6 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

6 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsviçre, Sovyetle- rin Cenevreye Bu toplan'ı devrösinde — Sovyet Yayanın Millct'-- Cemiyetine girmesi için Fransanın — göslerdiği — gayret Azami haddini bulmuştur. Bu girişe bir itirazları olup olmadığı hakkında Muhtelif d-vtetlerin fikirlerini almak İçin Frafsız sefirleri, neztlerine me- Mur oldukları Üevletlerden - fikir 50« Tuyorlar. Bu teşebbüslerde, Fransız aefirlerine İngiliz sefirleri de refakat ediyor. Bu anlaşılmaz - beraberlikte, giliz mümessillerinin: Görüyorsunuz ya! Onunla berabe- Fim amma ağzımı açmıyorum. Sadece beraber bulunuyorum! Der — gibi bir balleri var ki eidden tuhaf kaçıyor. Mamafih eğer ileride, bir taraftan Ja- Ponya,Almanya Lehistan, diğer taraftan Sovyet Rus ında bir. muhareba çıkacak olursa, İngilterenin, Fransa ile beraber olarak Sovyet — Rus- Yaya — yardım — edeceğini — xannet- mek biraz — hatali olur. O İngil- tere ki, Soövyet Rusyaya — aleyhtar bütün ceröyanları bizzat körüklemek- tedir. Arası gekerrenk — olan Japonya İle Son zamanda — münasebetlerini düzeltmesi de bilhası değer hâdisedir. Bu davada İşin en tuhafı şudur: Eğer aksi bir hâdise vukua gel- Mezse İsviçre hükümeti Sovyet Rus- Yanın Milletler Cemiyetine girmesine Muarızdır. Hattâ Sovyet Rusya bu temiyate alınırsa İsviçrenin çıkması ihtimali dahi vardır. Şu halda vaziyet ne olacak: İsviçre kendi toprağı olan Cenev- te'de Milletler Cemiyetinin barınma- Hina müsaade etmiş, fakat kendisi! Ermemiş olacak. lanzara cidden garlp olacaktır. Süreyya ı""'Iııııiı Bombalar Patlıyor :ılııt"'n $ ( AA ) — Dün şehirde ; 'Omba patlamıştır. Ölen yoktur, ı.ııııı. maddi zarar çoktur. Kabine daimi surette toplantı vaziyetindedir. Hayana 5 (AL A.) — Bis itfaiye Mmerkeri açılırken patlıyan bir bomba bir itfaiye neferini ve bir mektepli kızı öldürmüştür. Radikal fırkadan birçokları tevkif edilmiştir. Amerikada Gümüş Mübayaası , Vaşington 5 ( A. — Gümüşün Millileştirilmesi kararı 6-9-934 — Ne olursa olsun.. bir de #hun için mi masraf edeceksin. — Leylâ kendisinden bir şey rgenecek kız değildir. anne. O senin evlâdın demektir. Hasibe Hanım büyük bir. mü- """!iyı hazırlanacakmış gibi ba- taklarını kavuşturdu. Lâpa vücu- u hasır koltuğun şeklini aldı. < Seşit annesinin yine şahlana- Sağını hissetmişti. :"Hl bekliyen Türkâna: met "Iogîıı:d—::;'_ dedi. İstika- Ve elbiselikte başına kaydu. Agk'..—lı_"ş:::: danTyürüdü.h ğ ürkân bir gölge gibi b ip ederken Hasibe H'ıınıınn:::ı:n İki tarafa sallayıp esefli exefli Aöyleniyordu: — Hey gidi âhır zaman ev. lâtları hey.. sen saçını süpürge et, Evlâdım üzülmesin diye çırpın dur. aşının havasında sürtüp do- aŞsın..sonra da İâfını sırtıma dinlet İ vursun kapıyı çıkıp gitsin-Hey tIıılıe kadın sen bunları göre- ek, işitecek kadınmıydın.. Rab- analara Hazreti Eyübün sab- - 4 Yakubun da çilesini veri- “'—_ Yoksa bu dert çekilir dert ği İlâhi Reşit, anana asi Feci Dram Silâh Fabrikala- ı Gelmesine Muarız rının Oy nadıkları Bazı diplomatlar, dünyanın başına ikinci bir büyük harp felâketinin silâh ticareti yüzünden — geleceğini söylerler. Bunlara göre, silâh tacirle- rinin dinleri, vatanları, milliyetleri yoktur. Onların hepsl ayni tastan çorba içerler. Silâh ticareti Amerikada, bilhassa son seneler” içinde bir haylı dadiko- dulara yol açtı ve nihayet Ayân mec- | Hsinde hususi bir komisyon bu mese- leyi tetkik ödip İşin esrarlı taraf nrını meydana çıkr-aıya memuür — edildi. Bu hususta son gelen telgraf haber- lerl çok dikkato Şayandır. Şuraya yazıyorur: Vaşington, 5 ( A.A ) — Âyan Mec- | Haf mühimmat ticareti tahkik komis- | yonunda mühim ifşaat yapılmıştır. İngiliz silâh fabrikası “ Vikers ,, ile Amerika * Elektrikli gemi , şirketinin dünyayı, denizaltı gemlak satışı için husus? mintakalara taksim ettikleri görülmüştür. “ Elektrikli gemi ,, Şirketi Müdürü | şirketin, Avrupa'da Vikers tarafından yapılan bu çeşit bütün satış muamele- lerinden bir yüzdelik aldığını söyle- miş ve demiştirkli * — Sir Bazil Zaharoli, şirketimi- zin Japonya mümessilliğini yapmak- tadır. Müdür, 1926, 1927, 1928, 1929 ve 1930 #enelerinde Sir Bazil Zaharofun yüzde beş komlayon olarak gşirketten 212,000 dolar aldığını ilâve etmiştir. Komisyon reisinin: “— Kimdirbu Sir Bazil Zaharof?,, Sualine, müdür şu cevabı vermiştir: * — Tanıdığım adamların en ka- biliyetlisi, en büyüğüdür.,, Komisyon relsi, şirket müdürünün, Sir Bazil Zaharefa verildiği söylenmiş olan komisyon — Üzerinden varidat vergisini ödememesine yardımla suçlu tutmuştur. Milli Sosyalist Kongresi | A A: Nürenberg $ (A. A.) — M. Hitler dün akşam milli sosyalist kongresini | açımışlır. Paraguvayın Cemiyeti Akvamı İthamı Cenevre, $ (A. A.) — Paraguvay hükümeti, Milletler Cemiyeti tahki raporunu, Boliyya lehine taj aldiğini söyleyerek reddetmi Burhan Cahit olma.. Alimallah burnundan - fitil | fitil gelir. Ve söylene söylene yerinden kalktı. Aldığı şeyleri birerbirer toplayarak mutfağa girdi. Leylâ son zamanlarda çok meşgul olduğu piyanoda günde birkaç saat ekzersiz yapıyordu. Bu sabah henüz başlamıştı ki Reşitle Türkân onu yakaladılar. Melek Hanım küçük salonda | yine avukatlardan birile çiftlik davasını konuşuyordu. Reşit Leylânın ekzersizini geri bırakmamak için onu omuzların- dan tutup taburesine oturtlu. — Devam et.. Belki arada aklına eser, bir şarkı da çalarsın. Genç kızin parmakları görülmi- yecek bir sür'atle tuşlar üzerinde çırpınmağa başladı. Reşit köşedeki koltuğa gömül- müş, onun aydınlıkla hareket eden siluetini seyrediyordu. Tahmin ettiği gibi alafranga eksersizini kısa ğkezılon Leylâ lğı— az sonra piyanoya İyi giden niha- Büyük Te Hazırlıyor Grevciler Haler va arasında döğüşmeler olmuştur. Hü- kümet grevcilere para yardımı yapa- | caktır. | sıktığı gibi grevin müddeti üzerin | cuklar? Büyük hanım sofrada vent üzerinde dolaşmaya başladı, arkasına dönerek onları aradı: — Haydi. Okursanız size bil- diğiniz bir şarkı çalayım. Londrada Endişe Faşistlerle Komünistler, Pazara, zahurat lar : Londra S (A, A.) — günü Hayt karkta İngi- Miz faşistleri tara. fından — munzzam bir miting ile ka. münistler - tarafın- dan muükabil bir tezahür yapılacak- tır. Bütün polisler © gün, Hayt parka giden yollarda ola- eaklar, hiçbir. po- llse mözuniyet ve- rilmiyecektir. Bu suretle 6,000 polis toplanacağı tahmin edi'iyor. — Şehirde seycüsefer hususl müfrezeler tarafin- dan temin edile- cektir. İngiliz polisinin “Otojir,, tayyaresi, tezahüratın devami müddetince, Hayt park Üzerinde uça- caktır. 200 Bin Ingiltere faşistlerinin reisi Sir Edvard Mosley _Çrevci Amerikada İşlerini Bırakanların Miktarı Şimdilik- Bu Kadar Novyork, $ (A.A.) — Monsucat İş- | lerinin yüzde ellisi grev halindedir. faal . Po- İşçi sindikaların fazla parası olma- dığından bu karar grevcilerin canı de tesiri dokanacaktır. Muhtelif riva- yetler haricinde greve İştirak eden- İerin sayısını doğru gösteren rakam- lar takriben şöyledir : l Musiki, — gençlik ve — genç ruhların hiç bir eğlence vasıtası ile yaratılamıyan neş'esi evde mes'ut bir düğün havası yaratı- işti. "mS"ı.lnnun kapısından bu neş'eli gençleri bir zaman seyreden Melek Hanım nihayet dayanamadı: eo_ Aıferin çocuklar, dedi, gü- lün, eğlenin, sevinç, neş'e sizin hakkınızdır. Ve onlar okadar dlılınıılırdı ki saatlerin nasil geçtiğini far- ketmediler. Bu defa Leylânın dadısı onlara di : ıı.b-.—ı’ I?ırnıımıı acıkmadı mı ço- bekliyor. ç R)ı:ı: hayretle yerinden fırladı. Türkân gülüyordu: — Hani yemeği Suadiyede yiyecektik ağabey. Leylâ atıldı : ; ; — Ooo.. Demek siz, benim | içli lmediniz ha! Vay hainler.. ) "Rgi:n :nı:îlı’ıdıııı anlatmak için çalışıyordu. — Türkân — Leylânın boynuna sarıldı : y— Vallahi seni almıya geldik, Amma ağabeyim piyanoyu okadar seviyor ki! Leylâ delikanlıya baktı : — Doğru mu — İnan ! — Haydi, öyle, annemi bek- letmiyelim. K Yemekhaneye — İnen — “yatılı mektep talebesi neş'esile öteki di tiler. y .;/lıelg:ç Hanım, kocasının za- manında evinde alıştığı kalabalığı Yeni İngilterede 50 bin İşçi grev yapmış, (75) bin işçi çalışıyor. Karo- linlerde m:lâ' grevci. (80) bin de vardir. muk mensucalı enetitüsü mü- 250 bin İşçinin çalışmakta ol- söylemiştir. İpek i yüzde yirmisi bu akgşam — işlı rakacaktır.. Bugün Nevyorkti cak bir mitingte, 200 bin elbis: sinin tesanüt grevi yapıp yapmama. sina karar verilecektir. x Nevyork, 5 (ALA.) — yapıla. İşçi- on beş arıyordu. Haydar B. ne kalender, ne misafirsever bir adamdı. [ Her akşam evde eş, dost, saz, ahenk eksik olmazdı. Istanbulda geçirdiği — mevsimler — çiftlikte neş'esini bulmak için içki ve sazdan kendini alamazdı. Zaten İstanbulda içki âlemleri, Balıkesirde kış avları onun haya- tını yormuştu. Fakat onun kana- atince iyi ve az yaşamak kötü ve uzun bir ömüre değerdi. Sık sık: — Ham ervahlar gibi zevksiz, neş'esiz yaşamıya tahammül ede- mem, zevk içinde geçirmeli! Derdi. Melek Hanım, yarı görenek yarı mecburiyetle bu hayata alış- mıştı. Kocasının çiftlikte geçirdiği mevsimlerde © Leylânın mekte- bini — ileri sürerek — Istanbulda kalır, başını — dinlerdi. Fakat Haydar B. İstanbula geldi mi evin içi altüst olur. Gelen giden eksik olmaz. İçkiler, sazlar eğlentiler birbirini takip ederdi. İşte ne zamandanberi bu neş'eli havadan mahrum kalan Melek H. bugün üç gencin rasgele yaplıkları saz eğlentisinden çok hoşlanmıştı. Sofrada mütemadiyen: Çok yaşayın çocuklar. Sizin neş'eniz bana da geçti. Tevekkeli demezler. — Gençlerle düşüp kalkan çabuk ihtiyarlamaz. Leylâ güldü: — Aman anne gençlerin hiç derdi, sıkıntısı olmaz mı? an dertsiz olur mu ki- zım. Fakat gençlikte herşey ça- buk unutulur. Gam kasavet kurt san her saatini yeni bir | meyiz yenge.. “ Gıyabi Sevgiler ,, Hakkında ee Gazetenizde yine konuş- madan, tanışmadan sevmek olmi- yacağını yazıyordunuz. Bugün si- zin nasihatlerinizi rica eden ben, sekiz senedenberi — tanışmadan, konuşmadan sevenler zümresine dahil olduğumu söyliyeceğim.,, Z. K hanım bana bu satırlar la başlıyan bir mektup gönderdi. Ben konuşmıyan ve tanışmı- yan iki kişi arasında aşk olamı- yacağını umumi bir kaide olarak söylemiştim, bu kaidenin fevkine çıkan müstesnalar olabileceğini kabul etmekten çekinmem, istis- nanın kaideyi bozmayıp te'yit et- tiğini düşünürüm, bu takdirde dahl aşk samlan hissin, tanışma- yı ve konuşmayı müteakip sön- mesi muhtemel bir meraktan ibaret olması da mümkündür derim. Meselenin esasına gelince: Okuyucumun — duyduğu bu, ... Gıyabi alâkayı karşısındaki erke- ğin de duymakta olmasını galip âr ihtimal sayarım. Yalnız bu mütekabil alâka görüşülüp tanı- şılınca devam eder mi etmez mi, bilemem. Tecrübe ile anlaşılır, tecrübede de mahzur yoktur. Fakat farzediniz ki bu tecrübe yapıldı, içinden müsbet cevapla çıkıldı, ne olacak? Karşınırda vaziyeti «net » bir erkek yoktur. Bilâkis önünüzde — “mazisi,, ile “atisi,, bahsettiğiniz “şüphe,, nin tahakkuku halinde de yekdiğerin- den ayrılmıyacak bir erkek görü- yorsunuz. Bu “şüphe,, onun haya- tını daima eritip kemirecektir, size de intikal edecektir, şimdi- den temin ettiğiniz.. "o,, sevgiye tesiri dokunacaktır, hayır kızım. Tavsiye etmem. HANIMTEYZE “eyalet dahilindeki (630) Bin işçiden yalnız 200 bini grev haliadedir. Japonyada Muazzam Bir Grev Tokyo, $ (A. A) — Belediyenin salahat projesini protesto İçin 11 bin tramvay ve otobüs amelesi grev yapmıştır. Bu 11 bin memura tar- minat verilerek Işlerinden çıkarılma- Tarı, sonra Ücretlerin mühim nisbette indirilerek — tekrar işe — alınmaları düşünülüyor. gibidir. Yaş fidanlarda barına- maz. Kemirmek için kart ağaç ister. * Yemekten sonra Reşit günün gezmek programını yeniden çizdi, — Bir sandalla Kalamışa ge- çeriz. Oradan Suadiyeye her za- man otobüs, otomobil bulunur. Melek Hanım: — Akşama beklerim çocuklar, dedi, anneniz merak ederse dö- nüşte haber verin. Reşitten evvel Türkân atıldı: — Akşama Leylâyı sahver- Yemekten sonra ağabeyim getirir. Hem getirmezse merak etmeyin bizde kalır. Melek Hanım Reşit'in göz bebeklerini arar gibi: — Yapmayın canım, dedi, orası da bizim evimiz sayılır amma ben çok yalnız kalırım, Reşit söze karıştı: — Merak e!tmeyin yenge, dedi, ben getirmeye çalışırım. Fakat Türkâna söz geçiremezsek merak etmeyin. Bilin ki bizde kalmıştır. Reşit bunu söylerken annesini düşünüyordu. Hasibe Hanımın son günlerde Leylâya karşı nedense bir husu- metli vardı. Hattâ bu sabah dün- kü karardan annesine bahset- meye hazırlandığı halde gördüğü abüs çehre cesaretini kırmıştı. Moda — iskelesinden — sandala bindiler. ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: