21 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

21 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA ZOKO0 Bir İdare Bahsi ( Kooperatif İdaresi — iğe Madde 39 — İhmal ve tesey- yüp neticesi vukua gelecek maddi zararlar ile müdür veya müstah- deminin — mes'uliyetleri halinde kefillerinin ademi iktidarı yüzün- den busülü muühtemel - ziyalara karşı İdare Meclisi azaları şahsan mes'uldürler. Murakıplar Madde 40 — Umumi heyet, hissedarlar arasından bir sene müddetle ve gizli reyle iki müra- kıp — intihap Müddetleri biten murakıpların - tekrar - inti- hapları caizdir. Madde 41 — Murakıplar şir- ketin umumi muamelâtını - teftiş ve murakabe ile — mükelleftir. Ticaret kanunu ahkâmı dairesinde vazifelerini icra ederler. Madde 42 — Murakıplar idare meclisi müzakerelerinde rey ver- memek şartile haz r bulunabilirler. Münasip gördükleri maddeleri teklif ederler, yahut idare meclisi ve umumi! heyetin müzakere ruz- namelerine koydurabilirler. Madde 43 — Murakıplar va- zifelerini hüsnü suretle ifa etme- melerinden dolayı — müteselsilen mes'ul olurlar. ; Tasfiye Madde 44 — Şirketin müd- deti bittiği ve temdit edilmediği veyahut müddetin bitmesinden evvel sermayesinin yarısı zayi olduğu veya herhangi bir sebeple feshine karar verildiği takdirde umuml! heyet şirketin muamcle ve hesaplarını — tasfiye etmek Üzere en az Üüç ortaktan mürek- eder. kep bir tasfiye heyeti teşkil ve | ücretlerini tayin eder. Bu heyet tasfiye müddeti esnasında idare meclisi yerine kaim olur. Madde 45 — Tasfiye mua- melesinin sonunda tasfiye heyeti, kat'i bilânçoyu yapar, şirket mevcudundan ve ihtiyat akçasın- dan tasfiye kararı verildiği xa- man mevcut olan her şerike isa- bet edecek miktarı, sermayele- rinin nisbeti ile şirkette bulun- duğu müddet esası üzerinden teayyün eder. Bu suretle yapı- lan bilânço umumi heyetçe tasdik edildikten sonra lasfiye heyetince herkesin istihkakı tevzi olunur. Bu esas mukavelename mües- sisler tarafından dört nüsha ola- rak tanzim ve noter huzurunda imza edilir. Şirketi teşkil eden bütün azaların bunu imzalamasına Küzum yoktur. On, on beş mües- sis imzası kifayet eder. Mukâvelenamenin üÜç nüshası imzaları tasdik eden noter ta- rafından müessislere verilir. Mü- essisler bunların herbirinin altına on beşer — kuruşluk — damga pulu ilsak ve tarih ve &.ı imza ile — iptal istidaya rapten — mahalli — tica- ret veya iktısat müdürlüklerine verirler. Mukavelenamede — mu- harrer asgari sermayenin rub'u bir bankaya tevdi edilerek alı- nacak mektup ile mukavelena- melerin hini tasdikınde kullanıl- mak üzere on beşer kuruşluk üç damga pulunun mukaveleye rap- tedilmiş olması lâzımdır. Teşkilât — olmıyan — yerlerde nukavelename ve teferruatı va- iliklere, yahut kaymakamlıklara tevdi edilir. Onlar İktısat Vekâ- etine gönderirler ve tasdik mu- imelesini yaptırırlar. âhmet Ekrem ederek — bir. —D ünyhîrll d_a_ Olup Bitenler — Büyük Harbin Esrarı Teker Teker Meydana Çıkıyor Meşhur Bir Olünün Hatıra Defteri Muharebeye Ait İfşaat İle Doludur Büyük muharebenin Alman cephasi gerisindeki manzaralarından Fransada Büyük Muharebenin bittiği gün başlıyan ve aradan uzun senelerin geçmiş olmasına rağmen el'an halledilemiyen bir mesele vardır. Bu mesele: Mareşal Joffr'un mi, yoksa Mareşal Foşel'in mi Fransaya daha çok hizmet ettiği noktası etrafında toplan- maktadır. Mareşal Joffr'un taraftarlarına göre: — Büyük Muharebe patlak verdiği gün Fransanın taliini elin- de tutan adam Joffr'du. Alman orduları yıldırım süra- tile Parise doğru yürüdükleri zaman düşmanın zayıf noktasını anlıyan, başka yerlerden kuvvet getirterek ©o noktaya yüklenen, düşmanı evvelâ durmıya, sonra 'da çekilmiye icbar eden, nihayet Marn muharebesini kazanan, ya- ni Fransayı kurtaran adamdı. Buna mukabil Mareşal Foş ne yaptı ? Vakıâ Almanlar mem- leket dahilinde çıkan bir ihtilâl neticesinde — sarsıldıkları zamamr bütün müttefik kuvvetlere o ku- manda ediyordu, fakat bu mev- kide bulunduğu seneler zarfında bütün yaptığı : — Çocuklar, aman dayanalım, cümlesinden ibaret kalmıştı. Lebine kaydedilecek herhan- gi bir cephe yarması veya dâhi- yane bir hareket mevcut değildir. x Mareşal Foş taraftarlarına gö- re ise: — Vakıâ Joffr Marn mey- dan muharebesini — kazanmıştır, Fransayı kurtarmıştır, fakat bu- nn kendi kafasile değil, maiye- tinin düşüncesile yapmıştır. Sonra âtıl kalmıştır. Foş ise kumanda makamına geçer geçmez, ordüyü — tensik etmiştir, zafer kazanacak bir hale getirmişlir. Ona bir canlılık ver- miştir. Bu canlılığın tesirile - tam bir zafer kazanacağı sırada Al- manların mütareke - teklifi gek miştir. * Mareşal — Joffr sağ iken le- hinde ve aleyhinde söylenen bu mütalcalara lâkayt kalmıştı, tek bir kelime bile söylememişti. Kazandığı azim — muvaffakı- yete rağmen neden azledilmişti. Hiç kimseye anlatmadı. Fakat temin ediliyor ki: Ma- Hatıra detterinde mühim Ifşmatta b lunan mütevetfa Mareşal Jotir reşal boş kaldığı — zamanlarda hatıra defterini yazmış ve bu defterde merakı mucip olan bü- tün suallere cevap vermiştir. P 4 Mareşalin defteri teşrinievvel- de neşredilecektir. Maamafih bix bir meslektaşın sayesinde tabe- dilmekte olan kitabın bir cüz'ü- Bir Tahsildara Tecavliz M. Kemalpaşa ( Husuşi ) — Kazamız Maliye tahsildarlarından İsmail Ef. Kadirçeşme köyünden tahsil ettiği paraları merkeze ge- tirirken Bekir isminde birinin tecavüzüne uğramış, fakat tahsil- dar açık gözlülük yaparak bu tehlikeden zararsız kurtulmuştur. Bekir yakalanmıştır. Bursatda Ucuzluk Bursa, (Hususi) — Son <za- manlarda —yağan yağmur yaz mahsullerimizi — hayli — canlaştır- mıştır. Meyva ve sebze bedava denilecek — derecede — ucuzdur. Karpuzun okkası 40 paraya, şef- talinin Üç okkası beş kuruşa satılıyor. İlk Kuru İncir İzmir (Hususi) — Başlıca ih- racat maddemiz olan kuru incir- lerimizden yeni senenin ilk mah- sulü önümüzdeki çarşamba günü piyasaya çıkarılacaktır. nü gördük. Ve hakikaten çok meraklı ve kıymetli bulduk. Mareşal — bizim gördüğümüz kısımda muharebenin ilânından üç sene evvel umum erkânı harbiye riyasetine geçtiği zaman karşı- laştığı vaziyoti anlatmaktadır. Mareşalin hikâyesinden çıkan en şayanı dikkat netice şudur: 1—Fransa bir muharebe zuhu runda Belçikayı Almanlardan ev- vel işgal etmeyi düşünmüştür. 2 — Fakt İngilterenin muha- lefet edeceğini, belki de düşman tarafına geçeceğini anladığı için bu teşebbüsten vazgeçmiştir. 3 — Belçika Fransanın dostu değildir. Almanya ile Fransa arasında bir muharebe zuhurunda- evvelâ bitaraf durmayı, sonra hangi tarafı kuvvetli görürse ora- ya iltihak etmeyi düşünmüştür. * Belçikanın Almanlardan — ev- vel — davramılarak — işgal — edilip edilmemesi noktasında karar ve- rilmek Üzere 1912 — senesinde bizzat — reisicümhurun — riyaseti altında — bir içtima aktedilmiş ve bu içtimada Belçikanın işgali tehlikeli görülmüştür. Bu içtimada Jeneral Joffr dan Mmuharebenin nekadar devam edebileceği s0- rulmuştur. Jeneralin verdiği cevap şudur: *— Bence, iki ihtimal vardır. Bidayette ya galip geliriz, ya maglüp oluruz. Eğer galip gelirsek (Ren ) nehrine — varmaklığımız için altı ay zaman lâzımdır. Nehre vardıktan sonra da muharebenin tayin edilemiyecek bir zamana kadar uzıyacağı muhakkaktır. *İkinci ihtimal: Şayet bidayette mağlüp olursak Morvan nehrine kadar çekilmek mecburiyetinde kalırız. Bu ric'ati dört ay uzata- bileceğimizi tahmin ederim. Bir defa nehir kıyısında yerleştikten sonra neticeye kadar geçecek zamana gelince, bunun tahmini mümkün değildir.,, * İlerde lüzum görülürse Mare- şalin hatıralarına avdet ederiz. Fakat şimdiden haber verelim ki, bu hatıralar harp mes'uliyetleri bahsinde — gürültülü — fırtınaların kopmasına sebep olacaktır. İV Kari Mektupları | angi Kadınların Ayağı Güzeldir? Ayak — güzelliği hakkındaki anketiniti zevkle takip ettim. Ayak — güzelliğine meraklı — bir kadın olduğum için bende bu hususta birkaç satır yazmayı mu- vafık gördüm. Ben de Türk kadınlarının her milletin kadınlarından daha güzel ve sevimli ayaklara malik oldukla: rında hemfikirim. Yalnız bu güzellik bilekten aşağı yani ayak kısmında kalır. Bacak kısmı daima fazla etli ve pek muntazam değildir. Bunu yeni nesilde daha güzel bulacağımıza eminim. Bazı kun- duracı efendiler Rum kadınla- Fınin ikinci olabileceğini, bazıları musevi kadınlarının daba murac- cah olduğunu söylüyorlar. Rum kadınlarının ayakları güzel de- ğildir. Başparmağın yanında ceviz kadar çıkık bir kemik vardır, ayaklar yayvandır, bacaklar ka- hn, yukardan aşağı dümdüzdür, Musevi kadınlarının Ayakları ve bacakları güzeldir. Hele genç- leri arasında çok muntazam bacal h ve ayaklı kızlara tesadüf edi- yorum. Ermeni kadınlarına gelin- ce onların ayakları da Rumların ayaklarına benzer. Demek ki şimdi ayak güzelliği yalnız bu iki milk- let arasında münakaşa edilmiye değer bir vaziyettedir. Türk ka- dınlarında büyük yayvan kemikli ayak nadirdir; yalnız türk kadın- ları yürümesini bilmedikleri için pek sevimli ayaklarına bir ahenk veremezler.Kusurları bundan iba« rettir. Fakat yeni nesil bunu da göstermiye başladı. Spor ayakları bozar mı? sualine karşı: bir de- receye kadar! derim. Tabiatin güzel yarattığı bir ayak kolay kolay şeklini değiştirmez. Avru« palılara — bakmayınız. — Onların ayağı daha çocuk yaştan öyle teşekkül — etmiye — başlar. Ben Anadoluda gezdim, köylü kadın- larının ayaklarına da dikkat ettim. mürlerinde — ayakkabı yüzü görmiyen bu ayaklar umu- miyetle küçüktür. Kadıköy karilerinizden Salde Mutahhar Suadiye Klübünün Müsameresi Suadiye klübünün geçen pas zartesi akşamı tertip ettiği mü- samere çok güzel olmuştur. Bos- tancı Aile bahçesinde kesif bir halk müsamereye iştirak etmiştir. Gençler, bilhassa manzum piyes- lerde çok muvaffak olmuşlardır. Müsamerenin musiki tarafı da çok mükemmeldi. Karilerinizden İ, Vedat Süt Ve Yoğurdun pahalı Satıldığı Diyar Doktorlar hastalara süt ve yoğürt tüvsiye ediyorlar. Hariçte süt ve yoğurt ucuza satılıyor. Fakat bizim mahallede bir sütçü var; hariçte 15 kuruşa satılan sütü 40 kuruşa, 12,5 kuruşa sa- tılan yoğurdun okkasını 55 kuruşa satmaktadır. Ben ayda 25 lira kazanan ve sabahtan akşama kadar bir müessesede çalışan bir memurum. Bir annem, bir zevcem ve bir de çocuğum var. Bu para ile gül gibi geçiniyoruz. Fakat şimdi evimde iki hasta var. Süt yoğurt parası bütçemi sarstı. Ne yapayım şaşırdım kaldım. Belediyenin nazarı dikkatini celbetmenizi rica ederim. Kâriiniz * Süleyman

Bu sayıdan diğer sayfalar: