27 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

27 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M. Bartu'nun Kitap Hakkında Düşünceleri Saveç milli | milli kütüpanesi müdürü “Bartou'nan | nan | M. Dahl geçen itap merakı! ek Kitabın w- mumi tarihi, ismi altında bir etüt yazmış ve bu etüt için büyük bir kitap meraklısı olmakla tanınan müteveffa Fransa Hariciye Nazırı M. Bartou'dan bir takriz istemişti. M. Barto şu satırları yazmıştır: “ Kitap, her zaman, benim hayatımın en büyük hırsı oldu. Kitapta daimi ve her vakit için yeni, bitip tükenmez bir zevk buldum. Bu zevki ancak musiki- nin verdiği zevkle mukayese ede- bilirim. ” — Ge sene Almanya'da Ya- hudilere karşı ittihaz edi- -Ya- | len tedbirler Üze- pireglidei ine bütün Yahudi âlemi Alman ma iesi. mulâtına boykotaj yapmaya karar vermişti ve bu maksatla da Londra'da bir“Meclis,, teşkil etmişti. İngiliz gazetelerin de okuduğumuza nazaran bu meclis geçenlerde bir beyanname neşretmiştir. Bu beyanname de: — “ Alman ihracatının eksik mesinde Yahudi âlemi tarafından yapılan boykotajların başlıca âmil olduğunu söyledikten sonra: “Eğer Almanya (Yahudilere eski (oOhaklarını verirse Yahudi âlemi yaptığı boykotajı kesmeye hazırdır ,, demektedir. Bu beyanınmeye Almanlar tarafından cevap verilmemiştir. * Ges hafta meşhur İngiliz edibi ( Şekispir)in hatırası” nı ihya için bir müsamere (veril mişti, Müsamereyi müteakip bir ziyafet çekildi. Bu xiyafette yenilecek yemeklerin ta- mamenf( Şkispir )zamanından kalma! olması istenilmiştir. Bunun için o vakit basılm;ş bir yemek kita- bından örnek alındı ve görüldü ki, Şekispirin zamanında yenilen yemekler, bügün de soframızda yenilen'erdir. Yalnız isimleri de- gişmişlir. prrmsamamarann GE İY Son Posta | Yermi, siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Eski Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde oçıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir, ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kurüştur. Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. SON POSTA —— Dünyada Ol Olup Bite Bitenler —— Havyar Kıralı Memnun Değil! “Volga Nehrinden Gemi on Gemi İle 20,000 Som Balı Som Balığı Geliyor!, Paris, (ödedi Teşrin ) — çen gün Şii küçük bir kutu havyar — geçti, Üzerinde dar bir etiket vardı. Gö- züme: “ Rusyadan ihraç edilmiştir,, cümlesi (ilişti, kendi kendimet —M. (Litvk nof)u zengin etmiyeceğime emin olabilirim, diye düşündüm, kârın aslan payı mutlaka o müte- vassıtlara geç“ miştir! Fakat bu ara- da havyar kralı ismi altında tanı» nan zatın Pariste olduğunu ve Ruslardan şikâ- yetle vakit geçir- diğini U İşitmiye- yim mi? Adı, Hansen- dir, Romanof fırması altında tanınan bir kum- panyanın müdü- rüdür. o Çarlık idaresi — altında Rusyanın hemen bütün havyar ihracatını İnhisar altına almıştı, büyük dedesindenberi ailece hep bu ticaretle uğraşıyordu. Aslen Danimarkalıdır. Kendisini ziyarete gittim, ko- nuştuk, müsahabe esnasında bana; — Havyarın bir Rus spesya- litesi olmadığını bilir misiniz? diye sordu. Havyar hemen her memlekette bulunur. Fakat sade- ce Rus mataı salılır, hatadır. Bu, çok nefis gıda tâ birinci Fransuva zamanındanberi hüküm- darlar arasında sevilir ve yenilir di, balk arasında ancak 1860 senesinden sonra taammüm etti, Mösyö Hansen uzun yıllardan- beri Amerikada oturduğu için Amerikanlaşmıştır, o Fransızcayı İıgiliz ve Danimarka Jisa:ların dan karıştırarak garip bir şekilde konuşmaktadır. Ve birden: — Dünyada taze havyar bu- | lunmadığını da bilir misiniz? diye sordu. Bu cümle özerimde bir bom- ba tesiri yapmıştı, Mösyö ( Han- sen ) ilâve etti: — Evet taza havyar yoktur, meğer ki, Savmon balığının krrnı derhal açılıp yumurtası çıkarıla!! Fu, ancak tavuk © yumurtasına benzer. ( Lindber ) gelse, (Astra- gan )dan bir tayyare havyar alıp ( Nevyork )a götürse, kötürdüğü mal yine bayatlır. Ruslar en eyi havyarlarına - Malessol adını ve- rirler, halk buu bir firma ismi sanır. Halbuki az tuzlu demektir. Size az evvel (o dünyanın ber tarafıda havyar © bulunduğunu söylemiştim ya, şimdi İsmini de sayayım. o Meselâ (Amerikanın Hudson nehrinden çıkan balıkların havyarı fevkalâdedir.' Bir balıkçı bir miktor çıkarıp bana getirmiş- ti. Fıat öğrenmek için soruyordu. —-Sen kendi havyarını kaça satıyorsun? yarım kilosu 14 de- lara” mı? — Evet, dedim. Fakat senin havyarın daha kıymetlidir. Lâakal elli dolar eder. Ve adamı meşhur bir lokan- taya yolladım. Az sonra perişan bir halde geldi. Daire (müdürü yüzüne bile bakmamış. Herifi kapı dışarı etmiş! Çaresiz, Amerikada (o çıkan havyar, Üzeri rusça yazılı kutu- lara kondu ve Rusyadan gelmiş- tir, diye yıllarca satı'dı. Yalniz şimdi yeni bir kanun bize malın menşeini - göstermeyi mecbur et- tiği için işimiz biraz sarpa sar- mıştır. , Havyar Faclası., Dün;ada dört türlü havyar vardır. Eirincisi (Beluğa) balığın- dan çıkar. Taneleri (o küçüktür. Ikincisi (Mersin) balığından çıkar, teneleri ( büyüktür. O Üçüncüsü Sehipp, dördüncüsü de Sewruya balıklarından olur. Taneleri orta büküktedir. £ Hangisini © tercih edersiniz? Ve önüme dört tabak uzattı. — Büyük tanelileri, dedim ve j elimi uzattım. Derhal tuttu: — Havyar öyle yenmez biz 1 — Garetenin esas yazınils bir sütanun iki satırı bir (santim) sayılır. 2 Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: (8) kelime vardır. 4 Ince ve kalın yazılar tutacakları Oyere saniimle ölçülür. göre Rusyada kendi fabrikamızda ça- lişirken Oo koca- man bir kaşığı fıçının ortasma sokup çıka- rırdık. o Havyar kaşıktan (o akar gider ve az miktarı yapışıp kalırdı, bunu ya“ lardık. Şunu bili niz ki, havyarın en iyi kısmı fıçı nın ortasına top- lanır!,, Yavaş yavaş havyarcılağa da alışıyorum. O, devam etti: — Nkbahar gelip te nehirlerin buzları çözülme- ye başladığı za- man dişi balık- lar yumurtalarını i dereye koyuve- rirler, erkek balık, larda bu yw- murtaların Üzerine saldırırlar. — İşte en İyi havyar bu yumurtlama zamanından evvel alınan havyardır. Fakat balıkları diri diri tutacak, karnını yaracak, Üzerine havyarını çıkararak hafifçe tüz”ekerek hemen ağzınıza götü- receksiniz. İşte Rus asılzadeleri havyarı böyle yerlerdi, taze hav- yarda bu şekilde diri balığın karnından çıkarılan havyara der- lerdi. Rus çarlarının zamanında, bu havyarı ancak çok zengin olanlar yiyebilirlerdi. Meselâ 20,000 tane Som balığı (Saumon) yumurtlama zamanından bir ay evvel tutulurdu, varillere konulurdu, sonra volkan- larında gemilere konularak da hile*nakledilirdi. Yumurtlayacakları zamana yakın karınları açılarak havyarları yeni lirdi, lezzetine doyulmazdı. Halka gelince; o, bildiğimiz adi havyarları yerdi. Hatta bir vakitler ecnebi memleketlere bile Rusya kadar yayılmıştı. Hamburg limanında Alman ameleyi görür- düm, ekmeğin üzerine sürerek yerdi. Çünkü domuz sucuğundan ucuz bulurdu. O, anlatırken, ben önüme çekdiğim dört tabağın lezzetlerini mukayese İle meşguldüm, bir aralık renklerine dikkat ettim: — Niçin şu tabağınki açık, öbürününki koyu? diye sordum. — Rengin ehemmiyeti yoktur, dedi. Balığın fazla tatlı olup ol- masına göre eg koyu veya açıktır... Her ne İse zim, fabrikamın adını Romanofluktan çıkarsaydım, belki işim bozulmazdı, amma yapamadım. H.L. Şurasını ilâve edelim: Bugün Istanbulda satılan ve bazı dük- kânlarda (Rus) ismi verilen hav- yarlar bilâistisma ve tamemen Türk malıdır, yabancı havyardan farksızdır. Ekseriyetle Kızılırmak, Yeşilırmak © ağızlarından o gelir. Miktarı memlekete kâfidir, biraz dikkat edilse ihracata bile yetişir: Kari Mektupları Halk Ve | Istimlâk Rus Çarları Zamanında İk ia ye Nasıl Bulunurdu? |/$/eri Ekseri Anadolu kasabalarındi hendeso esaslarına rlayet edile rek yapılmış sokak ve caddel tesadüf edilemez. Hemen büt kasabalar plânsızdır ve bun yegâne sebebi de Ormanlı hi kümetinin o Anadoluyu külli ihmal etmiş olmasıdır. Osma zamanında Anadoluda Beledi reisliklerine ekseriyetle başı rıklı olanlar getirilir, bittabi b lar da fen işlerinden anlamadık” ları için belediye işlerini Allahi havale eder, otururlardı. Anad. kasabalarının Cümhuriyet di rine kadar beledi imar görme: olmalarının başlıca sebep bu idk Cümhuriyet devri (başladı! sonra halk Belediye reislikleri! de mümkün olduğu kadar el ellere tevdi etmiş ve kasabalard beledi inkişaf başlamıştır. d Bugün Anadolu kasabaların: 10-11 sene evveline nisbetle büyük bir değişiklik göze çarpar. Fakal İmar işi kasabaların, bilhassa 8 kakların eskiden plânsız senle olması yüzünden pek müşkül makta, belediyeler pek bü; mikyasta istimlâk yapmak za retinde kalmaktadırlar. Oturdu ları kasabaların güzelleşmesi ii bu vadide halkın da belediyel, kolaylık (o göstermeleri, ohadd aşırı istimlâk bedeli istememel lâzımdır. Tokatı Ahmet Zeki Şayanıdikkat. Bir Tavsiye Armutluda beş sınıflı “bir mektep vardır. İlk mektebi ren çocuklardan ancak çü İsti bulda tahsile devam edebilmekt diğerleri tahsili bırakmakta: Bunun sebebi Istanbuldaki | mekteplere kaydedilememek, Tetli mekteplerin leyli ücretli; de ödeyememektedir. Maamafih Armutlulular tavsiye edilecek bir yol vardır: Armutlulular İstanbulda büyük” ce bir ev kiralarlar, bu evi tal be pansiyonu haline getirirler, ç cukların ihtiyaçlarını karşılayaca yani oçamaşırlarını (— yıkaya: yataklarını düzeltecek bir ka ve bir erkek hizmetçi de t ederlerse çocuklarını hem kolaycı hem de ucuzca okutmak, orta lise tahsillerini verdirmek imi mını bulmuş olacaklardır. Armutludan; Ahmet Silivride M. Kâmil Beye: Mektubunuzu aldık. Teşekki ederiz. Mufassal adresinizin bildi” rilmesini rica ederiz. * Bafrada Hasan Efendiyet Mektubunur vâzıh değil, şey anlıyamadık. * Batrada Mustafa oğlu Ali Efendi Gareteler açık istida n mezler. lstidanızı Dabiliye Vekâr” letine gönderiniz efendim. x 4 Güdülde sekeri müteknitlerden Vel Fehmi Beye: Mündericatımızın çokluğu bs” sebile yazımızın meşrine imi bulunamamıştır efendim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: