14 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

14 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftada Bir Defa Muallim Sm—sı_fier Hafta Perşembe Günleri Neşredilir. MUALLİM SAYFASI Baharda Nasıl Eglendırmelı Bahar geldi. Ağaçlar, kırlar çiçekleniyor. Tabiatin kış uykusundan kalktığını ve ber sene tazelenen bir faaliyetle çalışmıya başladığını görüyoruz. Bu mevsim, çocukların da tebiati sevmelerine en çek ya- myan bir mevsimdir. Hava kâfi derecede ılıktır. Kırda gerilebiir, bir ağaç altında oturulup çalışılabilir. Hayat bilgisi ve tabiat tetkiki dersleri için ilkbahar aranmakla bulunmaz bir mevsimdir. Tedris ve terbiye kususunda kahardan azami istifadeye çalışmalıdır. Hele çocukların kapalı dershanelerden kırlara çıkarılmaları onların sıhhat- leri Özerinde en hayırkâr bir tesir husule getirir. Resmimiz, çiçeklenen ağaçlar altında ve çiçekli çimenler üzerinde oynıyan bir İngiliz mektebinin çocuklarını gösteriyor. Bizde bahar, onların baharından daha cömert ve daha alicenaptır. Çocuklarımızı hımdııı istifade ettirelim, Yeni Ortamektep Progra- mı Ve Ankaradaki Kurslar 1927 — senesinde ilkmektep programları, bu günkü şeklinde, tatbik olunmağa başladığı vakit, birçoklarımız, bu yenilik kar- pasında tereddüt ve şüphe gös- terdik. İlkmekteplerin birinci dev- resi olan ilk Üç senede kıraat ki- tabından başka kitap namına bir gey yoktu. Mektebin — bütün faaliyeti hayat dersleri etrafında toplanıyor. Bu ders ise, hemen daima tetkik ve müşahedeyi istil- tam ettiğinden havalar müsait #ldukça çocuklar — dışarı - çika- riliyor; Ççarşıya, pazara, dük- kânlara, febrikalara, mah- kemelere, bahçelere ve tar- lalara götürülüyor. Bu tarza alış- mamış olan ebeveyn, bilmiyerek #sabileşiyor. Halbuki muallimler, yeni programın mahiyet ve ma- Basını daha iyi anladılar ve gün geçtikçe onu çok iyi takip edi- yorlar. - İlkmekteplerimiz,| faydalı semerelerini — vermiye — başladı. Şimdi çocuklarımız hayatı da- ha iyi anlamış olarak yetişiyor- lar ve —ağabeylerinden daha çabuk ve daha kolay okuyup yazıyorlar. Ortamekterler, eski gifahi ve nazari tedrisata göre işledikterinden, yeni ilkmekteple- rinden çkıp ta keudilerine ge- len lalebenin ortamektep prog- ramma — intibakımı — bir — türlü beceremiyorlardı. Ortanektepler programının yeni ruh dahilinde tadili lâzımdı. Maarif Vekâleti geçen şene, ortamoktepler —için —yeni bir m vücuda — getirdi. Bu program, ilkmektep — sisteminin tabit bir neticesiydi. Fakat bunun tatbikı hususun- da muallimlerin uğrıyacağı güçlük nazarı dikkate alındı ve geçen yaz, tabüyat ve fizik, kimya mu- allimleri Ankaraya — çağırılarak Gazi Enstitüsünde kendilerine kurstar açıldı. Bu kurslarda yüz kadar muallim bulundu. Gös- terilen amelli işlerden istifade etmiş olduklarını kabul edebiliriz. Bu senenin yazında da yine Ankarada tarih kursları açılacak buna ortamektep ve lise tarih muallimleri — davet — edilecektir. Tarih dersleri, büsbütün yeni bir ruha bürünmüştür. Türk Tarihi encümeni tarafndan tertip olu- narak bü sene için basılmaları nihayet — bulan dört ciltlik tarih, tamamile yeni bir esasa istinaden yazılmıştır. Bu yeni esas, Türk milletiri merkez ittihaz etmektedir. Şimdi- ye kadar tarih — derslerimizde, kendimizç hep yabancı gözlerle bakmış, yabancı tetkiklerle tür- kü anlamıya ve anlatmıya çalış- mıştık. Artık bundan sonra, - tarih derslerinin mihveri kendimiz ola- cağız. Çünki biz Türkler on bin- lerce senelik bir maziye malikiz. En eski medeniyeli kuran bir millet oldğumuzu, yeniden yeniye idrak etmiye başlıyoruz, demektir. Binaenaleyh bu seneki tarih kurslarında muallimler, tarih ted- risatında takip edecekleri gaye ve usülleri öğreneceklerdir. Bu Bu Sayfada. 'Yenl terbiye :ereyınîın * Büyük ter biyecilerin hayatı - Türkiyede yenl nazariyelerin — tatbikatı - Muallimlerit dertleri- Yeni tecrübe'er — vesaira Çocukları İBir Kimya Dersi Geçen hafta Eskişehirden ge- çet muharririmiz, bir gün orada kalmasından istifade ederek bazı mektepleri, bu arada Eskişehir lisesini ziyaret etmiş, tesadüfen sekizinci sınıfın ( yani Ortamek- tep Üçüncü sınıfının ) kimya der- sinde bulunmuştur. Muharririmiz tahassülerini şöyle anlatıyor: “ Lise Müdürü Kemal Bey, ayni zamanda kimya muallimidir. Zyaretine gittiğim vakit mek- tebin alt katındaki kimya lâbo- ratuarında — dersle — meşguldü, eski bir. muallim olmaklığıma binaen beni dersine kabul etli. Kız ve erkek talebe - Eski- şehir Hisesi muhtelittir «, bü- yük — masanın — etrafına — di- zilmişler, muallimin — yaptığı tecrübelere büyük bir dikkatle bakıyor, söylediği sözleri ayni dikkatle dinliyor, sorduğu sual- lere cevap veriyorlardı. Ders, büyük bir cidiyet ve samimi- yetle cereyan ediyordu. Arasıra, tecrübeden alınan, — neticelerin formüllerini talebeden biri der- hal siyah tahtaya yazıyordu. Ders ileriledikçe görüyordum ki bu kadar ameli ve tatbiki bir dersin zihne yerleşmemesi, unu- tulması kabil değildir. Talebenin gösterdiği dikkat ve alâkayı he- yecenla seyrediyordum. Şevkim- den, itiraf edeyim, gözlerim ya- şarmıştı. En medeni memleketle- rin ortamekteplerinde de kimya dersi ancak bu kadar öğreli- lebilirdi. Kendi gençliğimi — batırladım. Biz de kimya okumuştuk; fakat muallimimizin lâtfen yaptığı bazı tecrübeleri, uzaktan seyretmekle iktifa ederdik. Sual sormak ce- saretini kendimizde — bulamazdık. Muallim de bize sual sormazdı; tecrübesni yapar, geçerdi. Onun için, pek nazari olarak okuduğumuz kimya — dersinden hemen hiçbir istifade edememiş- tik, Sonra aradan seneler geçti, muallimlikle bulunduğum mektep- lerdede ayni şifahi usulün cari olduğunu gördüm. Meşrutiyet devrinde bile, ya hiç tecrübe ya- pılmamış, yahut yaçılan tecrübe- ler talebeden uzak kalmıştı. Halbuki şimdi talebe, dersi lialiyor, muallimin suallerine cevap veriyor; nihayet kendileri de ayni tarzdaki tecrübeleri bizzat yapı« yorlar, Doğrusu bu ziyarelimden son derece de müteheyyiç ve ümitli olarak çıktım.,, da pek tabiidir. Uğradığımız fe- lâketlerin birçoğu, şimdiye ka- düâr kendimizi bilmiye çalışmama- mızdan ileri gelmiştir. Asıl kud- ret memba: kendimiziz; kendi tarihimizdir. Ankarada her sene açılacak bu türlü kurslarda orta tedrisat muallimlerimiz de, ilk tedrisat muallimlerimiz gibi, yeni esasları kavrıyacaklar, — ilkmekteplerden başlıyan milit ve medenli terbiye- nin teessüsüne çalışacaklardır. Kızla Erkek Çocuk Arasında Fark Yok Birinci beş senelik plânın tabakkuk ettirilmesinde olduğu gib ikinci beş senelik plân için de Rusların dünyayı hayretlere düş derecede bir gayretle çalıştıklarını işitmekteyiz. Filhakika bu kadâf muazzam bir işin, ancak muntazam ve usul dairesinde yorulmak Li mez bir sâyla başarılabileceğinde şüphe yoktur. Bu meselede mek” teplere düşen vazifede pek büyüktür. Rusyada erkeklere dııı" hiçbir işten kadın istisna edilmiyor. Kadınla erkek arasında, vazi itibarile, hemen hemen fark yoktur. Onun için mekteplerde d0 erkekler kadar kızlar da ayni işlerle meşgul edilmektedir. Resmimi& | san'at mekteplerinden birinde marangozluk öğrenmiye çalışan gesi piynnlyederi gbıtınyor Tetrisatta Talebeyı Okumağa Teşvik Maarif — Vekâleti 'lılebeyı okumıya teşvik için mekteplerde ahnacak tedbirler hakkında tali- matname,, tertip ve bütün mek- teşlere tamim etmiştir. Bu tali- matnamenin büyük ehemmiyetini nazardan — kaçırmamak — lâzım- dır. — Müallim — arkadaşlarımızın görmüş olmalarını tabii bulduğu- muz bu talimatnameyi biz de sütun'larımıza dercediyoruz. Tali- mataname — bükümlerinin — tatbik olunduğunu görmeyi pek çok iste- riz; çünki bundan büyük faydalar elde edileceğine kanüz. İşte ta- limatname : 1 — Derslerde takrir usulün- den ziyade talebeyi düşünmiye ve tetkik ve tetebbüe sevketmi- ye ehemmiyet vermelidir. 2 — Her muallim, derslerde talebeye düşündürücü ve - tetkik ve tetebbüe sevkedici sualler sormalı, ve icabında talebeyi ellerindeki kitabı veya kütüpha- nedeki kitapları okumıya sevket- melidir. 3 — Muallim bir talebeyi düşündürür veya tetkik ve teteb- büe sevkederken hangi kitaba müracaat edeceğini tesbit etmeli ve ilk sımıflarda talebenin müra- eaat edeceği kitabın sayfalarını da işaret eylemelidir. 4 — Her sınıfta talebe için bir kütüphane bulundurmalı ve bu kütüphanede her derse ait mektep kitaplarının muhtelif ge- rileri ve memba ve mehaz mahi- yetinde olan kitapların bir kıs- mi da mevcut olmalıdr. 5 — Her mekteşte, talebe ve muallimlerin müştereken istifade ettikleri canlı ve işler bir kütüp” | hane bulunmalıdır. Mektep idart' lerinin, ders vasıtalarının mühimlerinden birinin de kmllf * hane olduğuna — kani — olm lâzımdır. 6 — Mütehassıs muallimlef | sıksık talebe - ile kmnpı.ned' temas ederek kütüphanede ıı—l’l tetkik ve tetebbü edileceği, mul' telif eserlerin nasıl okuna mütalea esnasında nasıl not nacağı, nasıl fiş tutulacağı kında talebeye rehberlikte bulif” nacaktır. 7 — Taleba arada sıradi tetkik ve tetebbü ettiği me: ı ler hakkında arkadaşlarına sahabeler ve konferanslar vermi ye davet edilecek ve bu mı habe ve konferansların bir kısti' münakaşalı olacaktır. 8 — Muallimler her - fırsit düştükçe derslere müteallik tet' kikler için memba ve me mahiyetinde kitaplar ve tavsiye edeceklerdir. 9.— Kütüphaneye yeni .ı.ııl kitapların isimleri, bu husus kütüphaneye ve koridora ııılt) levhalar yazılmalı ve iyi kitap” için ayrıca talebeyi okumıya teğ” vik edecek cümleler kull. hdır. 10 — Mektep — kütüpbanefli talebenin — kitaplarla dogrud doğruya temasını — temin Gle caalllile Hanil dılec':ı ve kitap almak formalite.i g49 sade olacakt r. y 11 — Kütürhaneye .ılzııil:;" kitaplar talebenin dikkatini e bedecek bir surette teşhir | lecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: