28 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

28 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KO Japonyanın _İçyüzü 20 ser edenberi sürüp gelen siyasi cina- yetlere, kanlı mücadelelere sebep ne ? Yazan : ÖMER RIZA . Tokyodan bir manzara İlk haberlerden derecesi ve şümulü pek *i anlaşılamayan son Japon isyanının ma- İ tavazzuh etmiş sayılır. İsyan, anl İapon Tuhunun bir feveranından başka bir Vey değildir. 1920 yılından beri bu - feve- fanların nice nice örneklerile — karşılaşmış Nüuyoruz. Vaşington muahedesini — im- *A etmesi yüzünden Japonyayı Amerikanın Fmellerine âlet etmiş sayılarak öldürülen 'okrat başvekil Hara, bu feverana kur- ban gitmişti. 1930 da ayni âkibete yine ayni İ şerait içinde uğrayan başvekil Hama- Küşi'nin bütün suçu Amerika ile İngiltere- ;"* beş nisbetinde inya edecekleri deniz Üvvetlerine mukabil Japonyanın beşe kar- Hİ nisbetinde inşaat yapmasını kabul ede- Tek, katillere göre, memleketinin şeref ve AYsiyetini alçaltmış olduğu kanaatiydi. 1932 de başvekil İnokai de bu feve- Tandan kurtulamamış ve pek şerefli bir na- Hiye olduğu halde tüyler ürpertici bir âki- ** uğramıştı. k Bütün bu cinayetleri hazırlayan ve irti- p edenlerin orduya mensup olmalarının Memleketi anarşiye götürdüğünü gören ve aa Japon ricali, bu salgının Öönünü b k için orduyu tasfiyeye karar vermiş- ç ve general Hayaş bu işi başarmak İin bir plân hazırlamıştı. O zaman ordu- 'An yüzlerce kişi atıldı ve ordu zabitleri- siyasete karışmalarının önü alındı zan- Bedildi. Halbuki öyle olmadı. — Va galiba .— 'Aşinin kendisi de, plânlarını tatbik e- Nagata da birer birer bu mütecavizler ndan — öldürüldüler. En nihayet PPa hükümette başvekillik eden amiral O- ae ai Sake, ve gönerel - Hayesi ile Ktacral Nagatanın halefi olan general Va- , ihtiyar maliye nazırı Takahaşi, son İvan cinasında ayni âkibete uğratıldılar. Okada'nın katli üzerine gerçi onun ka- kııuıdn iç bakanlığı yapan Gota büyük İ pesaretle klareyi eline, almıp. « hönte met kuvvetlerini bunlara karşı kulla- r:& Bsileri tenkil etmiş ve vaziyete hâ- olmuştur, fakat onun bu isyanı tama- :;k bertaraf ettiğini ve bütün — Msilerin ünü kırdığını farzetsek bile meseleye İledilmiş ve son bulmuş nazariyle bak- Üa yine imkân kalmaz. & Sebebi: Şiddet ve tedhişin, asıl kayna- l—ıff”" ruhu olan bir cereyanı artadan irmak hususunda âciz kalacağıdır. wi (© Balde cereyanın men'gini ve - seyri. tetkik etmek icap eder. İaponyada bu siyasi mücadelenin mazi- Yirmi seneyi geçmez. Evvelâ hafif bir B Yan halinde başlamış, en sön giddetini k“"_l“—:—--..,».ıım sanayileşme hareketine en vi Miştir. önemi verdiği son devrede göster- İaponyada — sanayileşme — hareketinin ı_—"ıiıııı sinai mahsuller ile ziral verim- Çeta Çarpışması, bu çarpışma — yüzünden k.ı,h Veriminin ziraat verimine galip ge- L gihçiyi fakirleştirmesi, — servetlerini 'ak veriminden alan bütün — unsurları asıydı. bi Moselâ Japonya tabil ipek — yetiştiren fnrnılekelliı. Sanayi hareketi alıp yü- ç '::':n sonra suni ipekler piyasayı tuttu '*ıld. tabil mahsul ile geçinenlerin hayatı Bu hal yakız ipeğe münhanr kalma: yarak türlü türlü mahsullere kargı kendini gösterdi ve suni imalât, daha ucuz olduğu için piyasayı istilâ ediyor, tabil mahsulle- rin ferdi teşebbüslere ve çalışmalara da- »yanan bütün verimleri ise birer birer değe- rini kaybediyor ve bu yüzden ortalığı de- rin bir memnuniyetsizlik, acı bir şikâyet kaplıyor ve daha fenası, korkunç bir yok- sulluk kendini hissettiriyordu. Bu vaziyet toprak ile endüstri arasın daki savaşı açtı. Fakat iş bu kadarla kal madı. Millt ruh, bu savaya başka bir renk vermeğe özetdi ve muvaffak oldu. Toprak veriminin değersizlendiği sıra- da Japonya bir inkılâp geçiriyordu. Japon şehirleri, nahiyeleri, sinemalarla — doluyor, Japonlar balolar tertip ediyor, ipekler için- de yüzen yarı çıplak kadınlar — sabahlara kadar dans edip eğleniyor, kadınlar uzun topuklu ayakkabılar giyiyor, elhasıl mem- leket vur patlasın, deyip, sefalete bakma- yarak var kuvvetiyle sefahat ediyordu. Bu hal nereye varırdı? Japon milleti tefessüh ediyor, — Japon Bir Japon askeri milleti soysuzlaşıyor ve yıkılıyordu. Böyle bir halin memlekete ârız olması ve böyle bir Felâketin alabildiğine — yayıl- ması için baştaki siyasilerin rüşvet yemele- Ti ve rüşvet yiyip karmlarımı — doyurmak ve kafalarını körletmek yüzünden ses çı- karmamaları icap ederdi. O halde bütün kabahat siyasilerdeydi. ve bu adamları lâyık oldukları cezaya çar- parak felâketin önünü almak gerekti. Japonların muhafazakâr ruhu, iktısadi sefaletin tesiri altında Japonyanın yenileş- mesini bu tarzda muhakeme ediyordu. Vaziyeti muhakeme edip hükmü — ver- dikten sonra sıra bükmün tatbikine geli yordu. Bunu da bulmak kadar kolay bir - şey yoktu. Çünkü ordu Japon çiftçisinin sine- SON POSTA Dünyanın En Zengin Varisi Londrada Doğdu. Londra 24 şubat: Danimarka zen- ginlerinden — Kont Rowentlovın karı- sı, eski — Aleksi - Mdivani prenses Barbaro - Huttonun bir erkek ço ' cuğu dünyaya gelmiştir. ı Bu doğum için bir kaç haftadan- beri, Londradaki evde hazırlıklar| da yapılmakta idi. Çocuk ve hiz 'II metkârlar için dört oda tahsis edil- miştir. Bir sürü sütnine, iki doktor, ve çocuğu hafiyelerden korumal için bir de hafiye tedarik edilmiş -| tir. Yabancı insanların, şatonun ci - varında dolaşmaları menedilmiştir. Ve esasen fidyei necat istiyen - ço - cuk — haydutlarının - tehditlerinden korktuğu içindir ki - Kontes çocu - ğunu Londrada dünyaya getirmek istemiştir. Rivayetler hilâfına, ebeveyn ço - cuğu tekrar Amerikaya götürmiye- ceklerdir. * Çocuğun odası sevinç verecek renk- lerle boyanmıştır. Çifte katlı pen - cereli soğuka karşı çocuğu koruya- cağı gibi, hava cereyanlarına mâni olacak tertibat ta alınmış, ve oda - nın mikroplardan azade kalması | için bütün fenni tedbirler tatbik e - dilmiştir. Anne ve yavrunun sıhhat- leri iyidir, Bir Genç Çocuk Kayboldu Fener-Galatasaray maçına gitmişti, bir daha geri dönmedi Beşiktaşta Orta bahçede Tonoz — s0- kağında 92 numara- h evde oturan Ziya oğlu Reşit pazar gü - nü Kadıköyünde Fe- — ner - — Galatasaray İna kanidirler. İsırı, İranı, Şimali Hindistanı fethet - Büyük İskenderin Hazinesi Aranıyor! * K ox Kleopatranın bu hazineyi soymuş olması ı ihtimaline rağmen alâkadarlar taharriyattan vazgeçmiyorlar. Orada bulunacak vesika- lar da tarih için büyük bir ! azanç addediliyor İki değerli tarihçi, Mısırın İskende - riye şehrinde — hafriyat yaparak bü- yük İskenderin mücevberlerini, al-| tınlarını, fildişlerini, eski devrin bü -| tün tarihini ihtiva eden yazma vesi -| kalarını meydana çıkarmağa karar vermişlerdir. Bu işe teşebbüs: edenler, Mısırda Yunan - Roma müzesi müdürü pro - fesör Breçias ile Firavun Tutankamo « nun mezarını keşfeden Hovard Kar - terdir. Bu iki ilim adamı da, İskendere ait en değerli vesikaların hâlâ İskenderi-| yede yer altında gömülü bulunduğu - Büyük İskender genç yaşında M- miş, İskenderiye şehrini kurmuştu . İskenderin sağa, sola saldırıp her ta- Kleopatra rafı istilâya kalkışmasının en belli min olunuyor. Fakat ele geçirilmesi başlı hedeflerinden biri, girdiği her ye-|en çok umulan şey, İskenderin İran rin servetini ele geçirmek, ve bunları #araylarında bulduğu — vesikalardır. taşıyıp götürmekti. Rivayete göre İs-| Âlimlerin anlatışına göre Kleopatra, kender, henüz otuz iki yaşlarında ol .'wdiinyımn gözlerini kamaştıran mü - duğu halde Bahtınasarın — sarayında tevherlerini İskenderin kabrinden a - bir gece bir içki âlemini mütecakip öl-(Hırmıştı. Her ne olursa olsun meza - müştü. ri bulmak gene çok — ehemmiyetlidir. Bu rivayeti göz önünde bulundu -| Fakat dediğimiz gibi bu mezarın nere- ranlar tahkikata girişmişler, gösteri - 'de bulunduğuna dair hiç bir kayda len yerde hafriyat yapmışlarsa da, bu rast gelinmemiştir hafriyat netice vermemiş ve bu yüz - Yalnız bazı selâhiyetli zatlar, den rivayet suya düşmüştü. İzarın İskenderiyede bulunan Danyal Bazı Romalı tarihçilere — göre İs -|Peygamber camiinin altında olduğu - kender, öldükten sonra adını taşıyan |na kani bulunuyorlar. Bu kanaat kuv- İskenderiyeye getirilmiş ve orada gn-lvel bulursa, cami yıkılarak me- zemini mülmüştür. baştan başa kazılacak, İskenderin la- Bunlardan biri İskenderin öldük -|butu aranacak, ondan sonra yeniden İten sonra sandal ağacından yapılma | yapılacaktır. Fakat bu kanaat henüz bir tabuta konduğunu, tabutun hep|kuvvet — bulmadığı — için bu kadar | |mücevherlerle işlendiğini ve bir ara -|büyük bir taahhüt altına girişilemiyor. baya konarak İskenderiyeye götürül -| — Bugünkü İskenderiye şehrinin bir düğünü anlatır. de alt kısmı vardır. Ve bir sürü kata - Bunu yazan müverrih, cenaze urn-lknmlnrla doludur. Hiristiyanlığın ilk basını 64 beyaz katırın çektiğini de ilâ- | sıralarında, İskenderiyeye — iltica eden ve ediyor ve cenaze merasiminin ölüm- Hiristiyanlar, bu katakumlara — iltica den on yıl sonra yapıldığını izah edi- eder, orada yaşar ve ölülerini de orada yor. gömerlerdi. Cenaze merasiminin on yıl gecik - — Bazı ilim adamları Danyal camiinin tirilmesine sebep 18 adım boyunda ve | sahasında hafriyat başlamadan evvel 12 adım eninde olan tabutun ancak bütün bu katakumları taramak İâzım bu kadar zamanda yapılmasıdır. geldiğine inanıyorlar. nına ancak 125 ku - netice- Cenazeyi götüren katarın, eşsiz bir/ — Ciddi araştırmalar umulan ruş para almıştır. — Kaybolan Reşit |servet de taşıdığı tahmin olunmakta -|yi verirse, eski tarihi yeniden aydın- Reşit pazar gününden beri eve|dır. İskenderin Mısırdan, — İrandan, |latan çok mühim vesikalardan - başka gelmediği için ailesi polise müra -| Hindistan ele geçirdiği bütün serve -|cski dünyanın serveti de meydana çı- caat etmiştir. Reşit eskidenberi akıl hastalığına müptelâ olduğu için gaybubeti endişe — uyandırmıştır. Ailesi uzak ve yakın akrabaları nezdinde Reşidi aramaktadırlar. Belediye Ampulleri müesseselerinde — fazla ği nazarı dikkati cel- betmiş, belediye bir fabrikaya üzerin- de (belediye) damgası bulunan beş! bim İenhk asğul sikülameyı karar ' | laştırmıştır. Bu suretle hem ampuller ucuza malolacak, hem de ampullerin iyaının önüne geçilecektir. sinden doğmuş bir varlıktır. Çiftçinin der- dini kendine mal edecek ve onun sızıltıla- | tınt kalbinde duyarak, onun iradesini ye- rine getirecek kuvvet odur. Ve ordu derhal bu varifeyi üzerine a- larak bir taraftan siyasilerle mücadeleye girişti. öbür taraftan Japon milletini — tat- min edecek, onun içini iftiharla kabartacek fütuhat siyasetini takip etti. Yirmi seneden beri Japonyada kubulan siyasi cinayetler serisinin içyüzü bu zihniyet ve bu vaziyettir. Buna son verecek bir tek çare vardır. O da Japoan çiftçisini refaha kavuşturmak ut. vu- Bu iş kolay olmadığı için, Japonyada karışıklıklar ve — dahili mücadele sürecektir. uzun bir zaman Ümer Rıza tin bu tabut içinde bulunduğu tah -|kacaktır. Hayatta Gördüklerimiz Mahkeme koridorlarında Çingene kızı duymuştu — Nafile, ayazda kalırsın. Çek ara- Koridorda şirin, güzel bir çingene kı- za Üç, dört külhanbeyi etrafını almış konuşuyorlar: banı, — Kız niye geldin?. O tekiarladı: — Sana ne be? — Kız ne dersen yaparım. — Haydi haydi naz etme anlat. Çingene kızının ince bir zekâsı var. Güzel çingene kızının gözlerinin içi — dı: güldü. Sonra ümitsiz başını salladı: — Meyhaneciye sorsam kim — bilir — Senin gibisine ne diye derdimi an- »e kadar takmışdıram?. dedi. latayım ? — Aldırma anam, senin için ben — Beni beğenmiyor musun be?. bütün dünyaya takarım. — Neni beğeneyim. Cebini —arasam Kız ciddi sordu: metelik yoktur. — Sen ne iş görürsün?. — Sen istersen bulurum yavrum. Ai ae — İşine git züppe. Seni ne yapan — aa Duk fıçılarının dibinde yım). ÇS -. — gece bekçiliği eder. __ü'î'“""'_""“'“""““'"" — Yok be yok, inanma e onn *7 Kız beni istersen, sana ipek fistan — V* i9 olsa yaparım. B Kız yine güldü: Çingene kızı büyük san — gözlerini -l;—hnm—u—m-w açtı. Külhanbeyini yukanıdan — aşağıya kadar süzdü, sonra, bembeyaz dişlerini gösteren bir gülüşle; — Kamını doyur, dedi. Ötekiler gülüşmeğe başladılar. kadaşı söylendi: — Karı âmma da bilgili. Arkadaşının kolunu dürttü: — Sus be, yaman şey. Şunu bir uv- lasam. — Sana altın bilezikler de aşırırım. — Ben istemem hırsız herifi. O esnada mübaşir geldi. Kızın ke- Ar- İundan tuttu: — Sıran geldi yürü. Kız, külhanbeylerine döndü: — Aşırmaları ben de yaparım — ya- vüklumla da oturüurum, seni ne — vapa- yım?. dedi ve mahkeme salonuna girdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: