Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bi b — t D AAA L ÇUYTT e A, C ha Çi 'j h kilise İ S adiı l ge n e A R G SON POSTA Biı- Define Var Yazan; Hatı'ce Hatip — 69 — 7-10- 935 = Bızanstan Kalma Maetler (Gezilirken İşe Yayacak Bir Sandık Kâğıt Ele Geçirilmişti. Memlekette — âbidelerin üzerindeki bronzlara kadar bütün madenler sö- küldü. Saraylar, zengin konakları, -ki- liseler soyuldu. Her şey yıkılıp yakıl- dı. Licinius'un bir kilisenin mahzenin- deki bir ayazmanın yanına gömülü o- | lan altınları. Bw felâketten nasıl kur- tulmuş veya nasıl kurtulamamıştı. Bu- nu bilmek icap ediyordu. İzniğe ka- çan ashap içerisinde bu sırrı bilenler var mıydı?., Burası bizim için meçhul- dü. İzniğe kaçanların faaliyeti uzun ve sabırlı mücadelelerinden sonra niha- yet 15 ağustos 1269 tarihinde Bizans | Lâtinlerin elinden istirdat edilmişti ve Michel Poleologne Ayasofyada büyük bir merasimle imparatorluk tacını ba- şımna giymişti. Kostantaniye yeniden Bizanslıların eline düşmüştü. Ve işte Fransızların Sent Maride Mongol ki- lisesi dedikleri bizim İstanbulun fethi günü yanındaki Sancaktar yokuşunda yapılan kanlı savaşlara izafeten kan- dediğimiz kilise bu Michel Poleologne'nin gayrimeşru kızı Mari Paleolognino tarafından yaptırılmıştı. Lâtin istilâsından sonra... Bu mabet O, A. P. işareti bulunan kilise olamazdı... Fakat bilmiyorum nası! oldu bir hataya düştüm ve bütün Bizanstan kalma mahbetlerini gezer- ken bu kilisenin definenin gömülü ol- duğu tarihten çok sonra inşa edilmiş olduğunu düşünmedim ve yapılması inanılmaz bir cahillikle evvelâ aorası- nı ziyaret ettim ve bu ziyaret bir tesa- düftü. Fakat eğer arasını ziyart et- meseydim elimize geçen bir sandık el yazısını bulamıryacaktım. Bu mes'ut bir tesadüfte ben bu karma karışık yazı- ların içinde © alaca karanlıkta bir işa- ret görmüştüm,.. O* A. P. işareti ve işte onun için size ao kâğıtları alalım» dedim. Kâğıtların yarısı eskimiş, yarı- sı fareler tarafından didiklenmişti. Bir taraftan onları tasnif ederken diğer taraftan da gene kiliseleri dola- şıyorduk ve ben Bizans ve İstanbula ait kitapları okurken bu işaretin belki mevzuu — bahsedildiği — bir — kilise tarifi arıyordum ki... Birden Mehmet Ziya Beyin İstanbul ve Boğaziçi is- mindeki eserinde İsa kapısı mescidin- de bu işaretlerin bulunduğunu oku- dum... İsa kapısı mescidine gittik. O* A, P. işaretini bulduk. Onunla ka- pıyı açtık.. Tahtezzemin bu yol bizi bir evin mahzenine götürdü.. Bu ser- vetin bulunduğu yeri görmüştük... Servetin bulunduğu yer!!.. Oraları- nı ertesi gün âdeta eledik hiçbir şey Çünkü sertTet oradan başka bir ye- re nakledilmiş bulunuyordu. Siz top- rak altlarını eşelerken ben burada boş durmadım... Kanlı kilisede eski bir sandığın içinde bulunan eski kâğıtları tasnif etmiş bulunuyordum. Görüyor- sunuz ya on yedi asırlık bir serveti toprak altından çıkarmak bir banka, kasası soymak kadar basit değil... Evet ne diyordum... Tasnif ettiğim kâ- ğıtları aldım. c Elindeki dosyayı karıştırırken ko- nuşmakta devam ediyordu. 463 senesinde inşa dilmiş olan So- inhjeon Baoptste de Stordion manastı- | rı vardır. Bizim şimdi İmrahor camii dediğimiz harap bir cami bu eski ma- nastırın müştemilâtındandır. Bu manastır Bizanstaki (80) ma- nastırın en büyük ve en birincisi idi. Burada rahipler belki binlerce rahip bulunurdu ve bu rahipler ilâhiler, du- alar okuyarak vakitlerini geçirirlerdi. VI nci Kostantin ile yeni Theo- dote'un izdivacını ihtiyar ettiği için çömezlerile beraber menfaya sürülen, kıyamdan ve Kostantinin gözleri çı- kar:ldıktan sonra menf:în avdet e- den fakat mukaddes resimlerle heykel- ieri manastır haricine çıkardığı için bu defa da Ermeni Leon tarafından yeniden sürülen ve daha binlerce ma- ceradan sonra Tuzlada ölmüş olan başrahip Theodor bu manastıra fev- kalâde sıkı bir inzibat vermişti. Bu manastırda müsavatın pürüzsüz olmasına dikkat edilir ve fıkaralık en | yükseklik gibi telâkki edilirdi. Gayet sıkı perhizler yapılır. Her hafta başı bir yere karma karışık konulmuş olu- onan rahip esvaplarını rahipler seçme- ğe mezun olmadan rastgele alırlardı. Dahaâ okumak ve daha çalışmak mec buriyetinde olan genç rahipler de vakit lerini tarih kitapları, İncillri, takvim- (hri kopye ederek geçirirlerdi ve bura- da Psoutier tesmiye edilen minyatör- ler yapılırdı... Ve işte bizim kanlı ki- lisedeki eski ceviz sandık içnide bul- duğumuz kâğıtlar da bu manastırın kütüphanelerinden alınmış el yazıları idi... Kim bilir kimler tarafından kim bilir nasıl şerait içinde bu kâğitlar camie ve medreseye tahvil edilen St. Yeon Boptıste de Stordion manastı- rından alınmış ve Bizans devrindenberi yeğâne kilise kalan bu mabede getiril- miş ve şimdiye kadar kimse tarafın- dan farkma varılmadan bir tarafa br- rakılmış bir sandık içinde kalmıştı... Ve nihayet bir merdiven aralığında tesadüfen bizim elimize geçmiş bulu- nuyordu. Bu el yazılarmın içinde bir tane Psellos imzasını taşıyan el yazısı bir İncil vardı. Minyatörlerle süslü hari- kulâde bir şey... Profesör Huberman- nn kütüphanesindeki İncilin son say- falarına ismini yazarak itirafata baş- hyan Psellosun ismini taşıyan bir İn- cil ve İncilin kapağında yaldızlı renk- le yapılmış bir haç işareti ve haçın dört bir tarafında tersli yüzlü yazıl- mış dört tane B harfi... Genç kız raftan bir İncil çıkardı.. Bu çok eski ve paralanmış bir kitap- tı, Üstünde şu şekilde bir haç ve dört tane B harfi vardı. Genç kız bu- nün altındaki şu sözleri okudu: «Demetrius bizim sırrımız dört B & haçın tam ortasına gömülüdür.» Bu Demetrius Hubermann kütüphanesin- deki İncilin alt kapağında ismi geçen Demetriusdu. Buna şüphe edilemezdi. Bu Psellos da muhakkak Sn Jan Ba- tist de Stüdyon manastırı şakirtlerin- den biri idi... ve sır dört B H haçın or- tasına gömülmüş olan sır şüphesiz ki Liciniusun 'definesi idi... — Peki dört BH haç... Dört B li haç... Bunu hbana söyler misiniz bu ne- dir? — Heyecana düşmeyiniz azizim... Bu öyle bir bilmecedir ki... Bunun halli de o kadar basit değildir... Ben şimdi —— Sonra masada bir yığın kâğıdın üs- tüne elini koyarak. — Burada yarısı zamanla yarısı fareler tarafından didiklenmiş kâğıt- | lar var, dedi. Onları yanyana koydum. | Tamam kelimelerin arasına eksiklerini bulup koymağa uğraşıyorum. Onu o- kuduğumuz gün belki daha başka şey- ler öğrenebileceğiz. Fakat şimdiki hal- de size bunu söyliyeyim ki... Ben dört B işaretli haçın nerede olduğunu bili- yorum. Sizi oraya götüreceğim ve bu gece dört B harfinin tam ortasını dele- ceğiz. Goldkonvsky sevinçle bağırdı: — Paraları bulacağız değil mi?.. — ©O kadar telâş etmeyiniz dostum henüz bu yüzde yüz muhakkak değil. | Fakat çok kuvvetle ümit ediyorum ki Licinius'un defineleri bu haçın arkasın- dadır. — Fakat bu haç.. Bu haç nerede? — İstanbulda dört B li bir haç var- dır.. Birçok Bizantoloğlar İğrikapıda- ki Panaiya kilisesinin avlusunda bulu- | nan bu taşın üzerindeki haç resmile dört tan B işartine bir mana vrememiş- lerdir. Bundan iki sene evvel ben Almanyada iken Almanyadan bir he- yet bilhassa İstanbula onu görmeğe onun hakkında bir etüt yapmağa gel- mişti. Ve gene bir mâna veremeden avdet etmişti... Ve hiçbir âsârı atika mütehassısının mâna veremediği bu işareti Psellosun eli ile yazdığı bu İn- | cilin üstündeki aynı işaret ve bir iki söz izah ediyar... Bir müddet sustular, sonra Narton: — Mademki bunları biliyordunuz, neden bizi Kadıköyünde de taharriyat | yapmağa mecbur ettiniz? — Azizim bu işin tam izinde olup olmadığımızı anlamak için hazinenin dolaştığı bütün yolları keşfetmemiz lâzım geliyordu. Bunun için Moda Mü- hürdar ve Kadıköyünde araştırmalar yaparken bir Ahmet Paşanın yanan | evinin ankazı altında bir küp çıktığını duyduk... Bu gibi şeylerin beni alâka- dar ettiğini bilen bBir arakadaşım ta Berline kadar yazdığı bir mektupta bunu bana anlatıyordu. O zaman ben size bu küpün elimize geçmesi işimize yarıyabilir. dedim... Bilmiyorum ne yaptımnız , nasıl yaptınız kısa bir müd- det sonra küp elimize geçti... (Arkası var) — Gençler, bu filim S — BEN BRİGİTTEHELM - Yakında; TÜRK'te — — sizindir! Görünlz! FRANZISKA GAAL'in. En güzel filim KÜÇÜK ANNE mucibince, Lira 135 Muhtelif eşya listesl mucibince, caktır. İateklilerin eşyayı görmek 200 ilâ 300 bakır listesi 20 kuruş Beher kilosu Tehmriırı edilen ilk teminat fl'ııt Lira Kr. Lıı:ı B0 4 50 135 10 50 Şehzadebaşında erzak ınbannda mevcut ve yukarıda yazılı iki kalem eşya ayrı ayrı açık arttırmaya konmuştur. Ihalesl 10/10/935 tarihinde Perşembe günü saat on beşte Idare Encümeninde yapıla- Üzere hergün saat on ikiye kadar Şehzade anbarına ve şeraiti anlamak üzere Levazım idaresine gele- reke teminatlarını Evkaf veznesine yatırmaları ve ihale günü de saat 15 de Idare Encümenine gelmeleri (5897) Birinci' Teşrin 7_ Spor : Bulgar Takımı Yıne Yenildi Fenerbahçe Dünkü Maç 4-0 Kazandı Oyun, İlk Maça Nisbetle Daha Düzgün Oynandı Bulgar - Leviski takımı dün Kadıköy stadında ikinci maçını Fenerbahçe karışık takımile yap- tı. Fenerbahçe. müdafaaya Gü- neşten Faruku, merkez muavine Galatasaraydan Lütfiyl, merkez muhacim yerine de Güneşten Ra- sihi alarak takımın en can ala- cak noktalarını kuvvetlendirmİş- ti... Maç Bulgarların hücumile başladı. Daha oyun iİlk anında dünkü maçtan iyi olacağı hissini verdi. Fenerbahçe muavin hattınin nle- beten aksayan oyunu kuvvotli bir şekilde olan hücum hattını İüzu- mu kadar İşletemiyordu. Buna rağmen hücum hattı çok defa | gerilerden — çıkardığı topu — İyi idare ediyor, Bulgar müdafasını hayli sarsıyordu. Bulgarlar müda- faya bu maçta daha ziyade ehem- miyet vermişlerdi. Bir gün evvel merkez muha- | cim oynayan takımın en iyi oyun- | cusu dünku maçta merkez muavin | oymyordu. Düzgün ve derlitoplu hücum- lar yapan Fenerbahçe hücum hattı daha ilk anlarda Bulgar kalesini Ayoldamh a, daha ziyade sağdan yaptığı hücumlarla gol fırsatlarıni hazırlamiya başlamışlardı. Nitekim Niyaziden çok güzel bir pas alan Rasih yirmi dokuzuncu dakikada ilk sayıyı yaptı. Yine sağdan yapılan bir hücumla Şaban otuzyedinci dakikada ikinci golü yaptı. — Bu sırada Bulgarlar da sol açıkları vasıtasile üstüste hücum yıptılaraı. da Faruk ve Necdetin güzel . birîcıç kurtarışı ilîl devre- dekl vaziyeti bozmadı. Ikinci devrede sağ muavin ye- rine Reşat, Rasihin yerine de Necdet girdi. Oyun bu devrede daha canlı | olmaya, Bulgarlar daha müşkül dakikalar geçirmeye başladılar. Fenerbahçenin hep sağ taraftan yaptığı hücumlar Bulgar müda- faasını hayli sarsmaya — başladı. Niyazinin ortaladığı — güzel bir | past, sağ İç Şaban güzel bir vu- ruşla göole tahvil etti. Bu sayıdan sonra oyun daha ziyade Fener- “bahçenin hâkimiyeti altında, Bul- Dünkü futbol magile, deniz şampiyonasına alt görünüşler 'tarafından tertip edilen Emcet, İlhan ekibi 8,18 da GÜF garların müdafea yapmasile g7 meye başladı, yarım saat £ Bulgar nısıf sahasında — dev? eden maç, sonlara doğru $* rete gelen Bulgarların hücum” rile geçti. Oyunun zevkini k maya gayret eden hakem ufak bir bahane ile Bulgar oy! culardan birini dişarı — çı __ Kırkıncı dakikada Bulç aleyhine verilen bir penaltı N” det tarafından dördüncü gol rak kaydedildi... İlk maça T ran daha düzgün cereyan | oyun Bulgar takımının (4“ mağlübiyetile neticelendi. Türkiye Kürek Şampiyonası Yapıldı — Birinciliği Istanbul kımı Kazandı Türkiye denizcilik feder İ kürek şamplyonası dün bir muvaffakiyetle yapılmıştir. Müsabakaya Istanbul, Bandi Kocaeli ekipleri iştirak etmiş” Birinciliği Istanbuldan Ga!f sarayın: Fethi, Bedil, K'a * kazanmıştır. İkinciliği Ban .ıa. : üçüncülüğü da Kocaeli a Kürekçilere yarıştan sonra tasaray denizcilik şuboıln gölen verilmiştir. Birincilik | k: törenle Galatasaraya verilm" Portekizde Leh Düşmar" Lizbon, 6 ÇA.A.) — Bir göl' çi gurubu Leh - sefaretini taşl 30 nümayişçi tutulmuştur. Tepebaşı Tiyatrosuf 10 935 £ abah 1 10 | Kotonbut Betediyesi Sılılı'l'ıunfm