Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
O L B v SF A A b ŞT d aK TT N Ze aa BT a a7 Kaeğslai” #a begi Malbuatı *' GÖRDÜKLERİMİZ İngilterede Egğlence Masrafı İngilterede bir İstatistik ya- Ş ıilmış ve İngilte- Bl;ly”da; İ Eo h:lkımı sene- göon Sngi-İ a. sirf eğlence liz lirası için 700 milyon İngiliz lirası sarfettiği tesbit olun muştur. Bu hesaba göre, İngiliz aileleri bir senede yaz tatill eğlen- teleri için 100, içki için 250, tü- tün için 125, otomobil — masrafı olarak 65, pudra, ruj rimel, le- vanta gibi tuvalet eşyasına 20, radyoya 25, tiyatro, yarış, futbol, | sinema masrafı olarak 60, fotoğ- raf ve bunun malzemesi için 10, bisiklet masrafı olarak 6 vesalr Bporlar için de 8 mlilyon İngiliz lirası harcıyorlarmış. * lııgiltondo Niv Kastl şehrinde doğan bir çocuk — dünya Dünya hafi hafiflik rekorunu llhynkoîH karubiştar.. -Bebaği a İ doğduğu — vakit tartmışlar ve yarım kilo bile gelmediğini görmüşler. Çocukta tabit hararet olmadığı için elek- trikle ısıtılmış bir yatakta yatırıl- makta ve dalmi surette doktor hezareti altında bulundurulmak- tadır. * Eıkidıı Amerika Kavbayları ata binmekle şöhret almış- T lardı. Halbuki k::g:;;::- şimdi Amerikada- ki çiftlikler o ka- türedi : e dar büyümüştür- ki her tarafını bir günde atla gez- mek mümkün — olamamaktadır. Amerikallar buna da bir çare bulmuştar, şimdi çiftliklerini tay- yare ile dolaşmakta ve hayvan Bürülerini havadan kontrol et- mektedirler. İngliterede Seçim Londra, 7 (Özel) — Siyasi fırkalar, intihabatın yaklaşması Üzerime faali« yetlerine ve toplantılarına devam et- yeceği teeyyüt etmiştir. mektedirler, N SF miK ğ 4_.——;,1:..1,,.:_.-,__? Ka akn dd ei BĞ F e D SON POSTA NG TTT LAT Mi Yunanistanda Yeni Gürültüler Üniversite Talebeleri Tekrar Carpıştı Eski Kral, Genoy Yapılmadıkça Yu- nanistana Dönmiyeceğini Bildirdi Atina, 7 (Özel) — Başbakan Ça'- daris, General Kondilis ile yaptığı bir konuşmada, krallığın getirilmesi husu« sunda Genoydan — ayrılmamak için Kondilisi Ikna etmiştir. Başbakan bundan sonra yaptığı bir bildiriğde, parlâmento kararile krallığın kurul- masına kalkışmak — esanssız olduğunu we hükümetin, Öncedon çizmiş olduğu yoldan giderek genoy — yaptırmıya karar verdiğini bildirmiştir.. Koyu kralcılar, hükümetin bu — kararından memnun olmamışlardır. Eski Kral Atina, 7 (Özel) — Eski kralın ge- | noy yapılmadan Yunanistana dönmi- Avukatlara Dayak Atina, 7 (Özel) — AÂtina ve Pire avukatlarından beşyüz ecümhuriyetçi avukat Tüze bakanlığına giderek, ulusun hurriyetine dokunulmamasının teminini ixtemişler, fakat bu sırada kralcılar tarafından dövülmüşlerdir. Talebeler arasında Atina, 7 (Özel) — Üniversite tale: belerinden kralcılar İle cumuriyetçiler arasında yen| bir çarpışma - olmuştur. Selâniktekl cumuriyetçi Eleftros Tipos gazetesi on beş gün kapatıl- ml'uh Hava Kuvvetleri Atina, 7 (Özel) — Hava kuyvet- lerinin takviyesi —için — alınmasına karar verilen 47 bombardıman tayyaresi ikinadi Kânunda Yunanistana tes'im edilecektir. Talim için de 30 uçak alınacaktır. " w Bulgaristanda : Süel Bir Şölen - Sofya, 6 (Özel) — Geçende yapı- lan Bulgar manevralarına iştirak eden bura yabancı südl ataşeleri, Bulgar sübaylarına burada bir ziyafet vermiş- lerdir. Ziyafette, Bulgar sü bakanı Ge- neral Georgief ve diğer yüksek Bul- gar sübaylarile bazı ataşeler hazır bulunmuşlardır. Hemen ayağa kalktım. İhsan abla, oturduğum kerevetin örtü battaniye- sini, şiltesini kaldırdı ve elini uzattı, bir gazete çıkardı: — İyice sakladığımi biliyorum; kaybolmaz... Amma, insanlık bu, dal- ginlik halile bir yere atıverdim mi di- ye demincek ödüm koptu... - — Kaybolsaydı, ben ne yapardım? Artık Zekiyeden dinliyeceğim vardı.. Yavrucak, ne söylese, haklıydı... Gazeteyi aldım, göz gezdirecktim; İhsan abla, elimde, daha katlı duran gazetenin katını açtı, parmağile gös- terdi: — Boşuna arama... İşte şu çizgili yer... sinde sütunlar arasına sıkışmış, etra- fına kırmızı kalemle çerçeve çekümq. küçük ilânı okudum: DAKTİLO ARANIYOR Müuteber bir mali müessesede elli lira maktau ücretle çalışmak üzere, fransızcadan türkçeye, — türkçeden fransızcaya tercümeye muktedir, usu- lü muhasebeye aşina, bir daktilo alma- L 7-10-935 H—İs H E T Nüs “BEKLİYENLER. caktır. Talibler arasında açılacak im- tihanba, müsavi not alanlardan İise tahsilini bitirmiş ve fransızcadan maa- larına da vukufu olanlar tercih edile- cektir. Taliblerin kısa bir tercümel hal varakası, nüfus tezkeresi, hüsnühal varakası ve diğer evrakı müsbitelerile birlikte, her gün saat on dört-on altıya kadar aşağıdaki adrese müracaat etme- leri, Durdum, İhsan ablanın yüzüne baktım; o da benim yüzüme bakı_)_ror- du: | — Anladın mı? — Anladım! Anlayışım İhsan ablanın hoşuna —Öylçyıe,buiş.ıendeknldıde-' Fakat benim anlayışımla, İhsan ab- lanın sezişi arasında, öyle ufak tefek değil, aşılmaz dağlar vardı. — İhsan ablacığım. Zekiye, buraya mı girmek istiyor? İhsan abla, maltiz üstündeki ten- cereyi yere indirmişti; gözlerini sahan raflarına dikti, tencereyi boşaltacak kabı arıyor gibiydi: — Nasıl fena mı? Beğenmedin mi? —— —- Romı.ımı:ııyada : Orduya Para Bütçe Dışında 4 Milyar Ley Daha Verildi - Sofya, 6 ( Özel ) — “Rusenska Poşta,, gazetesine Bükreşten bildiril- diğine göre, Romanya; ordusuna bu sene için bütçe haricinde olmak Üze- re d milyar İley vermiştir. Birinci Kânunun Sline kadar toplanacak olan yeni vergi hası:lâtından orduya iki milyar ley daha verilecekmiş. Başkaca orlunun yeni harp leva- zım!: ve silâhlarla techiz edilmesine süratle devam edilmekteym'ş. * el . Versay muahedesi Almanyadan, denizaltı gemilerine sahip olmak hak- kını almıştı. Fakat Hitler Versay andlaşmasını yırttıktan sonra Almanya denizaltı gemilerine de aahip — oldu. Resimde yeni Alman denizaltı gemi- lerini görüyorsunuz, ——— Amerikada : Ruzvelt, Silâh Satma- mak Emrini Verdi Vaşington, 6 (ALA.) — Bir- leşik Amerika hükümetleri top, mitralyoz, tank, tüfek, tayyare motör, tayyare için yedek par- çaları, gaz, harp gemisi ve mal- zeme gibi her nevi harp malze- mesine — ambargo konulduğunu İlân etmiştir. Hu karara muhalefet etmek beş sene hapis ve onbin dolâr para cezasını istilzam edecektir. Dış Bakanı M. Hull bu kararın — tatbiki . için — bütün Amerika gümrüklerine emir ver- mişlir. Bu zamanda, elli lira, az p:;u'a mı ? Susuyordum. çöktü: Hükümetin Bu Emrini Dinlemiyen- ler Beş Sene Hapiste Yatacaklar İtalyada : Her Talebe Spor. Diploması Alacak Roma, 6 (A. A.) — Faş'st partisi sekreteri, yetkili hekimler tarafından muayene edilerek bedeni kabiliyetleri anlaşılmış olan talebenin bundan böyle, yüksek okullara yazıldıkları yıl- dan itibaren spor diploması almak için konkura girmek mecburiyetinde — * |adamın avretini de istedi. Kurultay kıya- Basamak, Basa- — mak Çıkışla Sonu — Hep Yükseliş Olmaz ! Çin tarihçilerinden Sfu-Ki nin rivayeli- ne göre evvel zaman içinde ünlü ve şanlı, şerefli bir bükümdarın ahırında günde binli yol alır bir at vardı. (Li) nin ne ol- duğunu bilmiyorum amma, bir kilometra- nun onda biri olsa gerek. Çünkü bir al çatlasa dahi günde yüz kilometrodan faz- la yol alamaz. Her ne ise, Çin tarihçisi Sfu-Kiyi dinliyelim: Başka bir hükümdar elçiler yollayıp o atı istedi. At sahibi ku- ' rultaya sordu. Orada bulunanlar atın ve- rilmesini doğru bulmadılar. Fakat hüküm- dar, bir at için savaşa girişmek isteme- di, hayvanı verdi. Ertesi yıl, atı alan bir hükümdar - çok bulan çok ister demezler mi ya - bir elçi daha yolladı. Atını aldığı meti kopardı amma, hükümdar soğukkan- hlığı elden bırakmadı, bir kadın yüzünden bir savaş çıkarmayı doğru bulmadı, karı- sını yola çıkardı. Öbür hükümdar, hem buldukça bunuyordu, hem bir çıngar çı- elçi yollayıp atımı, avretini elinden aldığı — adamın ülkesinden de bir parça istemekten — — Bu sefer kurultay ses çıkarmamak yolu- nu tuttu, çünkü verilenleri şimdi istenilen- den daha değerli buluyordu. Onlar: veril- dikten sonra bir parça toprağın esirgen- mesini manasız görüyordu. Fakat — atını, avretini barışı korumak uğrunda feda et- kızdı, köpürdü, küplere bindi, millet malı — olan ülkesinden bir karış yeri veremiye- ceğini haykırdı. Elçileri kovdu ve yüz bul- dukça astar isteyen komşuya harb — aç- tı, ilk hamlede o aç gözlü hükümdearı te- peledi. Adigrat, Adua, Darakil filân hep bu atla — L avrete benziyor, kolayca feda olunuyor. —— Bu durum basamak basamak çıkıştır. Fa- —— kat sıra Goöndarı aşıp ta Tana gölüne ge- : lince iş değişir sanıyorum. Bununla bera- ber kanaatim pek sağlam değil. Tarihin ilk günündenberi bükülemiyen elin öpülmesi âdet olduğuna göre Adigrat, Adua basa- maklarını aşanların Tanada tatlı tatlı su iç- meğe de yol bulmaları umulur. : Yarını bugünden anlamak gerçek güç. — Tarih bile bu ışığı vermiyor, veremiyor. M. T" Tan da nişan ve hafif atletizm imtihanları vardır, Bu konkur, faşlat Üniversite grup- a L Walmal-rına karar vermiştir. Konkur- yaz emaye güğümü aldı, maltızın üstüne yerleştirdi: O, ayağa kalktı, raftan iki kayık. — Ama, şimdi, sen, bana anlat.. tabak aldı; tekrar tencerenin başına Zekiyenin gideceği yer, nasıl bir yer?. O, istiyor, diye de, sorup sual etme- — Bugünkü günde iş, para, aslan | den, olur olmaz yerlere de göndere- ağzında.,. Bir işe girer girmez, he-|mem ya... Eh, genc, güzel kız... Ateş- mencecik, ilk ağız elli lira almak, ki-|le barutun oyunu olmaz... min haddine!.. Bak, bizim sağdaki| İhsan abla, Zekiyeyi, bu işe girmiş komşularımızın damadı, on senedir bir| farzediyordu. Onu gücendirmeden şirkete gidiyor, aldığı hâlâ kırk, kırk | &nlatmak istiyorum: —— — - tar suları taksim ediyordü: rına bıraktı: cerelerin kalaylarına dikkat eder. beş liranın içinde... Kesintisi de var-| —— İhsan ablacığım, bu işe girmek, mış, eline otuz İira güç geçiyormuş. Yalan mı, doğru mu bilmem artık. .| İhsan abla, sarnıcın kapağını açmak Belki de fazla alıyordur da, karısından, | üzereydi, durdu, kaşlarını çatarak göz- kaynanasından saklıyordur... Dünya- |lerini açtı: da, insanlar da acayip! Aman, neme| — Neden zor oluyormuş, baka- lâzım günahına girmiyeyim... Zekiye, | YIm? Yoksa çocuğumun okumasını, diyor ki: Bir kere gireyim, ötesi ko-| Yazmasını beğenmiyor musun? Ah, lay... Birkaç aya kalmaz, aylığım ar-| dur da, buna, biraz güleyim.. Zekiye, bugüne bugün değme, seçme kâtible- İhsan abla, lenceı-edem yemeği ka- ri cebinden çıkarır... yık tabaklara aktarmış, tahta kaşıkla Elile yakasını tuttu, silkiyordu: — Kız, kendine güveniyor.,. Ne ka-| bir tezgâhtan çıkmasınızdır. Kadınla- dar güvense, yeri... Bir kere girsin, 't çekemezsiniz, çekemiyorsunuz... çabucak ilerliyeceğine eminim... Yav-| Hele böyle memuriyetlere, mansabla- ra kadınların geçip kuruluverdiklerini 'l"abı_ıklnrı aldı, tel dolaba koydu, | görünce, büsbütün çileden çıkıyorsu- sonra tencereyi kaldırdı, ocağın kena- | Huz Gülmekten kendimi alamadım: — Bunun kalayı gitmiş... Yarın ka-| —— Bunları senden mi işitiyorum, İh- laycı geçerken unutmasam bari,.. Sağ|san ablacığım? Bunları, senden mi i- olsun, Huriyeciğim, pek titizdir, ten-| şitecektim? Kadın, elinin hamurile erkek işine İ_ Çamaşır tekne_ıininriginde duran be-|karışmasın... Kadın kadınlığını bilme- larma yozılmak için mecbuf olacaktır, a ——— li! diyen sen değil miydin? H İhsan abla, içindeki kanaatlerin yır —— sürile içini çekti: a— — Doğru, güzel söylüyorsun, be- nim şeker evlâdım amma, günler de- — ğişti; zaman, o zaman değil... Yaşa.- — Kovayı sarnıca daldırmıştı, su çeki- —— yordu: - ç — Neden zor oluyormuş, bakayım? —— İhsan ablayı incitmekten korka kor-' — ler istiyorlar... İ, — Neler istiyorlar? — Bir kere fransızca bilecek... - İhsan ablanm alnı buruşmuştu: — Fransız frenkçesi mi? — Evet... Gevrek bir kahkaha kopardı: S — İlâhi evlâdım, çocukların üçü de — Fransız frenkçesini biliyorlar... B — Biliyorlar mı? O, alıklığıma gülüyordu: ler — Ah, sen, hâlâ koyduğum yerde- — sin... Biliyorlar ya? / — Peki, ne zaman, nerede ö diler?