19 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

19 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K “SON POSTA Eylaâl 19 , LA ğ : li Osman Feyzi, Kotrasına Bi Genç KızınHâlâ Meydana Çıkmamasını Düşünüp Duruyordu nerek Denize Almış. — Modaya.. Kotraya... Gelir misin ? — Gelemem. Meşgülüm.. ls- met bu akşam bir poker partisi yapmak istiyor, kareyi tamamla- mak için dolaşıyorum. Bizden olur musun? * — Hayır, hayır. Ve ondan ayııldı. Aynl süratle Rıza Paşa arsasında yeni yapılan apartmanların önüne geldi. Akşam iyiden iyiye çökmüştü. Fakat bu- na rağmen İstanbulun koyu kur şuni sloetl Üzerinde hâlâ pembe bir renk vardı, Batan güneşten kalma pembe bir nenk toz gibi gecenin rengi fizerine serpilmişti. Osman sağa sola bakmadan eski Mühürdar caddesine kadar yürüdü. Şimdi metruk bir halde bulunan gazb nonun ortasındaki yoldan saptı, Sahçeyi geçti, biraz sonra sokakta ve ondan bir parça sonra da Moda caddesinde idi. Moda caddesini bir ok gibi geçli. Tenlaten dönerken güzino- nun birinde oturup bir İlmonata içerek gecikmiş olan Lâtife Falka ve Naciye yanından geçti Fakat Osman onları görmedi bile.. Bir çılgın gibi Moda iskelesine geldi ve ilk r. sandala işaret ederek kendisini (Kurd) a taşıttı. Hava çok rüzgârlı değildi. De- nizde yelkenleri ancak şişirecek kadar hafif bir rüzgür vardı ve o da bu rlüzgâra yelkenleri açtı biraz sonra ( Kurd)ile beraber Modadan uzaklaştı. Bir müddet “ fenerin önünde dolaşti... Hava çok güzel denizin Üstü tenha Idi. Uzaktan, ta uzaktan donanmış bir #enezzüh vapuru denizin Üzerinde piril piril sözülüp gidiyordu. * Bu gece onun başındaki ateşi söndürecek ve didişerek hiddetini yenecek kadar kuvvetli bir rüzgür yoktu. Ve birden ilerlemekten vazgeçerek Kalamış koyunda bir yerde yelkenleri gevşetti demir attı. Kendisi de erkadaki Iplerin dizerine arkası Üstü yattı. Gözleri gökte idi. Göktekl mllyonlarca yıldızlarda... Ve na- zarları o yıldızdan bu yıldıza ikayarken — düşünüyordu... —Onu düşünüyordu... Onu — okadar özlemişti ki ne olmuştu?... Ne- rede idi?.. O gece kapıya doğru giderken ne kadar sarı idi. Kendisine birşeyler söylemek le- temişti. Buna hiç şüphe yoktu... Fakat kendisine ne söylemek le- temişti?.. Şimdi nerede bulunuyordu ? Polisler onu ele geçirmekte aciz gösteriyorlardı. Bu nasıl olurdu? Neden?., Neden?.. Merkez memurluğunda - söyle- dikleri gibi Kâmranın kendi ar züsile bir yere gitmiş olması da pek muhtemel değil miydi? Hayır Kâmran bunü yapa- mazdı. Onu kaybettiği güntin Üze- rincen bir sürü günler geçtikten sonra şimdi başında onunla olan münasebetin hatıralarını birer bi- rer yoklarken onu kıta geçen beraber zamanlarının her #nında gamimi, sevgil, doğru ve açık görüyordu Ve ona için, için has- disini kıskandırdığını - bile unut- muştu. Onun belki fena insanlar elin- de fena bir yardıma muhtaç bir halde bulunduğunu düşündükçe azaptan kıvranıyordu. şimdi burada tıpkı bir çocuk gibi hıçkıra, hıçkıra ağlıyacaktı. MARIE GLORY - Yarın akşan SÜMER sineması Yeni #laoma movsimine RENE LEFEVRE tarafından fovkalAde bir surotto temsil edilmiş DAKTiLONUN AŞKI Hissi, gen, noşoli ve kahkaha filml ile başlıyar. Parameunt Jarnalde; Halyada reportaj, Habeşistan Cibutl ve Conova llmanları. NEGUS sulh için dua ediyor. Belçika krallçesinin cenaze meraesimi, Kocaman adam, dev gibi er- kek şimdi bu gece denizin bir anne şefkatile küçük bir beşik gibi hafif hafif salladığı bu kot- ranın içinde kendisini okadar zavallı okadar âciz ve biçare hissediyordu ki... * ( Arkası var ) ve ANDRE LEFAUR İstanbul Evkaf müdüriyeti ilânları 1 — Takslm, Sıraserviler, Sirkecimescit So, S- No, lt ev, 2 — Üsküdar, Selâmlali, Karakol So. 64/82 No. lı ev, 8 — Aksaray, Haseki, So. Başmakışerif tekkesinin 6 - No. h odası. 4 — Kasımpaşa, Sürurlmehmet E. cami arasında 60/62 No.lı baraka, Yukarda yazılı maballer 936 * senesi Mayıs bitimine denlu ki- raya verilmek üzere açık arttırmaya konmuştur, İstekliler 26 Eylül 1935 Perşembe günü saat on beşe denlu Evkaf Müdüriyetinde Varidat kalemine gelmeleri. Eylül Satış yerleri: ATLETİZM BALKAN OYUNLARI Fenerbahçe Stadında 21 Çumartesi saat 14 1/2 da 22 Pazar 29 Pazar ” tenzilâtlı ve tek satılan birinci mevki biletleri bitmiştir. ikinci mevki: 3 GÜN IÇIN 75 KURUŞTUR. Bu müsabakalar için basılan İkinci meyki biletler de bitmek Üzere olduğundan Stadın kapısında satış yapılmıyacaktır. NATTA Beyoğlu, Galatasaray NATTA Karaköy, Zirmat Bankası yanında ZEKİ RİZA,MİLLİ SPOR m Buhçekapı, star de de » 15 15 İstanbul 4 üncü İcra Memurluğundan : Emniyet Sandığına birinci derecede ipotekli olup Yeminli üÜç ebhli vukuf tarafından bahçeli eve 897 lirna, 2 No, lı bağa 46 lira, 4 No, l1 bağa 90 lira cam'an tamamına 1033 ktymet takdir edilen Boğaziçinde, Çengeb köyünde, Hastahane caddesinde eski 6 mlükerrer yeni 7/1 No. h. bahçeli bir ev ve 2, 4 No.lı ikl bağ açık artlırmaya vazedilmiş olduğundan — 4/11/935 — tarihine 16 ya kadar — dairede - birinci Arttırma — bedeli — kıymeti günü —saat 14 ten dera — edilecektir. müsadif — Pazartesi aArtfırması muhammenenin $4 75 Ani bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksl takdirtle 'en son arttıranın taahhüidü baki kalmak Üzere arttırma 15 gün müddetle temdit edilerek 19/11/935 tarihine müsadif Salı günü sanat 14 ten 16 ya kadar keza dalremizde yapılacak Akinci açık arttırmasında aritırma bedeli kıymeti muhammenenin * 75 ai bulmadığı takdirde satış 2280 No. li kanun ahkâmına tev- fikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya İştirâk etmek İste- yenlerin kiymeti muhammenenin ** 7,6 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları dâzımdır. Hakları Tapu gicilli He sabit olmuıyan ipotekli alacaklar da diğer alâkadârânın ve Irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile falz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dairemize bildirmeleri Tâzımdır. Akei takdirde hakları Tapu sicilli ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye, tanziliyeden mütevellit Belediye rusumu ve Vakıf icaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daha fazla malümat ak- mak İsteyenler 18 - 10 - 935 tarihinden itibaren berkesin görebll- mesi için dalrede açık bulundurulacak arttırma şartnamesi ile 934/1257 No, lı dosyaya müracaatla mezkür dosyada mevcut vesa- ret çekiyordu... O so1 gece ker- l 1ki görebilecekleri tlân olunur, #STL,, Segıl Altın Fışkıran Memleket :8 HABEŞİSTAN Adisababada Mahkeme- ler Sokakta Kurulur Va her iki taerafın adamları dik dik bakarak biribirini süzer ve derecelerini — ölçerler. Bir kaç dakika sonra kangi kafileye yol vermek lâzım geleceği taay- yün eder ve iki taraf biribirini vakurane selâmlayarak yollarına devam ederler. Habeş halkı son derece mağrurdur ve büyüklerini bile bu gururlarına hiç halel ver- meksizin selâmlarlar. Bazan da hali, vakti yerinde, ihtiyar bir Habeşliye tesadüf edi- yoruz. Beyaz etekleri ayaklarının Üzerine dökülmüş, atının Üstünde dimdik oturuyor. Kalınca bir tel halkadan ibaret olan özengilere çıplak ayağının yalnız baş par- mağını - iliştirmiş. Habeşistanda herkes yahnayak gezer. Yalnız büyük mevkide olanlar ve çık geçinen kimseler kundura giyer. Fakat bunlar da çorap giymezler, Habeşliler Ayakkabıyı Ne Zaman Giyerler? Giydikleri kunduralar da bilâ- istisna rugan kunduradır. Boyaz ihramlarile tam bir tezat teşkil eden bu kunduralar ayaklarını fena halde sıkar, Mamafih Habeşliler yalnız ata bindikleri zaman kundura giyer- ler. Attan indikleri zaman kun- duralarını çıkarır, ya bir sandal giyer, yahut ta yine yalınayak yürürler. Zengin Habeşlilerin arkasında birer de uşak bulusur. Bunlar efendilerinin bindikleri atın hare- kâtını taklit ederek ve sıçrayarak yürürler. Omuzlarında efendileri- nin eski, paslı töfeğini, kalkanını ve mor kadifeli bir kılıftakl eğri kılıcım taşırlar. Bu kalıç ara sıra bacaklarına veyahut ta sırtındaki ihramın — kıvrımlarına — takılır. ve onu sık sık yere yuvarlar. Bu genç uşaklar efendilerinin silâhlarından maada, paslı bir mızrak ve sapı kırık bir bıçaktan ibaret olan kendi silâhlarını da taşırlar. y Habeşlatanda, silâh taşımak gayet şerefli bir şey addedildiği için, silâhsız bir Habeşliye tesadüf etmek hemen bemen kabil değildir. Hep Deve Kervanı Şimendifer — istasyonile — şehir arasında mütemadiyen pamuk bal- yeleri, kahve torbaları ve hayvan derileri taşıyan deve korvanları vardır.. Tek tük — kamyonlara da tesadüf edilebilir. Fakat mun- tazam yolları olmıyan bu şehirde deve kervanlarının ortadan kalk- ması, daha çok uzun bir zamana mütevakkıftır. Ötede beride serseri ve Ava- re bir halde dolaşan köylülere, oşyalarını, yerlere sermiş satıcı» lara, paçavralara bürünmüş, bir deri, bir kemikten ibaret olan ve kendileri gibi baştan aşağı yara içinde olan eşeklere binmiş di- Tencilere tesadüf — olunmaktadır. Bazan da bileklerinden kelepçe ile biribirine — bağlr kimselere rastgeliyoruz. Bunalar alacaklı ile yereçekli imişler. Alacakhı, borçlusunun, borcunu yermeden bir tarafa sıvışmasına mani olmak için onu bu suretle kendisine bağlıyormuş. Birbirin- den davacı olan iki taraf da, le- terlerse kendilerini birbirine bağ- Yazan: L, M. Nesbitt hiyorlarmış. Davayı kazanan v* mahkemeden hükün alan alacaklı eğer zengin İse, ayrıca para bir adam tutuyor ve borçlusun ona bağlatıyor. Son zamanlarâ kadar Habeşistanda katilleri, mak* tulün allesine teslim ediyorlarmış Bunlar da bu zavallıyı türlü türlü İşkencelere maruz bırakarak dürüyorlarmış. Mahkemeler Adisababada, mahkeme, açık" ta, pazar yerinde kurulur. Umuml meydanlarda hâkimlerin oturmi” gına mahsus musalla taşı gibl taşlar vardır. Davacı olan şahif bu açık hava mahkemelerindet birine gider ve halkın arasındaf istediği gibi bir de jürl heyetl seçer, Zaten halk, adamakıllı d vüşmeden, biribirlerinin yüzl tırmalamadıktan, — saçlarını madıktan ve kollarını - isırmadik” tan sonra mahkemeye gitmezler: O zaman da oradan geçmeklt olan herhangi bir kimseyi çağırı? hakem tayin ederler. Avukatlar Adisababada dava der'uhd* eden ve Avrupada olduğu müşterilerinin — Işlerine — bakafi avukatlar da vardır. Bunların — yazıhanesi ya - bir sokağın köşebaşına veyahut t& biraz evvel tarif ettiğim toprak zeminil mağaralardan birine yer” leştirilmiş bir masadan ibarettir: Ya masalarının bulunduğu soka* ğın köşesine, yahutta Işgal ettik” leri mağaranın kapısına — bir d lâvha asarlar. Bu lâvhanın Üzerlr” de bir kulak, bir hokka, bir kalemi ve bir de kitap resmi vardır vt avukat bunlarla müşterisinin der” dini dinliyeceğini, arzuhalini yâ” zacağını ve kanun dairesinde göreceğlni ihsas etmektedir. BU lâvhaların iki başında ekseriyâ Habeşistanın arması olan ve omu/” larında birer bayrak taşıyan aslan resmi vardır. Pazar Yerleri Pazar moydamı rastgele büfi kısımlara ayrılmıştır. Her mal için başka bir yer tefrik edilmiştir, Pamuklular, yiy maddeleri, çanak çömlek €ev eşyası ayrı ayrı yerlerde sati” hr. Kıymetli eşya satan ti yere bir battaniye serer. ve gümüş İşlemelerini, tunç mami” lâtını bunların Üzerine yayarak teşhir ederler. Adisababanın pf zarı hiç kapanmadığı gibi hiç t* boş kalmaz. Etraftan mütemadi” yen Guragi, Guragl sesleri yül” selir. Guragiler, yaylalarda yaşt” yan bir kabiledir. İşleri güçleri hamallık olduğu içim, kabilelerini? lemi, hamal manasını almıştır. (Arkası var) h. Tei K Balkan Festivalin? Bu akşam saat 22 de KARAGÖZ Her hafta Pergembe, Cuma, Cumartesi, Pazar ah TAvt yi AOĞN | | 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: