Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- İ aei Sorayım Talât B. İlokantada yemek yiyordu,. servis yapan garsönun yürürken biraz topalladığı nazarı dikkatini celbetti. Talât B. me- raklıydı. Herşeyi öğrenmek is- terdi: — Garson, dedi, sizde roma- tizma var mı?z. — Bilmem efendim, bugün pişirdiler mi?. Müsaade ederse- niz bir kere mutfaktan sorayım... Felâket Salamonun karısı evinde yal- nızdı. Muiz geldi.. Haber verdi: — Salömon bugün fücceten Muiz - gitti, yarım saat geçti, Salamon geldi; karısı karşıladı: -— Ne oldu, ne var? — Ne olacak iflâs ettim. — Bir az evvel Muiz geldi.. Senin fücceten öldüğünü söyledi. — Hakkı var, felâketi oldu- ğu gibi söylerse belki birdenbire sana birşey olur diye korkmuştür. Rica ederim Hammefendi çorap ala- caktı.. Çorapçı iki buçuk lira ist. ordu.. Hanıme- fendi bir buçuk lira verdi. — Ne yapıyorsunuz efendim, sermayesini bile vermiyorsunuz ? — Haydi iki liradan | | £6 ! olsun., Bir para fazla | — vermem, ? — Peki amma ben | aldığım fiata size satar- | sam kendim nasıl yaşa- *z rım.. Ne yer, ne içerim? — * Hanımefendi kızdı : — Rica ederim, bana ait olmıyan şeyleri merak etmem. Ünun için nasıl yaşayacağınızı, ne yiyip içeceğinizi anlatmıya kalk- mayın. — Ötomobilin öyle çarpacak ki... — Göze mi?... — Hayır insanal. Anladım Beyefendi bir saat almıştı.. Ertesi günü saati aldığı dükkâna gitti: — Siz beni aldattımnız, verdiğiniz saat ara sıra | duruyor.. Birkaç kere sallamalı ki tekrar işlesin. ; Üstelik işlediği zaman da ; jl fazla ileri gidiyor. uzun tetkik etti : — Anladım, dedi, ileri gitmesine sebep sizin sa- ati sallarken lâzımgeldi- ğinden fazla sarsmanızdır. seveşeüare ee - » olarım - bile aklıma geuıemıgo—ı_îi 'ıııırııt dim, gel Hususi bir - oto- gidi, ordu. Beni — |görünce otomobili durdurdu. ğ - — Ne o, dedim, otomobil ğ mi aâldın?. © — Ne yapayım mecbur kıl— j dıml!.. - .— ee ea Dişi ağrıyordu: — Çıkartsana! Dedim yüzüme baktı: — Ağrırsa daha eyi. — : — Diş ağrısmnm da eyı.lış z olur mu? — Olur yal.. O yüzden borç- â rum, VA Mecburiyet — Parası çok akh az hn'dosm-*â ıâ ' ıf—hı — Bir dostuma telefon ede- ,ı' cektim. Bir otomobil garajına uğradım, telefonla konuştum. Te- | Te lefon parası almadılar ben de — mecbur oldum. Bari elim hoş.w ; çıkmıyayım diye - bir. otomobil alıverdim. J.f — Kocanın her akşam sarhoş geldiğini söyliyorsun; Evi nasıl buluyor?.. — Çok kolay. Bizim sokakta radyosuz yalnız bizim ev var da.. “kısacık boylu kadın Aman ne de şirindi Kısacık - boylu kadın.. Yanımda bakın şimdi; Kısacık boylu kadın.. Benim boyum bir doksan, Onunki birsiz doksan.. Bu işi ben de bildim, Görmek için eğildim; Hiç te pişman değidim, Kısacık boylu kadın.. Desinler hep maskara, Diyenin yüzü kara; Olduk biz on numara, Hokkabazda 1 İsmini söylemediğim biri ile hokkabaza gitmiştik. Hokkabaz bir hüner yapıyordu. Benim cebimden bir mendil aldı. Mendili yırttı. Yırtık par- | çaları yaktı. Sonra yüzüme baktı: — Mendiliniz. arkadaşınızın İsmini söylemediğim arkadaşım yaktın.. Benim cebimde ne gezer! Hokkabaz ısrar etti: — Arkadaşımız yalan söylü- yordur. Siz cebine bakınırz. — Bakmıya lüzum yok, dedim, sen mesleğinde çok mabir bir hokkabazsım.. Bu sözüme etraftan alâkadar oldular. İzah ettim: — Mendil için söylemiyorum. w[:ı, — Ayrılır ayrılmaz beni unutacaksınız değil mi?.. SAĞiT e — Katiyen; Fakat siz hatırlatın; Siyah saçlı, siyah elbiseli, dilı peltek ae Uzun boylu kadın Minaremi bilmem ki, Upuzun boylu — kadın.. Eyfelden yüksek belki; Upuzun boylu kadın.. Şaşırırlar — görünce, Ben de şaştım en önce; Yanında herkes cüce, Koşmayınız baş — yere, Atlar gider dağ dere.. Bir. adım beş metre Upuzun boylu kadin.. Başında eıiyo' Bam, e budur hep tasam: Duymuyor bağırmasam Üpuzun boylu kadın. Mlıahgı , medim, yi Tit W LKL Bastı bacak düz *taban; Kısacık boöylu kadın.. Hokkabaz daha mühim bir şey Kasacık baoylü — kadın.. Mizahçı keşfek:n Arkadaşımm yalın söy- Yeerani Rante » Badın, lemek huyunu bile anladı. Yalpalar- 1 Terelelli Sözünde ken durmayor Sarhoş cadde- Vapur batı- nin ortasında iki ordu.. — Ameri- tarafa yalpa vu- / bir madam Ürü vara gdiyor telsiz telefon da- “du. Polis yanına iresine koştu : _ynklaştı: — Memur e- — Arkadaş fendi, memur e- | mademki — çok fendi ıi-ıf vi n içtin yaya kaldı- UŞA ç. yt — Biz burada Eşqek başımıyız.., - nrmadily' . “yürü efendim !.. | Memur — Estağfurullah efendim | 40 K GAA bir — Nevya - — Ya nmeyiz yaz... - kaza gelmesin b::e'taıı(hgıml on Ne lâzım ,Sarhos bir da> ye yemeğe ğ , K kika olduğu yer- /— geleceğime söz Serseri, serseriye söyledi: de durdu. Bir — wermiştim, Ken- — Azizim, bir makine yap- | polise, bir de disine — telsizle tım.. Gayet mükemmel istediğim | yaya kaldırımına . haber veriniz.. kadar para basacağım.. — Baktar: Madam evve'den ÇN _Y düşünemediği d, Peki ne duruyorsun bas- efe:âımgen bir' Hödlde yik | orada na&ıl yü- —- zünden sözünde K n'““ğlm amma tıkht rürüm, ip Üze- ' ' T duramamak mec- edebilmek için nümunelik hakiki | yinde cambazlık — Arkadaş l3ııımwııııı::l ucı'ı:dıkı Şü sivilceyi görüyor musun? buriyetinde kal- p Göl'ü!'mm. ne âaca * para İâzım. Onu elımc zeç)re--_ etmiye hiç alışık — Üyünr ha ykliyor BK :rıîtn'. Affetsin- ! Hıtçe Hanımın | ıkııın beı'ıheı gideriz... nlqam v evinde ıııüıınım ığ varmış oraya gideceğim. - Deli Mik'abı — Sabret te evehıi ! 14 “Deli - murabbaş j— Yını S v A Vay Şırket müdürü kâtibe haben verdi: “ı* — Kasadar kasadaki beş şüı lirayı alıp kaçmış.. ÇA — Zavalh. çocuk kımbılır îğ[ kadar ihtiyaç içersinde idi, — — Kaçarken sır.ın h nizi de almiş.. ; ' — Vay hırsız vayl..