23 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<Z BÜNYA MATBUATINDA ÖRDÜKLERİMİ <z; x he N Almanyada Ceza Kanunu Değişecek! Badema İdama Mahküm Edilen Bir Mahküma, Lâyik Olduğu Takdirde, Beğendiği Ölüm Şeklini Tercih Etme Hakkının Verilmesi Düşünülüyor Almanyada ceza kanununun tadiline karar verilmiştir. Bu mak- satla hukuk ve terbiye profesör- lerinden mürekkep bir komisyon teşkil edilmiştir. En komisyon elli Senenin adliye istatistiklerini göz- den geçirecek, en sık yapılan türümlerin başlıca saiklerini tetkik edecek ve bu cürlümler için sayı- #ım azaltacak şekilde cezalar koy- Maya çalışacaktır. Bu izahattan anlaşılacağı Bze- re ceza kanununun tadili öyle kolay ve çabuk başarılacak bir iş olmayacaktır. Binaenaleyh başlıca değişikliklerin hangi noktalarda olacağı şimdiden kestirmek müm- kün değildir. Fakat buna rağmen bilhassa iki nokta üzerinde ileri Sürülen tekliflerin mütehassısları themmiyetle işgal edeceği anlar #ılmaktadır. Bu tekliflerden birincisi : — Siyasi cinayetlerin âdi e- hayetlerden — ayırdedilmemesidir. Bugüne gelinceye kadar siyasi bir Maksat uğrunda kan dökene âdi katil nazarile bakılmazdı. Cürmü bisbeten hafif görülürdü. Halbuki undan sonra arada fark kalma- yacaktır. Her iki katile de aynı teza verilecektir ve bu düşünce- den mülhem olarak ekseriyetle asi mücrimlere verilen “nefy ve Pn Cezası kaldırılarak, yerine fdi veya ağır hapis cezası konu- lacaktır. Tekliflerin ikincisi; — İdama mahküm edilen müc- rimlere, eğer kendisi tarafından talep edilirse, bu idam hükmünün bizzat kendilerinin tatbik etmeleri Serbestisinin verilmesidir. Bu teklif kabul edildiği tak- dirde mahküm istediği idam şek- lini tercihte serbest olacak ve bu nkll de kendisi tatbik edecektir. leselâ (giyotin)i tercih etmiştir, diyelim. Bu aletin üzerine kendi kendine yürüyerek gidip yatacak Ve başını kesecek olan satırın NüzeerensansesnesessececeneresEREAREERErELELEE van, ıçi İçinde Yarış Her yaz mevsimi İngilterede Yyeni bir deniz eğlencesinin çıka- Tılması hemen hemen adet olmuş- tur, Bu sene ihdas edilen oyun fiçi yarışıdır. Bu, bildiğimiz - fıçı- ların ortadan kesilmiş bir şekli- dir. İçine bir kadın bir erkek biner, bir yarım kürek kullana- rak veya yüzmede olduğu gibi kolların hareketile fıçı tahrik edi- lir. En fazla gür'atitemin ede- ne bir mükâfat verilir. isterse kabul, isterse reddede- cektir. Bundan başka, ölüm şeklini seçme hakkını kazanmış - olan mahküm için bu cezanın aleni mi, yoksa hapishane duvarları içinde I hususi mahiyette mi tatbik edi- mesi icap edeceği meselesi de düşünülmektedir. Şimdiki halde ekseriyet raklâma sebebiyet ver- inmesini temin eden düğmeyi kendi elile tazyık edecektir. Ya- hut ta farzedelim asılmak sureti idamı münasip görmüştür, sehp ya kendi ihtiyarile çıkacak ve ipi boynuna kendi elile geçirecektir. Yalnız ölüm şeklinin seçilmesi ve bizzat tatbik edilmesi hakkı- nın her mücrime siyanen veril- mesi mevzubahs değildir. | memesi lâzım geldiği mütaleası Hâkim mahkümun seviyesine ve ' ile hükmün hafi olarak tatbiki cürmünün şekline bakacak, talebi | cihetine temayül etmektedir. Mareşal Makenzen 85 Yaşında ” Büyük muharebe esnasında | rilmiş, nutuklar söylenmiştir. İhti- Alman ordularının en mühim bir 'yar Mareşal doştlarının tebriklerine kısmına kumanda etmiş olan | cevap verirken " Hitlerizm ,, cere- Mareşal Makenzen 85 ywmh— ları miştir. Bu münasebetle mevkiine çıkaracağına mutlak bir tarafından büyük bir ziyafet ve- | imanı olduğunu beyan etmiştir. îlîyecanın Azami Haddi Nedir? Bir Adam Aslan Kafe- sinin Üzerine Düştü Türner adını taşıyan 24 yaşın da genç bir İn- giliz paraşutçusu birkaç gün evvel B tayyareden — pa- raşut İle atılma- nın verdiği he- yecandan daha kuvvetli bir he- yecan İle sarsı- mıştır. Bu zat tayyare ile tak- £ riben 400 metre yükseklikte Sur- rey — mevkiinin * Ürerinden geçer- ken/ paraşutla atlamış. Fakat tam ©o sırada şiddetli bir kasırga çıktığı İçin l | diğini görünce bağırmıya koyul- muşlar ve adamın demir parmak- hıkları arasından sarkan ayaklarına saldırmışlardır. Fakat bereket versin, parmaklıklar yüksek ol- duğu için adamın ayakları aşağı- ya sarkmakta olmasına rağmen yetişememişlerdir. — Türner — bu ayağa kalkarak hiç ol ma parmaklıkların basmıya çalışmış ise de, Pl"rî' omuzlarında olduğu için muvaffak paraşutu rüzgüra tutulmuş bir şemsiye gibi sürüklenerek adamı inmek iİstediği yerden uzaklaştır- mış ve bahı tam Londra hayvanat esinin Üzerine götürmüştür. esadüfün garabetine bakınız: Turner gözünü açar açmaz ken- disini aslanlara mahsus kafesin Üzerinde, demir parmaklıkların araşında bulmuştur. Aşağıda, Afrikadan yeni ge- üzerine havadan bir misafir İn- | kurtularak ayağa kalkmıya çalı- | olamamıştır. tirilmiş güçlü kuvvetli iki tane Aılı:lırııı kökreyerek - saldı- aslan varmış. Bunlar kafeslerinin | ryışları ve adamın paraşuttan yanının Almanyayı eski gerefli | 'Tekerleği Ç ikan Üzerine | mkekreksAs AAA AAA AAA AAA A A AAA AA SA SAA AAA ea AAA LA AAA AA AAA GA AAA A CA AAA AAA AAA L AAA AAA AAA ASA AAA AAA | tün (bu | prenses ancak gündelik birkaç | elbise umarlamakla iktifa etmiş- SA masasaae aA sasaR BAAA LA LAAAAR Wişanlılara _Bı'( Sarqq_ngırlanıyor! İngiliz Kıralının Gelini Hararetle Karşılandı İngiliz Prensi *“Corç, un nişan- giderken Üç beş ( gün Pariste dur- du, maksadı ça- maşıra ve elbi- F © seye — müteallik ? cihazını hazırlar © maktı. — Fransız © gazeteleri diyer- - lar ki: Güzel pren- — ses Parisin en maruf — mücsse- - sesini seçti ve — oraya — giderek müessesenin harikalar ibda eden baş makastarile başbaşa verdi, saatlerce süren bir konferans aktetti, ne yaptılar, ne konuştular, bunu bilen yoktur, fakat prens oradan çıktıktan sonra bir şap- kacıya uğradı. Orada da epice kaldı, sonra saçlarını düzelttirdi ve en niheyet oteline dönerek, daha evvel Londraya gitmiş olan nişanlısını telefon başında buldu, uzun uzadıya konuştu, Mamafih anlaşılıyordu ki bü- dolaşmalar — esnasında tir, asıl düğün elbiselerini ısmar- | lamayı İngiliz kıraliçesinin fikrini almıya bırakmıştır. İngiliz gazetelerinin verdikleri Otomaobil Nasıl Durur? Çekoslovakyada yapılan #on otomobil yarışları esnasında telsiz telefon sayesinde mühim bir ka- zanın önüne geçilmiştir. Bu oto- mobil yarışlarına iştirak eden- lerden * birisinin otomobilinin bir tekerleği Prag civarında kırılmıştı. Tekerlek değiştirildi, fakat oto- mobil bu ârızanın tamirinden sonra hareket ettiği zaman arka- ından bakanlar gördüler ki oto- mabilin dingili de kırıktı, nere- deyse yerinden kopacaktı, kaza- snın vukuu bir dakika meselesiydi. Otomobilin arkasından yetişmek te mümkün değildi, varacağı ilk merhaleye telefon etmek te kabil olamıyordu. Bu vaziyette hi Prog telsiz telefon merkezii istifade etmek geldi. Telsiz is- tasyonuna telefon edildi. İstasyo- nun spikeri de hemen tehlikeyi haber vermiye koyuldu. İşte bu sayededir ki, telsiz dinleyen bin- lerce kişi arasından birisi, oto- mobilin geçeceği yolun üzerinde kâin köşklerden birinde oturan bir zat, bir bayrak İşareti ile etomobilciyi durdurmıya muvaffak olmuştur. şışı tamam 10 dakika sürmüştür. Ancak bundan sonradır ki bah- çenin — gardiyanları — aslanların mütemadiyen kökremekte olma- larına bakarak gayritabil bir şey olduğuna — hükmedip — anlamıya gelmişlerdir. Bundan sonra bah- çenin itfaiyesine haber verilmiş, aslanların üzerine su sıkılmış ve hayvanlar bir köşeye sıkıştırıldık- tan sonra adam kurtarılmıştır. Turner k baygınlığı geçirdikten f malümata göre prens Paristen geldiği zaman Londra İstasyo- nunda hararetle karşılanmıştır. Halk kıralın gelinine büyük bir alâka göstermektedir, o derecede ki meşhur bir çiçek meşherinde yeni ihtira edilmiş bir güle, krem rengi prensesin tenini hatırlattığı için Marina ismi verilmiştir, sonra İngilizlerin Kunarder ismile yap- makta oldukları yeni Transatlan- tiğe de 934 Marina adının verik mesi fikri ileriye sürülmüştür. Mamafih bu fikir kabul edileceğe benzememektedir. Yine İngiliz gazetelerinin tah- minlerine göre Prens Corç nişan- hhk zamanını uzatmak istemediği için düğün Kânunuevvel içinde l tır, Kıral yeni evlilere Moskovada Bir Fen Şehri Yapılıyor Moskovada, Moskova şehri kenarında yeni bir tıp enstitüsü- sünün İnşasına karar verilmiştir. Vücude getirilecek olan eser, o kadar geniş olacaktır ki, buna bir şehir namı da verilebilir. Bu şehrin içinde 12,000 bir kişi barımacaktır. Orta yerind Amerikalıların “gök tırmayan , dedikleri şekilde gayet yükse bir bina yapılacaktır. Burası umu mi kütüpanedir, içinde 600,00U kitap bulunacaktır. Bu yüksek bina ayni zamanda 1500 kişilik bir konferans salonu ile bir müze- yi de ihtiva edecektir. Bu büyük ve yüksek binayı tıbbın bütün şubelerine âit mü- teaddit paviyonlar kuşatacaktır. Enstitüde tıbbi tecrübeler için 9000 köpek, 7000 kedi, 21,000 tavşan ile binlerce sıçan, kap- lumbağa, kurbağa ve saire dalma hazır - bulunacaktır. Fakat -bu yeni şehirin büyük hususiyeti bü- tün bu saydıklarımızın hıricıııd_ı bir de (İklim salonu) ismi veri- len bir binayı ihtiva etmesi ola- caktır. Bu binanın her katına, dün- yanın kutuptan başlıyarak üstüva hattına kadar başlıca iklimlerinin hararet dereceleri suün'i olarak — Bir aralık aslanlardan biri bana hiddetle dolu gözlerini dikti, dehşet veren ağzını açtı, #onra kökreyerek bacaklarıma saldırdı. hemen tutacak sandım. Kanım damarlarımda — Cordu, bayıldım. ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: