21 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

21 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—0 Senin TİMUR Kuz Yam LENK Maharriri : ( * anmış, Erkek Gibi Konuşuyor — Ben, Tanrının kulu, Timur, işte sana — misafir geldim. Yalnız emrediyorum: Ne hatunlarına, ne kızına bu sırrı. faşetmiy2ceksin. Onlar beni yine berzirgân bil- sinler! Hızır Hoca, aklını başına dev- şirbilememişti, hânına ve cihan hakanma 'özingelen hür- meti göstermiye koşmuştu, Ti- murun bir ayağını bırakıp öbü- rünü öpüyordu, gözlerinden yaş döke döke duygusunu anlatıyor- du. Cenneti sağlığımda gördüm, Tanrıyı önümde buldum, artık ölsem de yam değil, kara top- rağa gömülsem de gam d.eğilı Bu şeref bana yeter, bu nimet bana yeter! Timur elile hoşnutsuzluk işa- reti yaptı : — Küfre girme Hoca, dedi, sözü kısa kes. Yerine geç, otur. Belki bir giren olur, sırrımız meydana çıkar. “ Oturmak hocanın haddi de- gildi. Ayakta durup mazhar ob duğu saadet için kasideler îqıı etmek istiyordu. Lâkin Timur ısrar etti, oturttu ve : — Mektubuna, dedi, karşılık yolladıktan sonra düşündüm, k> zını yakından görmeyi muvafık buldum. Sen, iyi bilirsin. Leyselhaberü kel'ayan derler. İşitmekle görmek arasın- da dağlar kadar fark vardır. İşte bu sebeple kılıği değiştir- dim, yurduna geldim. Fena mı ettim? Hızır. Hoca, şipir. şipir. ter döküyordu. Çünkü - Tevekkülle annesinin alelâde bir tacir sana- rak Timura söyledikleri ve ken- disine de anlattıkları sözler, birer birer kulağında çınlıyordu. Onlar bezirgân — dedikleri — kamburun evinden döner dönmez Hocayı aralarına almışlar ve bir iyi hır- palamışlardı. Kendisi, Timura kızı teklif ettiğini inkâr ederek işin içinden sıyrılmakla beraber yaptığı teşebbüsün Tevekkül ta- rafından memnuniyetsizlikle kar- şılanmasından pirelenmişti. Güzel Moğol, bizzat babasına da“ben ha- kan, makan tanımam. Göulümün SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi . İstanbal: Baki Zaptiye İdare: Çatalçeşine sokağı 25-1 'Telefon: İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 761 'Telgraf lstanbal SONPOSTA ABONE FİATİ ECNEBİ | 1 Sene 2700Kr. | 6 Ay 150 , Y » —— Gelen evrak geri verilmez Haânlardan — mös'aliyet alınınaz | gevap İçin mektüplara (6) kuruşluk | dul ilâvosi Tüzündır. Adres deği, Si (20) kuruştur. Gazetemizde çıkan resim ve yazıların. bütün hakları mahfüz ve gazetemize okumuş - kişisin, | İ istediğine varırım!,, diyivermişli. Hoca, bu' umulmaz edepsizliğin evlenme işinde vukufu anlaşılan tacir tarafından Semerkantte işae edilmesinden yanına çağırışı da bir yolunu bu- lap kaziyeyi tamir etmek iste- mesindendi. Şimdi tacir denilen adamın düpedüz Timur olduğu tabakkuk etmişti ve vaziyet büs- bütün kötüleşmişti. Gerçi sahip- kıran hazretleri henüz güleryüz | gösteriyordu ve muğber görün- müyordu. Lâkin bahis ilerledikçe kim bilir neler zubur edecekti ? O, işte bu düşünce ile terliyip dururken Timur, “fena mi ettiml,, demiş ve cevap beklercesine sus- muştu. Hoca ihtiyarsız. bir teha- lükle alnmın — terlerini — silerek hemen mırıldandı: — Aman Efendimiz, isabet buyurdunuz, kulunuzu ihya ettiniz, ailemi şereflendirdiniz, bütün Mo- golları sevindirdiniz. Timur, kaşlarını çattı, elemli elemli cevap verdi: —Lâkin kendimiz sevinmedik, sevinemedik. Çünkü Tevekkül Hanıma hoş görünemedik. Hoca ellerini göğe kaldırdı: — Kabil mi Efendimiz, müm- kün mü Efendimiz, hiç olur mu Efendimiz? Tevekkül kim oluyor ki sizi hoş görmesin? O, naz etmiş, çocukluk göstermiş, Daha doğrusu böyle bir devleti umma- dığı için uluorta konuşmuş. Eğer bilse ve Efendimizin sarayına ha- | layıklıkla gideceğine aklı erse sevincinden çıldırır. — Çıldırmaz Hoca, çıldırmaz. Senin kız yaman şey. Bizim di- | yarın dişilerine benzemiyor. Er- kek gibi düşünüyor, erkek gibi konuşuyor ! — Toy da ondan, Fakat işi anlarsa kanatlanır, cve sığamaz olur. — Bunu da sınıyacağız. Zaten | sana kendimi belli edişimin sebe- bi de budur. Tevekkülle açık ko- buşacağım, yüreğini okuyacağım. O; beni yine bilmesin. Buraya görücü geldiğimi sansın. Baka- hm, işi ciddi tutarsak ne yapa- cak, nasıl davranacak? — Nasıl davranacağını arzet- tim: sevincinden uçacak! — Ben bu kanaatte değilim. Maamafih — tecrübe — edeceğim. Çünki kendisini beğendim, almak | isterim. Elverir ki razı olsun! | Hızır Hoca bir şeyler söyle- | mek | vermedi: istiyordu. Timur meydan — Bu işte söz kızındır. Sana susmak düşer. * Ve ilâve etti: — Emrim ve haberim olma- dan kızına kim olduğumu söyler- sen başını keserim! Bızır. Hoca, hükümdar nes- linden gelme bir adamdı, kafa- sının kendince çok büyük kıymeti yardı. Fakat Timurun, hükümdar- zadelik şerefini değil hükümdarlık | çalışanlara azami 50 - 60 kuruş tacını taşıyan nice kelleleri de uçurduğunu bildiği için İliğine kadar titremekten geri kalamadı. Hem korkuyor, hem nefsine sö- güp sayıyordu. Durup dururken kızını Cihangire vermiye kalkış- masını artık meş'um bir teşeb- büs olarak — telâkki ediyordu. korkuyordu. Onu | Hapishanede Mqhkâmlar Nasıİ eee ee üt Çalışıyorlar ? Mahkümların Dörtte Üçüne İş Bulacak Bir Vaziyet İhdas Edilemez Mi? Sermaye Ve Kredi İhtiyacının Temin Edilmesi Lâzımdır Geçen — gün, “Son Posta,,nın “Hergün,, sütu- | Nunda, ceza mü- essese lerimizin vaziyeli mevzu- bahs — olmi Maddi îmli':::: hk yüzünden birçok mahküm- lariın böş otür- mak mecburiye- tinde kaldıkları kaydediliyor, i- siz bir adamın dört duvar ara- sında — seneler geçirmesinin fe- :_n::e nazarı dikkat celbedi- iyordu. Diğer vil n bi- lâhare 5.23;;" whgh lük - İstanbul hapishanesinin bu noktadan vaziyetini tetkik” ettik. Elde ettiğimiz neticeye göre, bu müesseşenin imalâthane ismi verilen mesal muhiti, daha çok ıslah edilmiye muhtaç bulunmakla beraber bugükü şeklile de şayanı memnuniyet bir vaziyet arzetmek- tedir. Hapishanede Ne İşler Yapılıyor? Umumi hapishanede, evvelce | | ha kolay bir hale getirmek lâzım- çorapçılık, marangozluk, - terlik- çilik, mMangalcılık, ve keman gibi musiki aletleri imali, demircilik, kalaycılık, tes- pihçilik san'atleri bir hayli terakki etmiş idi. Hatta birçok kimseler, bu gi- bi ihtiyaç — eşyalarını hariçten ziyade hapishaneden tedarik et- meyi tercih ediyorlardı. Çünkü el emeği hnisbeten daha ucuz olduğu için alış, veriş daha eh- ven fiatle yapılıyor, — kullanıdan malzeme daha sağlam ve daya- nıkli oluyordu. Gerek bir kısım mahkümların — müddetlerini — ta- mamlamaları, gerek hariçle olan temas müşkülâtı yüzünden resim işçiliği, demircilik, kalaycılık ve tesbihçilik ile musiki — aletleri imalâtma ait faaliyetler kâmilen sönmüştür. M Şimdiki Waaliyet çorapçılıkla marangozluğa ve terlikçilik ve mangalcılığa inhisar ediyor. Bu- nun haricinde hapishanenin bir de hususi bir matbaası mevcuttur ki, hariçle ilân işleri yapmaktadır. Ara sıra kese kâğıdı yapıldığı da oluyor. 9 “Çalışan İşÇi Ve Yevmiyeler İmalâthane tam bir faaliyetle ' | çalıştığı zaman işçi miktarı (400), | bazan (500) € kadar yükselmek- tedir. İmalâthanenin en faal kısmı çorapçılık şubesidir ve bu kısımda 84 çarap makinesi mevcuuttur. Talep olduğu takdirde günde asgarl 3000 çift çorap çıkarmak- tadır. Marangozluk şubesinde 13, terlikçilik kısmında 14, mangal- cılıkta ise beş kişi çalışmaktadır. Jmalâthanenin demirbaş eşyasi 26 sermayedar mahküma ait olup diğerleri ameledir. Burada yevmiye verilmektedir. Bu yev- miye miktarı bilhassa çerapçılık şubesine ait olup diğer san'at | işlerinde yevmiyeler 15 kuruşla 50 kuruş arasında dalgalanmak- tadır. Haftada Bir liraya çalışan iş- (Arkası ver) Içi!eı de yok değildir.. Umumi resimcilik, ut | | okuma yazma bilmedikleri mey- mevcudun elyevm takribon (700) € yaklaştığı nazarı dikkate alınır- sa, kimsesiz ve hariçten yardım görmiyen mahkümlar için bu imalâthanenin ne büyük bir des- tek olduğu kolaylıkla kabili ta- savvurdur. İmalâthane Daha İyi Çalışabilir Yukarıya kaydettiğimiz rakam- ların şayanı memnuniyet olmasına | rağmen bu imalâthanenin daha | faal, daha kazançlı bir hale ge- | tirilmesi mümkündür. Bunun için. imalâthane ile haricin temasını da- dır. Ayni zamanda hariçten dahile mahzurlu eşya sokulmasına mâni olmak, fakat bunu temin ederken müşteri kaçırtacak vaziyetler ihdas etmemek için münasip bir şekil bulunmak elzemdir. Bundan başka Kıralın . . <.. Bir Sözü Mütevelfa Portekiz Kıralı ölü- münden evvel “Portekizde mat- baacılık, ismi altında üç ciltlik bir eser yazmıya başlamıştı, bu eserin ikinci cildi muharririnin vefatından sonra yani iki hafta evvel intişar etti. Müteveffa Portekiz Kıralı ese- rini bu ikinci cildinde Lizbonda yerleşmiş bir Alman tabiinin hi- | kâyesini aolatmıştır. Bu tabi yir- mi sene çalışarak bir salname vücuda gelirmiş ve bunun son cümlesini yazarken ölmüştür. Müteveffa Portekiz Kıralı hikâyeyi anlattıktatı — sonra mülâhazayı serdelmiştir: — Bu, şimdi masal olan hâ- diselerdendir. Zira zamanımızda bir insanın eserini ikmal etmesi mümkün olmuyor! Filhakika doğ- ru.. Kendisi de eserinin Üçüncü cildini yazmadan öldü. bu şu Faydalı Bir Konferans Menemen ( Hususi ) — Ameri- | kalı bir bağ mütehassısı, Zafer i sinemasında bağcılık hakkında faydalh bir konferans verdi. İmar işlerinin nasıl yapılması lâzımgel- diğini, kükürt ve göztaşının ne vakit atılacağını bahsetti. uzün — uzadıya Okumaları Yokkuş ! İzmir ( Husust ) — Bergame | köylerinden bazılarında imamların dana çıkmıştır. Bu gibi imamla- rın yerlerine okur yazar imamlar tayin edilecektir. imalâthanede ça- lışanların krediye ve dolayısile ser- mayeye ihtiyaç- ları vardır. Bu kredide — temin edilmek — lâzım- dır. Aksi takdir- de — hapishane imalâthanesi, mahdut faaliyeti içinde kör, topal yuvarlanmağa mahkümdur. Bu- nun için de mese- 1â satış eşyasın- dan alınan yüzde on beşlerden isti- «ade etmek müm- kündür. Istihbaratımıza göre 'bu suretle birikmiş 5000 küsur lira kadar bir para vardır ki imalât- hanenin kredi ihtiyacı, bu para- dan temin olunabilir.. Hem bu sermaye nemalandırılmış, hem de hapishane imalâthanesine inkişaf verilmiş olur. KŞ Buraya dercettiğimiz resim, ha- pishane çorapçılarından Halit ustanın beşinci grupunu — göstermektedir. Bu kısım İl gruptür. Halit usta, | hapishaneye 7,5 senelik bir mahkü- miyetle beş parasız girmiş, tenekeci çıraklığından işe — başlamış, sonra işi mangal ve sobacılığa dökmüş, 30 lira biriktirmiş, bu para ile vere« siye 100 liralık bir çorap makinesi almış, Dursun amca İsminde - birile ortak olmuş, çalışa, çalışa makinele« rinin adedini altıya çıkarmışlardır. Yanlarında J4 kişi çalışıyor. Sabit sermayeleri 600 lirayı bulmuştur. Karacabeyde İyi Su Karacabey (Hususi) — Ka- sabamızdaki sular kireçlidir. Ka- sabaya iyi su temini için bir proje yapılınıştır. - Yakında — projenin tatbikı için Ffaaliyete geçilecek ve bu iş için 180 bin lira sarfe- dilecektir. Bu faaliyetin netice- sinde temiz ve sıhhi su içmemiz mümkün olacaktır. Yeni Neşriyat Havacılık Ve Spor—Bu n anin TT İnci sayısr İzmirde Gazi emü- heys kelinin açılıma merasimine, Dünya Üüzes linia- nasıb Beçildiğine, büyük muhteri (Santos Dümonjun ölümüne, Karadehiz a ait bol resimli yar zılarile çıkmıştır. Grek ve Romen Mitolajisi Yazam Nüzhet Haşlm Sinanoğlu asikleri okumak için yazılmış olan bu kitap Mili kütüphanemizin büyük eserldir. Eski Yünan ve Rom “ yazılmıştir. — Kitabin Güdeksi, an lügat gibi İetifade edilmeyi de Yozam: Nüzhet Haşim Sinacoğlu XIV asırda yaşarlış olün — büyük aiyan şafri Perrnrka'nın- hayatımı ve devrin bitiml ile rönesansın v ç arasındaki devrin karakteristiği gok vüzıb olarak göstermesi — itibarile de çok mühimdir. Öz Dillimize Doğru — Hu mce Mmuazüü 4 üncü Bayısı - Çıkmı Tir. — Bü sayıda « Dilimiz irzeriae düş <Ay Yıldız. gölleri sardi de Ülner Seyfetfa » ve daia birçok yazar vardır. « Öz di

Bu sayıdan diğer sayfalar: