar eden Ayşe Hanımdır. Erkek zannedilecek kadar iri, yarı, eli tabancalı bir. kadın. Hayret ediyor ve susuyoruz. O, fütursuzca ve sanki bizim hayretimizi hissetmiyormuş gibi kaçakçıın evini gösteriyor. İçeri giriyoruz ve dediği gibi bir hay- li tütün, bir çok cıgare kâğıtları yakalıyoruz. Şimdi dönüş başla- mıştı. Muhbir Ayşe H. bize yaya ( olarak refakat ediyor. Vakit öğle üzeri,hava sıcakça, yolun kenarın- dan iki metre uzunluğunda bir yılan fırlıyor. Eller derhal tabancarın tetiğine gidiyor. Hepimizin endi- şesi, yaya yürüyen Ayşe Hanıma va genç adam, kale kapılarını İrın- bir zarar gelmeıindedir Fakat hlara açtı, babasını da - eli ve ayağı bağlı olarak - Acem şahı- na teslim etti. Şah, Bekir suba- şıyı zift dolu bir kayığa koy- durdu, — zifti ateşlettirip kayığı Dicleye bıraktırtlı, 0, cayır cayır anarken — oğlunu çağırdı. “Ba- iııı. vatanına — hayrın — ob- madı. Bana nasıl sadakat gös- terebilirsin? dedi ve onu da babasının arkasından cehenneme yolladı. Ümmi Şaban, hikâyeyi bitir- dikten sonra ilâve etti; — Tarih, tekerrürden ibaret ise telâş etmemek gerek. Çün- Ki biz aşağı yukarı, birer Bekir su başıyız, birer Bekir su başı za- deyiz. İskeneriyelilerin bizi ateşe verip yakmak istemelerine niçin hayıflanıyoruz ?... Rıza Tevfik, bu beliğ misal ve ağır mukayese karşısında söy- liyecek söz bulamadı, işi maska- ralığa çevirdi. Yahudi ağıı — bir. cümle savurdu ve mütcakıben esnedi, gerindi, bir köşeye uzanarak ho- murdandı : — Ben yatıyorum. Allah he- pimize rahatlık versin. x Osmaniye otelinde tüneyen SON POSTA kın ölele hücum etmemesi için yapılıyordu. Firariler de bu m- ameleden son derece memnun | ve müteşekkir — bulunuyorlardı. Çünki otele indiklerinin - ertesi günü çıkan bütün Mısır gazeteleri, | rıhtımda ve otel önünde yapılan | nümayişleri uzun uzun yazmışlar- dı, dört gündenberi firarilerin tercümei hallerini neşrediyorlardı. İskenderiyede çıkan “Vadiyülnil,, Kahirede neşrolunan Elmukattam ve Elehram gibi büyük gazeteler ilk sayfalarının birkaç sütununu baykuşlara tahsis etmişlerdi. ( Arkası var ) To, olduğu yerden bir ok gibi hyor, bir baston gibi havada bırlnç defa salladıktan sonra - başını ' yere çarpa çarpa öldürüyor. Biraz evvel duyduğumuz hay- ret, şimdi dehşete inkılâp etmiştir. | , Fakat Ayşe Hanım, yine aldırmı- yor. Çünki, anlatışına göre, tarlada çalışırlarken köy kadınları ile şa- kalaşarak, toprak ve ot arasından çıkan yılanları biribirinin üzerine fırlatmaları çok olur. O, gülüyor ve biran düşündükten sonra biz şebirlilerin hayatından hu garip şakalara şu misali gösteriyor: — “Siz şehirlilerin tıpkı top oynamanız gibi | * Millt Mücadelede Türk kadı- ninin — gösterdiği — kahramanlığı havsalaları pek almıyanlara Ayşe Hanımı — canlı - bir. delil gibi gösterebilirim. FERIT ——— mmam eee Bırıbırıle Bır Tü rlü Anlaşamıyan İki Daire (Baş tarafı 1 inci sayfada ) lira verirdi. Şimdi bunu kes- Ü. Ve (Evkafı memzuce) ta- biri çıkardı. — Vakıfların — şekli karışık olduğu - için pırılınnııı rılmağının da müşkül ol Xdıı ediyor, diyor ki: Biz le— diyeye milyonlar değerinde bir sermaye verdik, daha ne ister? Elindeki serveti işletsin ve kazansın. Esasen bu su paralar- n biz âşardan aludık, âşar kalktı, para da kalmadı. Mezarlıklar işine gelince: Geçen sene hazirandan itiba- ren bütün mezarlıklar Belediyeye geçecekti. Bir heyet, üç nusha üzerine bunların bir — defterini yaptı, birtanesi evkafa — verildi. Tastik olunup iade edilecekli. Evkaf bu defteri iade etmedi. Çıınk“ kanaatine çöre kanunun * Mezarlıklar devrolunur,, tabirile meselc halledilmiştir, ayrıca mü- hürlü senet verip almıya lüzum yoktur. Belediye ise aksi kanaattedir. Ayrıca bu mezarlıklara ait vakıf binaların, akarların, varidatların da kendisine verilmesini istiyor. Çünki satılacak bir mezarlık üzerine her hangi bir masraflı tesisat yapılsa, Evkaf ileri de müşkilât çıkarabilir, hak iddia edebilir. Belediye, son defa yaptığı müracatla da — cevap alamazsa protesto yoluna girecektir. Çünki şimdiye kadar Hürriyeti Ebediye için ( 780 ) lira almış, diğer me- zarlıkların da beş parası olmadı- ği cevabile karşılaşmıştır. t ILÂN Amerikaya gitmiş olan Elâziz Vi- Iğyeti Palu kazası mülhakatından Künbet kariyeli Yusuf oğ'u Hasanın revce ve çocukları hakkında her ki- min malümatı varsa İstanbulda Ame- rikan Ekspres kumpanyası vasıtası- le F, S. P. namına tabriren müraca- atları rica olunur. A;;na Meklubu Yetmişlik Bir İhtîyar Alt- mışlık Karısını Öldürdü Adam, Bütün Malini Başkalarına Aç Bırakıyordu Dağıtırken Karısı - Atina, 22 ( Hususi ) — Son günlerde, Yunanistanda birtakım içtimai haileler oluyor. Bunlardan bir tanesi de ehiren Korfoda, pek | vahşiyane ve tüyler ürpertici bir şekilde icra edilmiştir: Stepan Korakiyanidis isminde yetmişlik bir*ihtiyar olan katil 60 yaşında bulunan zevcesile 45 senedenberi gül gibi — geçinip gidiyorlarmış. Bu ihtiyar karı kocanın çocuk- ları yokmuş, yetmişlik — ihtiyar çok tutumlu bir adam olduğundan epeyce bir servet ve arazi sahibi | olmuş, Fakat son üç sene zarfın- da bütün arazisini ve varidatını köylülere tevzi ve bahşetmiştir. Bu garip tabiatlı koca, karı- sını büyük bir mahrumiyet içinde yaşatır, karısı daima açlıktan şi- kâyet eder dururmuş. Kadın, bir gün kocasına yine açlıktan şikâyet edip sızlanıyor- muş. Yetmişlik ihtiyar — kızmış, odun baltasını kaptığı gibi karı- sının boynuna indirmiş ve zavallı kadının kafasını bir darbada be- deninden ayırmıştır. İhtiyar cani elini kana buladıktan sona vazi- yeti kavramış, bahçede bir çukur açarak karısının kafasını çukura gömmüştür. Fakat çok ihtiyar olduğundan ve gücü kuvveti yet- mediğinden cesedi yerinden oy- natamamıştır. Bunu üzerine cesedi yakmıya karar vermiş ve gaz yağı döktük- ten sonra ateşlemiştir. Alevler yükselmiş, etrafı sarmıya ve fe- na kokular neşretmiye başlamış- tır. Alevi gören kokuyu duyan köylüler bunak caniyi cürmü mqhul halinde yılıılıııııludır .Amerikan Landrüsü Mavi Sakal Namındaki Cani İdam Edildi Nevyork, 25 ( Hususi) — Mavi sakallı namile maruf olan Harri Puer ismindeki cani idam edilmiştir. Puer birçok zengin dul kadınlarla evlenmiş, bunların mirasına konmak için - zavallıları boğazlamıştır. Bu caninin kaç defa evlendiği ve kaç kadımı öldürdüğü malüm değildir. Yalmız son cinayeti meydana çıktıktan sonra bahçe- sinin bir köşesine' gömülü 5 ka- dın cesedi dahâ bulunmuştur. Karılarını boğazlıyan bu adam bütün — muhakeme — safahatında gürmünü inkâr — etmiştir. İdam kararı tebliğ edilirken de katil olmadığını ve masum bulunduğu- nu söylemiştir. İdam mahkümu, idam edile- ceği dakikaya kadar affedilece- siııl ümit ediyordu. Son dakika- a üsülen kendisine verilen ye- meği ve sigarayı reddetmiştir. FOSF ŞARK Kullanınız.. Her Zafiyeti umumiye, iştihasızlık ve kuvvetsizlik halâtında büyük faide ve tesiri görülen: Hulâsası ve kasabalarda Şşayi olunca, halk nefretini izhar için katili linç etmek istemiştir. Katil askeri bir kuvvet muhafazası altında Adli- ye teslim edilmiştir. Mahnı başkasına dağıtan, fa- kat karısını aç bırakan bu ibti- yarın bu cinayeti işlemesindeki hakiki saik anlaşılmamıştır. | j Katledilen kadın Cinayet civar köylerde Rıdyo Programları - ea Bugünden ılıhg'ıren sekizinci | sayfaya nakledilmişlir. Program- lar bundan sonra İstanbul saa- tine —tahvil edilerek — tanzim edilecektir. Dr. Aristidi Emrazı zühreviye tedivihanesi Eminönü Han ( Sabık Karakaş ) No 8 #Fotoğraf Tahlili Kupıııu Yabirilaldi öğrenmek ist yorsımr fotoğrafının 5 adet k ipon a bi likte gönderlalz. Fotoğrafımnız mcaya tabidir. ve iade edilmesz ATLI MALT eczanede satılır

Bu sayıdan diğer sayfalar: