18 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

18 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA INCI Maşa Cemilin ağzını elile kapadı: “ Susunuz dedi, derhal tövbe ediniz.. bu a) KISIM — A.R. mukaddes Allah adamı, kendisine îftitl edenleri yıldırrm gibi çarpar , Maşa, kıpkırmızı kesilmişti. Gözleri- mi birdenbire önüne eğmişti. Uzun ve kıvırcık kirpikleri, birbirine düğümlen- mişti. Nar gibi kırmızı ve etli olan kü- çücük alt dudağı, dişleri altında ezil - mişti. Cemil, Maşanın derin bir vicdan a- cısı duyduğuny, hissetmişti. Ve artik. onu, istediği yolun başıma getirdiği i- çin sevinmişti ...İşte şimdi, artık ona son darbeyi indirecek zaman gelmiş - sıl?.. Diye mırıldanmıştı. 'mıştı. Odatan içeri girerken, Maşanın €linde, göğsü bizasma kadar 'kaldırdığı küçük 'bir şeker kutusu kıt'asında yal- dızlı mükavvadan bir mahifaza vardı. *« Sou Posta * nim Tarihi Tefrikes :1 SÜMERYILDIZI UÜT Yazan : Celâl nglı Krahn kızını kurtarmak için bir başka genç kız kurban edilecekti Koridorda, Maşanın kapısı gıcırda -| 'Sihifbazlar, mabuda günahsız bir genç kız kam hediye edilecek olursa hastanın dyileşeceğini söylemişler, bir demirci çırağı olan Tanerin kızı, şehrin en günahsız ikızı olarak seçilmişti. Taner biricik kızının ölmesine nasıl razı olabilirdi ? "Sumraerlilerin en parlak devrindeyiz. — Mübuta temiz bir kan hediye e- Maşa; Cemilin yanına gölerek 'bu Büyük .göçten sonra Dicle - Firat kis| deceği mahfazayı masanın üstüne koymuş; we açmıştı. Fakat açarken, sanki-o»ku- tuya dokunmaktan korkuyormuş gibi, &. Fazlaca içtiği şarabın tesirile kuv -|parmaklarında ince bir'itina we ihtizaz wet ve mukavemeti sarsilan — Maşanın cekti. önündeki yarım bardağı da Litirdikten sonra, gayet sâkin bir ta - vırla sözüne devam etmişti: — Maşal.. Asıl ben senden bazı şeyler öğrenmek. isterim.,. Rasputin isminde bir adamdan 'sık sık buhsedil - diğini işitiyorum. Bu adam hakkında bana biraz malümat verebilir misiş2./) Cemil; vardı. 'Fekrar bir lasa haç işareti yap- imdi istenilen mecraya sevke-İ|tiktan -«onra, mühfazadan kenarlarına baştanbaşa baç işlenmiş ipekli bir örtü içinde bir resim çikarmıştı. Bu Tesmin bir ucunu, o ipekli örtü Cemile uzatmıştı. — Rica ederim. Siz de, böylece tu- tünuz. Resme, elinizi dokundurmayı- nız. Diye yalvarmıştı. Cemil dudaklarında hafif bir tebes- Mara, bütün vücudüne bir elektrik | sümle, ipekli kumaştan tutmuş; Tesmi teli dokunmuş gibi titremisti. Ve der-|gline aAlmıştı. Ve gözleri, Rasputinin hal, masaya dayah olan dirseklerinin üzerinde doğrularak sağ eliyle kısa bir haç işareti yapmış; dindârâne bir hür- metle cevab vermişti: — O, mu?.. Siz onu, bilmiyor mu - sunuz?.. O, Cenabıhakkını son velisi.. bütün azizlerin en mükaddesi.. mille- tin, hükümetin ve bepimizin yegâne hâmisidir. Büyük adam.. Allahın, bü- yük adamı)... İsterseniz, size onunlbi, insanın kalbine zorla giren bir haf y resmini gösterebilirim... —A.. bunu, çok rica edesim. Maşa, derhal yerinden fırlamıştı. kat; şarabın tesirile başı döndüğ çin hafifce sendelemiş; ve kapıya <a -| yanmıştı. Sonra, oradan aldığı hızla, koridorda yürümeye baslamıştı. Cemil, acıyan bir nazarla, 'Maşının atkasından bakmış: — Ne metin bi a- i. tiyad... Bu, sarsil- madikca.. bu, yıkılmadıkca, Emmalar, Moranoflar; daha bunlar gibi çalışan- lar; bilmem ki, nasıl muwaffak olabi -<| lecekler... Moranofa şimdi hak veriyo-| rum. Hler şeydenevvel; buritikadı sars:| mak, bu adama karşı beslenen bâril - Fakat, na - manı hırpalamak lâzım. #öReenanlaRaneenane eran S secasanmen. Bir Doktorun Günlük 'Tuma Notlarından — (* #atık Ağır yük kaldumdak, çok yorulüp öleye beriye koşmak, — şidâetli mübareselerde bulunmaktan İleri gelirse de bazl delk zahiri hiç böyle Htr zebep yokken de zu- hur ediyor. Wıtık görülür gürülmez der- hal #oktora mücacaat etmelidir. Fıtık hastalığının çaresi ameliyettir. Dikkatli yapılmıyan veyabui umcliyottan aonra KâN müddet istirahat elmiyenlerde ame- Yiyattarı sonra tekrar zuhur ediyor. Ba- mları İrik ameliyatandan sonra ademi ik- tidar meydana gelereğini zavnederek H- meliyattan kaçmaktadırlar, Fitik ameli- yatın: erkeklik ve ademi iltidazla alâka- S1 yoktur. Yalnız dediğim gibi iyi bir o- Peratör eline düşerse hiç hir âzıta bırak- madan eskistinden daha iyi ve daha sag- Tam ve esuzli bir surette şifayap olan has- dıklardandır. Kasızbağı kullanmak pek çok dafa li- dik için Iyi bir. netlce vermiyoz. Gergi Birgöklarında hastalık bu sayede iletle- | miyor. Fokat böyle yillarca ihmaa! edilen fitik günün birinde Titimuhtenik.denilen Vvariyete girerse Hirdenbire hayatı tehili- keye sokar, Futkımuhtenik dişariya Çi ei Kip ta içeriye girmiyen fıtığa derler; Döra ihal ve medburi amadliyatı istiizam eder bir haldir. X) Bu matları kesip ya - hut bir #ibüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sılıntı zamanımızda bu nollar bir doktor gibi imdadınıza” yetişebilir. a 5 derinden'bakan; ağır, müessir ve halâ. vetli nazarlarile karşılaşmıştı. 'Bu re»« simde Rasputin elini kaldırmış; par - maklarını, - sanki bakanları - takdis ediyormuş gibi yapmıştı. Cemil, zesme bakarak söylenmiye başlamıştı: — İyi.. ggüzel.. çok güzel.. hakika- ten emsalsiz bir çehre... Bir burgu gi- var. Az görülen, belkide ender görü- Ten bir insan siması... Fakat, "Maşa.. niçin 'bu resme el dokundurulmaz. — E, mukaddes bir tasvir... "Eğer hürmetsizlik gösterilirse, insanın par» maklarının derhal kurumak - ihtimali var. — Buna, emin misin?.. — Bize, büyle tenbih ediyotlar. — Kimler?. — Buresimleri satan papazlar. — Ve.. siz.de buna inanıyorsunuz, kokamlü; — Metburuz. — Maşa!.. Darilmazsan, Tikrimi a- öyliyeyim mi?. — Şunun için ki..'Bir'kısım “balk, hem de münevver helk tarafından; şıan"!ınş. sefih, ve iğrenç telâkki edilen bir adama kudağyet izafe ederek; ha- kikaten Sziz olan insanlarla adeth eğ- leniyorlar. Maşa, birdenbire sarsıldı. İretlesine ile tütarâk b yılarına yerleşen Sumer Türkleri bu havalide ziraati, #anayi,; mimarisi büyük bir medeniyet kurarak, yavaş :;.q garbe doğru inmeğe başlamış - Sirtelladan s#onra ikrallık Ur şehrini merkez olarak seçmiş ve buraya yer - mişli. Kral Gudea bir aydanberi sarayın- dan dışarıya çıkmıyordu. Şehir halkı her hafta Firat boyuna inen krallarını Gudea'nın saraydan dışarıya çık - mamasının sebebi o gün anlaşılmıştı. Kralın biricik kızı ölüm döşeğinde yatıyordu. O gün bütün Asular, #ihirbazlar (rühiplet) Ur:mübedine toplanmışlar. di .Cuden. hasta kızının iyileşmesi için, mâbede Azulerderi yardım v- muyordu. — Kızım iyileşip kalkarsa, mâbedin eşiğinde kunbanlar keseceğim. Ur şeh- rindeki fakirleri doyuracağım. 'Aç ve plakları zengin yapacağım.. diyordu. Sihirbazlardan biri, mâbut Enhil'e günahsız bir , genç kız-kanı hediye edi- lecek solursa, kralın kızınin iyileşece « ğini söylemişti. Ur'da bir demirci.çırağı olan Tane- Tin kızı Ü şehrinin en masum ve en günahsız bir kazı olarak tanınımıştı. Sumer kralı Taner'i saraya çağırttı: — Kızmın ölümden kuttulması için kızının kanını mâbet kapısında a- kıtmağa Tazı masın? Diyesordu. Taner ibiricik kızının gözü önünde ve kendi isteğile ölmesine nasıl razı olurdu?. Krala: — Hayır, dedi, #izin kuzmızın kur- tülması için, ben kızımın kanını akı - tamam! Kızınız mâbudun gazabina juğramışsa, varsın cezasını çeksin. Be nim kızımdan ne istiyorsunuz? Gudea doğruluğu, adaleti, haksevem liğile tanınmış bir hükümdardı. De - ireinin #özlerine karşı diyecek — söz bulamadı. — Hakkın var, Taner! Sen de be « nim gibi bir babasın! Elbette kızının ölümünü istemezsin! Fakat, şunu iyi İhâkim olamıyarâk, elile Cemilin du - biliki, benim kızım ölürse benim 80 - daklarını kapadı: yumdan benden sonra tahtıma otura- —AAN, susunuz. Çök büyük günâha | sâk ikimse kalmıyacak. O zaman ttah. giriyorsunuz. O sözler, dia düşmanla- |tım yabancıların «eline düşecek.. Ur yıldırım gibi çarpar. Diye bağırdı. baktı. Elindeki rresmi, usullacık, © yal- dızlı mukavva (kutunun süstüne 'bırak- Diye mırildandı. Ve, 'Maşa oturduk- tan-sonre, Sözüne devama'bağladı: — | — Maşa!.. Bu 'hahsi, burada durduş ralım. Şimdi sana, bir sual soracağım. Cemil, acıyarâk Maşanın yüzüne Kökakd rının hayasızca iftirası.,. Ricasederim, m yâbancilar girerec,vsen ğl” 3 derhal tövbe ediniz... Bu mukaddes |Min ikızın «da »sağ kâlmazlar. IDüşman- | yuvalar Allah adamı, kendisine iftira sedenileri |lazamız çök ikuvvetlidir.. 'hepinizi kı. hıçtan geçirirler.. kızını kurban vermek. le bütün bir yurdu ve yurtdaşlarını eline düşmekten kurtarmış o- . Taner şşefatüi Yir Hübeyili.. Hakat Oyyurdrsevgisini her sevginin üstünde “|tutan temiz yürekli bir adamdı. Kralın dikkatle Hinledikten — sonra, —Guh_.-nıde.ü.—a'dü-'bi“ eli n aöaleri dobuslar rak krdlin ayağına kapanmıştı. Taner, oanda ana toprakları düş « b “bi, vücudünde bir — Yurdumun kurtulması için, kı: "Tabit; bana, açik 'bir kâlble cevap ve-! zımı senden esirgeyecek değilim.. recekün, Beğit miit. — Tabit. — Farzet 'ki, bitinin 'Bir düşmam var. p : $ 'Diye cevap verdi. Ve Tanetin günasız kızını dethal yas kalayıp mübede götürdüler. Aetilar bu Üilegini yaptırdıktan son- rTa halkr mâbedle topliyarak- Demişler ve demircinin henüz on ne değil, on tene de 'temiz kanh ke bulabilirler. Fakat, bu sefer — kurböf | wermek sıras: bana düştü. 'Tanzer gözlerini açtı: diğini görmemek için, o gün atına bi-| — Taner içini çokti: nerek dağa çıkmıştı. — !Gudea beni çağırdı.. Ur'da biti' Müâbedin içinde müthiş bir kaynaşma |cik kızımdan başka temiz kanlı bir KIf wardı. Herkesin ağzında şu sözler do- yokmuş gibi, yakama yapıştı.. (mâbi' bir kurban istiyor. Bu kurban, — Dımıı:ı Taner'in kızımın - kanı|kızın olacak! Bunu benden ve yurdü” akıtilacak.. Kalabalık sarusında bu habere inan- imıyanlar da vardı. dan esizgemc!) dedi. — Sen necevap verdin Taner?. — Kızımı elimle götürüp mâ — Tanet'in kızı, kralın yeğeni Tan- | bıraktım.. zer'in sevgilisidir. Tanzer buna nasıl rTazı olmuş acaba?.. Bu «oruya: — Kral emretmiş.. mâbut Enhil te- Tanzer şaşkın şaşkın etrafına bâ * kındı., atını demircinin atına yaklaştif Asulari? iVdı: — Tunçayı kendi elinle miz kanlı bir kurban istiyormuş. De-'eline mi teslim ettin?. mircinin kızı kesilecek, 'Tanzer buna| — Demirci önüne bakarak başını sali” | karşı gelemez.. Cevabı veriliyordu. Herkes telâş ve| — Tanzer: heyecan içinte titreşiyordu. Kral Gu- dea mâbede gelir gelmez, rahiplerden biri genç kızm kanını kapı eşiğinin üs- tüne akıtacaktı. ... Tanzer dağdan inerken.. 'Taner dağda dölaşıiken Tanzerle karşilaştı. Taner çök kederliydi.. yası yüzünden ve ıztırabı bakışlarından bel- hiydi. 'Tanzer, demircinin yüzüne dikkatle baktı: — Atını dağlarda sürüp nereye diyorsun? Buyün herkes Ur mübedine koşuyor.. krâlın kızının iyileşmesi için Tanrıya yâlvaracaklar. Sen göğe «l açmak istemediğin için mi kaçtın bu- Taya? de herkes gibi neden koşmadın mâbe- de?.. Tanzer atının dirginlerini çekti: — Bu sabah ceylân avına çıkmıştım. Mâbede gitmeyi de unutmadım.. İşte şimdi atımı sürüp yetişeceğim oraya. Taner, elini'boğazına götürdü.. yüt- kundu.. bir şeyler söylemek ister gibi|açan Sumerlilerle dolm.uştu. tüğnalı bir tavırla atının üstünde sal -İdemircinin kızını mâbedin kapısı “, Tandı.. sonra'birden yüksek #esle sor- İnünde yere yatırmışlar.. başını du: « — Vurduğun ceylânlar nerede? — Vuramadım, Taner! Hepsi kaçtı.. ve kümeler dağıldı.. çalıhklara saklan- dılar. — Haydi beraber gidelim caylân irına.. — Vaktim yok. Mabede gideceğim dedim ya sanal Amcamın kızımnın iyi- leşmesi için Tanmya yalvaracağım ben e. 4 -— O artık iyi olacak.. ölüm döşe - ğinden kalkacak, Tanzerl —Nereden biliyorsun? — 'Mâbut Enhil ( gazep ve şiddet mâbudu) kendisine masüm bir genç kız kurban verilirse onu affedecekmiş. —— 'Sahi "mi #öylüyorsan? — Yalan değil. Asular mâbut te am canın gelmesini 'bekliyorlar. — “Amcam gelince ne olacak? — Asüların bulduğu genç ikız müâ- bet kapısı önünde kesilecek ve tamiz “anı ıntübuda hediye edilecek. Tanzer'hayretini gizleyemedi: — Böyle temiz kanlı'bir kızı neçasİkızım öldü.. bem de kralın aN — İlümden kurtulmadı. buk ibulmuşlar?.. ada |İölümden kurtulucak mı acaba? dı..Ağzından başka bir söz çıkmadı. — Kaızının boynu vurulacağını H' diğin hnlde buralarda ne dulaşıyossut! — Yavrucuğumun başı kesilirkef (baba) diye bağırmasından korktuft Bu sesi duymamak için kendimi ların koynuna attım, Tenzer! sen H" lirsin ki, ben kızımı çok severim.. daha Tancının bena böyle bir kız V” Teceğini ummuyorum. Tanzer bu işin şaka olmadığımı #7 lamıştı. Gözleri dolu bu yaslı yüzüne bir dâha baktı.. bütün bu 4Ö7 v lerin Gdoğru 've — yalansız olduğut! inendı.. ayaklarının ucumu atının nina dokundurdu : — Ben gidiyorum, Taner! ; — Nereye?.. — 'Ür mübetline... (Tunçay)ı btf Görülüyordu ki delikanlının bir şey- itarmağa... Teanzer atını sürdü.. ağaçların eli sından yola indi.. ve yildirim gibi BZ şarak, dağdan şehre doğru ileriemii” bafladı. q Ür şehrinin bu yırtıcı kartalı, betli” di ki, Tunçayı #eviyordu. ” Ur mübedinin içi ve dışı göklert | Asal kapıs eşiğine koyarak üstünü kırmızı bixy,f* parçasile örtmüşlerdi. !ç Birdenbire iri boylu iki asker & — açarak 'kralın geldiğini haber vd:ı, | Aksaçlı kadınlar, ihtiyar erkekler Y sola sıralandılar.. gençler mâ . pısı önünde diz gökerek Cudcay! # Tâmlayorlardı. Sumer krali'esirlerin omuzunda K gıdıkları bir taht üzerinde gşlîyofa" Gudea tahttan iner inmez # yanına sokuldu. Kral sağ ıyıi"“.'ç betten içeriye atarken, Tunça”w kesilecek ve kanı Gudeanın yere akıtilacaktı. y Kalabalık arasında iki ihtiyar K Asuların biraz gerisinde yer sim!fe ! vaş yavaş konuşuyordu: yr — Tunçayın ölümüle kralın — Şüphe yok: Mademki mibut kil böyle istemiş.. elbette kurt! “(V' — Vaktile benim kızımı 'da açt istemişti amma:. Gudeanın verdiğim 'be Lurban boşa gİN ğ .

Bu sayıdan diğer sayfalar: