25 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

25 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA süLarekek ea eR AAA LAĞ AA AAA AAA AAA AAA GeReeAA LA LAAAA AAA AAAA ASA GAseMAAE AAA AA AAAA A ASA AAA AAA AAA0 AA AAA AA AAAAAAE AAASSS ERA Resimli günkü gibi yine uyuyor- du. Koca kulak ta onun tembellifine kızıp dürüe yordü. Uyudüğunu — gö- Tünce aklına bir muzip- Hh geldi kocaman bir mukavyvayı relinde gör- düğüsüz gibi hazırladı. Yavaş yavaş Kocaburuna yaklaştı. cakulağın — anaı çağırmıya gittüs. Hikâye 3— Gözlüklü anme pek faanmadı.. “Odada deniz kizi mi?, Hayırdır. taşalk lah bakalım daha meler uyduracacaksımıze — diye sÜylene — söylene — içeri girdi. Fakat karşısına çır kan şeyi görünce çaşırdı. “Aman Yarabbi dünya. da meler oluyor, diye tere yüzüne döndü ve esini Gel gel. Odada bir deniz Gel kın / var, ler. Ne Tuhaf! Gürültü_lle_Mücıdele Şehirlerden birinde, şimdi tıpkı İstanbulda olduğu gibi, sokaklarda fıîllı gürültü etmek yasak olmuş. attâ evlerinde bile fazla ses çıkaranlardan ceza alıyorlarmış. Halk ta ne yapmış biliyor musu- nuz? Atları lâstikle nallamışlar, tramvay _yollırııu İâstikten yıp: mışlar, Şişeler araba ile taşındığı zaman ses çıkmasın diyea onları lâstik torbaların içine koymuşlar. Şimdi de kütüpanelere, hastane- lere ve mekteplere yakın yolları ve kaldırımları lâstikten yapmayı Ünliyo t d'._llı Uyorlarmı ü'tü NN hkt_aıı yapacaklarmış. Kovalara lâstikten kulplar, tepsilere lâstik örtüler, lâstikten bulâşık liğenleri, Nasıl böyle bir şehirde oturmak hoşunuza gider mi? Amma.. Kızdığınız zaman da bağırmak, ağlamak yok. Londrada Bir Gün _150 Kanadalı, Londrada yalnız b!ı gün kalmak için 6 bin millik bir yola katlanıyorlar. Bütün o Ocuman Atlas denizini geçmeye razı oluyorlar. Öküzler İçin Garip Bir Vantilâtör Leylâ hiç yeldeğirmeni gör Memişti. Amcası bir gün onu küçük bir se- yahate çıkardı. Köyün birin- den geçerler- ken Leylâ yek- değirmenlerini gördü. — Etra- fında da öküz- ler otluyordu: — Aman ya- rabbi ne zem- in köy.. Ö- Üzlere — bile vantilâtör almışlar.. dedi. Amcası da gülmekten katıldı, —a —— bak.. Resim Dersi İşte Size Çok Kolay Bir Usul Belki de arka- 1 daşınızı resim ya- parken görünce Üzenirsiniz, — siz neden böyle gü- zel çizemiyorsu- nuz diye Üüzülü- yorsunuzdur. Ben size bir usul öğ- reteyim. — Bura- daki — resim de öyle yapılmıştır. Güzel değil mi? — Bakın masal.. bir. kâğdın üzerine bir damla mü- rekkep — koya- caksınız. Sonra kâğdı tam mü- rekkepli — yerin- den katlıyacak- gınız. — Açtığınız zaman gayet gü- zel resimler mey- dana çıkar, Bu- radaki resmin yalnız yüzü, bir de suyu gösteren çizgiler sonradan yapılmıştır. Ötekilerin hepsi ken- di kendine olmuştur. Onun için artık fena resim vapıyorum diye hiç Üzülmeyin. Bundan bir de oyun çıkarabi- lirsiniz. Arkadaşınızla — beraber böyle resimler yapar. Ve hangi- nİzin dıh.ı_ıüı 1 şekiller 'dığını in birde yarış Yaparsınız. d Dikkat!.. inoi teşrin tarihli bilmecemisde birinci iktamiyemiz bir mektep çan- tasını kazanan İstanbul 49 uncu İlk- mektep * üncü snıftan 17 Memnune Hanım, şimdiye kadar hediyesini al- mamıştır. Okuyucumüuzun nihayet bir haftaya kadar matbaaımıza müracaat etmesi ve hediyesini istemesi lârımdır. Aksi takdirde hakkı zayi olacaktır. Resmini gördüğünüz otoblis Adeta bir çöl dritnotudur dünyanın en büyük etobüsüdür. Şamla Bağdat arasında işler. 18 saatte 350 mlllik hir yol alır. Makinesi 180 beygir kuvvetindedir. Otuz bir yolcu alır. U Yyolcuların yiyecekleri içecekleri de burada verllir, HİKAYE Kocakulağın Müzipliği Çayır Kuşunun Yuvası Bir ilk bahar günü güzel bir çayır kuşu köydeki buğday tar- lalarından birinde ufacık bir yuva yapıyor. —Beş tane de yumurta yumurtlıyor. Gel zaman gitzaman yumurtalar ayrılıyor, İçlerinden beş tane küçük, sevimli çayır kuşu çıkıyor. — Yuvaları buğday tarlasında olduğu İçin ana kuş yavrularını İiyice — doyuruyordu. Onlar da çabucak büyüyorlardı. Hatta artık uçmıya bile hazırla- nıyorlardı. Fakat buğdaylar da sanki bu küçücük şeylerle yarış ediyormuş gibi çabuk büyüyordu. Bir zaman — sonra — tarlanın sahibi olan çiftçi oğullarile bera- ber tarlaya geldi. Buğdayların kesilme zamanı gelip gelmediğine bakacaktı. Buğdayları görür gör- mezxz “oh.. mükemmel, mükem- mel.. hemen biçilmeli. Dostlarımı- za, konuya, komşuya haber yol- hyahm, — Gelsinler, yarın — bize buğdayları biçmiye yardım etsin- ler, dedi. Ve oğullarile beraber tokrar köye döndü. Zavallı küçük kuşların ödü patlamıştı. “Aman anne bizi he- men başka yere götür, bak, ya- rın gelip buğdayları biçecekler. Sonra halimiz ne olur,, diye an- nelerine yalvarıyorlardı. Fakat ana bir çayır kuşu oralarda de- ğildi.. Telâüşsız telâşsız “Hiç kork- mayın. Dostları, tanıdıkları yar- dım etmiye gelmiyecek, buğday- ları da biçemiyecekler, biz da olduğumuz yerde kalacağız,, dedi. Ertesi sabah çiftçi e oğulları yine tarlaya geldiler, Beklediler, beklediler. Ne gelen vardı ne de giden. “ Galiba ahbaplarımız gelmeyecek. Bugün gidelim de akrabalarımıza söyleyelim yarın onların yardımile buğdayları orta- dıanıldınrız,, dediler, gittiler. 'akat yavru kuşların yine kor- kudan yllı'ılılerşu'ı Hlndi.w'ı' Anne gördün mü? Işte yarın geliyorlar, hepimiz öldük demektir. Kuzum anneciğim bizi başka yere götür,, anneleri hiç aldırmadı. “ Merak etmeyin. Akrabaları gelmeyecek, onlar da buğdayı biçemiyecek- ler ,, dedi. Çiftçi yine oğullarile beraber daha gün —doğmadan tarlaya geldi. ine saatlarca gözleri yolda kaldı. Fakat kimseler gel- medi. Ana kuşta yavaş yavaş yavrularına fısıldayordu: «Gördünüz. mü? Ben size Haftanın Bilmecesi - Saklambaç Oyunu Oynıyan Kuşlar viz Yalnız siz mi saklambaç oynarsınız!.. Kuşlar da oynar. Meydanda gördüğünüz kuşlar, saklanan arkadaşlarımı arıyorlar, fakat bulamı: yorlar, bakalım siz bulabilecek misiniz?. Geçen hafta bazı arkadaşlarınız çok güzel hediyeler aldılar, bu hafta da siz almağa uğraşınız ve bilmecenizi yollayınız.. halledip hemen bize Geçen Bilmecemizi Doğru Halledenler 11 Birinciteşrin tarihli bilmecemizi doğru — halledenler arasında birinci ikramiyemiz olan bir futbol topunu İstanbul 12 Inci İlkmektep Sinci sınıftan 279 Naci Elendi kazan- mıştır. Okuyucümuzun - hedİyesini biz. sat iderehanemizden alması lâzımdır. Birer kutu oyuncak alacak- ları Karagümrük 27 inci İlkmektep 70 Muallâ Selâhattin, Beyoğlu 15 inci mektep sınıf & ten 680 Cemil, İnegöl Gazipaşa İlkmektebi 3 Üncü snıf 46 Rilfat, Adana Yeciban öteli tmüsteciri Salih Bey oğlu — Ali Salih Bey ve Hanımlar, Birer kurşun kalem alacak- ları Kabataş İisesi 867 M. Rahmi, Kuzguncuk 46 inci İlkmektep Âbidin, Kadıköy Acıbadem caddesi No. 28 de Ectugrul Riz: adıköy kız ortamektep 450 Şerifo Meliha, Topkapı İlkmektep 63 NevzalğBey ve Hanımlar, Birer albüm alacaklar: Elâziz zitaat müdürü kızı Timugân, Erenköy kız lisesi 671 Müfide, Eekişehir hava Işte yine yerimizde kaldık.,, Artık vakit öğleye yaklaşıyordu. Çiftçi kimsenin gelmediğini — görünce bogün de gidelim, Akrabaları- mız da gelmedi. Yarın arlık biz kendimiz biçeriz,, dedi. Onlar —uzaklaşınca — anakuş işte çocuklar şimdi artık sahiden gidiyoruz çünkü yarın gelip buğ- dayları biçecekler, haydi ben sizi başka bir yere götüreyim, Ertesi gün çiftçi ile oğulları tarlaya geldikleri zaman buğday- ların arasında yalnız bir boş yuva kimse gelmiyecek demedim mi? | buldular. mektebi tayyareci yüzbaşı Eşrel Bey oğlu Cangiz, İstanbul kız lisesi 904 Rabia, Beşiktaş 23 üncü imekter Sulhi Hayri, Beyoğlu 13 6 186 Hurşil Kemal, E den 164 Cafor|l'ayyar, Ankara Halkevli müdürü Riza Bey kızt Özel Hamım ve Beyler. Birer şişe kolonya alacak- lar: Erenköy haz lisesi eınıf 8 den 638 Beyhan Agüh, Kudıköy — 1 inci mektep 26 Suzan, — İstanbul erkek linesi F 1 den 1398 Raşit Ömer, İstan- bul kız lisesi 1926 Handan, İstanbul 45 inci İlkmektep 8 üncü enif H. Meze rar Bey ve Hanimlar. Birer büyük sulu boya ala- cakları Konya İsmetpaşa mektebi 627 Kemal, Beyoğlu 10 uncu İlkmek-« tep talebesinden Abdünnur, Vefa Hses sinden 425 Babzat Remzi, Adapazan Fatmahanım mektebi mmıf 2 den 76 Lamet, İstanbul 28 inci İlkmektep 196 Ömer Farak Bey ve Hamualar. ( Arkası var) — — C Küçük Okuyucularımıza Hakkımızın zayi olmasını iste- miyorsanız, göndereceğiniz - bilmece- || nin zarhna, o bilmecenin tarihini ate || mayı unutmayımız. Zarfın bir kenarıe na meselâ “25/10/934 bilmecesi ,, işa- retini koymak küfidir. Bilmecelerimizde kazanan — oku- yucularımızdan İstanbulda bulunanlar hediyelerini yalnız pazartesi ve per- şembo günleri öğleden sonra matbaa- mıizdan — bizzat —almaları — lüzimdir. Taşradakilerin — hediyeleri posta ile gönderilir. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: