L AER A” Gğle BK A ÖöLei Kayserı fabrikası Tür end strisine örnek olacak — Fabrikada şimdilik 200 usta, 1400 işçi, 1200 çırak çalışıyor, Kayseri muhitinde fabrikanın hayırlı tesirleri görülmeye başlandı Türki- koynuna Altı ay- en büyük fabrikasını ĞYM (Özel) — Kayseri, “q.ı llıııldı övünmektedir. - | i faaliyetle çalışmakta olan fab- i K ğı;.? memleketin istihsal kapasite - gördüğü faydalı hizmetten baş- için de ne hlıf hayırlı bir unsur olduğu herkes İ indan teslim edilmektedir. Fabri- k. '![eîlmye başlıyalıdanberi, yalnız İ ,!. Yseri ve köylerinden iki binden faz- '.'ü itçi i iş bulmuş, gerek bunların ve ge- . Mmemurların şehire bıraktıkları K Knyıerınm iç pazarımı birden bire 'h“.“d!nnı;, mahsullerin değerlen - Fme sebep olmuştur. | , bi -...'h"ikı sahasında yükselen büyük 'I h*lh Yapı, içindeki - bütün bölmelerile, J Za pPamuğun balyadan boşaltılarak | H j klıl ul bezin sarılıp balya yapılıncıya 'ı Ğİ tîi: içinden geçtiği bütün makineleri * etmektedir. Pamuk, önce temiz- B j e mlkme]erıue gırerek bütün kir- q X inden ayıklanmakta, sonra İifleri 4 İtici ve muvazileştirici makineler- B _j 8eçmektedir. Bundan sonra ve yu- lak şeritler haline giren pamuk, ip- Makinelerine gitmekte ve bir kaç eden geçtikten sonra İstenilen ı—ı liğe konulmaktadır. Bu ipliklerin “lı haline getirilmesi içinde 1100 tez- bulunan dokumahanede yapılı - * Bu tezgâhların 600 ü renkli ve ü kıput bezı çe;ıdı üzerinde çalı- B ı_ıL.-ilı.ş aği ı'__Ö TLA WEş | KERVAN YÜRÜYOR ç Kayseri Fabrikasının Umumi Görünüşü ; bezler icabederse beyazlatma maki - nelerine ve ondan sonra da ütü maki- münün kalitesini bozmak istemediği nelerine gitmekte, sağlam ve kusur -|/için zarurete düşmüştür. zümlerine «Ekstrisima Karaburun» dikten sonra uzunlukları tesbit edil -|adiyle ilçenin ismini uzatan bu değer- ve sonra top haline konarak |li hakiki Türk müstahsilleri her cihet- sevkedilmek üzere ambalaj edilmek -/çe himaye edilmeğe lâyıktır. suzlukları ayrı makinede kontrol edil- mekte tedir. Bütün bu istihaleler son derece otomatik makinelerle -yapılmaktadır. |den 43 çuval un tedarik ederek muh - taç köyler halkına tevzi etmeğe başla- durup her hangi bir arızaya uğrayarak / mıştır. Alâkalılara gereken yardım - duranları işletmekten ibarettir. Bir de lar yapılacaktır. İşçilerin vazifesi makinelerin başında sini alâkadar etmektedir. dan eski verimlerini tamamen kaybet- miş vaziyettedir. Bunun bazı teknik şıyorlar. Dokuma tezgâhlarından çıkan | sebepleri vardır. Karaburunda Birkaç Köy FHalkı Darlıkta İzmir Kızılayı köylülere un gönderdi İzmir, 27 (Özcl) — İzmirin Kara- burun kazasına bağlı bir kaç köy hal- kı, kış ortasında darlık içinde kalmiş - tır. Sıkıntı geçiren köyler arasında Eğlenhoca köyü ile, bu civardaki otu- zar, kırkar hanlik daha üç köy.de var- dar. y İ Karaburun kaymakamlığını, ilbay- |lığı ve Karaburun Kızılay şubesini ha- rekete getiren bu hâdise, sanıldığı gi- bi geniş bir mahiyet taşımaktan çok uzaktır. Yalnız iki, üç yüz köylü aile- Karaburun ilçesi, bağcılık bakımın- Bu mintakanın bağcılan Türk üzü- İzmir Kızılay merkezi bugün İzmir- desenli bezlerde, desenlerin tanzimi hususunda işçi ve ustalara iş düşmek -| yatmaktadırlar. tedir. Fabrikada 200 den fazla usta ve us- rakların 150 kadarı küçük kızlardır. Yaş itibarile, işçilerin ”, 80 nini 20 ya- şından küçük olanlar teşkil etmektedir. Ayrıca fabrikanın bir de mektep kısmı vardır ki, burada yüzlerce küçük tale- | ekiple ve dokuma kısmı iki ekiple çalı- şıyor, diğer kısımlar tek ekip kullanı- da pratik öğrenmekte ve hem de usta- | yorlar. Fabrika her kısmında üç ekip- larından, dershanelerde nazari ders -|le çalışacağı zaman işçilerin sayısı altı ler görmektedirler. Bu küçükler için, ' bini bulacaktır. be hem ufak tecrübe makineleri başın- fabrikanın geniş yemek salonunda sa- bah, öğle, akşam yemekleri parasız renkli basmalar piyasada çok rağbet görmüş ve benzerlerinden hem sağlam- de, yapılmakta olan işçi ve usta bina -|lık, hem de ucuzluk itibarile çok üstün larının bitmesine kadar fabrikanın kul- olduğu göze çarpmıştır.. lerin asıl satış mevsimi temmuz ve A- olarak yedirilmektedir. Bir çok işçiler lanılmıyan buı lnoımlırmdı gımdıhk ı'ağ“ikatçılık suçundan altı aya mah- khdılen Hatip Ak Osman, Meryem lesine de ancak bu düşüncelerile bulabıhyordu kemkendılerı can derdine düşüp mah- hk:de uğraşır dururlarken genç ka- elden çıkanlardan biri de manifa- Hacı Sadıktı. î, %ı:!cl Sadık da Hatip gibi medeni tehlikesine karşı Melâhati İzmir- “b“İup getirmiş, nikâhlamıştı. Sadık yaşlı bir adamdı. — - K 'i l'!lı Bu yeni evlilikten sonra Hacının / bükülmeğe başlamıştı. h (G Hele sırf şan olsun diye yaptığı . : tüllü Nermin) bayramı Hacıyı ke- ” Bilri *rine kadar tüketmişti. S Spartadan yarı ölü bir halde dön- KI Adamakıllı sersemlemişti. 4 “MEİâhatin ortadan — kayboluşuna B < , Sndı. B Üereye gitmiştir. F ol | Una kimse cevap veremiyordu. / İEmire telgraflar yağdırdı. Otrada da yoktu. Meıâhat izini kaybetmişti. akat Hacının işleri de o kadar ka- ie, bozulmuştu ki bu derdler ara- — / Bürhan Cahit — — © genç karısıyla uzun boylu meş-| 24 -2- 936 gul olamadı. Mağazanın işleri kapa- nın elinde kalmıştı. dan beri iş yaptığı İstanbulun toptan- cıları da Hacının bu âkibetinden son- | dan Kahveci Hacı iki buçuk ay süren sorgu ve muhakemede yedi ceddine Hacı işinin başına döndüğü vakit 'tövbe edecek kadar sıkılmıştı. Ceçirdi- ği korku zaten aslen Arap olan Hacıyı Arap fıstığı gibi yamru yumru etmişti. Kasabaya döndüğü zaman kahvesini Tazelemek için baş vurduğu büyük | kapalı buldu. ra krediyi kesmişlerdi. vadeleri gelmiş bir çok senetlerle kar- şılaştı. Elindeki malın çeşidi kalmamıştı. ticaret evleri paradan bahsediyorlar- dı. Halbuki hazır parası yoktu. O yıllardan beri alıştırmıştı. Malı a- lıyor, satıyor, sonra parasını ödüyor- du. Hacı defterler, hesaplar içinde bo- gulduğu halde işin içinden çıkamıyor-| madığını anlamıştı. Dükkândaki takım- Jdu. ları ucuza, pahalıya bakmadı sattı. Su- riyede akrabaları vardı. Kalktı, gitti. Bu ne aksilikti, Hacı başına gelenlerin sebebini dü- şündükçe içleniyor, kendi kendine kı-|dan bir gözü görmez olmuştu. ziyor: — Bu işlere burnunu - vardı! Diye söyleniyordu. Artık kasabada bile eski itibarı kal- zifenizi yapmıyorsunuz. Başımıza şap- kayı geçirmeğe sebep oluyorsunuz! mamıştı. Belediyede, hükümettü az çok ha - «W wcd v Ü Tay ŞA — z vi ba e ŞE AM y P e haiz atölyelerinde çalışan işçiler için ta muavini, 1400 den fazla işçi ve 1200 spor teşkilâtı, içtimai yardım esasları kadar çırak çalışmaktadır. İşçi ve çı -| ve bir doktorun nezareti altında küçük bir revir hazırlanmıştır. İşçiler, burada gördükleri şefkatli hoşnut bulunmaktadırlar. e güvndikleri bile kesmişlerdi. İolmak derecelerine geliyordu. İyerden yere vurmuştu. gitti. Elbet bunun da bir sırrü bikmeti Daha fenası uzun vadelerle yıllar- vardır. Cilvei ilâhi! Diyordu. memek için âdeta sözbirliği etmişlerdi. sokacak ne hacılardan, hocalardan dahâ ileri gide- rek onlara bile: Fabrikanın aydınlık ve sıhhi şartları muameleden çok Şimdi yalnız elektrik santralı üç Fabrikanın imal ettiği kaput bezi ve Bu gibi bez- selâmı, sabahı Hacı bu hali gördükçe deli dıvane ' Ne kötü alın yazısı vardı. Ne suç işlemişti ki tanrı onu böyle Fakat itikadını sarsmıyor: — İşlerim bozuldu. Karım elimden Mahkemeden beraet edip çıkanlar- Konu komşu onunla yüz yüze gel- Hiç kimse bir: — Geçmiş olsun! Bile demiyordu. Hacı artık burada kendisine iş kal- Nalbant Ömerin kederden, sıkıntı-' Eskiden o kadar terslik gösteren, va- — Önümüze geçmiyorsunuz, - Diye çıkışan bu adam şimdi eni ku- Dünya ü- | larında bir balo verilmiş ve sabahlara tırı sayılırdı. Fakat bu vak'adan sonrajnu genç, yeni fikirli olmuştu. Hürri-| DOŞES d A AAA N, Ge - Lağİz y bti eee | SıyfıB İzmırde bir maymunun dişlerine ameliyat yapıldı Dişi Hayvanın hırçınlığı ameliyattan sonra geçti, maamafih kadınlara karşı hâlâ sert davranıyor İzmir, 27 (Son Posta) — Diş dok- toru ve orta mektep tabiiye öğretme- ni Ahmet Hakkı bir dişi maymuna şayanı dikkat bir diş ameliyatı yap - tı. Dört yaşında olan bu maymun u- zun müddet müşahede altında bulun- durulmuş, fizyolojik durumu ve hır - çınlıkları tesbit edilmiş, ondan sonra bu ameliyeye lüzum görülmüştür. Maymundaki neş'esizliği ve asabi - yeti tesbit eden doktor, okulun revi « rinde maymunun ağzındaki ülsere a- meliyat yaparak çıkarmış, ondan son- ra dişlerini de bir ameliye ile insan diş- lerine benzetmiştir. Bu ameliyattan sonra maymunda neş'e ve iştiha baş - lamış ve muntazam yemek yemiştir. Esasen maymunların diş teşkilâtı tıpki insan dişlerine benzediği için bu ameliyattan çok iyi neticeler alınmış- tır. Doktor, bu dişi maymunda kadın - lara ve kızlara karşı kıskanç bir ruh bulunduğunu sezmiştir. Fizyoloji ba - kımından çok şayanı dikkat olan bu hal, bilhassa ayın son günlerinde da - Veremliler menfaatine balo İzmir, (Özel) — Veremle mücade- le kurumu tarafında İzmirpalas salon- kadar eğlenilmiştir. Bulgar dağında altın va gümlş Konyadan bildiriliyor: Maden araş- tırma enstitüsü, Toros silsilelerinden olan Bulgar dağındaki altın ve gümüş Âd. Bil. Karın zararları Mustafa Kemalpaşa — Buralara yağan kar ve — şiddetli soğuklar mahsülleri mahvetmiştir. Bilhassa Ka- racabey ovasındaki bakla mahsulü kâmilen istifade edilemiyecek bir ha- — le geîmıştır * LT İLR L L yıptırmaktıdır. L ğgustos aylarında başladığı için yazın fabrikanın imal hızı ve sipariş miktar- ları çok artacağı muhakkaktır. Esasen imalât miktarı aydan aya sür'atle art- maktadır. Son “teşrinide 921,808 mistre bör çı- karmış olan fabrika bu miktarı ilkkâ- nunda 1,139,038 metreye ve son kâ - nunda da 1,382,390 metreye yükselt - miştir. Bu bezler için kullanılan iplikler ham pamuktan fabrikaca imal edilmiş- tir. Fabrika sonteşrin ve ilkkânun ayları zarfında cem'an 282,436 liralık pamuk satın almış ve bunun yarıdan fazlasını ayni müddet zarfında harcamıştır. yatı ilkteşrinde 215,263 kilovatken — sonteşrinde 366,800 kilovata ve ilkkâ- nunda 408,921 kilovata çıkmıştır. Fabrikanın memurları için modern konforun bütün şartlarını haiz apartı- mek salonunda bir aile havası içinde yemeklerini yiyen memurlar, boş za - manlarında toplantılar yapmakta ve sporla uğraşarak vakit dirler. Kayseri fabrikası, her bakımdan, : faaliyetle çalışmaktadır. Fabrikanın geniş ölçüde hayırlı tesirlerini Kayseri muhiti üzerinde göstereceği de mu - Fabrikanın elektrik istihsal ve sarfi- yet Bayramında dükkânını bayraklar, defne dallarıyla — donattı. O zamana kadar: — Gâvur olur! Diye liseye yollamadığı — yetişmiş çocuğunu mektebe yazdırdı. Bunlar herhalde samimi hareketler idi. Nalbant Ömer epey çile çekmesine rağmen şimdi yeni rejimin en büyük dostu olmuştu. Her yerde, her fırsatta bundan bahsediyordu. Bu herhalde Cumhuriyet mahkeme- sinde adalet tevziinde düşündüğü mak- sadın tesiri idi. Kabahatli ile günahsızı ayırt etmek, | aldananla aldatanı biribirinden ayıra- girenleri suçsuz görüp te serbest bıra- rak cezayı ona göre vermek. Kuru ile yaşı bir arada yakmamak arzusu bu neticeyi vermişti. Nalbant Ömer gibi sade ruhlu in- sanları kazanmak, kaybetimekten daha kolaydı. Bunlara karşı gösterilecek keskin bir adalet ışığı onların gönlünü zaptet- meğe kâfiydi. Nalbant Ömer görmüştü ki hükü- met kimsenin dinine, itikadına karış- mıyor. Yalnız zaten dinle alâkası ol- mayan bu tarikatlara müsaade - etmi- yordu. Bu tarikatların dini ticaret ve ge- imer ve arkadaşlarına bir eksir gıbı to—- çim vasıtası yapan şeyh ve mürid gü-| ruhu tarafından eski Bizans kilise, za-| viye ve manastırlarına uydurulmuş birer — tuzak oldugunu müddei umumi ne güzel anlatmıştı. Hakikat te böyle değil miydi? benzetılerek | hakkaktır. — —— - Aklı başında, biraz dünyayı anla- mış insanlar tekkeler serbest — olduğu zamanlarda bile onların semtine uğra- lar miydi? Bu tekkecileri en çok şımartan eski zamanın padişahları idi. Onlar da i- nandıkları için değil, halkı böyle batıl — hurafelerç saplandırıp kendileri ser- best kalmak için şeyhleri tutuyor, hi- maye ediyorlardı. — Genç müddeiumumi bunları o ka- —— dar güzel anlatmıştı ki Nalbant Ömer — | kafasına dank eden bu hakikatlar kar- — şısında tam gönülden bir nedamet his- — için tetkilder ü manlar yaptırılmıştır. Fabrikanın ye- , e geçirmekte *« « — Türk endüstrisi için örnek olacak bir — ş Diş doktoru Ahmet Hakkı ve * hastası H ha büyük bir şekilde kendisini goster- ;"-”?' mektedir. | Dişi maymun daima erkeklere ya- - İ I kın bulunmakta ve erkekten hoşlan- —— maktadır.: Si vi 4 İ ÜN si duymuştu. Hele mahkemede kendisi — gibi hiç bir kaste samimi bir din kaygusuyla bu tarikata kınca büsbütün ferahladı. Mahkeme reisi onlara kararı soy- ledikten sonra: — Dini hislerinize kimse karışmaz. Hiç kimse başkasının itikadına söz söy- İ' - liyemez, fakat tanrı ile kul arasında bir gönül bağı olan dinin böyle tarikat ;_. perdesi altında başka maksadlara âlet edilmesine hükümet razı değildir. Bun- - dan böyle kendinizi tetik alınız. Böyle — ? şeylere kapılmayınız!» Demişti. Ne kadar doğru idi. Bu karar ve bu netice Nalbant Ö— 'sir etmişti. Onlar yalniz düştükleri belâlı ışten_ yüz akıyla kurtulmakla kalmıyor, ay- ni zamanda içlerine çöken gönül azar — bi ndan da sıyrılıp çıkıyorlardı. ( Arkası var ) ,ç kapılmıyarak sırf Si