25 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ——— — j hizci, gün geçtik- & ğ j z Bint Denizlerinde n Türkler Hadım Süleyman -Piri Reis- Murat Reis 4 Yazan: M. Turhan Deli an, Piri Reisin Y olculuğunda Başlıca Eğlencesini Teşkil Ediyordu Bu sebeple gidiş neşeli idi ve do- nanma — baştan başa sevinç için- de bulunuyordu. Yalnız — Recep rels, deli kadının baştardada bu- lundurulmasından (£ dolayı öfkeli idi, sık sık homurda- nıyordu. Halbuki deli Jan, Pirt beyin bu uzun yolcu- lukta başlıca eğ- lencesl olmuştu. İkla bunu sıya- sal ve süel bir kazanç vesilesi sayan bilgen de- çe kadından baş- ka suretlerde de İstifade edilebli- leceği fikrini güt- meğe — başladı: Diu dönüş hadisesinin bir çok taraf- ları o seferde bulunanlarca, hattâ Hadım Süleymanca belli değildi. Ortada bir yiyeceksizlik meselesi vardı, Safer reisin kaleye girme- ğe savaşırken öldürüldüğü de söy- leniyordu. Lâkin Diu sultanının Türklere niçin yiyecek vermediği, Safer relsin ne biçimde tuzağa düşürüldüğü bilinmiyordu. Bu İş- ler için söylenen sözler çeşit çe- şitti, birbirinl tutmuyordu. Yalnız bir hakikat vardı: Şu kadının bü- tün bu İşlerde rol oynaması!. Işte Pirt Bey, umulmaz bir tesadüfle eline geçen bu anahtar- dan İstifade etmek, koca bir filo- nun Dlu adasından niçin boş döndüğünü anlamak kaygusuna düşmüştü. Fakat bu sırrın anahtarı papagan gibiydi, kendisine soru- lanları değil, kendinin istediklerini söylüyordu. Böyle bir mahlüku yola getirmek, önemli hâdiseleri ona söyletmek güçtü. Bilgen denizçi bu güçlüğü de yenmiye savaşıyordu ve bu savaştan ayrıca zevk alıyordu. Şimdi o, haritalarını bırakacak kadar bu İşe kendini vermişti, hep Janla meşgul oluyordu, kadı- nın uykusu azdı, Piri Bey de az ve pek az uyur bir adamdı. Coş- kunluğu eksik olmıyan bir denizin salladığı gemi içinde onlar sık sık birleşiyorlardı, başbaşa kalıp ken- di dillerile konuşuyorlardı. Kendl dillerile dedik. Bu, ye- 'rinde bir tabirdir. Çünkü Pirt Bey hep, Diu adasından, Sultan Mah- muttan, Hadım — Süleymandan, yiyecek işinden, Safer Reisin ölü- münden söz açıyordu. Kadın bu dili hiç anlamıyor gibiydi. Boyuna kendi dilini kullanıyordu, Rumiyi sevdiğini ve Ruminin de kendine âşık olduğunu - hep o bildiğimiz biçimde - haykırıyordu. bir addan başka bir şey tanımı- yordu, hatırlamıyordu. — O adin sahibi İse her yerde — yaşar ve dolaşır sanıyordu, hattâ Pir! beye de aynı gözle bakıyordu, “Rumi, | yeğit Rumli,, deye düruyordu. Bilgen denizci, bir aralık de- Jiyi tedavi etmeye de çalıştı. O devirlerde delilere okunup Üüfle- nirdi, pek azıtırlarsa dayak atı- lırdı. Piri bey kötü ruhların be- dene girdiklerine — veya cinlerin damarlarda dolaştıklarına İnanan adamlardan değildi. — Onun için okuyup üfleme 'manâsızlığına ka- pılamazdı. Lâkin bu cahilce işle- rin yine cahil kimseler üzerinde tesir yaptığını da bilirdi, üfürük- çülerin “uyu,, der demez uyut- tukları hastalar vardı. Yine on- ların ellerinde tuttukları bir tabak hitap edip y l'—' , | &ğ_ u n Sür 7 ll B L LĞ B K SA U a Sörüreef AA KGÜ zdln Kendisi elinde adasından gedikten İçeri girdi... on iki yıl öncekl- Deli —— — pala güllelerin açtığı bir suda uzun âlemler seyredenler ve gördüklerini — şaşkın şaşkın anlatanlar çoktu. Bundan dolayı deliyi, sabah akşam, deniz suyile bir güzel ıslattığı gibi bir yan- dan da ona okuyor gibi görü- nüyordu, vakitli vakitsiz karşısına alıp Üzerine dualar püskürliyordu. Fakat ne deniz banyosu, ne uydurma — üfürükçülük — delinin durumunu değiştiremiyordu. O, yine Rumisile meşguldü ve her erkeğin — kollarında — sevgilisini arıyordu. Kadına bakan, yeme- ini veren, banyosunu yapan ve iri relsin yanına gidip gelişlerin- de kendisini göz hapsinde tutan leventler, onun ardı arası kesilme- yen saldırışlardan “elaman,, çeki- yorlardı, kendilerine kir bulaştığı korkusile boyuna su dökünüyor- lardı. “Günler böyle geçmekte ve Hürmlüz boğazına doğru engelsiz yol alınarak yürünmekte iken bir gece Piri beyin yine aklına esti, Janı yanına getirtti, kapıyı kapa- tarak karşısına oturdu, — güler yüzle onu yine sorguya çekti. Deliyi Ürkütmemek için pek tatlı konuşuyordu, ona bir anne gibi muamele ediyordu. Hattâ uysal- lıkta ilerl gitmekten de çekinme- mişti. Delinin yavaş yavaş yanına sokulmasına, kendifl okşamasına bile ses çıkarmamıştı. Maksadı onu yola getirmek, on iki yıl önceki hadiseleri hatırlatmaktı. Fakat, yapılan sorularla ilgi- lenmiyordu, kendi — duygularını gözeterek yaman bir plân hazır- hyordu. Kapalı bir yerde "Rumt,, sandığı bir —erkekle baş başa kalmak, — leventlerin yaptıkları gibi itilip kakılmadan, koğulup sürülmeden ona yanaşmak ve elile dağmek bütün ihtiraslarını kabartmıştı. Gözleri iki ateş par- çası gibl yanıyor, burun delikleri açılıp kapanıyor, dudakları - titri- yor, göğsü kabarıp İniyordu. Piri Bey kendi düşüncelerine saplanıp kaldığı, kadını söylet- miye yol arayıp durduğu İçin yanıbaşında beliren tehlikeyi se- zinsemiyordu. Daha doğrusu deli bir kadınla baş başa kalmaktan tehlike doğabileceğini — oranla- mıyordu. Fakat bu dalçınlığın, bu yanlış öoranlanışın cerzası veril- mek Üzere idi. Nitekim biraz sonra ihtirasları ateş, kanı da alev haline gelen deli birden atıl- dı, bilgen denizciyi kıskıvrak ya- kaladı, beyaz kıvılcıma dönen dişlerini onun boynuna geçirdi, bir. homurdanış gibi güç anla- şılan bir sesle inledi : — Rumi, Rumi! Seni artık bırakmam | (Arkası var) | yı ele vermlş- SON POSTA 22 Ev Soyan Bir Hırsız Eskişehirde Nihayet Ya- kayı Ele Verdi Eskişehir (Özel) — Şehrlimiz- de — muhtelif tarihlerde 22 evi soyup Bo ğana — çevir- mekten suçlu Mehmet ismine deki hırsız. ni- hayet — yaka- tir. Bu hırsızın çaldığı eşyalar © arasında, ban- —— A ka kumbarası, Hırsızlık suçlusu kadın entari- Mehmet leri, erkek ölbiseleri, ev eşyaları ve birçok para vardır. Spor: Eskrim Birincilikleri Başlıyor Eskrim Federasyonundan: Türkiye Eskrim birincilik mü- sabakaları programı şöyle tesbit edilmiştir: Müsabakalar 28 eylül | saat 16 Taksim Dağcılık kulübün- de yapılacaktır. 1 — Milli kılınç — oyunumuz | olan kılınç ve kalkanla mübareze Bursa mıntakası sporcuları tara- fından yarılacaktır. 2 — İstanbul ve Ankara es- | kelmörleri tarafından kılınç, epe ve flöre müsabakaları. 3 — Eskrim müsabakası ha- kemliğin kaymakam Botasiğ ve Rumen atletizm Reisi Mösyö Boe- resku tarafından ifa edilecektir. â — Mübarizlerin Beynelmilel eskrim federasyonu nizamnamesi- nin ahkâmına harfiyen — rlayet etmeleri lâzımdır. 5 — Davetiye ile müsabaka salonuna girileceğinden 4 üncü Va kıf han Federasyonlar merkezinden şimdiden davetiyelerin alınması bildirilir. Türkiye Kürek Birincilikleri ğ Türkiye Denizcilik Federaş- yonu birinci defa olarak kürek yarığlarında — Türkiye - birincilik müsabakaları yapacaktır. Müsabakalar 28 Eylülde Dol- mabahçe ile Beşiktaş, arasında yapılacaktır.. Bu — müsabakalara Istanbul, İzmir, Bandırma, Kocaeli kürekçileri girecektir. Istanbulu Galatasaray takımı temsil edecektir. Hareket Amirliği ÂAltıncı Balkan oyunları müsa- bakalarında hareket âmirliğini yapan Macar hakem memleketlne dönmüştür. Gelecek Pazar müsabakala- rında hareket âmirliğini eskrim federasyonu antrenörünün yapması muhtemeldir. Eylâl 25 ( A MÜSABAKALI s HİKÂYELER | / anlıyabildi. | birşey ilâve et- Ün GÜ b Hayatın neşesi Dinç olmaktır. HORMOBİN Yorgun vücutları dinçleştirir. iKTİDARSIZLIĞI BEL GEVŞEKLİĞİNİ | giderir, yaşamak neşesini iade eder. Eczanelerde bulunur. — İstanbulda fiyatı 150 kurüş. Tafsilât için (talata Posta kutusu 1255 üçüncü - Yeraltı Şimendiferinde Esrarlı Bir Ölüm 5 -— —<— 4 — Öyle saniyorum ki, vaziyeti- nin vahimliğini, ancak hizmetçi kız ifadesini tek- rarladığı zaman Bay Hazelde- ne önceki söyle- diklerine — fazla medi. Karısı, en son defa, meş'uka günün - sabahı, sağ olarak gör- müştü. O anda rühen ve bede- mümkün mertebe az söylemeğe cehdettiği anlaşılıyordu. Bununla Beraber hizmetçinin ifadesi ap açıkti : Genç, biraz düşüncesi kıt ve beğenilmekten hoşlanır bir kadın olan bayan Hazeldene hiç şüphesiz bay Eringtonla flört et- miş ve bu yüzden de kocasile birkaç defa çekişmişti. Bay Hazeldanelin hal ve tavrı ve temkinli ifadesi çok iyi bir tesir yaptı. Iİşte bakın: Size, o gün çekil- miş olan resmini —göstereyim. Tabiatile matem esvapları giyin- mişti. — Fakat halinde hiçbir ifrat müşahede edilmiyordu. Sakal koy- vermiş ve büda — kendisine bir ağırbaşlılık vermişti. Ondan sonra, günün en me- raklı şahadeti dinlendi. — Esmer, biraz bodur, babayiğitçe giyinmiş bir adam, itimat telkin eden bir tavırla ortaya geldi, ve gördünü- | nü, bildiğini olduğu gibi, eksiksiz artıksız söyleyeceğine ant İçti, Bu adamın isml Andre Koem- bel'di. Oksford sokağında kâin Kembel ve ortakları, borsa acen- tesinin direktörü bulunuyordu. Hariranın ikindi üzeri, yeraıtı şimendiferi ile yolculuk etmekte olan Bay Kem- bel, kendisile aynı kompartiman- da çok güzel bir kadının bulundu- ğuna dikkat etmişti. Bu kadın, Bay Kembel'e için- de bulundukları trenin Aldgateye gidip gitmediğini sormuş, o da muvafık cevap verdikten — sonra elindeki gazetenin borsa havadis- lerini okumıya dalmıştı. Gover sokağı durağına geldik- leri zaman, İâcivert elbiseli, me- lon şapkalı ve boynunda gözalıcı bir kıravat bulunan bir zat aynı kompartimana binmiş ve kadının ta karşısına geçip, oturmuştu. Kadın, bu adamı böyle bir- denbire orada görünce hayret etmişti. Bay Kembel, aralarında geçen lâkırdıları hatırlamıyordu. Ikisi de, karşılıklı, uzunboylu ko- nuşmuşlardı. Kadın heyecanlı ve mütebessimdi. Şahit kendilerile pek meşgul olmamış, gazetesine ve hesaplarına dalmıştı. Bununla beraber, lâcivert elbiseli adamın, kadının elini sıkıp: — Allaha ısmarladık!, Bu ak- şam çok geç kalmayın. a mi? Dedikten sonra, kendisile bir- likte Farlngton durağında trenden inmiş olduğunu hatırlıyordu. An- cak, Bay Kembel kadının ne ce- vap verdiğini işitmemiş ve biraz sonra da lâcivert elbiseli adamı, önsekizinci günü | nen — tamamile ©& salim görünüyor- du.. Merhumenin Bayan Hazeldene trende, bu vaziyette şeref ve haysi- yetinl haleldar etmemek için bulunmuştu.. kalabalığın arasında gözden kay- betmişti. (Arkası var) TURSİL'i soğukta eritmeli ve su ihkken kazana dökerek iyice karıştırmalı. Çamaşırınızı bu suya - İyica batırınız, kaynatınız. TURSİL. sizin | için kendi başına İişini görecektir. 10 - 15 dakikalık kaynamadan sonra çamaşırınız. mükemmelen yıkanmış olur, Soğuk sudan geçl- rerek kurutunuz. bir müstah- zarcır. Oksijenle tahrik edilen köpüğü, kumaşların dahiline nüfuz eder ve göz kamaştırıcı bir be- yazlık vererek çamaşırı mükem- melen temizler. Bundan maada TURSİL, terkibinde zararlı madde- ler. bulunmadığı için — kumaşları kat'iyyen yıpratmaz. TURSİL, Turan mamu'âtından- dır. Türan imzalı İiyi cins Lir müstahzardır. URSİL; emsalsiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: