11 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

11 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA © 5 ) Münderecatımızın çollııl"d'." İ Bünlük makalemiz dercedilememiştir. | İtalya Ve Habeşistan Paris'te çıkan “Tan,, gazete- sİinin Roma muhabiri bildiriyor: “Gazeteler, Habeşistan mas- lahatgüzarının, Habeşistan hükü- Metinin hiçbir. zaman - İtalya'ya rşi tecavüzkârane emeller bes- lemediği hakkında kat'i beyanatını Neşretmektedirler. Bu beyanata ir beyanname ile mukabele &den İtalya hükümeti, İtalyanın Hlbışı'ıtın hükümetine karşı yal- hız dostane emeller beslediğini bildirmiştir. Italya hükümeti, iki Memleket Aarasındaki siyast ve İktısadi vaziyetih — inkişafı İçin Habeşistanla en dostane münase- betlerde bulunmak arzusundadır. 'Bü beyanatlar, Habeşistanda vahim hâdiseler zuhur edeceği hakkındaki rivayetlerin — tek- zibi demektir. Bu — rivayetler arasında askeri mahiyette tedbir- lere tevesstl — olunduğuna dair tözler de vardır. Ne olursa olsun, İtalya, uzun zamandanberi Habeşistanın vazi- Yetini husran ile seyretmektedir. Hebeşistan sür'atle silâhlan- | Maktadır. Malüm olduğu Üzere f Habeşistan, ordusunu Japonyadan Malzeme — gatın almak — süretile ı teçhiz etmiş ve bir Belçika askeri 'eyeti marifetile Avrupalıca talim Ve terbiye etmekte bulunmuştur. Meycut dastluk muahedesine "Ü'”ııı. Italyanın toprak iddiala- Tından — korkulması yüzünden Hıbııbtııdı daima — İtalyaya karşı oldukça kuvvetli bir husumet Vardır, İtalyamın başlıca emeli, Habe- #Wstan ile Somali ve Eritre ara- sındaki iktısadi “ münasebetleri tıkılaştırmaktır. - İtalyan matbuati defeatla — İtalyanın — Hebeşistan karşısında beslediği iktısadi emol leri izah etmiş ve fakat Habeşle- tanın Japonya emtlasına — karşı :n"" davranmasını da — elemle aydetmiştir.,, Aşk No:43 11- 10« 934 — Kimsenin kandığı yok ya, #ğabeyin olacak sersemden baş- ka... O Leylâ ne fitnefüicur şey dir. Görünüşte herkes onu melek Sanır, Ne içinden pazarlıklı ifrit ©... Frenk mektebine gitti geldi. Büsbütün - cizvit oldu. Ağabeyin Zabit çıkıncıya kadar uzaktan yan Çıziyordu. Oğlan sırmalarını ta- kınra sıskanın gözleri kamaşltı. Aman şu kelepiri elimden kaçır- Miyayım diye — paçaları - sıvadı. im bilir neler yapmıştı. Belki büyü bile yaptı. O cizvitten her- tey beklenir. Amma ne yaparsa Yapsın. Ağabeyini kandırır. am- ma beni kandıramaz. İyi ki kalktı, defolup İzmire gitti. Uzak alırsa belki unutur. Amma - sis- karı oğlanı orada da rahat trakırsa. İstermisin kalksın pe- #inden gitsin, alimallah bu sefer ben dava açarım. Bugüne bugün Anasıyım, bana bakmıya mecbur- dur, Maaşından yarısımı kestir- im mi artık kalanile sıska sev- gilisini kuş sütü ile beslesin. Gençlerindir Uzak Şarkta Bitmiyen Hüâdiseter Moskova, 10 (A. A.) — Çin şark — demiryollarındaki Sovyet memurlarının - tevkifini protesto İçin Sovyetlerin Tokyo sefiri M. Yurnef tarafından 22 Ağustosta Japon hükümetine verilen notaya cevaben Japon hükümeti 4 Eylül- de Sovyet memurlarının şimendi- ferlere karşı suikastlere iştirak ettiklerinden dolayı tevkif edil- diklerini ve filhakika bütün bu sulkastlerde Sovyet — memurları pek az zarar gördükleri halde asıl Japon ve Mançurililerin mü- teessir olduklarını bildirmiştir. Bu kerre Soyyetlerin Tokyo gefiri, Japonların bu İddiasına karşi cevap vererek, resmi malü- mata istinaden bu iddiaları birer birer cerhetmiş ve gerek Japon gazetelerinin ve gerek resmi mas kamatın Sovyet Rusya aleyhin- deki beyanatlarını şiddetle pro- testo ederek miktarı 167 6 var- makta olan mevkuf Sovyet. me- murlarının derhal serbest bırakil- malarını — Japon — bükümetinden istemiştir. Romanya Kabinesi Ve M. Titülesko Eski Hariciye Nazırı Tek- rar Kabineye Girdi Bükreş, 10 (A. A.) —M. Tk tülesko, Tataresko — kabinesine iştirak etmeyi kabul etmiştir. Bükreş, 10 (A. A.) — Sina- Md:ı:. tebli; m e ni : N şvekil M. Tateresko ile M. Titülesko arasında anlaşma hasıl olmuştur. Esasen evvelsi günkü konuşmalardan sonra M. Titülesko kat'? cevabımı bugün vereceğini söylemişti. Son hâdiseler dolayır sile M. Titülesko hemen müsait bir cevap vermiş ve Hariciye Nazırı sıfatile de yemin etmiştir. Bükreş, 10 (A. A.) — M. Savrel Radulesko Hariciye Müs- teşarlığına tayin edilmiştir. Burhan Cahit Hasibe Hanım başındaki na: maz bezini atarak: — OR, sıkıldım, diye haykırdı. Bu çocuk beni dertli etti bıraktı. Bu iş çıktı çıkalı rabatım, huzu- rum kaçtı. Cihan, âlem bana acı- yor. Geçen gün kaymakam bey de söylüyordu ya, Evlât yüzünden kendimi yiyip bitiriyorum.. bak aklıma geldi. Kaymakam bey de bugünlerde ağabeğini çağırıp na- sihat edecekti. Uğlamı bulabilir- sen aşk olsun. Üç hafta semti- mize uğramdı. Halbuki haftanın üç gecesi yengesinde kalmış, okadar yalvardım, yakardım. Oğlum kar- deşin yalnızdır. Gezmek, eğlen- mek ister. Al bir gün de şöyle bir gezmeye götür, dedim, bir kulağından girdi. Öbür kulağın- dan çıktı. Halbuki geçen gece o sıskalar şahına sinema locaları tutmuş. Nasıl kızmazsın, dedim ya insanda bir az saygı, terbiye, ana kardeş sevgisi olmalı. Sen de böyle hayırsız. ağabeye dışarı gitti diye — Üzülüyorsun. Varsın İspanyada Müthiş Bir Dahili Harp Oluyor 6000 Kişilik Bir Kuvvet Üç Koldan S a M Madrit, 10 (A.A.) — Avum- turyasta yapılan harekâtın bir tedip değil, hakikt bir dahilf harp harekâtı olduğu şimdi anla- gılıyor. Topçu ve tayyare ile tak- viye edilmiş 6000 kişiden mürek- kep üç kol, bir ihata hareketi yapmaktadır. Bu üç kolun maden ocakları merkezinde birleşmeleri muhte- meldir. Madrit, 10 (A.A.) — Mebusan Meclisi, Mebus M. Gil Roblesin va- IEski E'erler ziyet düzelinceye kadar, meclisin Madrit, 10 (A. A.) — Federal Cumhuriyet relsliğine namzet olan sabık Başvekil M. Azana, Barse- londa tevkif edilmiştir. Asker — kuvvetleri, — Ovledo üzerine yürümektedir. Bu gşehir, sukut ettiği takdirde, Asturiyasta ihtilâl hareketinin İnhizama uğra- yacağı zannolunuyor. Lpanyanın öbür kısımlarında vaziyet daha sakin olmakla bera- ber, Madrit, Sevil ve Sen Sebus- tiyanda elan münferit hadiseler gitsin, burada oldüğü zaman ne hayrını gördük kil Türkân içten İçe doluyor. besleniyordu. Hele ağabeysinin Leylâyı sinemaya götürüp loca tutması meselesi genç kızı adama- | kıllı kıskandırmıştı. Hasibe Ha- nım da kızını Leylânın aleyhine çevirmek için hep onun bam te- line basacak şeyleri bulup söy- lüyordu. Zaton ağabeysinin Leylâ hak- kındaki fikrini öğrendiği için bir-« birine münasebeti olan bu ha- vadisler onun tecrübesiz kalbini adatmaya kâfi geliyordu, Hasibe Hamm kızının rerigin- den, bakışından içlendiğini anla- yınca ilâve etti: — Zabit oldu olalı birgün olsun sana: — Gel kardeşim, buğün ge- ninle sinemaya, saza, gidelim, Dedi mi. Haydi sen naziksin, ter- biyelisin, saygı edersin de — iste- mezsin. Ben o kadar yalvardığım halde oralı oldu mu.. amma her akşam bize: — Arkadaşlarımı göreceğim. — Bilmem kiminle buluşaca- ğız. Diye türlü martavallar atar, giderdi. Kokusu sonradan - çıktı. Meğer — gönül fıkarasının derdi Asileri Çevirmiye Çalışmaktadır - ae a Madrit s0- üzerleri Aranıyor eksik olmamaktadır. Barselonda İise vaziyöt tabil haline dönüyor. Madrit, 10 (A. A.) — Divan- harp asilerin muhakemesine bu gün başlıyacaktır. Sen Sebastiyen, 10 (A.A.) — Hudut öğle üzeri ecnebilere açık- mıştır. Türkistanda 4T TöL Moskova, DHu Ajansı ) — Özbekistan âbideleri himaye ko- mitesine meimur Osmanof Yoldaş eskiden orta Asya binalarını ört- mekte bulunan camların yapılma Bırrını meydana çıkarmıştır. Se- merkant'taki Timur devrine ait eski binaların — kapı Üstleri ve cepheleri bu nevi camdandır ve gayet tatlı bir renktedir. 18 inci asırdanberi bu sır kaybolmuştu. Osmanof Yoldaşın keşfi sayesin- de bu camlarla ön birinci asra ait Uluğbey sarayının camları yenileştirilecektir, varmış. Hay olmaz olsun öyle dert.. Erkek olsam yetmiş gönlüm olsa o sıska kıza birini olsun vermem. Ahım, şahim olsa bari, allâh için söyle, Leylâya güzel denir mi? Bir tutumluk etisyok, aşıl işil, kar ra kara gözler, Arap - saçı' gibi. kıvrım kıvrım saçlar. Upuzun boy., - Şurada Leylâk sokağında bir kız yar, Hani babası zeytin tüccarı mı İmiş neymiş. Güzel dediğin öyle olmalı. Ayva çiçeği gibi pes- penbe, canlı, kanlı, yumuk yumuk, hele o kestane- saçlar, hele o mavi gözrler.. Türkân dudaklarını büktü: — Aman anne onun neresi güzel.. Herkes ona kış - mantarı diyor. Hasibe hanım başını kaldırdı: —A, a, a, neden oluyormuş kış mantarı. — Yerden yapma, cüce yu- varlak birşey de ondan! Hasibe hanım tekrar başını mindere dayadı: * — Haltetmiş onu söyliyenler, cüce yavarlak neden olsun, tom- bul tombul da ondan öyle görü- nüyor. Hem kadın kısmına uzun boy yhkışmaz kil Senin Leylâ gibi bayrak direği mi olacak.. o kız pek güzel, pek şeker şey amma ne çare ki birçok kardeşi de var. Okuyucularıma Cevaplarım... Faik Celâl Beyer İnsanlar biraz geniş — düştün- dükleri zaman evli bir erkeğin ayni zamanda bir de metresi ol- masını tayip etmekle beraber, pek müstesna ahvalde mazur da görebilirler. Fakat bir erkeğin iki kadın almasın hiç bir zaman hoş bulmazlar, Çirkin, iğrenç, in- sanlık harıcı telakki ederler. Hak- hdırlar. Tarihimizi biraz tetkik ediniz, Üzerinde biraz düşününüz, inhitatımızın başlıca sebebini bize araplardan geçen bu fena adetin, bilhassa üst tabakada yer etmiş ol masında bulursauz. Bereket versin orta tabakada yerleşmemişti, bu- gün milif seciyem zin bozulmamış olmasını bu sirayetten kısmı kül- linin masun kalmasına borçluyuz. * Şevket Nuri Beyaı Bence bu kızda kabahat yok- tur. Bir sultesadüfe kurba olmuş- tür. Kendisile teşriki hayat et- menizde bir mahzur görmiyorum. * 8. S. Hanıma: Erkeklerin bekârete ehemmi- yet vermekte hakları vardır, bu noktada kadınlarla müsavata razı olacaklarını hiç zannetmem, hattâ asırlarca sonra bile. x B. B.N. Beya İşi oluruna terkedersiniz, ben bu vaziyerin böyle gitmesinde, hattâ eski münasebetin tazelen- mesinde bir tehlike sezmiyorum, Fotoğraf kalmış veya kalmamış bir tehlike teşkil etmez. Hiç ta- nımıyanların ellerine de geçebile- cek bir şeydir, vesika sayılmaz, Üzerinde yazı olmadığı müddetçe, HANIMTEYZE İtalyada Bir Toplantı Roma, 10 (A.A.) — Italya akademisi tarafından tertip edilen beynelmilel edebiyat konferansı evvelki gün açılmıştır. Kübada Vaziyet Havana, 10 (A. A,) — Tet- hiş harekâtı şiddetle tekrar baş- lamıştır. - Polisler ateş açmışlar, 100 kişi kadar tevkif edilmiştir. Yoksa ben onu Reşide alırdım. O da koynunda pamuk - gibi kadın görürdü. Zaten kız beni her görüşte elimi öper : — Nasılsınız hanımefendiciğim! Diye hal, hatır sorar. Nazik mi nazik. O Leylâ bügüne bugün yehgesi olduğum halde isteya isteye — bir gün olsun elimi öpmedi. Ne kara çiyandır. o.. Reşit sırmalarını taktıktan sonra hemen sana da, bana da mua- melesini — değiştiriverdi. — Burnu kırıldı, — yaltaklanmıya — başladı. Amma ben adamın maksadını gözünden kaparım. Zaten o kızın en ziyade bu huyuna kızıyorum. Herşeyi — yapmacık, her — hali iğreti. Soğuk mu soğuk. Re- şidin o kıza nasıl kanı kay- nadı. hâlâ aklım ermiyor. Ne ise artık İzmirde unutur belki.. Saygısız evlât. — İnsan gliderayak gelir evinde bir iki gece olsun kalır. Muhakkak yengesine git- miştir. — Birkaç gün — sonra patlak verir.. Kim bilir belki ana kız. onu vapura kadar geçirmişlerdir. bile. © — Melek Hanımdan her şey beklenir. Za- ten evde onun esamisi okunmı- yor ki... Her şeye Leylâ kare gıyor. Varsa Leylâ yoksa Leylâ.. © Lâüylâ değil karabelâ, (Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: