25 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

25 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AERCLCR Z, SNT 4 Sayfa î Memleket Manzaraları İ Köylüleri Tefecilerden Kurtaralım İzmir (Hususi) — Münev- verlerimiz ve zenginlerimiz Karis- pat kaplıcaları veya Kot Dazür plâjları bhakkında bize birçok malümat — verebilirler. Avrupa gazeteleri ve ansiklopediler bize dünyanın bu lanınmış yerleri hakkında reklâmla şişirilmiş bir- çok malümat vermektedir. Fakat biz ayağımızın dibinde, yan:ıba- şımızda olan güzel yerleri tanı- miyoruz. Onlar hakkındaki bil- gilerimiz çok basit ve pek azdır. Bir vesileden — istifade ederek Cumaovası — nahiye — merkezile, Gölcüklere gittim. Gölcükler ta- bit güzellik itibarile dünyanın en güzel köşelerinden biri addedik meğe lâyıktır. Bilhağsa geceleri, serin ve hattâ soğuk denecek bir havada ayın mehtabı altında piril piril yanan - serin sulara akseden yıllanmış ağaç gölgele- rinin seyri kadar insana zevk veren bir şey — tasavvur — edile- mez. Saf ve serin hava, şürli bir mehtap,! neflis su, gayet ucuz ve bol yiyecek... İşte Gölcükler böyle bir yerdir. Gölcüklerden — biz İzmirliler istifade etmesini bilmiyoruz. Ora- dan istifade eden İzmirdeki Ame- rikalı ve ecnebi zenginlerdir. Bir Amerikalı aile her sene yazı ge- çirmek için Amerikadan kalkıp Gölcükler gelmektedir. Bu aile 20 senedenberi Gölcüklerin müdavimi imiş. Geçen senenin yaz mevsimin- de Cumaovanın nahiye merke- zinde iktısadi vaziyeti çok dur- gun görmüştüm. Bu defaki gi- dişimde vaziyeti daha iyi, daha ümit verici buldum. Bağ mahsulü, köylünün yüzüne neşe katacak kadar olgundur. Fakat köylünün murabahacılara çok borcu var- dır. Çiftçiler borçlarını ödeye- bilmek için üÜzümleri daha olb- madan ekşi ekşi sergiye atı- yor; bu suretle erkenden mahsu- lünü paraya kapatıyor. Cuma- »va nahiyesinde, zürra bir mu- vabahcıdan yüzde elli, altmış fa- izle para tedarik ettiği için bor- cı bitup tükenmiyor. Çünkü her sune faiz miktarı artıyor; borç atıyor; bilhassa mahsul — olma- dığı seneler köylünün vaziyeti fenalaşıyor. Nahiye merkezinde amaele Ücretleri nisbeten — iyidir. Üzüm sericiler yevmiye 25, ban- dırmacılar 40, (Keletirci) ler 75 kuruş almaktadır. Murabahacıların bu insafsızca hareketlerine rağmen çiftçiler kredi kooperatifine iyice sarılma- mıştır. Çünkü kooperatiller köy- lüye lüzumu kadar ikrazatta Lu- lunmuyor. Çiftçiyi murabahacının elinden kurtarmak için koopera- tiflerin daha faal bir şekilde çalışmasını temin etmek zaru- ridir.—Adnan Yakalanan Kaçakçılar Malatya (Hususi) — - Adıya- man kazası dahilinde kaçakçılık mücadelesi şiddetle devam et- mekte, yeni kaçakçılar meydana çıkarılmaktadır. Kazada — muh- telif kaçakçılık suçlarından maz- nun altı erkek ve iki kadın ya- kâlanarak şehrimize getirilmiş ve ihtisas mahkemesine teslim edil- mişlerdir. | bize SON POSTA asretin Hoca Ne Âlemde? Bu Kalender Ve Filozof Ölünün Mezarı Tamire Ç Akşehir (Hu- susi)— Şehrimiz- de - ecdadımızın bıraktığı kiymetli — tarihi eserler ve âbi- deler — arasında lmaret Cami bir inci - gibi dur- maktadır. Mima- ri kiymeti itiba- rile bir zarafet nümünesi — olan bu güzel yadi- gâr, bugün ma- alesef harap ol- mak. ve belki okadar uzak ol- mıyan bir istik- balde büsbütün ortadan kaybol- mak — tehlikesi karşısındadır. — Türk harsile ya- kından uğraşan heyetlerin bu güzel — mimari — nümunesile de alâkadar olmaları lâzımgeldiğini söylemiye bilmem lüzum var mıdır? Evkaf İdaresinin, tarihi meziyet ve kıymetlere malik olan Edirne camilerini tamir ettirdiğini niyoruz. Gönül ister ki Evkaf İda- resi, memleketin kuytu köşe- lerinde bulunan eserlere dikkat etsin. İmaret Camii bir kubbe altında inşa edilmiştir. Geniş bir avlusu, bir zarif şadırvanı, avluda bir de asırdide çınar ağacı mev- cuttur. Camie uzaktan bakıldığı zaman hakikaten bir san'at eseri oldi göze çarpar. Fakat yakından tetkik edilince san'at ve inşa kıymetinin daha yüksek olduğu anlaşılır. Camiin güzel çayırlarla tezyin edilmiş ok Muhtaçtır Akşehirde Nasrettin Hoca türbesi ve İmaret camli olan geniş avlu- su kalabalık bir halk tabakasile dolar. —Camiin yanıbaşında meş- hur — Nasrettin Hocanin, nükte- leri kadar meşhur olan türbesi var- dır. Halk tatil ve cuma günleri buraya gelerek büyük filozofun, emsalsiz kalen- derin — türbesini temaşa — eder. Fakat asırlarca evvel beşe- riyete — şaheser- ler hediye edip göen Nasrettin Hocanın — tür- besi de tamir ihtiyacındadır. Türk büyükleri arasında ismi her zaman anılacak olan bu nükte ve mizah kahramanının ahret köşkünü mu- hafaza etmek çok doğru bir ha- reket olacaktır. Yukarda bahset- tiğim İmaret Camil bundan altı ay kadar evvel vuku bulan şid- detli bir fırtıma esnasında harap olmuştur. — T. N. » Muşta Ziraat Tetkikatı İcra Edildi Muş (Hususi) — Birkaç gün evvel şehrimize Ziraat mütehas- cıslarından M. Kristiyan gelerek yanında bulunan asistanı ve ziraat fca 130muru Saim Beyle birlikte müznbit — ovamızdaki mer'alarda tetkikat yapmıştır. Öğrendiğime göre mütehassıs, ovamızın nebat yetiştirme kuvvetini ve bilhassa çayırlarını çok mükemmel bul- muştur. — Köylü C. Tekirdağda Güzel Ve Şirin Bir Park Vücude Getirildi Tekirdağ (Hususi) — Burada Üç ay evvel bir park yapılmağa başlaraıştı. Üç aylık bir faaliyetten saınra güözel ve şirin bir park vücuda getirildi. Renkli çiçeklerle, yeşil çimen ve ağaçlarla slislenen bu parkın içerisinde beyzı şekilde güzel bir havuzda vardır. Bu hayırlı iş; vilâyetimiz için bir hiz- met olmuştur. Fakat bu parkın etrafındaki — harabelerin de — bir mâavre haline getirilmesi çok tememni ediliyor. Memleketin en gözel ve mutena bir mahallinde yücude getirilen bu parkın ya- kında resmiküşadı — yapılacak ve halkım:zın yegâne teferüç mahalli olacaktır. — G C. __-_ı . Temizlik - Faaliyeti Merzifon ( Hususi ) — Birer çöplük halini alan bütün boş ar- saların etrafına, Belediyenin em- riyle duvarlar çevrilmekte, bu guretle pis manzara ortadan kalkmaktadır. ; İAıitaIyada Eski Eserler I| Antalya, (Hususi) — Resmini gönderdiğim — Yivlim camli An- talyamızın eski tarihi eserleri arasında çok meşhurdur. Bu cami yedi asır evvel Selçuk padişah- larından Sultan Gıyasettini Kiy- hüsrevi Salis zamanında yapı- mıştır. İnşa tarzı itibarile tarihi kıymeti çok büyüktür. Fakat bu- gün bir harabe halindedir. Minare çok san'atkârane bir tarzda ya- pilmiş, minakâr! tuğla ve moza- iklerle süslenmiştir. — Seyfi Merzifonda Bir Hırsızlık Merzifon (Husus!) — Muallim Hulüsi B. geçen akşam hamamda yıkanırken elbiseleri karıştırılmiş, parası ve diğer eşyası çalınmıştır. » * . Salihlide Halk Dünya Güze- lini Görmekİstiyor Salihli (Husust ) — Türkiye ve dünya güzeli olan Keriman Halis Hanımın 9 eylülde zmirde bulunacağını gazetelerde okuyan kazamız ve civar kazalar halkı Eüıeliııld görmek için İzmire adar gideceklerdir. Bu büyük muvaffakıyetin sahibi olan Keri- man Halis Hanımı görmek istiyen halkın İzmirde büyük bir kala- balığa sebebiyet vereceği tahmin edilmektedir. — f af Sındırgıda Eski Tütünler 25 Kuruştan Satılmıya Başlandı Sındırgı ( Hususi ) — Geçen seneden kalan tütünlerimizin sa- tışı başlamıştır. Okkası yirmi beş kuruştan satılmaktadır. Sındırgı- Bigadiç arasındaki yolun mühim kısmı yapılmak Üüzeredir. Sındırgı-Balıkesir arasındaki menfezlerde yeniden — yapılmak- tadır. t yakında bitecektir. Yalnız Çintekor ve Tepecik köp- rüleri bu sene yapılamıyacaktır. Fakat kış mevsiminde şiddeli yağmurlar yüzünden dereler taş- tığı için çok sıkıntı çekmokteyiz. Bu sebeple gerek bu köprülerin, gerekse Sındırgı ile Simav çayı arasındaki yolun vakit geçiril- meden yapılması çok elzemdir. Çirkin Bir Hâdise Gönen ( Hususi ) — Buraya merbut Tuzakçı köyünden Arna- vut Nazmi isminde birisi hak- kında, küçük bir kıza çirkin bir muamelede bulunmak — cürmile takibat icrasına başlanmıştır. Eski Şairlerimize Dair Nurullah Ata Eski şairlerimizi sevmiye çok gayret — ettim. — Asırlardanberi okunan, muhafaza edilen ka- sideleri, gazelleri büsbütün boş, vahi saymıya —insanın — gönlü razı olmuyor. Hem, böyle uzuy senelerdenberi sevilen — eserleri, kendi zevkimizi tatmin etmiyor diye reddetmek te çirkin bir gurur, nefsimize hayran olmak gülünçlüğü — vardır.. Bu yüz- den, şüphesiz ki etrafımdakilerin de tesiri ile, divanlarda hakikt güzelliği aradım; bazı beyitlerin serabına kapılarak bulduğumu da sandım, Hafızamda — terennüm eden harikulâde bazı mısraları, beyitle- ri de inkâr ederek eski şiirimi» zin hiçbir. güzelliği — olmadığmı iddiaya kalkacak değilim. Fakat, dorğusa, biz onlardan beşeri de« gil, ancak tarihi bir zevk alıyos ruz. Bir san'at eserinin ihtiva ettiği heyecam ahzedebilmek için onun vücuda geldiği zamanın ve mekâ- nn havasına girmek lâzımgeldiğini söyliyenler, bizim eski edebiyatı« mızı öne sürdükleri vakit, daima haklıdırlar. Fakat hakikaten güzel eserler de vücuda geldikleri za- man ve mekânın şartlarını aş: her yerdeki her insana hitap eden bir kudret vardır. Şiir, bir insanın bütün insane larla dertleşmesi, onlara kendisini ve kendilerini daha iyi sezdirmiye çalışmasıdır. Bir Nedim, bir Bıii. hatta bir Fuzuli'de kendi sevi veya kederlerimizi bulmak - çol müşküldür; çünkü onların kendi. lerini söyledikleri de pek nadir« dir. Onların gayesi ruha nüfuz değil, kelimelerle maharet yöz- termek, hayal, istiare cambazlığı yapmaktır. Okadar ki şiirlerinin ekserisinde bir mevzu, bir mer- kez yoktur; her beyit müstakil, hatta avaredir. Böyle olmasına rağmen eski şairlerimizde mükemmellik merakı da yoktur. Bazı çok güzel yazı« larda zayıf parçalar, ihtiva ettike leri şeyler kül için lüzüumlu ok duğundan bir dereceye kadar mazur görülebilir. Fakat arala. rında vezin ve kafiyeden başka bir irtibat olmıyan iki beytin biri çok güzel, biri çirkin olunca bunları bir araya getiren şair ne mazeret gösterebilir? *“Ziba yaraşır — hil'ati naz ol boyu serve - İki kolumu kılsam ona beldolaması - Dikkatler ile seyrederiz yârı serapa * Görmez mi idik biz de eğer olsa vefası.,, Bu soğuk, ahenksiz ve İüzumsuz sözler Karagözde Hacivatın tu- haflıklarından değil, Bakinin bek ki en güzel fahriyesi ile bitirdiği gazelinden iki beyittir. Bazan bir kaside, dâhice denebilecek — bir - beyitle baş. hyort * Ruhbaş oldu. Mesiha sıfat enfası bahar- açtılar didele- rin habi ademden ezhar.,, Bunde, eski Yunan mitolojisinde görünen her şeye canvirmek zihniyetini andıran bir hal vardır. İnsan: “İşte coşan, coşturan bir şairl,, diyor. Aldanmayın, ikinci beyit size şairin ancak maharet göster- mek hevesinde olduğunu, manzu- mesine kalbini, “havası hams,, ını karıştlırmağa niyeti — olmadığını ihtar ediyor. Bunları sevmeğe çok gayret ettim; fakat aldığın zevk, tame baz seyrederken duyduğumdan farklı değil.

Bu sayıdan diğer sayfalar: