23 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balkon Merakı — | Geçen gün bir tamdığa rast- ladım. Her vekit selâm verip geçmek âdeti iken bu âdetinden vazgeçip durdu. Hararetle elimi sıktı; — Affedersin Hasan Bey, dedi, bir gey soracağım. Seri Belediye Meclisine aza İntihap edildin mi? Boynumu büktüm. Etrafta bizi dinleyenler bulunup bulunmadığı- | ma bir göz gezdirdikten sonra: — | — Hayır, dedim, maattcessüf hayır. Bu sefer o boynunu büktü. Yazık, , bir ricam vardı da.. — Söyle, bakayım, gazeteye yazarım, okurlar.. Ricanı yerine getirecek biri çıkar. — Anlatayım ! Sokak ortasında — anlatmıya başladı: — İnşaata alt bir projem var da hani yapılan binalar: gördükçe cidden üzülüyorüm. —Üfülmeme sebep her binaya bir balkon apılmayışıdır. Bunu biraz tukaf ulursun amma, tuhaf bulmakta haksızsın! Balkonlu 'evde otursak içtimal, bedli, edebi, sıhhi, fzwni, iktısadi, ilmi, bedeni bir yükseisşe ssbep olur. İnanmıyor musuün.. , İspat ederim! Bir kere balkonlu evde otu- ranlar bilhassa yaz günlerinde ekseri zamanlarını balkorda ge- çireceklerdir. Balkonda herkesin 9, kadınlar. kocniyrile koca kavgalarının uı?"'.ıım. Bedli cihetten de faydası vardır. Balkona çıkanlar birçok kişi ta« rafından görüleceklerini düşüne- rek iyi giyinmek mecburiyelin- dedirler. Edebi, ilmt cihetten faidesise gelince balkonda — çorap — ya- manmaz, yapılsa yapılsa olurup ilmi — kitaplar okunur, — edebi eserler gözden geçirilir, bu yüz- den herkesin ilmi, edebt malü-: matı yükselir. Hele Iktısadi.. Sözüzlü kestim, — Kâfi azizim, dedim daha fazla izahata lüzum — yok, hak- kın var.. * Balkon meraklısı Acaba haki- katen haklı mı idi. Söylediklerini yazarken ben de bunu düşünü- yoruml Pazarola BresesencesALARAAAAARA — Kaynanamın - bütün ahbapları medikleri halde görür görmez tanırlar Hasan Bey.. — Nasıl tamrlar azizim ? — Kaynanam benden bahsederken damadım dünvanın ea suratsız adamıdır; derl .—————— y Hasan Bey — Müdür Bey, ' yer bulmiya imkân var mıdır? Mmetçi bir masanın ilstüne çıkmış camları siliyordu. Hasan Bey gördü: — O masa, çok İncedir, de di, kırılır. — Korkmayınız Hasan Bey, ağırlığımı masaya vermemek için tek ayağımı kaldırdım masanın akerle Üzerinde tek ayakla durup cam- - lari siliyorum! O Zaman Hasan Beyin canı — sıkılıyordu karısı odaya girdi. — Efendi, dedi, bir eğlence ister misin? — İsterim! —Gel seninle mâğaza mağarza dolaşalım eğlenirsin! Ya sen öteberi almak istersen? — O zaman da ben eğlenirim! beni hiç bi t — Oturduğum beğendin mi dostum, lüç senedir buradayım, bir ay olsun kira vermedim.. — Aman Hazan Bey bu na- sıl olur, apartıman sahibi hiç sesini — çıkarmıyor mu? — Apartıman sahibi benim! e rakd eena e iraşem #partımanı Hasan Bey bir dostile birlikte ,,,ı,.kı; l'âlrlğoıdu. Hasan Beyin ayağı birdenbire a bası :Ij_ Sokâklı lıurd.h v:.dıı—, asan Bey hendeğe düşmüştü; hendekten çıkmıya uğraşırken g'oıtu: Sana burada bir hendek İşiniz doğru gider özümü dinleyince; Bir parçacık benim de sözümü dinleyince,. Gelin şu yazıyı beraber okuyalım; Satırlar arasında bir mekik dokuyalım! Haydi gülün gülelim atalım l'ıol kahkaha Sizi asık suratla görmiyeyim bir dahal P. O. H. B. PAZAR OLA MASARN BEY KDA RARARALARARARARARARARE! Mekteplerde Talebe Çokluğu Göze Çarpıyor: sereyseraa Te d RAsAsA aa sasseracan aesesekAAAAAAAAAAN G ra e es ee AeReAAA A RARA AAA Yok istemem hiç surat yüzünüz gülsün amma, Böyle asık bir yüzle okutamam yok yağmal Haydi şöyle bir parça gülüverin çabucak; Güldünüz işte şimdi yine oldu olacak.. Bakınız ben Hasan Bey ben de çok gülüyorum. Ağlamak mı o bende asla yok gülüyorum. Kah kah kah kahkahayla hep hep hep kahkahayla Yaşıyorum böylece eğlenceyle alayla.. Gazetelar acaba bizim mahdum için tavan Aarasında yahut damın Üstünde bir | AAA “Bey Dişci yaklaştı, Hasan çıktı kadar bağırdı: — AÂman! — Ne bağrıyorsunuz Hasan B. daha dişinize dokunmadım bile! — Öyle amma ayağımdaki nasıra bastınız! Eyi Müşteri Terzi, Hasan Beye söyledi; — Ben İyi müşterimden elbise taksitlerini iİstemem onlar getirir verirler, — Ya getirip vesmezlerse? O zaman isterim, taksiti getirmiyenler iyi müşteri olmak- tan çıkmıştırlar! & ley san Bey.. Dedi, Hasan Bey ceyap verdi: Zarar yok, sen haber ver- meden ben buldum. “olduğunu haber verecektim Ha ikinel katındayım, | Üzüm Sepet, sepet, küfe küfe her | dükkânda var. Torba kâğıt, tor- ba kâğıt her eve gidiyor. Lâf torbaya girmez amma Üzüm salkımı torba kâğıda ne biçimli giriyor. Kınalı tırnağın modası çoktan ıocü._ Kınalı yapıncağın ki hiç geçmiyor. Ça * vuş ÜÖzümüne niçin ça | özüml demişler. - Çavuş özümünü yerken başkasının hakkımı çalıp yemiş gibi oluyorum da.. * Yoğurt helâl, ayran helâl da neden Üzüm helâl, şarap haram. * | Bir vuruşta darma dağınık edi- .x yorum, Neyi mi? Neyi olacak — Üzüm salkımını.. | Bir tenbele sordum: | Üzümü sever misin? — Sevmenm, dedi, çekirdeğini ayırmak güç geliyor. ci * Ş Üzümden şira, arpadan bira — yapacaklarına; arpadan şıra,Üzüm- —— den bira yapsalar olmaz mı? * Üzümün ihracını düşünenler düşünsün, ben mideye idhAlinden | başka bir şey düşünmiyorum. » | Oğlumu bu mevsimde evlen- direcek olsaydım; üzüm gözlü bir kıiz arardım. Ka Eski Tavukpazarı şairleri kak madı diyenler bir kere Tavukpa- — zarından geçseler bütün üzümcü- — lerin mükemmel kafiyeli söz söye lediklerini duyarlar. “Bakmadan yürüme,, “Baksana — üzüme,, X İi Üzüm üzüme baka baka ka- — rarsaydı; kara Üzüm bağında — bir tek salkım beyaz Üzüm bul — miya imkân olmazdı. Ğ Hasan Beye sordum: — Kış geldi odun aldın mı? — Hayırlj — Ya ne yapacaksın? — Hiçbir şey! — ZÜ:lyocık misin? Ş nnetmem, yazın da — çok yandık, kışım buyynıdı:ulimı İ meyiz zannediyorum. Ş arararerer eee A AAAEAE — Bir numara farketseydi, piyangonun birinci Ikramiyesi bana çıkacaktı. — Bir numara yukarıya mı çıktı. — Evet bir numara yukarı? Ben aparlımanın

Bu sayıdan diğer sayfalar: