23 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ük Milil Roman TOMBUL MİRASYE Yazanı Sermet Muhtar Dİ 23 - 9 - 984 Efendı nin İçine Bir Şuphe Gırıvermışti O ahu gözleri çukura kaçıp lokmalaşmış. Pırıl pıril parlıyaca- ğına şişesi İsli idare fitili gibi sönük sönük çakıyar. Hokka gibi ağız bir kulaktan bir kulağa; kiraz gibi dudaklar böbrek; kâfura benzeyen gerdan şirden; göğüs pösteki; kumru gibi eller bir deste anahtar. On dokuzumun içinde oldu- guna kırk şahit lâzım, Çarşıda, pazardaki — satıcılar bile küçük öte tarafına yapıştırmışlar gibi iki fırlak yanay. Bu loplop etli, yus yuvarlak çehrede bir buçuk parmak alın. Araları bir karış, tesbih tanesinden farksız küçücek iki göz. İacir cücüğü hadar, hem de pat bir burun. Kurna deliği gibi desdeğirmi bir ağız. Çeno niyetine nesne yok; alta alta, okkalı okkalı, üç katmer,. Böyun da yok; sanki tepesinden bir balyoz inmiş de kafasını göv- desinin içine sıkıştırmış. Yine istediğin kadar şahit ge- tir;bu taze yirmizine bile girmedi diye boğazını yırt, işiten kahka- hayı atıyor: — Etme be Müslüman, biz de din kardeşiyiz. Hanım da torun- dan ne haber? diye ap açık zek- | kukumav gibi oturmuya tâhammü- leniyor. Zavallıçık genç irisi, başına kan hücum etmiş gibi alı al, mo- ru mor, şakaklarından, boynundan zarıl zirl terler akmada; künbet kadar göğüs, hışlaya hışlaya inip kalkmada... Ha tıkandı, ha tıka- niyor. Melek Hanım, bu söyledik- lerimizden ne ilki, ne de ikincisi.. Güzelleştikçe güzelleşmiş, alım- laştıkça — alımlaşmış. —Toplamış amma güzelliğine halel gelmemiş. Topluluktan bittabi teni geri- miş; pürüzsüz, lekesiz bir duru beyazlık almış... Yüzünde çil mil mi?.. Sakın ha, ne gezer,habbe- Gİni arama... Böyle taşıp döküldükçe, kuv- vetlenip canlandıkça, İçi de öyna- mağa, kabına sığamamağa, bir dakika yerinde tek duramamağa başlamış. Ne neşe, ne şataret... Ne kah- kaha, ne kihkihi... Sanki kına ge- cesinde de parmaklarında zilleri eksik. İşi gücü tuvalete vermiş. Her dakika, aynanın karşısın- da kendini seyretme; kumral vaç- larımı döküp omuzlarına yayma. Bunları bittabi kendi kendine | odada yalnızken yapıyor. Bir gün Zinnün efendinin gö- züne İlişeceği tutmuş. Pinpon aklınca karısını kolla- yacak. Pencereden sokağa gözl- küyor mu, kendini kimseye gös- teriyor mu diye yoklayacak. Sırasız bir zamanda, haber- tizce eve gelmiş. Sokak kapısını dışından yavaşçacık açıp kimseya görünmeden, usul usul, yukarı ta çıkmış. Kapıyı kapalı gö- zerre kadar | a Kadi'nın foyayı verdiği Prizren şehri rünce anahtar deliğine gözünü yi Melekciğini ayna karşısında görür görmez sandet heyecanm- dan oyraya yıkılıvermiş. Böyle bir kadına malik olmak deyme babayiğite nasip ve mü- yösser mi? O günden İtibaren yuları ele vermiş. Karısını gözünün önüne getir- dikçe, kendi bitik halini yokla- dıkça, “kişi halini bilse hoş değil | mi, karlar yağsa kış değil mi,, meselini de hatırladıkça boyun eyip pes demekten başka çare yok, Melek H., biti kanlanmağa, pımarmağa başlamış. — Kapı dışarı çıkmadığımdan, dünyayı görmediğimden vazgeç- tim, evin içinde bir başıma, lüm kalmadı. Bu gidişle Toptaşı- lık olacağım. Bu mahalleye taşı- nalı aylar oluyor. Komşuların hepsi safa geldine geldiler; kar- çılık gitmeyi bırakalım, koğmadan beter ettin. Bari bana izin ver- miyorsun, onlar gelisnler!.. diye tutturmuş. Komşulardan iki ahbap bul- muş ki tam mal, Biri Perver H. namında, diğerinin adı da Mah- mure Hanım.... Perver H., isminden de, belli, kul cins! esirci bilmem kimia evlâtlığı mı neymiş. Mısırlı bil- mem hangi paşaya odalık git- mişmiş. Büyük babası yerindeki paşa ölünce başıboş kalmış. 45, S0 sularında uzun boylu, sarı boyalı saçlı, rastıklı - kaşlı, türmeli gözlü bir hanım Muhakkak ki çok görmüş geçirmişlerden. Yaşını başını almış olmasına . rağmen hâlâ genç ruhlu mu genç | ruklu. Ayıp değil a, kadıncağızın gönlü kocamamış; bu gidişle kocayacağı da yok. Sazı, sözü de var. Mükemmel kanun çalıyor. Medede girişti ml herkesi ağzına baktırıyor; kahka- | hayı da bastı mı evleri çınlatıyor. Mahmure Hanıma gelince; o da 40, 4zilik. Mavt gözlü; lüsü' böylü, tkmaz amma ince kemikli bir hatun. | Ba da görmlüş geçirmişlerden, Günahı Üstünde kaka, hakkında türlü rivayetler mevcut. Evveliyatının karışıkça olduğu, meşhur kursaklının çengi kolun- dan yetiştiği, bir vakitler Macun- cudaki mahut evde bulunduğu, on ikilerin en — sayılılarından birine kapatmalık ettiği, sonra tövbekâr olup bir saray tüfekcisine vardığı mervi. Mahmure Hanım da alâ tef, darbuka çalıyor. Curcunalı türkü- lere, oynak köçekçelere mükem- mel tempo tutuyor. Bir kiriz ha- vası İşittimi hemen ellerini kaldı- rıp şıkırda şıkıra başlıyor. İşte Zinnun Efendinin sevgili Melek Hanımı, sındırlıyı sıyırtmış, Karaağaca kandil asmış bu iki hanımla kafaları uydurmuş; saca- yak olmuşlar. Gece gündüz bir aradalar; iç- tikleri su ayrı değil; hepsi, anca beraber, kanca beraber. Melek Hanım, akıl hocaların- dan ders aldıkça kocasına karşi nazı, edayı arttırdıkça arttırıyor; kendini dirhem dirhem satıyor; arada bir dayatıyor bile... Efendi hazretleri, bermutat götğyummada; suyun — akıntısına gitmede; yani tahammülde.. Her lâhza hoşafın yağı kesik; içimi ezim ezim; eli ayağı buz; yüreği hezal yaprağı.. Tuhafın tuhafı neresi - biliyor musunuz? Adamcağız karısına karşı ne kadar zebün ve boynu bükükse oğluna karşı da okadar ifrit, nemrut. Senelerden beri beklenen, ayak direyip bir türlü gelmiyen, nihayet lâtfen , buyuruveren — ciğerpare, sulbüpâk, sanki üvey evlât. Yt- rüdüğü patpat, bastığı çatçat. ( Arkası var ) Copmi, Savetler 5 Türk Tıp Cemiyeti Her hafta Sah günleri toplanan Türk Tıp Cemiyeti, geçen Salı bir | içtima yaparak yeni idara heyetini seçmiştir. * Cemiyetin yeni idare heyeti zevattan mürekkeptir: Reis Osman Şerafettin, İkinci rels- ler Etem, Ahmet Şükrü, Umumt kâ- | tip Şükrü Hazım, Veznedar Fethi Beyler. Yeni Bir Misak Daha Belgrat, 22 (A. A.) — Yugoslavya matbuatının haber verdiğine göre, Sovyetler, cenubuşarki — misakı —akti için etmektedir. Siyasi mahafil, bu münasebetle, Balkan devletleri ve Çekoslovakya — arasında bir Cenevrede müzakereler - cereyan Yugoslavyanın, Avrupada sulhu takviye edecek mahiyetteki her teşebbüse katılmaya dalma hazır bulunduğunu teyit etmektedirler. 30 uncu Parlâmentolar Konferansı Yarın Merasimle Yıldızda Açılacak Baştaralı 1 inci saylada ) Pazar 28 Eylük Hakuk daimi komisyonunun toplantısı. Silâhların tahdidi daimi kom- «Ât siyonu ile —emniyet — muhtelit | —— komisyonunun müşterek İçtimaı z Pazartesi 24 Eylül: Parlâmentolar konseyi içtima. Parlâmentolar — birliği Türk grupu reisi tarafından parlâmen- tolar birliği konsey azaları şera- fine Pznpılu otelinde — öğle yemeği. Konferansın açilışı. Parlâmen- tolar konferansları nizamnamesi- nin onuncu maddesinin — tadili, Kâtibi umuml! raporunun müzake- resi. Celse kapandıktan — sonra pullmenınlır konseyinin İçtimar. Akşamı Riyaseti Cumhur sarayında bü- yük Millet Meclisi reisi tarafından murahhasların kabulü, Balı 95 Eylülı Umumi celse: Umumi! müza- kerenin devamı ve sonu. Şehirde gezinti, — müzelerin, abidelerin ziyareti ve saire... Istanbul belediye reisi tarafın- l İran murahhasları Taksim âbidesine çelenk kogyarken Yı dan murahhaslar şerefine akşam | — Yat öğle gı;_—bl 'arşamba 28 Eylülr gezinti, Beylerbeyi sarayında çay, OCumürtesi 29 Eylül: ? celse: Emniyet - "h:ıkcmı. ğ 'ç Umumi celse: Temsili rejimin Umumi celsa: — Müzakerenin | tekâmülü. devamı ve sonu. Umumt celse: Müzakerenin Parlâmentolar birliği Türkiye | sonu - intihap-konferansın kapanışı tarafından — murahhaslar Hariciye — Vekili — tarafından grupu şerefine Dolmabahçe sarayında | murahhaslar şerefine Perapalas suvare. otelinde akşam yemeği. Pergembe 27 Eylük Pazar 30 Eylük Urnumt celse: İçtima! meseleler. Iktısadi — ve mali meseleler Umumi celse: Müzakerenin de- vamı ve sonu. Cuma- 28 Eylülk: daimti komisyonunun içtimar, Siyasi ve teşkilât meseleleri daimi komisyonunun içtimar. ü Bıyalnıd_ıyı hareket ve Ada- meseleler ane İskelesinde toplamıla- İçtimat, etnik ve ml!ıtoııı!elı'.o- İ seleleri daimi komisyonunun içtimal | ehzadeb. Avrupadan Dönüş Ş e Umumf Hapishane operatörü ve | | HiLÂL Sinemasında Balat Musevi hastanesi müdürü Dr. Jâk Berbut Beyin ayın yirmi yedinci SEFİLLER Fıınıııu ıüıu ve """r-k'iı Salı günü Avrupada yapmakta ol- | seyahatten döneceği — huber G w““':!:“ .!;:—_ i (2792) duğu alınmıştır. ZENGİN VE COŞTURAN MUSİKİ... Herkesin derhal belliyeceği oynak şarkıları... Baştan nihayete kadar zevk ve neşeli sahnelerle dolu nefis mevzuu ile SANA TAPIYORUM filminin sizde bırakacağı izl unutmıyacaksınız | iPEK Sinemasında CLARK GABLE ve JEANE HARLOV müştereken yarattıkları ELEK Sinemasında REDERİK MARCH ve p SILVİA SiDNEY tarafından temsil edilen GARiP BiR AŞKİ| SAYGON GÜZELi filimleri büyük muvaffnkiyetle gösteriliyor. Sennslar Iıırıln #aat 3-5.7 ve geceleri 9 da Fiyatlar : 30 - 50 - ı" Fiyatları 30 - 45 - 60 RONALD COLMANN SARA Y S-i KİBAR HIRSIZ pııln_do alkışlanıyor. Hâveten: FOX JURNAL Senanalar : 3-5.7.9 — Fiyatlar: 30 ve S0 kuruş « (2804) — Bugün TÜRK Sinemasında: GARBA HÜCUM TT Muazzam kalramanlık destanı uçılma merasimi İRENE DUNNE RICHARO DİX 1ISMET PAŞA Hi oin nutku Birinci 30 Fiyatlar : Loca 300 - 200 - Lüks 65. Koltuk 50 - aet (2807) Küçük sarışın yıldız ANNY ONDRA Pek yakında S U MER (Eski Artistk) Sinemasında AŞIKLAR OTELi Gayet şen, eğlenceli ve musikili filminde Mı'

Bu sayıdan diğer sayfalar: