May 28, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

May 28, 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MAT YA KNN AF ayla — N0 Teti a [_____. ON Bir İstihsal Bahsi Gül Yağlarımı Nasıl Satabiliriz? 5 Gülyağlarımızı değerile sata- bilmek okadar mühim bir mese- ledir ki, onu hallettiğimiz gün her- türlü terakki ve inkişaf imkân- ları kendiliğinden busule - gele- cektir. Bu hususta rakiplerimizin vazi- yetini tetkik etmek bizim için pek faideli olur. Bulgaristanda ( Baçorof ), ( İvan Kidof ), ( Papaz oğlu ), markalarını cihana tanıt- miş müesseselerdir. Aşağıya resmini derceylediği- miz ambalâj 87 senelik bir kıde- me malik olan Baçorofa aittir. Diğerleri de oldukça eskidir, hep- sinin kendilerine mahsus marka ve ambalâjları vardır. Bulgar müesseselerinden birinin gül- yağı ambalajı. Bunların 100, 250, 500 ve 1000 gramlık boyları vardır. İeri gelen Bulgar müessesele- rinin Fransa, İngiltere, Almanya ve Amerikada birer şubeleri, ya- hut birer ajan depoziterleri mev- cuttur. Bunların nezdinde Bulgar gül esanslarından daima istok bulunur. Herhangi bir müessese dilediği zaman, dilediği miktarı alabilir. Bütün simsarlar 1ıtriyat imalâthanelerini — dolaşır, Bulgar müstahsalâtını satar. Fransada — esanslar Franko domisil, yani bilümum rüsum ve masarif satıcı tarafından verik mek Üzere fabrika teslimi satın alınır. Gariptir; gülyağlarımızın satışı hakkında fikirlerini istimzaç et- tiğim mühim müesseselerden biri cevabında şöyle diyor: *“Mademki muayyen marka ve amnbalâjiniz ve hususi — satış teşkilâtınız. yoktur, Bülgar mües- selerinden — birinin — acentesine müracaat ediniz. Onlar malınızı kendilerininkine katıştırarak sa- tarlar.,, Hakikaten bugünkü - satışları- mız da bundan başka bir suretle değildir. — İstanbulda — yerleşmiş birkaç komisyonerin maliyetindeu aşağı fiatlef topladığı gülyağla- rımız memaliki ecnebiyede Bulgar esansı nanı altında satılıyor. Bulgar — rakiplerimiz reklâm hususunda da temayüz etmekte- dirler. Yerli ve Avrupa meslek mecmualarının her nüshasında mühim — sayfalar — işgal eder- ler, imalâthanelerinin — vesaitini, teşkilâtını güsteren resimli fev- kalâde nefis broşürler,$ mükem- mel istatistikler neşretmek sure- tile reklâmın bütüa inceliklerini — tatbik etmeyi çok iyi bilirler, Şu halde biz ne yapalım? Onu da gclıuk makalede düşünürüz. Şüküle fabrikakı müest$isi Ahmet Ekrem Ka ee üüü e İ FN at a RLE C L R D eg S F —ı | ünyad Bir İspanyol Kadını Falcının Tavsiyesini Dinlemediğine Pişman! “Parise | Gitmeyiniz, 'GidersenizBu & Memlekete Kocasız, Dul Olarak Geleceğinize Emin Olunuz..,, iöneiğğenla Paris, 24 (Mayıs) — Paris Cinayet mahkemesi yaz tatiline girmeden evvel, elinde kalan davalardan bir tanesini daha intaç etti: Bu defa jüri heyetinin huzu- runa çıkan Maniülella Martinez isminde bir İspanyol kadınıdır. Manüella Matinez 1928 sene- sinde para kazanmak üzere ko- cası Vensan ile birlikte Parise gelmiş, fakat birçok İspanyol kadınları gibi vehham ve müves- vis olduğu için — memleketten ayrılmadan evvel bir falcıya mü- racaat etmiş, ondan: — Buraya yalnız olarak dö- neceksiniz, cevabını almıştır. Buna rağmen Manütella Martinez nasıl oldu da bu seyahate ce- saret etti, bilinemez. Fakat şim- di falcının: — Gitme kızım, pişman 'olur- sun, — tavsiyesini müteessiftir, mütemadiyen ağla- maktadır. Filhakika falcının — kehaneti tahakkuk etmiş, kadının kocası ölmüştür, hem de karısının kur- şunile.. Mahkeme Salonunda... Manüella mahkeme solonuna dül ve matemli bir kadının mutat kıyafeti ile çıktı, arkasında düz | siyah bir elbise, başında düz si- yah çiçeksiz bir şapka vardı. Reis hâdiseyi hulâsa — etmiye başladı: Reis — Zevciniz sert ve haşin “bir adamdı. Manüella — Ob, evet, Bey! Reis — İlâve edeyim, Çabuk kızar, bağırır, çağırırdı. Manüellââ — Oh, evet, Reis Bey! Kadın hem cevap veriyor, hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyorduü. Reis — Ölenin kabahatlerini kısaca saydım. Şimdi size sora- cağım; — Vicdanınızın — üzerinde kendi kendinizi muahaze edecek herbangi bir hareketin ağırlığını hissetmiyor musunuz? Bu — dakikaya kadar çok ahenkli bir sesle tatlı ve mükem- mel bir Fransızca konuşmakta olan Manüella birdenbire bu ya- bancı lisanı anlamaz oldu. Fakat bereket versin mahkeme her ihtimale karşı bir tercüman ge- tirtmişti, onun tavassutuna müra- caat edildi. Reis hâdiseyi hulâsa ediyordu : — Tuttuğunuz — apartımanın bir odasını Francesko isminde dinlemediğine Reis | on sekiz yaşında bir hemşehrinize kînya vermiştiniz, çok yaşlı olan zevciniz bilâhare bu hareketine riııun oldu,| kendisini bu genç- aldatmakta olduğunuza zahip oluyordu. Manüella — kat'iyyen ! Reis — Eniştenizin iddiasına göre zevciniz. daima bir azap içinde yaşiyordu. —Fakat ben Francesko ile — aranızda gay- rimeşru herhangi bir — müna- sebet bulunduğunu iddia edecek değilim; elimde hiçbir delil yok- tar. Fakat zevcinizi kıskançlığa sevkedecek sebep te gayrimev- cut değildi. Oh Reis Bey, * Apartımanlarının bir odasını genç bir adama kiraya vermenin neticesi olarak karı ile kocanın arası okadar açılmıştı ki, Ven- san bir gün karısını kovmuştu, kadın — başka bir — makallede küçük — bir odaya çekilmişti. Fakat sabık kiracısı olan genç ile konuşmakta devam - ediyodu: Reis — Bu genci sevmiyor muydunuz? Manüella — Asla! x Vensan — karısını kovduktan sonra bu hareketine pişman ol- muştu, hırgıııı o İdklk odıyı İngılız Amelesi Memnun Loııdn. 27 (A A.) — Me- denciler Milli Federasyonu ile Parlâmentodaki meb'usları kö- mürlere ait kanun lâyihası muh- teviyatından memnun değildirler. Federasyon azaları, bu kanun projesini kömür madenleri sahip- lerine herşeyi bahşettiğini ve madenciler hiçbir şeyi vermedi- gini söylüyorlar. Ücretlerin himayesine ait ah- kâmın terkedilmesi bilhassa ten- kit edilmektedir. Yaman Bir Otomobil Dalaveresi Paris ( Hususi ) — Fransaya hariçten ithal edilen otomobiller- den yüksek mikyasta gümrük resmi (alınmaktadır. Yalnız sey- yahların — husust — otomobilleri gümrük resmine tâbi değildir, Kanunun — bu müsamahasından istifade etmek istiyen dört beş açık göz, Fransaya yüzlerce oto- mobil sokmıya muvaffak — olmuş- tur. Bu kaçakçıların arasında bir- kaç gümrük âmiri de vardır. LAİ NL D [ geliyor, yalvarıyor, onu tekrar müşterek hayata dönmesini isti- yordu. Reis — Hâdise günü zevciniz © küçük odada yine sizi ziyarete geliyormuş, yolda Franceskaya rasgelmiş, atışmışlar, dövüşmüş- ler. Bu mücadelede zevciniz mağ- lüp olmuş, büsbütün hiddetli imiş, sizi tehdit etmiş, dinlememiş- siniz, çıkıp gitmiş, Ffakat bir müddet sonra yanında enişteniz ile çocuğunuz olduğu halde geri gelmiş, bu defa yalvarıyormuş, siz yine dinlememişsiniz? Reis bir saniye sustuktan sonra heyecanlı bir sesle devam etti : — Gitmiş, 'yine gelmiş, bitkin bir haldeymiş, mütemadiyen yal- varıyormuş, çok ıstırap çektiği belli imiş.. Eminim ki bu zavallı adamın hayatına nihayet veren kurşun ona, sizden ayrılışı kadar acı gelmemiştir. Manüella mütemadiyen ağlı- yordu. Hâdisenin arkası basittir. Zev- cin sonuncu ziyaretinde aralarında kavga çıkmış, Manüellanın iddi- asına göre zevci ne yaptığını —— |fibilmez bir halde imiş, bir aralık sağ elini pantolonun arka cebine sokmuş: — Seni öldüreceğim, diye ba- gırmış! Manüella zevcinin tehditlerinden korktuğu için ihtiyatan bir ro- velver almış, her vakit yanında bulunduruyormuş, — zevcinin bu bareketini görünce daha eyvvel davranmış. Manüella — Ne yaptığımı bi- miyorum, — korkudan — çıldırmış gibiydim, — rovelverimi çıkardım, tetiğini çektim. Reis — Zevciniz kurşunu yer- yemez bir defa bulunduğu yerde dönerek yere yığılmış, — siz de roververini çeker gibi bir hare- ket yaptığını söylüyorsunuz, hak- buki üzeri arandığı zaman bir bıçktan başka silâh bulunmamış.. Bu hâdise cereyan ederken bütün bu kavgalara sebep olan genç Francesko da — orada imiş, sizin arkanızda — perişan bir manzara arzeden yata- ğın üzerinde oturuyormuş, itiraf edersiniz ki ölen siz olsay- dınızj bu manzara zevcinizin le- hinde büyük bir mazeret teşkil edecekti. * Bu isticvabı müteakıp şahitler dinlendi, hepsi de zevcin çok asabi olduğunu söylediler. Jüri heyeti kadını meşru — müdafaa halinde gördü. Beraatine karar verdi, Karanlık Bir Sokak Biz Kadıköyde Mısırlıoğlun- daki ilkmektebin arkasında otu- ruyoruz. Mektebin yanında bir karakol vardır. Bu karakoldan sapan sokak ve meydâan geceleri| karanlık içindedir. Burada hır- sızlığın çoğaldığını işittikçe <- İ celeri sokağa çıkmıya bile cesa- — ret edemiyoruz. Kadıköyün en çok işlek yer- lerinden birini teşkil eden bu köşenin — karanlıkta — bırakılması reva mıdır? Kadıköy Kayma- kamının nazarı dikkatini celbet« menizi rica ederiz. Doktor: FIKRET Bir Şikâyet Bulgaristanda Popovuye mere but Örencik köyünde 150 Türk 50 Bulgar hanesi vardır. Köyde su, çok azdır. vardır. Bu pınardan — su almak istiyen — Selim — Vislof — efen- di bir tecavüze —maruz kabk mış ve — insafsızca — yaralan mıştır. Ayni zamanda — garaz- kârlar, uzak mesafede olup istib fade edilebilecek diğer kuyu ve Pınarlara da domuz yağı dökerek köyü kerbelâya döndürmüşlerdir. Bu malümatı orada çıkan Rehber gazetesinde okudum ve mütcesw- sir oldum. Beşiktaş Bayatpazarı Şekip Besim, Sayyat Cevaplarımız Yankesici mektup göderen zate: Onun aslı ne ona aittir ne de öbürüne., w edebilirsiniz. İkisinin membar da aynidir ! Nazillide Dava Vekili Etem Beye; İltifatınıza teşekkürler ederiz efendim. Hasan imzalı mektup sahibine; Mektubunuz alâkadar maka- ma gönderilmiştir. efendim. Daimi kariniz imzalı mektup sahibine; Çorum hapishanesindeki Dam Ağalığı meselesini, Adliye Vekâ- lıtîııe veya Çorum Müddeiumü- e bir mektupla ihbar ediniz. tiyat Mülâzimi Yozgatlı Da- mato zade Fehmi Beye: Alâkanıza teşekkür ederir. imzasile elbise — Hcarethanesi Mustafa Nuri Efendiye: Noktai nazarınızda haklısiınız Şahsi mahiyette olduğundan mek- tubunuzu neşredemiyeceğiz. * İzmir Arpa Fırını, Mekke yo- kuşu numara 29 da A. Ali Beyeç Yeşilköy hava makinist mek- tebine bir mektup veya istida ile müracaat ederek mektebin duhul şeraitini sorunuz. Size lhıızdıı izahatı vereceklerdir. Henüz ya- şınız müsaittir. Eğer imkân varsa ortamektebi hatta İiseyi bitirmiye çalışsanız — istikbaliniz için çok faydalı olur. Muvaffakıyet temen- ni ederiz. Selâmlarımız. —< Tek Telli (Saz Gibi Moskova (Hususi) — Burada Ananyef isminde bir mühendis senelerce uğraştıktan sonra yeni bir musiki aleti yapmıya muvaf- fak olmuştur. Bu alet, bütün bir örkestranın vazifesini nlnııbr şına görmektedir. SELEDİPÜNĞZÜ SKİ eee Tek bir pınar | a OIup Bıtenler— vi Df g

Bu sayıdan diğer sayfalar: