25 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

25 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Yunanistanda Yedi Siyasi Sayta 15 Parasız Milyoner! -* 5—- FırkaMücadeleye Başladı İhtiyar Amerikalı Ga;y; Genç VBir—İ.spa_nyol Kızı İle _Evlemı;işti. Kadın Fettan Mı Fettandı! Muhakkak Bu Meselede Az Çok Bir Alâkası Vardı Otomobil muhteşem bir şato- hun bahçe parmaklığı — önünde durdu, indik, ve zevk noktasın- dan biraz fazla mütenazır olarak yapılmış çiçek tarhlarının arasın- dan geçerek binanın iki taraflı mermer merdivenlerine ayak bas- tık. Azametli bir kapıdan içeriye girerek ve kendimizi yüksek ta- vanlı, şahane bir halin içinde bulduk. Etrafıma baktım ve gördüm ki, burası zevkiselimden mahrum, sonradan görme insanlar tara- fiından döşenmiştir, hertaraf gö- ze batıcı renklerle, yaldızlı'mobil: yalarla tıklım tıklım doludur. Mister Çenser ile karşılıklı birer koltuğa henüz oturmuştuk ki içeriye bir kadın girdi. Haki- katen güzel, narin, zarif, şahane bir kadındı. Fakat muaşeret ada- bından da ©o nisbette mahrum görünüyordu. — Filhakika benim bulunuşuma hiç ehemmiuet ver- meden doğruca gelip kocasının dizleri üzerine oturdu. Mister Çenser: - — Azizem Theresa, sana, bah- settiğim meşbur detektif Mister Con Recdi, takdim ederim, dedi, Ben ayağa kalkmıştım. Mera- simle selâm veriyordum. Mister Çenser ilâve etti: — Mister Con Recd lütfen bana refakat etti, kaniim ki ge- celeri şatoya girip çıkan hırsız, yakında bulunacak ve bizi endi- şeden kurtaracaktır. Theresa cevap vermedi. Bana karşısında garip bir hayvan var« miş gibi mütecessis nazarlarla bakıyordu. Ağlebi ihtimal sivil bir polis memurunu ilk defa ola- rak görüyor ve kılık kıyafet ili- barile bir centilmenden farklı olup olmadığını uqlırıyordu: e Tecessüsünün verdiği neticeyi bilmiyorum, fakat bu kadının ilk dakikada beni hayrete düşürdü- ğünü itiraf ederim. Zira zevcinin takdimini müteakıp iyi kötü bir iki cümle söylemesi icap ederken ağzımı bile açmadan çıkıp gitti. Maamafih giderken bana mâna- sını anlıyamadığım garip bir na- zar atfından da geri kalınadı. Miseter Hugo Çensor mem- nuniyetinden — yerinde — duram» yordu: —NAasıl, perestişe şayan değil mi? diye sordu. — İlâhi güzel cevabını verdim Bu kelime hoşuna gitti! — Ne iyi buldunuz! Evet Hâhi güzel! Ve fazla olarak benim gibi bir ihtiyarı da seviyor. Doğ- rusu bu kadınlar aklın alacaği şeylerden değil! Fakat memnuniyetini — daha fazla izhara lüzum görmiyerek ayağa kalktı: — Size şatoyu gezdireyim, dedi. Zira gece geldiğiniz zaman yolunuzu şaşırırsanız. belki bir münasebetsizlik olur. Vakıâ siz nöbet beklediğiniz zaman ben de yanınızda — bulunmak — işterdim amma, plânınızın bozulması müm- kündür. Binaenaleyh yine sizi yalnız bırakmayı tercih ederim! Mister Çenser gittikçe senli- benlileşiyordu. Koluma — girdi. Beni salondan salona, koridordan koridora sürükledi. Her tarafı ayni zevksizlikle, ayni kabalıkla döşeli buldum. Hatta kadının odası da dahil olmak şartile! Bu ziyaret %ııer Çenserin y stüdyo ni verdiği küçük oda- sında hitam buldu. Bu odanın geniş bir yazı masası, üzerinde telefonu, — köşelerinde — muhtelif etajerler üzerinde bir sürü dos- yaları ve geniş koltukları vardı. Mister Çenser anlattı: — Zevcemle ben vaktimizin büyük kısmını burada geçiririz, ben çalışırım veya kir uyku kes- | Hiririm. O ise kitap okur. Kitaba nekadar düşkün olduğunu tahmin edemezsiniz. Bakınız şu masanın üzerinde duran yığına! Hepsi de daha yeni geldi. Kitaplara şöyle bir göz atınca Madam Çenserin edebi zevkini anlamış oldum. Filhakika bu kitapların hepsi de kapıcılara mah- sus âdi cinayet romanlarından ibaretti. Maamafih Mister Çenser zev- cesinin — meziyetlerini ballandıra ballandıra sayıp dökerken benim gözlerim odanın köşesinde duran kasaya ilişti. Derhal hatırladım. Bunun içinde hatırı sayılır bir servet bulunduğunu bizzat sahibi söylemişti. O aralık Mister Çense- rin sesi kesildi. Baktım ki, oturduğu koltukta uyuklamıya — başlamış! Anlaşılan hararetin veya yorgunluğun ne- ticesi olacak! Resminizi 38 Ayten Hu Güler yüzlü ve sa- izi Bize Gönderiniz, » Size Tabiatinizi Söyliyelim... mimidir, Pek sokulmaz, da- & haziyade mah- çuptur.JFiil ve hareketlerine j hilc ve fesat | karışlır maz, Ç yalnız — sevgi bahsinde kıs- “Ü) kançtır. Çabuk barışır. — Kin tutmaz. Zavahire kapılır. B 39 A. |. F. Be Hassastır. Maddi varlıklardan ziyade manc- viyata fazla yer vermiştir. Ha- yal, his ve heyecan mev- zularına karşı zâfı vardır. Savgi, ve ma- cera bahsinde kıskançtır. Kendisine ehemmiyet verilmesini ister Süratle müteheyyiç olur, Ka- pah ve manalı kalmayı - tercih eder. ı 40 Mustala B.: Ciddidir. İşlerine hile ve riya karıştırmak is- temez, olduğu gibi görünür. Bazan tok söz- lü olur, sert kabele — eder. Çabuk asabile- şir, fakat iğbi- rarı kinsiz ve” devamsızdır. Çabak ve çoök ke- nuşmaz. V ŞANKER müameleye mu: Yavaşça kasaya yaklaşarak | markasına — baktım ve derhal tanıdım. Küçücük yassı bir anah- tarla ve altı harfli kombinezonla açılır.. O kadar meşhur bir şey değildir. - Bundan çok sağlamla- rını açmış bir. adam sıfatile pek iyi bilirim. Kasanın yanından uzaklaşırken masalardan birinin üzerinde bir külçe — anahtar gözüme — ilişti. Derhal gördüm ki kasanınki de içindedir. Hemen usulcacık cebi- me yerleştirdim. Fakat biraz düşününce bu hareketin ihtiyat- sızca bir hareket olduğunu an- ladım ve külçeyi cebimden çı- kararak bir etajer üzerinde duran küçük bir vazonun içine attım. * Eğer güzel Theresa gelip te yemeğin hazır olduğunu haber vermeseydi, zannederim, Mister Çenser daha bir hayli uyuyacak- tı. Yemek — salonunun yolunu tuttuk: Giderken güzel Theresa- ya kolumu verecektim, fakat bu evdeki mevkiimi düşündüm, son- ra kocası muaşeret usüllerinden bebresiz bir adamdır, bu hare- keti hoş görmemesi ihtimalini hatırladım, vazgeçtim. ( Arkası var) —1 46 Turgut B.: Hassastır. İntizam K temizlik ku- yudatına Tiayet eder, his ve hayale — fazla yer verir. Sev- &1 ve macera- yazâfi vardır. Güzel ve şık giyinmek, gü- * zelliğe delâlet eden — şeylerle meşgul olmak ister. Maddi yarlık- lardan ziyade manevi mevcüdiyet- lere kıymet ve ehemmiyet verir. Hü 45 İbrahim Ef-: Becerikli — ve mücadelecidir. Rahatına pek düşkünlük gös termez, — yiye- gek, —yatacak ve giyecek hu- susunda müş- külpesent dav- ranmaz. Ken disini pek &- kıntıya, üzüm tüye kaptırmıya taraftar değildir. olduğu gibi görünmiye temayül eder. Nadiren güler ve neşelenir. 47 Selim Ba Atılgandır. İş- lerinde aceleyi ihtiyar — eder. Mü na kaşadan çekinmez, fa- kat işi füli mücadeleye intikal — ettir- meden — idare etmesini bilir. E Çabuk kızar ve barışır. l aydanberi hazırlık faaliyeti şek- linde devam eden intihabat işleri bir haftadanberi resmt safhasına girmiş bulunmaktadır. Eski meb'- usan meclisinin vazifesi ayın on sekizinde hitam buldu ve bu suretle yeni intihap devresine resmen girildi. Yunan kanunu esasisi yeni — intihabatın, eski meclisin vazifesini bitirdiği gün- den geçtikten sonra icrasını emreder. Bu hüküm neticesi olarak Cümhur Reisi yeni intihabın ey- lülün yirmi beşinci pazar günü icrası hakkında bir irade isdar etmiştir. Bu takdirde 25 eylül Yunanistanda en büyük gün de- mektir. Nalümdur ki her memleketin kendisine göre bir intihap usulü vardır. Yunan İntihap Kanunu meb'us intihabmı bir dereceli olarak kabul etmiştir. Aynı za- manda intihap bütün memlekette bir gün içinde yapılır ki o gün de pazar gününe tesadüf ettirilmek Tâzımdır. Çünki pazar günü tatil olduğu için müntehipler rey ve- rebilmek hususunda bol bol vakit bulabilirler.fİntihap güneşin doğduğu zamandan batacağı zamana kadar geçen müddet zarfında yapılır. Yalnız bu müddet bir saat kadar temdit edilebilir. İşte bir günde tamamlanan bu intihap neticesini, yani kimlerin kazandığım bütün memleket gece yarısına doğru Ööğrenebilir. Yunanistanda bugüne kadar meb'us inlihabatı ekseriyet siste- mi üzerine yapılırdı.. Fakat bu son intihap için beş usul kabul edilmiştir. Eski sistemde macliste yalnız ekseriyetlerin temsili gibi haksız bir netice bâsıl oluyordu. Fakat yeni sistem mucibince mec- liste akalliyetlerin de temsili im- kân — dabhilinde bulunmakta ve daha doğrusu küçük partiler büyük partiler tarafından yutula- mamaktadır. Bu da her müntehi- bin yalnız bir namzede rey ver- mesinden ileri gelmektedir. Memleket bir haftadanberi resmen intihap mücadelesine gir- dikten sonra bütün fırka merkez- leri ve siyasi klüpler birer mü- eadele karargâhı olmuştur. Zaten birleşmiş olan Atina ve Pire şehirleri birer siyasi pa- nayır halini aldılar. Fırka kulüp- leri gece gündüz açıktır, girip çıkanların adetleri nihayetsizdir. Bütün kulüplerin kumandanları, erkânı harbiyeleri plân çizmekle meşgüllerdir. Her kulüp adeta bir karargâhtır. —— - Evkafı Mülhaka itibaren en çok kırk gün ,' Fırkalar da burada maşallah | İstanbul Evkaf Müdüriyeti İlânları Bütün Siyasi Klüpler Ve Fırka Merkezleri Karargâh Halindedir Atina, 24 ( Hususi) — Birkaç ’ Yunan Çiftçi ve Amele Partlsi Relsi M. Papanastasyu çok bereketli. Bazılarını yazıyo- rum: Liberal fırka (Venizelos Fır- kası, bittabi Cümhuriyetçi), Zira- atçi ve işçi fırka (Papanastasyu fırkası, Cümhuriyetçi ve sola mü- temayil) , Tarakkiperver liberaller fırkası (Kafandaris fırkası, Cümhu- riyetçi), Milliyetperver Cümhuriyet fırkası (Jeneral Kondilis fırkası, müfrit Milliyetperver Cümhuriyet- çi) Halk Fırkası (Çaldaris Fırkası, kıraliyetçi ), Zaviçanos — Fırkasi (ikisi ortası, zayıf bir fırka), Mute- diller Fırkası( Kıral Cenel Metaksar Fırkası, mutedil ve fakat zayıf ) bunlar belli başlı fırkalardır. Bun- lardan sonra Komünist ve Radikal Fırkası gibi birçok fırka isimleri daha saymak mümkündür. Fakat bunların şimdiki halde büyük bir rol oynadıkları yoktur. Bütün bu fırkalardan acaba | hangisi kazanacak? Diye herkesin ağzında mukadder bir sual var, Geçen gün fırkacılardan biri bu suale pek doğru olarak şöyle cevap vermiştir: — Fırka işleri rügâra benzer. Bugünkü esişi yarımkine benze- mez. Bu işler kehanet götürmez. Sandıklar açılıp reyler tasnif edil- meden hakiki — neticeyi keşfet- miye kalkışmak büyük bir cür- ttir. İntihabın asıl büyük mücade- | lesi Venizelos fırkasile Çaldaris fırkası — arasında olacaktır. En kuvvetli fırkalar bunlardır. Bun- lar umum mücadelenin ağır top bataryalaridır. Bunun - içindir ki tahminler muhteliftir, Diğer taraftan da unutmama- hdır ki bir askeri cemiyet vardır ve şimdilik, gerçi uzaktan, fakat harekete amade bir vaziyette bu mücadeleyi takip eylemektedir. Mt ça saR A — Mütevellilerinin Nazarı dikkatine Mütevelli — marifetile henüz tapuca kayit senetsiz tasarrufat hakkındaki idare edilmekte olan akaratı ve tescil ile senetleri bu kere müddeti vakfiyeden alınmamış - olanların, temdit edilen muafiyetten bilistifade tapuya rabıtları muktazi bulunduğundan mütevellilerin, bu gibi akaratın cins ve miktarile evsafı sairelerini havi cetvellerini derhal tanzim ve tapu idaresine tevdi ederek bu öene zarfında vakıfları namına behemehal tapuya raptettirmeleri ve vakıflarına ait icarei vahideli ne kadar emlâk varsa ayrıca bir cetvelini tanzim ile nihayet bir ay zarfında Mülhak Vakıflar idare- sine vermeleri lüzumu ehemmiyetle ilân ve tebliğ olunur. e K

Bu sayıdan diğer sayfalar: