6 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

6 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Eylâl SON FPOSTA Sayfa 7 ASN K F aha | Üzümlerdeki Tal' ihçi Ibni Haldun, Cihan' ;ıtanbulun Çürüklüğün Çaresi —ü Tavşancılda Bay Hikmete: Geçen yazımda — Üzümlerde çürüklüğün meden olduğunu, bunu yapan böcünün nasıl yaşadığını anlatmıştım. Ona karşı gelmenin çarelerini de bu sefer anlatacak idim; İşte yazıyorum: ! — Ödemisin kışlık yuvası asmanın kabuklarının altı veya hereklerin yahut da — ağaçların çatlaklarıdır. Eğer kışın başında veya sonunda kütükleri güzelce ovalayıp bu kabukları soyar te- mizlerseniz, buraya sığınmış olan Gdemislerin krizalitlerini yok etmiş olursunuz. Hele bu temizlenmiş gövdelere yüz kilo suya 25 kilo (karaboya, zaç kıbrımı, sülfat dö fer ) ve bir kilo zaçyağı karıştırıp hazırlanan bir ilâçtan da sürer iseniz ödemisin yuvasını Berbat etmiş olursunuz. Şu kadar var ki sonbaharda (aralama) yaparken bağın içinde ne kadar çörçöp, çubuk, yaprak ve öteberi varsa bunları toplayıp oldukları yerde yakmayı kat'iyon unutmamalıdır. Bunların külü toprağa — gübre yerine de geçer. Ovalanan ve ilâçlanan bağlar yıkanmış bir insan gibi ferahlar, daha iyi beslenir, daha kuvvetli olur. Daha çok ve daha İyl Ürün verir. Bu ilâç omcaların toprak- takl kirece — dayanmasını da arttırır. 2 — Bağlar budandıktan son- ra kör gözlerin altından yapışkan bir halka sürmeyi tavsiye ederler- se de bu tedbir ile büyük bir şey kazanılmaz. Kurtları — elle ayıklamak daha çok İyidir. 3 — Asıl mücadele kurtlar çıktığı zaman bunları zarar ya- pamadan öldürmektir. Bunun için Iki şekil vardır: A — Bağa serpttiğiniz Bordo bulamacının beher yüz kilosuna 250 - 300 gram uranya zehirl katarak bu ilâcı püskürmek, (Ilâcı * Tornosol ,, kâğıdı ile kararla- mayı unutmayınız |. B — Yahut | yüzde on niko- tinl ihtiva eden bir hulâsadan | yüz litreye bir buçuk kilo nikotin hulâsası ve iki kilo Arap sabunu katılarak hazirlanan ilâcı plskür- mek. Bu iki İlâçtan birinclsi zehir- dir. Ve bu zehirle bulaşan şeyleri kurtlar yeyince Gölürler. Halbuki ikincisi ancak kurtlara — temas edince öldürücüdür. Bunun için kurtlar taneye girdikten sonra hikotinli ilâçların faydası yoktur, Şu halde kurtların henüz taneyo girmediği zamanı kestirmek yanl yumurtadan çıkıp henüz dışarıda oldukları bir sırayı bilmek pek önemlidir. Bü da kolaydır. Çiftçi ( Bu usul ve cevabin. geri kalan kısmı gelecek yazımızdadır. | (*) Ziraat bususundaki müşküllerinizi sorunuz. Sön Posta'nın ( Çiftçi ) el Size cevap verecektir. ——— — DOYÇE ORİENT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkigedeki şubeleri: Galata - Istanbul - Izmir Deposu: İst. Yütün Gümrüğü * Her türlü banka işl * gir Timurun Karşısında Timur Emrini Verdi : “ — Doğru Söyle, Benim Hakkımda Tarih Nasıl Bir Hüküm Veriyor ? Tarih ile az çok uğraşanlar “ Ibni Haldun ,, u Tanırlar. Tw nusta doğan bu İnce zekâ, he- yecanlı hâdiseler içinde yuğrula yuğrula, işlene işlene olgunlaştı ve dolgunlaştı, on dördüncü as- rın sonlarında ve on beşinci as- rın ilk yıllarında göz kamaştırıcı bir biçim aldı. Heyecanlı hâdiseler — dedik, gerçekten de öyledir. Ibni Hal- dunun başından çeşit' çeşit folâ- ketler geçti. Bugün sarayda İse yarın zindanda yaşıyan keskin zekâlı tarihçi, yel önüne düşmüş bir yaprak gibi yerden yere sü- rüklendi, üÜlkeden üÜlkeye atıldı. | O, ilkin Fas sarayında kâtiplik ediyordu. Hükümdara — ihanetle itham — olunarak zindana atıldı. Oradan yakayı kurtarınca İspan- yaya geçti, Gırnataya yerleşti. Fakat rahat edemedi, yine sor- gülara çekildi, deliklere tıkıldı ve güçlükle canını kurtarıp — Fasa döndü, yeni hükümdarın mabeyin- cisi oldu, biraz sonra da zindana konuldu ve bir ikl yıl gçeçince serbest bırakıldı. Sarayın kuşkusu ve pençesi sırtından ayrılmıyordu. Fastan uzaklaşmayı doğru buldu, öz yurdu olan Tunusa — geldi. siyasetle — uğraşmıyarak — evine kapandı, Kitabülâhbar adını taşı- yan o pek Ünlü tarihini yazdı. Artık ihtiyarlamıştı, — yetmiş yaşını aşmak Üzere idi, Mekkeye gitmek İstedi, Mısir yolunu tuüttü, orada kervan bulamadı, bekle- meye koyuldu. Şöhreti dillerde dolaştığı için halk çarçabuk kendisini tanıdı, evinin eşiğini aşındırmıya başladı. Mısır Sultanı da onunla alâkalandı, bir çiftlik verdi ve omuzuna bir de kadılık yükledi. Ibni Haldun, kadılıktan hoşlanmıyordu. Çünkü sertti ve hükümlerile şunu bunu gücendiri- yordu. Bundan ötürü Sultan Nâsır Ferec'le de bozuştu, © ihtiyar yaşında bir daha zindana girdi. Işte ©o sırada Aaksak Timur Mısır kölemenler hükümeti aley- hine harp açınıştı, Suriyeyi altüst ediyordu. Sultan Ferec, ordusile Timuru karşılamıya giderken bil- gisinden, tecrübelerinden İstifade etmek için İbni Haldunu da zindandan çıkarıp yanına aldı, Fakat yapılan savaşlarda Timur galip geldi, Mısır ordusu yenildi. Bu bozgunluktan siniri bozulan Su- tan Ferecin birçok şeyler yapması ve o aralık İbnli Haldunu da öl- dürtmesi mümkündü. — Bundan ötürü ünlü tarihçil kaçmayı tasar- ladı, sultan ve adamları Miısıra doğru dolu dizgin savuşırken o, geri kaldı, Şam yolunu — tüttu, aksak Timurun lütfuna sığınarak çarelerini- aramıya koyuldu. Onun Şama ulaştığı günden bir hafta sonra Türk cıhangir de kal'a duvarları önüne ordusunu getirmişti, mubaseraya hazırlanı- yordu. Halk telâş içindeydi, kar AA Bir zamanlar, İbni Haldunun zekâsile kurtulan Cihangir Aksak Timur gı koymak veya koymamak, me- selesi bir türlü kestirilemiyordu, söz ayağa da düşmek Üzere idi, işte bu durumda İbni Haldun araya girdi, Aksak Timurun ye- nilmez bir hükümdar olduğunu ve Şam kalesini de kolaylıkla de- virebileceğini halka anlattı, C- hangirin eline eteğine sarılıp ba- rış yölile uz'aşılmıya çalışılmasını söyledi. Halk, bu öğüdü doğru bulduğundan hemen bir heyet seçildi, arasına İbnl Haldun'da katıldı. Aksak Timurun yanına gönderildi. Bu heyetin Türk karargâhma geldiği mrada Timur kendi kız kardeşinin oğlu olup birçok siya- sal suçlar işlemiş, sonunda Mısıra kaçmış ve bu sefer yapılan âavaş- lar esnasında yaâkayı ele vermiş olan Hüseyin Mirzaya dayak atı- hyordu. En- küçük #uçu ölümle cezalandıran Timurun yeğenini parçalatmayıp da dövdürtmesi, o gün için şefkatli bir durumda olduğunu gösteriyordu. Ibni Hak dun bunu sezerek sevindi, zekâ- sına şen bir açılış geldi ve Timu- run yanında tam bir diplomat gibi davrandı. Bir milyon altın öden- mek şartile şehri kurtarcı. Şamdan gelen heyet arasında Timurin dikkatini ilk çelen - k Son Posta İLÂN FİATLARI 1 — Gazelenin esas — yazısile bir sütünun iki satırı bir (santim ) sayılır, $ — Sayfasına göre bir san- timin ilân fiatı şunlardırı 8 — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre santimle ölçülür. Şam nuşulmıya başlanmadan önce de- Ibni Haldun olmuşu. Çünkü kıl- ğı pek başka idi. Hele sarığı öbür hocalarınkine hiç benzemiyordu, gelişi güzel başına dolanmıştı. Dağnık bir bez kümesini andırı- yordu. Timur böyle dervişimsi gi- yümnli ihtiyarın kim olabileceği-i kestiremedi, sordu: — Bu da kim?.. Tanınmış bik genlerden mi gezginci dervişler- cen mi, nedir, tasımak İsterim. Onun Ibni Haldun - olduğu söylenince büyük bir ilgi gösterdi. — Tanıdım, ta idim, dedi, tarihçi Ibni Haldun, Şamlılar böyle bir elçi seçmekle çok iyi davranmış oldülar. Çünkü ben tarih sever bir adamım, tarihçi- leri de severim. Ve siyasal konuşmiya giriş- meden İbni Haldunu — sorguya çekti, eseri hakkında kendisini uzun uzun söyletti. Tarihçi Ham- merin —Monteskiyoya benzettiği Ibni Haldun, yer yüzünde ilk defa olarak kendi tarafından ortaya konulan tarih felsefesini heyecanla çözeliyordu, muhit ile insanlar arasındaki kuvvetli alâ- kayı, devletlerin canlı birer var» lığa benzeyişlerini ve her varlık gibi devletlerin de gençlik, olgun- luk, dürğünlük devreleri geçire- ceklerini şevk ile, aşk ile anla- tıyordu. Timur bütün bu sözleri, o de- vir için gerçekten' yeni olan bu mülâhazaları tatlı tatlı dinliyordu. Sonunda gözlerini feylesof tarih- çiye dikti. — Peki, dedi, bunlar hep güzel ve hep doğru. Fakat hâdi- seler — gibi şahıslar hakkında da dürüst hükümler bilirmisin? — Aklımın erdiği kadar! — Söz gelimi benim hakkım- daki düşüncen nedir? — Bunu bir tarihçi ağzile mi söyliyeceğim? — Tabil değil mi ya? — O hbalde dinleyiniz ulu ha- kan. Ne şarkta, ne garpta, ne eski asırlarda, ne yeni zamanlar- da «hükümdar» olmiya ve tanın- maya senden daha ziyade lâyık kimso görülmemiştir. İşte senin hakkındaki tarih hükmü budur, Timur gülümsedi: — Doğru değil amma, dedi. hoşa gider bir hüküm. Şimdi iş üzerine konuşabiliriz. Aksak cihangirin hayatın) ya- zanlardan Arapşah bu muhavere- yi kaydederken ibni Haldunun dalkavukluk ettiğini söylemek is- tiyor. Fakat yerinde sallanan ka- vuğun kuru felsefelerden daha faydalı olduğunu unuduyor. Ibni Haldunun bu sözüdür ki Şamı ve Şamlıları kurtarmıştır. M. T. Tan En Güzel Adası : Kefken Istanbul, kucağında bir çok tabit güzellikler saklıyan verimli bir şehir olduğu haide, biz bu güzelliklerden istifade etmesini , bilmiyoruz, yahut biliyoruz da et- miyoruz. Aranacak olursa, şehirde ne enfes yerler, ne bulunmaz manzaralı semtler meydana çıkar. Meselâ Kefken adası bunlar- dan en mühimlerinden biridir. Bu adayı İstanbullular bilmez. Istan- bula yakın harikulâde güzel bir adadır.. Bu ada — Karadeniz boğazının 50;mil şarkındadır. Deniz seviyesinden 25 metre irtifadadır. Vaktile Cenevizliler tarafından burada muntazam defne ağaçları dikilmiş, ada bir orman halini almıştır. Bu ormanın dünyada eşine tesadüf edilmiyecek kadar güzel bir kokusu ve intizamı vardır. Şimdi yalnız bir deniz feneri olan Kefken adasında bol bol tavşanlar da vardır. Deniz tarafında da mermer« den tabii bir havuz bulunmakta- dır. İçinde bir kaç yüz kişiyi bir arada barındırabilecek olan bu havuzun tabil güzelliği — hiçbir yerde bulunmaz. Havası çok saf ve temiz, manzarası güzel, sık ormanı ha- rikulâde olan bu ada, belki bir cennet haline getirilebilir. Burada yaz tatillerini geçirmek, pek az bir İmarla s#eyyah celp etmek pekâlâ mümkün olabilir. Yabancı memleketlerin mahrum kaldıkları bu çeşit tabli güzellikteki yerleri ihmal etmiyelim yazıktır. Kaptan Osman Okuyucularımıza Cevaplar Bursa Hisar Alâeddin — mahallesi gami sokak No. 9 da Necdeti — Lise ücretleri ekseriya 200 ile 250 lira arasında değişir. |-- tanbulda Haydarpaşa lisesinin ley- K Ucreti 200, Galatasarayın 250 liradır. x4 Okuyucularımızdan A. L ye: — Çok geç kalmışsınız. - Biz Ankara Gazl terbiye enstitüsünün kayıt ve kabul şartlarını 1 tem- muz tarihli gazetemizde - tik. “Kayıtlar- on beş eta başladı ve altı eylülde bitece'.. Şu halde hiç vaktınız. kalmamış demektir. x E kşehir şimendiler fabrikasında 1529 Şumyba: — Şilriniz güzeldir, fakat neş- rettirmek isteyorsanız edebi mec- mualardan birine göndriniz. BUTÜN ÜLKEYİ ÇA VAA DOLAŞAMAZSINIZ FAKAT $ SH Son R_(ııs'ga BÜTÜN ÜLkeYİ HERCUN BOLASII: BAAT | ea —— C

Bu sayıdan diğer sayfalar: