25 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

25 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rahraman | 24 — p » Türkün maceraları KIZIL KILIĞLI ASLAN -> Yazan; Ömer Rıza Oğusta ya Akşam Yemeğine Gittim Biraz Beklememi Söylediler Kapıyı hemen açtım ve içeri baktım; gördüklerimn şunlardı. Nikofor ölüyordu., Onu kur- tardım ve Nikoforu kollarımın arasına aldım, Kendisi bihuş bir balde idi. Yüzüne su serptim ve ay:İttım. Kendine geldi. Sezar elime sarı! sış ve öp- müştü. Elimi çektim ve cevap verdim : — Bana teşekkür etme Sezar. Taptığın ilâha teşekkür et ve bir daha böyle bir işe teşebbüs #etmiyeceğine yemin etl Yoksa seni bağlatırım. Nikofor Hıristos namına yemin ett. Ben de onu bırakıp gittim. Ba vazifeyi yaptğım eırada gördüzğüm manzaraların biri de, içi piskoposlarla dolu, büyük yuvarlak bir bisada oldu. Bu binanın içindeki ruhanilerin sa- yısımı Allah bilirdi Her birl iğri büğrü bir asa da taşıyor, yabut her birinin arkasından gelen bir rahip bu asayı taşımakla mükek h bulunuyordu. Bir gün burada bir mesele müzakere olunuyordu. Müzakere münakaşaya, münakaşa kavga ve gürültüye dönmüştü. Münakaşanın mevzuv, benim anladığıma göre kiliselerde —tasvirlere tapmanın eaiz olup olmadığı idi. Münakaşa, mütbişti. Her taraf neler söyle- miyor, muhasımlarına ne küfürler Atmıyordu. Piskoposlar ikl taraf olmuş- lardı. Bunların birine İconclostlar diyorlar ki tasvirlerin düşmanları idiler. Öteki tarafa da zannede- rim ki, Ortodokslar diyorlardı. İki taraf biribirini «övüp saymıya başlayınca bana da haber gömr derildi. Vazifem herhangi bir tarafın diğer tarafa tecavüz et- memesini temindi. Derhal hareket ettim ve binanın içine girdim. Münakaşanın nasıl başladığını bilmiyordum. Fakat binanın içine girdikten sonra ilk çördüğüm şey iconclostlara düşman olanların münakaşada mağlüp olmaları yü- zünden kollarını sıvayıp hasımla- fna taarruz etmeleri idi. İmparatoriçe İren, tasvirlere tapmanın lehinde idi. Onun için bu mezhebe taraftar olanlar, inr paratoriçenin kendilerine yardım edeceğine kanidiler, İş yumruğa, tekmeye kaldık- tan sonra mabedin içinde müthiş bir arbede koptu. Samilerin de, işe karışmaları, — vaziyeti — büs- bütün — berbat — etmiştl — Her taraftan papazlarla — taraftarları mukabil tarafa hamle etmekte idiler, Hatta peskoposlar — bile arbedeye karışmışlar ve ellerine geçirdikleri ber silâhı, her şeyi hasımlarına atmıya başlamışlardı. Bunlar, — ellerindeki — mukaddeş asaları bile hasımlarım döymek için kullanıyorlard. Vaziyet son derece vahimdi. Tasvirlere tapmak İâzimgek diğini müdafaa edenlerin sayısı Btekilerden pek çoktu. Onun için, tasvir aleyhtarları mağlüp oldular. Ayılı takımı bıın.ırın birçoğunu da yaralamışlardı. Tasvirlere —düşman olanlar arasında Mısırdan gelen peskopos Barnabas'ta — bulunuyordu. Bu uzun sakallı ihtiyar adam, gün- lerce devam eden münakaşa es- nasında çok az söz söylemiş, fakat — aözleri hasmmları Üüzer- rinde tesir etmişti. Tasvir taraf- tarları onun kendilerinden daha çok âlim olduğunu anladıkları için kavga — çıkar Özerine — çullanmışlar, — Antakya peskoposu, — elindeki — murassa asayı onun kafasında kırm:ş, bir takım papaslar onun Üstünü başmı yırtmışlar, yüzüne tükür- müşlerdi. Bu ihtiyarı — onların elinden zor kurtarabilmiştim. Nihayet arbedeyi bin bir müş- kölâtla bertaraf ettik. Ölüleri gömdük. Barnabas ile arkadaşla- rını hapis için emir almıştık. Barnabas, hapisanede tedavi edi- miş ve ölümden kurtulmuştu. Gördüğüm manzara dolayısile Bınııbu ile hıristıyanlık hakkın- *çıkmaz dı birçok defalar görüştüm. Hatta ona bir defa dedim ki — Her halde bu din, esas İti- barile iyi bir şey olacak. Onu bir ağaça benzetebiliriz.. Fakat bu ağacın verdiği meyvalar o kadar kötü ki tarife sığmaz. Barnabasın kendisi de bu 58- züm karşısında duraklamıştı. Bu nunla beraber ben Barnabasla görüşmekten bir hayli istifade etmiştim, Çünkü kendisi put düp manı ldi. Ben de öy!le idim. Ona kendi memleketimdeki bir hey- keli nasıl devirdiğimi, kılıcımla nasıl parçaladığımı anlattığım za- man derin bir heyecan duymuştu. Sonra Barnabas, bana hıristiyan- lığın esas, menşel ve kitapları hakkında birçok malümat ta ver- miştl, Hıristiyan bir memleket içinde yaşadığımı ve Hıristiyanlar» la da meşgül olduğum için bunlar benim işime yaradı. Onlarla nasıl konuşmak lâzm geldiğini, onlara kafalarının alacağı sözlerin nasıl anlatılabileceğini bu sayede öğ- renmiştim. ( Arkası var) f————N Sözün Kısası Mektep Kitapları Meselesi De Bitti  E ( Baş tarafı 8 üncü sayfada ların tabını münakasa suretile mün- ferit teşebbüslere bırakacaklır- ya, bırıkıl:ilecelıüryı, bu da kâfil Yalnız hangi kitapları bırakacak- tır, hangilerini bırakmıyacaktır, hangilerini bırakırsa — kitapçlar memnun olacaklardır, han; ilerini bırakmazsa memnun — olm yacak- lardır? Bu ayrı bir meseledir. M Aldanma — ihtimalinden — hiç korkmıyarak Iddia edebilirim ki, kendilerine — bırakılması çıları hiç memnun olan — başlıca — kitap kitabı ve atlasıd r. IBuıı:i:ğ r:?: dilerini haksız bulamayız, Filha- kika bugün terlip edilen bir atlasın gelecek sene hakikate tevafuk edip etmiyeceğini kim temin edebilir? Vakıa Balkanlar el'an sipsivri yükselmektedir, Tw na daima akmaktadır, fakat eski taksimat kaybolmuştur. Bundan başka bazı milletler el'an yerle rinde durmakta iseler de isim- lerini değiştirmişlerdir. Gelecek sene ne olacaktır, Paris, Londra, Berlin veya " Roma yerlerinde kalacaklar mı? Bunu kim temin edeblir? Son Posta'un Avrupa muhabirlerinden biri geçenlerde: — Harp yakındır, diyordu, kitap- etmiyecek ister misiniz haberi tahakkuk etsin! O vakit bütün insanlarla beraber coğrafyanın tabımı Üzerine aldığı için bizim Kanamat kitapanesi sa- bibinin başma gelecek olanları düşününüz! * Evet cografya kitabının bu aşikâr tehlikelerine mukabil bir- 4 | | -| Hergün Çabuk Meşhur Olmak Hırsı * ( Baş tarafı 8 üncü sayfada ) lerin bu kitaptan ve şairden bah- selmesi ve sahibine reklâm yap- masıdır. Ondan sonra bizim genç memleket ayarında bir şair oldu- ğuna kanaat gelirir ve olduğu yerde durur, Her gençlik çağında lıııghııiı kendimizde şiir kabiliyetini - hiş- setmedik. Kafiyeli mevzun şeyler ©o çağda İnsan için en tabil ihti- yaçtır. Fakat bunu hususi bir ka- biliyetin ifadesi sanan çabuk meş- hur olmak meraklısı ; ençler, der- bal ortaya şair diye çıkmak ve şair tanınmak için vesile İttihaxz ediyorlar. Ve tabit gülünç ve maskara oluyorlar. Bu amatör gençlere şunu söy- lemek isteriz ki, İnsan iki şiir yazmakla şair olamaz Hatta mevcut şairler ayarında şür yazan bir genç orlaya atık makta acele etmemelidir. Yeni bir gey — yaratmadıkça, mevculları geride bırakan bir hamle yapmadıkça kendinizi öne atmaynız. Şübret arkasnda de- ğgi, kıymet arkasında koşunuz. Muvaffakiyetin ve şöhreta bi- rici sırrı tevazudur. de meselâ bir kıraat kitabının, basan kitapçıya vereceği huzuru şöz Önüne getirinizi. Bunda ne değişecek hudut, ne değişecek isim var. Olsa olsa imlâda ufak tefek tashihat yapabiliriz. Fakat bunun da hiç kimse farkında olmi- yacağına nazaran keyif kekâdır. Yalnız.. Yalnız.. Acaba öyle mi? | Rıza Efendiyi öldürmekle | mundur. ” Hükmümde ve tahmizimde pek kat'l olmak tstememl Mart 25 İzmirde Müşerref Hanım Davasının Son Celsesi Müşerref Hanım muhakemesine ait iki intibat Yukarıda Müşerref Hanım ve dinleyiciler, aşağıda Mahmut Esat Bey müdafaasını yapıyor Kuşadasında sevgilisinin ba- basını öldürmekle mazvun Müşer- ref Hanım isminde 19 yaşında bir genç kızın İzmir Ağır Ceza mahb- kemesinde yapılan son muhakeme- sinde berast kararı aldğını kısa- ca yazmıştık. İzmir muhabirimiz bu hususta bize şu tafsilâtı gön dermiştir: Müşerref Hamım, - sevgilisine kavuşmak için, sevgilisinin pederi maz- Müşerref Hanım'ın muhakemesi dört senedir devam etmektedir | Evvelce şehrimiz Ağır Ceza mah- kemesi Müşerref Hanım hakkında beraet kararı vermiş, bu karar Temyiz mahkemesince nakzedik mişti. Nakzen cereyan eden mu- hakeme neticesinde, iddia maka- mı Müşerref Hanımın Idamını tar lep etmişti. ğ AlmanyadaA : Bır Tevkif Berlin, 24 — Sabık Başvekil Fon Şlayşer Tarafından iş ümkân- ları ihdası için tayin edilen ve mesaisi inkıtaa uğramamak Üzere şimdilik yerinde alıkonulan Alman komiseri Gereke, ihtilâs cürmün- den tevkif edilmiştir. İngiliz Hariciye Nazırı Londra, 24 — Hariciye narırı Sir John Simon, bu sabah tayyare üe Cenevreye gidecektir. CLİVE BROOK CHARL CLAUDET Sinemanın üç Bu cinayet davası geçirdiği safahat itibarile İzmir efkârı umu- miyesini şiddetle alâkadar etmek- te id. Karar tefbimi İçin mab-e keme salonu açıldığı zaman yüz lerce kişi salona hücum etmiş, inzibat güçlükle temin edilmiştir. Mahkeme salonunda adliye- ciler ve bilhassa hanımlar göze çarpıyordu. — Müşerref Han mın müdafaa vekilleri olan sabık Ad- liye Vekili ve İzmir meb'usu Mahmüut Esat ve avukat Ömer Fuat Beyler de salonda yerlerini almışlardı, Mahkeme Relsi Esat Bey kararı bizsat okumuş, dinlenen şahitlerin ifadelerine ve mevcut delillere istinaden Müşerref Hanımın be- ract ettiğini bildirmiştir. Verilen kararın iddia makamı | tarafından yeniden temyiz edilece- | ği söylenmektedir. — Adnan Bu akşam Btanbul !'ld!mi 21,30da — ŞehirTiyatvosu AYNAROZ (i KADISI UMUMA İİSEMA DEVLERİ İ ... LBPSEBOYER COLBERT güzel arcisti AŞK ÖLUMU Franmzen sözlü büvü' şeheri ede Hir'estiler, Gülmekten nefes bile alınamıyacak İ Bir Kıza iki Baba FRANGOISE ROZAN-KOVAL Kahkaha Rekoru

Bu sayıdan diğer sayfalar: