18 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

18 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadıköyde M Kâmran, Artık Günleri S: SON POSTA Bir Define Var Yazanı Hatice Hatip 18-9- 935 aymaktan Bıkmış, Mapusiyet Hayatının Devamını Kendi Haline Terkedivermişti Acaba — babasından bir fidyel necat İsteyecek bir takım hay- dutların eline mi düşmüştü. Yok- sa aile'erinden İntikam almak isteyen düşmanlar mı — vardı?.. Bütün bunlar okadar akla gelmez okadar macera romanına benze- yen okudar sine senaryosuna ben- zeyen şeylerdi ki hiçbirine iht- mal veremiyordu. Bu kadar mükemmel bir ini olan ve mahbuslarını böyle lüks içinde yaşatan bir haydut çetesi kendisiai kaçırmadan evvel ba- basının mali — vaziyetini tahkik eder ve onların bu kadar günde gendisine — sarfettikleri — paranın bile babası tarafından müşkü- Tâtla ödenebileceğini anlarlardı. O halde bu muamma ne idi?, Bazı dakikalar oluyor, kendi- ni tamamile unutuyor. Handani düşlünüyordu. Mektuplarında ona; “Eğer kız kardeşivizin hayatımı kurtar- mak iİsteyorsanız,, diye yazmışlar- dı. Şüphesiz ki bu kendini tuza- ğa düşürmek için kullanılmış bir vasıta idi, fakat Kâmran bütün bu akıl ermez ve âdeta gayri- bakikt denecoek kadar ecayip hâdiselerden sonra © gesre kız kardeşisin — sesini duymuş — ol- duğuna ve yatın — güvertesinde onu görmüş bulunduğuna tama- mile iman getirmişti. Kendisl olduğu gibi Handan da onların elinde esir Idi... * Yedi gün aonra idi birinel defa olarak Fransızca konuşan biri odasına girmiş ve ona bir sürü mecmualar ve gazeteler getirmişti. Bu evvelâ bir akşam yatın güvertesinde ve &son gece de Atıfın balosunda rastgeldiği ecnebi bir kadındı. Fakat © kadın da kendi w- allorinin hiçbirine cevap vermemiş merhametsiz bir istihza İle sut- muş veya başka sözlerle sunlle- şine mukabele etmişti. * Kaç gündenberi bu meş'um evin içerisinde mahpustu... Ar- fik günleri saymıyordu. Herşeyi şaşırmıştı, derin bir yels İçerisinde gecelerin gündüzlere yer bırak- tığını, gecelerin gündüzlerin önün- den kaçtığını görüyordu. Bu anlaşmamazlık ve muamma içerisinde bunalıyordu. Hiç bir şeyle meşgol değildi. Ekseriya yatağında yüzüstü yatır yor.. Bazan demir kafesli pence- renin önüne geçerek köşkün di- ğer Üç cephesine onları saran kızıl sarmaşık yapraklarına, me-» zara ve Üç serviye bakarak sa- atlerini geçiriyordu. Güneş batar- ken — kızıllaşan işık içinde Uç servinin kalbe ne büyük bir hüzün veren bir hali vardı, Binanın sarı cephesi sarı sar- maşıkların — kızıl rengi ile bu koyu nefti ağaçların - biribine Öyle alışmış, biribirlerile öyle karışmış bir hususiyetleri vardı ki. Akşamın ışıkları kalbe böyle böyle bir korku verirken Kâmran taş lâhdin altında uyuyan yaban- gnın ruhuna dua okurdu, Ah bu geceler, sabaha kadar titreyerek ve kendisine bir fenalık ti yapılmasına intizar ederek geçir- diği geceler. Mahpus olduğu İlk günlerde evvelâ çok korkmuş, sonra İsyan etmiş, sonra onlara karşı lâkayıt görünerek İnat etmiş ve sonra beklemiş, beklemiş, kendisine bir şey söylemelerini beklemişti ve nihayet yeniden isyan ediyordu. Artık — sinirlerinin beklemeye tahammlilü yoktu. Kendisile ko- nuşmalarını, kendine bir söz söylemelerini lstiyordu. Nasıl olmuştu da kimae onun gidişinin farkına varmamıştı. Nasıl olmuştu da onu polis vasıtasile aratmamışlardı. * Şimdi yatağının Üzerinde bilç- kırıklarla ağlarkon bütün bu sualleri kendikendine soruyordu. Osman onun gittiğini görmlştü. Sonra bir müddet arkasında yü- rümüştü. Sonra neye gelmemişti. Osmam öyle özlüyordu kd.. Ona karşı okadar çok meden! olmasına rağmeh onu Öyle görmek onunla öyle kavga etmek İstiyordu kd... Ya au... Ömer acaba şimdi me yapıyordu... Bütün züppelik ve gösterişi çok sevmesine rağmen onun Ömer —ağabeyi — çok iyk.. Pırlanta gibi bir çocuk değil miydi? Ya babacığı ya anneciği... — Onları — hatırladığı zaman tıpkı dört yaşında blir bebek gibi anneml isterim baba- mı İsterim ,, diye ağlamak leti- MECMUA Resimli HERŞEY: aldı we bronz İlevhanın Üstüne kuvvetle vurdu.. Bir dakika sonra kapı açılmıştı. Elindeki kitaplan başını kaldırmadan Ingilizce : — Tom, dedi, —matmazelin ellerini çözünüz. — Peki efendim. Bir dakika #onra genç kızıri kolları açilmıştı. Onları kımı'da- tıyor, hareket ettiriyor, üuyuşuk- luklarını gidermeye uğraşıyordu. * 'O akşam da gece — avluya bakan bu kocaman odanın içine çabuk çöktü.. Kâmran yatağının ayakucuna büzülmüştü ve için için dua ediyordu. Acaba kendisini ne zaman kurtaracaklardı. Koen- disini kurtarmıyacaklar mıydı? Hayır.. Otomobil Istanbul hu- dutlarından pek de dışarı çıkmış değildi.. Burada modesil bir memlekette İdi. Burada ne Amerika yangsler- lori çalışabilir, ne de beyaz kadın Heareti — yapilırdi. Burada bü- tün cünllere aman verdirme- yen Bir polis teşkilüti wardı. İşte bunun İçin zaman ygeliyor, Küâmran kendini sonu ucu gelmez fena Bir Yüyada zannediyordu. 'Yoksa bu azabın böyle devam etmesine imkân yoktu. el . aç Kâmranın yatağımın ucuna bi- zülüp dua ettiği bu saatte Os- man henüz Ömerden ayrılmış bulunuyordu. Ötekiler yokuştan yukarı çıktıkları için o Mühürdar eaddesine sapmıştı. Bir deli gibi caddeden koşarak gidiyorda. Bu arada İsmetin evinin kapısı açıldı Lümi 'kapıdan çıkmıştı. Lâmi ile burun buruna geldiler, — 'Osman.. Osman,.. — Merhaban.. — Dur yahu.. No oöluyorsun? Osman durmiya mecbur oldu: — Gidiyorum.. —— Nereye? (Arkası var ) ——— Türkiyenin en çok sevilen muharrirleri bazırlıyor, Siz de “HERŞEY,,İn okuyucusu olmağa huzırlarım Yakında çıkıyor Senelik muhammen kirası 75 lira olan Beykoz şahin kayada yeni 2 No. l1 dükkân 936 senesi Mayısı #onuna kadar kiraya — va- rilmek Üzere açık arttırmaya konulmuştur. Şartnamesi devazım Mü- dürlüğünde görülür. Arttırmaya girmek isteyenler 363 kuruşluk muvakkat teminat makbuz veya mektubile beraber 23/09/035 Pr- zartesi günü saat 15 de dalmi encümende bulunmalıdır.(B.) “5384,, 120 », Patiska Dimi Ahçı beri adet 120 santim eninde kefenlik bez ** 90 santim eninde yerli Amerikan bezi dokuma şilte yüzü T2000 1000 2000 250 500 1000 Hasekli hastanesine lâzun olan yukarda çeşidi ve miktarı yazılı bulunan 9 parça bez kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Bun- ların hepsine 5120 lira değer biçilmiştir. Şartnamesi Levazım mü- dürlüğünden parasız alınır. Eksiltme 3079/935 Pazartesi günü saat 16 da daimi encümende yapılacaktır. Eksiltmeye girmek istayenler 2490 No.lı arttırma ve eksiltme kanununda yazılı vesika ve 384 lira- hk muvakkat teminat makbuz veya mektabile beraber teklif mek- tuplarını bavi zarflarının yukarda yazılı gündi encümene verlimelidir. (B.) e saat 15 kadar daimt — © Eylöl 18 Altın Fışkıran Memleket : 8 HABEŞİSTAN Adisababada Herkes Atla Geziyor Adisababada Hayat Aylarca — şeyabat — ettikten, geceleri açıkta — konakladıktan sonra, Emperyal öteli 'bize her türlü İkonforu haiz bir cennet gibi geldi. Çok geçmeden şehirde bir sürü ahbap edindik. Fermor Adisababadaki — Ruslardan — bir çoğuna tavsiye mektapları getir- mişti. Bp sayede, az bBir zamanda payıtahttaki bütün Ruüs “kolonisl ile tanıştık. Benim de bazı kim- sölere werilmek Üzere — tavsiye mektuplarım vardı. Bir müddet sonra tanıdıklarımızın — adedi o ikadar arttı ki beş dakika bile yalnız kalamıyorduk. Tik fırsatta İngiliz sefirini ve TIngiliz konsolosunu ziyaret ettim. Diğer Avrupa devletlerinin mü- messillerile de görüştlüm. Posta müdürü çok kibar bir Framnsızdı, Muavini olan yerli zat ise İngil- tere ve Fransada çok oturmuş, adeta garblileşmişti. Moktaplarımı biç geciktirmedan otele göndere- ceklerini vadetfiler. Habeş Harl- elye Nazırı da bizzat pasaportumu imzaladı. Şimdiye kadar geçtiğim hudutlarda bir sürü kâtiplerin imzalarile dolan bu vesika şimdi yüksek bir memurun da İmzasını taşıyordu. Arasıra otomobil tutup gezi- yoruz. —Fakat — sefarethanelerle “istasyon ve postahane meydanlı- ğını birbirlime Tapteden yollar İs- tisna edilirse, Adisababanın yok- ları okadar bozuktur ki otomobille uzun zaman dolaşmak — kabil de- gildir. Onun için herkes gibi biz de atla dolaşıyorduk. Adisababada herkes arkasında ieyisi, atla dolaşmaktadır. Sefir- lerin kendi müstemleke kıt'aların- dan getirttikleri süvari muhafız- darı vardır. Bu muhafızların ara- sında en çok - nurarıdikkati celp eden İngiliz sefirinin uzun boylu, yakışıklı, başları #arıkh ve — slimsiyah — sakallı Hintli muhafızlarıdır. Bunlar ellerindeki mızrakları tam şakull! bir vaziyette | tutmakta ve diğer sefarethane muhafızlarının küstah tavırlarına mukabil büyük bir vekar ve intizamla efendilerini takip et- mektedirler. Adisababada, — otomobil İle gidilebilecek yerler mahduttur. 'Şehiirde görülen Birkaç otomobil Cibutiden buraya 'kadar trenle ve burada Otomobille şehrin haricine gitmek kabil değildir. Zaten dar olan sokaklar günün her enatinde de kulabalık olduğu için otomobiller insanlardan daha yavaş yürümek | Yazan: L, M. Nesbitt inmiş bir Avrupalıya ve karısınt yol açar. Adisabnba çarşılarında bir Ayrupalıyı cezbedecek bir e$" ya yoktur. Zaten bunlar, ihtiyaç” larının kismıazamını Avrupadat getlrtmektedirler, Uzak köylerden gelen yerliler, yolun kenarına dizil- mekte ve ağızlarını bir karış açarak Şimdiye kadar görmedikleri bu beyaz iİnsanları abdal abdal cey- retmektedirler. Bazan küçücük bir ata veyâ butta bir katıra binmiş bir ke- bile rekine tesadüf ediyorur. Peşinde, silâhlarını omuzlarında taşıyan porlşan kılıklı bir sürü de muhafız var. — Efendilerini takip ediyor, ve onun atına ayak uy"* sında da birkaç parlak düğme ve kışa bir de zincir. bulunur. Bap larımda kenarları geniş kül rer- ginde birer şapka vardır. Bu su- Tetle, onları başı açık ve beyaz entarili adi ahaliden tefrik etmek kabildir. Bu kabile reislerinin maiyetin« de bulunun muhafızların en — bi- yük endişeleri efendilerinin yakı ninda bulunmaktır. Atının sağrı: larına, eğerine, Üzengilerine vel- hasıl rolslerile bilvasıta bile ok sun, teması muhafaza etmek için bindiği hayvanın bir — tarafına ellerini koyar ve sıkışık bir halde yüzlerinden gözlerinden ter aka aka yollarına devam ederler. Etrafındakilere mühim ve müs: tacel işlerle uğraştıkları kanaatini vermek için, kabile relslerinin bu kafilesi dalma sür'atle yürür. Hattâ kalabalık olduğu zaman yokuş yukarı bile koşarak İHeri- ler, ancak tenha bir yola geldiği zaman kafile yavaşlar, soluk so- luğa gelen muhafızlar bir aralık durup dinlenir ve ondan sonrs tekrar yürüyüşlerine devam eder- ler. Bazan iki kabile relsinin ka- filesinin kargılaştığı da olur. O zaman ber iki kafile de durur, biraz geriler, ( Arkan var ) T;pobııı Kışlık iyatrorunda Balkan festivaline Husabut Bölefişet N ü 4.u'ı;!h' * 'W' 20-9-086 Cuma ak- çamı 21 de PERGÜNT I| SĞT ! Biletler kişede ba- tılmaktadır Y Tepobaşı Belediye Bahçesinde Bu akçam uat 22 de KARAGÖZ WHer halfta Porşambe, Cuma, Cumurtesi, Pazar akışamları

Bu sayıdan diğer sayfalar: