Londra, Büyük Bir İntrika Sahnesi Oldu Birkaç gündenberi Londradan ge- len haberler, dünya iktısat konferan- sının fili bir akamete doğru gittiğini gösteriyor. Bu neticeyi, daha şimdi- den, birçok gazeteler ilân ettiği gibi konferansta bulunan bazı devlet mu- rahhasları da yapılan gayretlerin İlü- zumsuz olduğunu açıkça söylemekten çekinmiyorlar. Bilhassa — konferans Masasına elini vurup ta: — Efendiler, burada ne işimiz varl Konferans hiçbir iş görmüyor ve biz, boşüboşuna bekliyoruz! Diyen İsviç- re murahhasının altmış altı devlet delegesine hitap eden sözleri ne ka- dar hazindir. Manzaraya bir göz gez- dirildiği vakit — görülür ki altmış altı devlet, aralarında müşterek bir anlaşma yapmak için buraya murah- has göndermemişler bilâkis taraf ta- raf anlaşmalar yapıp birbirinin aley- hine kumpas kurmak için delegeler yollamışlar. Herkesin gayreti, sadece zevahiri kurtarmıya münhasır. Tehlikenin dehşetini bundan daha iyi hangi hâdise gösterebilir? Rüreyya İtalyan Hava Filosunun ' Sayahati Londonderi $ — İngiliz hava na- zırı buraya gelerek, Atlas Okyanu- sunu aşacak olari İtalyan hava filosu kumandanı ve İtalya hava nazırı Je- neral Balbo'yu ziyaret etmiş ve İngi— Diz kıralının tebriklerini bildirmiştir. İngiliz gazeteleri, İtalyan filosunun bu seyahatini, büyük bir teşebbüs ola- rak karşılamaktadırlar, Filo bugün İzlanda istikametinde havalanmıştır. Alman-Avusturya ihtilâfı Ve Litvinof Londra 5 — Rüs hariciye komise- ri M, Litvinof, Viyanâya gitmek üze- re bugün Parise hareket edecektir. - M. Litvinof, Viyanada tedavi edilmek- le beraber, orada mühim siyasi te- maslarda bulunacaktır. Alman Baş- vekili M. Hitlerle, Avusturya Başve- kili M. Dolfüs arasındaki -açıklık do- layisile bu temaslara çok ehemmiyet - verilmektedir. Bir Haceri Semavi faciası Bosanon 5 — Bir haceri semavi- nin düşmesi yüzünden çıkan bir yan- gın bir binayı temamile tahrip etmiş- tir. Üç kişi ölmüş Üüç kişi de ağır- surette yaralanmıştır. — Yaralananlar arasında kucağına küçük kızını ala- rak kendisini ikinci kattan sokağa atan bir baba vardır. Yegâne Çarei Hal Heyeti MurahhasalarmÇoğ_ııı Konfe- ransın Tehirini İstiyorlar Londra, 5 — İktısat konferansı di- vanı, Âmerikan heyetinin talebi üze- rine mesaisini perşembeye tehir etmiş- tir. M. Ruzveltin'bu sabah gönderdiği telgraf Amerikanın murahhas heye- tinde az çok bir zihin karışıklığı ve şaşalama uyandırmıştır. Çünkü M. Ruzvelt bu yeni telgrafta altın esasına dönülmesine sonuna ka- dar muarız. olmadığını bildirmiş, yal- nız altın ölçüsüne avdet usulü halı- kında bazı meseleler ortaya çıkar- mıştır. Amerikan murahhas hey&ti azası, bu iş hakkında hangi fikre bağlana- cağını iyice tayin edememektedir. 66 Noktal Nazar İngiliz Ticaret Nazırı M, Runsiman 'demiştir ki: 66 devlet arasında asga- ri 66 noktai nazarla bir anlaşma elde etmek elbette güçtür. Fakat teşriki- mesai ederek birçok meselelerin halli yolunda neticeler elde etmek kabildir. Fransızlar Tehir İstiyor Paris 5 — Siyasi mehafil, konfe- ransı suya düşmekten kurtarmak için | yegâne çarenin tehir olduğu kana- atindedir. Gazeteler, Amerikanın hat- tıihareketini acı bir lisanla yazmakta- dırlar. Eko dö Pari diyor ki: Şimdiki halde kapıları kapamak lâzımdır. Amerika, yapmakta olduğu enflasyon tecrübesini ne zaman ikmal ederse o zaman müzakerelere tekrar başla- nabilir. Tehir Tarafdar ve Aleyhtarları Reisicümhur M. Ruzvelt, on beş denizde istiraat ettikten sonra Va- şingtona dönmüştür. M. Ruzvelt, Lon- dradaki Amerikan — murahhaslarına gönderdiği talimatnamede, konferan- sın tehir edilmemesine çalışmalarını bildirmiştir. ) : Kanada heyeti murahhasası, Ame- rika heyeti murahhasasile beraber ha- rekete karar vermiştir, bu hal İngil- terenin vaziyetine bir dereceye kadar tesir edecektir. Bununla, beraber bir- çok'heyeti murahhasalar vaziyet almış görünmektedirler.Heyeti murahhasala- rın çoğu, tehir kararının şimdilik ye- gâne hal çaresi olduğu kanaatinde- dirler. — ö - — LN - Dünkülerin Rdman_ı Başlangıç _ .. Bu roman 1908 de başlıyan ilk Türk inkılâbında yer alan ko- mite neslinin macerasıdır. Bu ne- sil dünle bugün —arasında bir k_öprü vazifesi görmüş, bugünden ziyade düne meylederek - topal, sakat bir devrin kahramanı ol- muştür. Siyasi tarih bu devirlerin ana hatlarını kaydedecektir. Fa- kat Türk romancısı - yaşadığı bu devirlerin gizli köşelerine doğru saktığa zaman hem — mesleğine hem de tarihe yarayacak çok man- "ı_"llllf görebilir, Ben size " bu î:mmdl fakat kararsız ve isti- metsiz devrin bir sayfasinı an- latacağım._ 30 Haziran 9338 Emirsân Burhan Cahit Birinci kısım O gün matbaaya biraz geç gelen Ahmet Reşit daha merdi- venleri çıkarken tahrir müdürü- nün sesini işitti: : — Yahu Babiğli altüst olu- yor.. “biıiu;_'?ğey'l'er meydanda yok: Burhan Cıılılt Okuması da Edebi Roman İ aa Şimdi Sultanahmede ğık'sam, mü- hakkak bahçeli kahvede hepsini — yakalarım. ÂAhmet Reşit gazete sahibiyle ayakta konuşan tahrir müdürünü teskin etmek için işi alaya döktü: — Fakat asıl havadis kum- oraları - babacığım. Halk zaten yetmişlik ihtiyarından saçı bitmedik yetimine kadar /— diplomat oldu: Siyasi ders almak istiyen mahalle kahvelerine gitsin. Gazete müdürü- lâkırdıya ka- rıştı : —— Peki Hallaçyanın istifasın- dan ne haber bakalım? Ahmet Reşit bu haberi yolda işitmişti. Mahçup olmamak için ortalama bir cevap — verdi: — İstifa etti. Hatta şimdi Talât Paşayı - gördüm. Nafiaya gidiyordu. Tahrir müdürü| biten sigara- sını tazeledi : — — _.le .d — O halde mesele o&r:lı_. ” ERE kİ eli A A iya Mâni Olan Şeyi Bu karikatür, Versay muahedesinin Almanya'nın Avusturya ile birleşme- O sine engel teşkil edişini canlandırmaktadır. he LA ÖREN * M ZXRE —— Ş —a Mütecavizin Tarifi M. Litvinof Mukavelena- meyi İzah Ediyor Moskova 5 — Rus Hariciye Komi- seri M. Litvinof beyanatta bulunarak beynelmilel — teşkilâtların — senelerce güren münakaşalardan sonra “ müte- cavizin tarifi,, hakkında kat'i bir ne- tice alamadıklarını söylemiş ve de- iştir ki: — Mütecavizin az çok doğru bir tarifi olmadıkça ademi tecavüz taah- hüdü mühim surette kıymetini kay- beder. Çünkü, bu taahhüt ihlâl edile- cek olursa hangi tarafın taahhütlerini ihlâl ettiğini tayin güçtür. - Bu boşluğu doldurmak için Sovyet heyeti silâhları bırakma konferansına tecavüzün tarifine dair bir proje ver- miş ve bu projede yalnız tecavüz de- mek olan ef'ali saymakla iktifa etmi- yerek beynelmilel münasebatta malüm olan tecavüz — bahanelerinin de ne olduğunu “göstermiştir. M .Litvinof, bu projenin Cenevrede muhtelif — müşküllerle — karşılaşması üzerine, Rusyanın en yakın komşu- larile temasa başladığını izah ederek demiştir ki: Türkiye teklifimizi pek hararetli bir surette karşıladı ve yardımlarda bulundu. Nihayet bir. makavelöname aktettik. Bu mukavelename Sovyet Rusya ile hududu bulunan yedi devlet tarafından imzalanmıştır. Bu mukave- T A K F — * e Karilerin Suallerine Cevaplarım “ Mektepli bir gencim. Bir kız seviyorum. Fakat büyük bir ha- karete uğradım. Sevdiğim kız kendisine yazdığım mektubu oku- madan yırtıp attı. Şimdi ikinci bir mektup hazırladım. Fakat ver- meğe cesaret edemiyorum. Yine ayni mukabeleye uğrarsam bence fena olabilir. Ne yapayım ? ,, Eskişehir H. T. Kabahat sende oğlum, Hiç bir kız sokakta mektup kabul etmez. Zaten mevcut olan dedikoduları reketi zekicedir. Bir müddet daha disine bir başka vasıta ile yaza- rak bildir. Çocukluk etmel * Kocam bir başkasını sevince ay- rıldım. Üç senedir. dul yaşıyor- dum. Şimdi 26 yaşındayım. Son zamanda 40 yaşında bir erkekle tanıştım. Fakat onun da evli oldu- şırdım. Bana bir akıl veriniz,, İzmir: $ Erkek sekiz senedir karısın- dan ayrı yaşadığına göre ona karısını bırakmayı ve sizinle ni- viyorsa ve namuslu bir adamsa bu teklifi reddetmez. * Bandırmada R. Y Beye: Onu görmemeye, onu hatırla- tan şeylerden uzak kalmıya çalı- şınız. Kurtulursunuz. HANIMTEYZE - —e lename Sovyet Rusyanın komşularile olan muslihane münasebetlerini kuv- vetlendirmek maksadile kabul etmiş olduğu tedbirler zincirinin yeni bir halkasıdır. Rusyanın diğer devlâtler. le de bu kabil mukavelenamöler im- 'zasına” amade - olduğunu söylemiye hacet yoktur. nüfusa sahip milletler zümresini alâ- kadar eden bu itilâfname konferansın muvaffakiyetini kolaylaştırmaktan half kâlmıyacaktır. laçyan orada ise onunla bir mülâ kat yap. . Ahmet Reşit çıkarken gazete müdürü ilâve etti: _ — Hem bak, kabine deği- şecek mi, iş istifa ile kalacak mı. | Dönüşte Babıâliye de uğrayıver. Ahmet Reşit Nafıanın çifte merdivenlerinden çıkarken — mu- Hakkı ile karşılaştı. — Ne var? — Hallaçyan gitti. — BRü şey ıöyledi mi? — Söylemiyor. Yanında Talât ' Paşa var. — Kizdı. Kapıyı — suratıma kapadı. Nafile gitme bir şey sızdıramazsın. —— Ahmet Reşit bu ümitsizliğe tağmen yukarı çıktı. Kartını gönderdi. Cevap — çıkacağından, alınacağından ümidi yoktu.' Fakat gazetecilik — vazifesini yapmış olmak için bekleme odasında piyasa etmiye başladı. Belki on dakika geçti. Kapı birdenbire açıldı, Talat Paşa göründü: — — | — Gel bakalım delikanlı. içeri Şimdi derhal Nafiaya git î - İGFYİJG bü!ük;'llam;ırikeş yar | _Veııin yanında ayakta Hallaç- yan Efendi sivri didon şaka- h, kalıp gibi kıyafeti ile ayakta - duruyordu, Paşa Ahmet Reşidi kolundan tutup pencerenin önüne götürdü. Cebinden kartını çıkardı.. Kurşun kalemle arkasına gazete sahibine hitaben şu iki satırı yazdı: “ Azizim, herif atladı işte, pek karıştırma. “Yalnız birar — kol- tukla! ,, Ve bunu Ahmet Reşide uzattı: — Selâm söyle! ği Genç muharrir bu lâübaliliğe hayret etmişti. Vakıâ Talât Paşa babacan bir adamdı. Hususi ha- linde herkesle olduğu gibi konu- şurdu. Fakat böyle siyasi bir meselede bir devlet adamından beklenen temkini de göstermi- yordu. Ti Ahmet Reşit yeni gırdlğl ga- zetecilik âleminde vaktin. birçok mühim ve maruf şahsiyetlerile tanışmıştı.| Fakat - devlet işlerini çeviren adamların esrar ve siya- set kumkuması oldukları, onların konuşmasında, oturup kalkmasın- | da bile başkalık olduğu hakkında kendinde garip bir kanaat vardı. İlk zamanlar- gazetelerde im- zaları tanınmış meşhur muharrir- ler siçin de öyle düşünüyordu. taşıyan muharrirlerin, üstadların hayatına imreniyor, onların yan-- larında bulunmak zevkine kana- mıyordu. : Aralarında yaş farkı olmasına. Meşhur muharrirler umduğu gibi mağrur, kibirli adamlar değillerdi. Onunla arkadaş gibi konuşu- yorlardı. ıllı yırtılııı' öyle — başlamıştı. Fakat d:;l;t lâübali olduklarını ilk defa görü- Otomobili — caddelerde yıy'll'lk İedm Talât bu .bacan olduğunu zannetmiyordu. Büyük sevincin zevki kal- binden taşarak matbaaya koştu. — Kartı patrona verdi. ' - Öteki muharrirler de - toplan- mışhrdı. Patron: — Anlaşıldı, dedi. Kabine meselesi yok. Başmakaleyi ona göre yazalım. Siz havadisi şişirin, Yarın da meclise iki kişi gönderin, Zabıtlar eksik tutulmasın! Tahrir heyeti çalışmıya başladı. Âvrupa gazetelerini — tetkik dırdı: Halk arasında büyük bir şöhret Gönül İşlerl.ı arttırmak doğru mudur? kızın ha- sabret ve bu defa hislerini ken- “ 16 yaşında iken evlendim, kâhlanmayı teklif ediniz. Sizi se- - Ceman 265 milyondan fazla bir - kadar samimi, bu kadar ba- ğunu öğrendim. Ne yapayım şa-| — h rağmen şimdi onlara çok ısınmıştı. — eden Mehmet Emin başını kal- |