30 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

30 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

130 Mart — HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz ElliliklerNasıl Gittiler, NeYaptılar Bir Ölunuıı Hatira Defterinden : e B Vaziyet, İâtifeye müteham- mil — değildi. Fakat — Şaban Ağayada — birşey — söylenemez- di. Çünki o, kendilerinden zeki olduğunu ispat etmişti ve bu mektuptan bir şey çıkmıyacağını zamanında söylemişti. Binaenaleyh ona taarruz etmek doğru olamaz- dı. Yapılacak şey, süslü bir zarfa konulup geri gönderilen arzuba- lin satırlarına ümitlerini sarmak ve bu kâğıdı kara bir kefen gibi topraklara gömmekti. Kürt Zey- pelâbidin, umumi sersemlikten bilistifade bu işi yaptı, multantan arizayı Riza Tevfiğin elinden ka- parak — yırttı, yırttı, parçalarını odanın dört köşesine savurdu. * İki gün daha geçti, firariler yine mahbustular ve artık me- yustular. Büyük komiserden son- ra parlâmentolara, kırallara übk timatomlar yazacağını - söylemiş olan Rıza Tevfigin © caşkun azmi çoktan sönmüştü, ağzını kelpetenler açmıyordu, kulağına biç birşey girmiyordu. Sabahtan akşama kadar karyolasına uza- “mp düşünüyordu ve düşünmek- ten yorulunca uyuyordu. - Birleşip oturdukları odada bir mezar sükütu vardı. Arasıra Muhiddin Paşanın öksürükleri — işitilmese bepsinin “ eshabı kehfin köpeği gibi , kıvrılıp can verdiklerine inanmak lâzımgelecekti. Bu menfur sessizlik devam edip giderken Konyalı hoca, mu- vakkat bir harekete sebebiyet verdi. O, Kahireye uzattıkları elin boş döndürüldüğü dakika- danberi para meselesini tahlil ile meşgul oluyordu. İskenderiyenin basit bir otelinde bir nevi mah- pus vaziyetinde yaşamak için de paraya lüzum vardı. Halbuki ken- dilerinde o vaziyeti aylarca devam ettirecek sermaye yoktu. Belki içlerinde biraz para tutanlar mev- cuttu. Fakat onlar, servetlerini orta malı yapacak kadar feda- kâr değillerdi ve Süleyman Şe- fikın gösterdiği misale uyup mu- hakkak kaçacaklardı. Hoca Zeynelâbidin, işte bu noktayı uzun uzun düşündü ve herkes — kendi âleminde bülya kurup dürürken - kalın ensesini oynattı: — *Arkadaşlar, dedi, ballolu- nacak hayati bir mesele var. Rıza Tevfik, tashih etti: —Mesele değil, meseleler var. Fakat hal için anahtar yok. — Ben © meseleleri kendimce tasnif ettim, en mühimmini ayır- dim, birlikte konuşulmak özere ortay atmak istiyorum. Malüma, iki el bir baş içindir. Biz de elle- rimizi başlarımızın selâmelti için kullanalım. Yine filozof cevap verdi: —Ne yapalım, ellerimizi kopa- rıp kulağımıza mı takalım? Yerin- de — faydası olmiyan — o ellerin c miyor, kulağına hiçbir şey girmiyordu. Sabah- tan akşama kadar kar- yolasına uzanıp düşünü- yordu ve düşünmekten yorulunca uyuyordu. Bir- leşip oturdukları odada bir mezar sükütu vardı. küpe olunca da hayrını göreme- yiz. Başımız da boş, elimizde! — Canım efendim, “ Lâtak- netâ min rahmetillâh ,, buyurul- muştur. Yese düşmek müminler için reva değildir. Şöyle başbaşa verelim, yaşamak yolu bulalım. — Benden paso.. Çünki ben mümin değilim, mülhit değilim, bir sersem filozofum. Artık had- dimi bilmek isterim. Müzakere için, münakaşa için dudağımı bile kıpırdatmam. Siz konuşun, zekânızı külünk yapın, şu çıkmazı yakın. — Ben para için istişare edelim, diyecektim. Para kelimesi, onlar için ha- kiki “İsmi âzam, hakiki “İsmi celâl,, idi. Binaenaleyh canlan galar; ; kamakdamdılar zi y eucuğiki dinlemiye koyuldular. O, cerrar- hğa alışan her yobaz gibi pratik bareket etti ve en kolay çareyi gösterdi: — Yaşamak mecburiyetinde- yiz, değil mi? O halde para bul- malıyız. Sikke kesemeyiz, dük- kân açamayız. Memleketimizden para getirtemeyiz. O sebeple dü- şündüm, düşündüm, hayrı sever zenginlerin mürüvvetine müracat etmeyi münasip gördüm. Ne der- siniz, bismillâh diyip teşebbüse girişelim mi? Şaban ağa, dayanamadı: — Keşkülümüz yok. — İlkin onu temin buyurunuz, sonra kol | RIZA TEVFİĞİN O COŞKUN AZMİ ÇOKTAN SÖNMÜŞTÜ l Ağzını kerpetenler aç- kola girip sokaklara düşelim, dilenelim. — Hayrat ve hasenat sahip- lerinden yardım istemek dilenci- lik değildi.. Müminin mümine yardım etmesi de farzdır. - Arkası var - Hergün Buğday Ilîes_elesinin Yanında Tiftik Meselesi Muharrem B üncü sayfada ) Bütün mensucat fabrikalarının yüzde bir miktar misbetle, mem- sucatına tiflik ilâvesi mecburiyeti vazolunursa, o zaman stokların istihlâki temin edilir. Hükümet, sayım vergisine karşılık aldığı tiftikleri piyasaya çikararak meb- huz zararı telâfi eder. 3 — Fabrikalarımızın bu su- retle çıkaracakları kumaşları sarf için, daima © kumaşların tercihi hakkında memurlara, mekteplere, askerlere bir mecburiyet tahmili hem mümkündür, hem de ulvi- dir. Biz, bu mevi ihracat emtiamıza, dahildeki — istiklâkâtı- mızı tanzim etmek ve meş'ur bir hale getirmek suretile himaye et- mezsek, istihsal maddelerimizi devamlı bir hezimetten kurtarama- yız. Tiftik meselesi köylü ve tüccarın bayat ve refah mese- lesi olmuştur. — Nitekim, — ya- | pağı, afyon ve yumurtalarımız da böyledir. Muhterem Türk Matbuatının ve Türk iktısatçılarının bu - canlı I dava üözerinde sarfedecekleri fikri | gayret memleket olacaktır.,, Eskişehir zahire borsası reisi | Mıılııımnı ( Baştsrafı için —meşkür Yanlışlıkla Tevkif Ve Mu- hakeme Edilen Bir Köylü (Baştarafı linci ııylıııııdıllr) bir yanlışlık olmuş, Kandireye tabi Sadıklar köyünden Eşref oğullarından Halil İbrahim yaka- lanacak yerde Tekkenişinler kö- yünden Osman oğlu Halil İbrabim tutulmuş. Bu yanlışlığa mülehhif olan hâkim sordu: — Tevlafinin sebehini niçin sormadın? Yan'ış yere maznun mevkiine oturtulan köylü cevap verdi: — Efendim, köy eşrafından biri seni hapsetlireceğim demişl', Ben, o yaptırdı, zannettim. Çok çile çektim, işlerim yüzüstü kaldı. Halil İbrabim derhal -serbest bbırakıldi ve diğerinin celbine karar verildi. Son Posta: Haddi — zatında büyük bir ehemmiyeti mevcut değil gibi görünen bu hâdise, bilâkis memleketin derin bir derdini İıîı daha — orlaya vurmuş olı.ı)or ve gösteriyor — ki köylü, eski zamandan kalma itikadile eşraftan birinin “Seni hapseltireceğim, — tehdidinin er, geç yerine geleceğini zannediyor ve böyle bir yanlışlığa uğrad ğı zaman hakkını arıyamıyor, sora- | muyor, uğradığı her kazanın eş- raftan geldiğini peşinen kabul eldiyor, Bu eşraf derdi, artık toplan halledilmek gerektir. Dilsizier - Toplanıyor Sağır ve dilsizler den: 1-4- 932 Cuma günü ce- miyetimizin senelik kongresi ak- tedilecektir. Bilâmum azanın mezkür gün- de saat 13te Şehzadebaşında Letafet apartımanında — cemiyet merkezinde ispatı vücut etmeleri cemiyetin- ilân olı.ıııı | mişti, bir itiş.. SEĞEA D E İ İNi c Zei vetta e BAA AA Sağfa ” n Tayyarecıhk Âlemihtde Mühim Bır Keşif (Baş tarafı 1 inci sayfada ) miliği tayyarenin kanatları sökül- mek suretile gövdesini sahibine iade etmiye muvafakat etti. Sovan, bu muvaffakıyetinden memnun olmuştu. Yanına karısı- nı ve makinistini aldı, tayyarenin gövdesini bir kamyona - yükletti ve Dmiy şehrinin epeyce ilerisin- de bir uçurum kenarına naklettir- di. Daha evvel beraberine bir foto muhabiri almayı da unutma- mıştı. — Tayyarenin — nakledildiği noktanın adı. La bar kupedir, Burası, 300 metre yüksekliğinde altı kayalık ve uçurum bir yerdir. Sovan, burada yapılacak manev- rayı tarif etti: Kendisi tayyarenin içine girecek, kapaklarınmı kapa- tacak, karısı ile makinist tayya- reyi uçurmun kenarıma sürecekler ve iyice vaziyet verdikten sonra aşağıya ineceklerdi. Sovanın ka- nısı evvelâ bu faciaya razı olmak istemedi. Fakat kocasının ısrarı ve verdiği teminat üzerine muva- fakat etti. Bu sırada, yeni evli bir çift yoldan geçiyorlardı. Alınan ter- tibatı görünce bir sinema filmi çevrildiğine zahip oldular ve yan- larına yaklaştılar. Sovan, bu suüretle tecrübesi için iki şahit temin etmiş oluyor- du. Bu sırada civar köyün Bele- diye Reisi ile muhtarı ve korucu- su da vaziyetten şüphe ederek koşup gelmişlerdi. İki gayriresmi şahide üç resmi şahit te ilâve olmuş bulunuyordu. Sovan, hakiki maksadını giz- Tiyerek bir tayyare tecrübesi ya- pacağını söyledi, bu zevattan resmi bir zabıt tutmalarını rica etti. Muvafakatlerini aldı, bunla- rın bellerine ip bağlıyarak uçu- rumun dibine indirdi. Sonra ken- disi de hazırlandı, tayyareye bindi, her tarafı kapadı, iki dakika son- ra haşin bir. gıcırtı ile birkaç devir yapan tayyarenin tekerlek- leri onu uçurum kenarına getir- Ve tayyare boş- hıkta kayboldu , * Uçurumun — dibinde manzara daha müthişti. Hamur haline ge- miş, biribirine geçmiş bir yığın demir parçası, kayalara çarparak yuvarlanan tayyarenin husule ge- tirdiği canhiraş gürültüyü ise tarif mümkün değil. Bir an içinde müthis bir iştial başlamıstı. Tays yarenin benzin deposu patlanış, yanıyordu, Madam Sovan, yük- sekten bu manzarayı — görünce deli gibi olmuş, kendini uçurum- dan aşağı atmak istiyordu. n Zorla kollarından tuttular, mi- ni oldular, Kadın, bu müthiş sas demeye mukavemet edemedi ve bayıldı. Tayyarenin makinisti de endi: şe içinde idi Hemen koştu, tay- yârenin yan sürgülerini çekti. Tayyareci Sovan, yüzünde müs- tehzi bir tebessümle dışarı fırladı. Hemen zabıt tutüldü ve der- hal bir telgraf çekilerek Millt Müdafaa Nezareli tecrübenin mu- vaffakıyetle yapıldığından haber- dar edildi. * Tayyareci Sovan'ın icat ettiği tertibat basittir: Yangımı sirayet ettirmemek için dahili bölme yap- mak ve sademenin tahribatına mâni olmak için de pnömatikle sevkolunur maden yağı kullanmak bu keşfin umuma söylenen umu- mi şeklidir. Hususiyetinden bilta- bi haberdar değilim. Necde' Arjantin Bir Tahtelbahir Yaptırdı Napoli 29 — Arjantin namı- na yapılan — tahtcibahir denize indirilmiştir. Fotoğraf Tahlili Kuponu Teblatinizi üöğrenmek - istiyorsanız totoğrafımız $ adet kupon İle biir- ikte gönderiniz. Foloğrafınız sıraya tabidir. ve iade edilmez. İsm, meslek veya san'et ? —-——İ Hangi'nallerin — | cevabı ? ——— ü Fotoğraf intişar edecek ml ? j Fotoğrafın klişeri 30 kuruş uk pal muka'i İnde gönderilebilir, “KREDİ LYONE BANKASI ANONİM ŞİRKETİ Tamamen tediye edilmiş sermaye 408 milyon İhtiyat akçesi 800 - mütyon SI Könüsusani 1082 tarihladeki Bilânçodur. MEVCUDAT Mevcul mukut, Harine ve Fransa — Bazkası Bankalardaki mevcudal Cüzdan ve Müdafasi Milliye senedabı Teminath avanı ar . LEZDONUESÜ MA AL3402IT N m TLALSZLIRĞİ n — 26375581558 Eshâm ve tabvilâti mevcude ( Hisse senedalı, bonelar, tahvllât ve rantlar ) Hesabatı exriye Muhtelif hezabat Emlâk « — 45830210 w 2701.01803692 - 199.610.250 77 4 " 35.000 00077 T F SASAZIĞINA — # YUNAT Vadesiz mevduat ve senedat Hesabatı cariye Badettahsli — vacisütediye hesabat Poliçalar Vadeli seneda! Muübtelif hesibat Senci sabıkamın * Kâr ve Zaraı , hesabi bakıyesi Mühtelif ihtiyat ahçeleri Tamamen tediye edilimiş sermaye Meclini İdare Reisi Baron Brincard D Merkeni Gületa Katahiiy > Bürelari, Sulânhananı ve Beyoğla İ Nâl cedderide — ai llakleü C z S » SAZUAKIA, N B.SI3.157.007,59 255.656.513,61 ZOAMIZM,GZ Hi ğ . IĞASEZIIN — & Müdürler R. Massor E. Escarra düğker eai

Bu sayıdan diğer sayfalar: