26 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

26 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 “4(; bomba kullanmağa filan Talüt Paşa Sadrâözam iken İ İ her katta «Masis» sigorta işaret eden Kit -| Yabancı adam doerhal paltosunun ya- Rwhm olduğuna işa & kasını kaldındı, cebinden çıkardığı bir beyaz mendili yarr aşık bir şekilde elin- de tutarak beklemeğe başladı. Yolcular, Alman payitahtine zindan gibi karanlık bir halde görmekten mütevellit bir ha- yal inkisarınım tesiri altında hiç ses çı- karmadan trenden inip dağılmağa baş - Tadilar. Bu aralık genç bir yolcu siyah gözlüklü adama yaklaşarak: — *«Masis» kelimesini fısıldadı. Siyah. gözlüklü adam dh: İm Tevha göze çarpryorda ? Ermeni ihtilâl komitesi be sigor- #tketinin tuttuğu dairede taplarnr Haekikatte büyle bir şirket p | ğ;i i özyle F x f O du ismiydi. Etmeniler, Malâmı - olduğu tahayyül ettikleri Li ğ £ ’Iğ;-'P Rkaomitesinin refsile Yayliryan, 1 geçem muhavere esmsindi 0- Yakaızdılar. Çünku komatle kararır erdikten sonra dağıllmışta. Şimdi Br- fedaisi katle ait teferrilada doğru - doğruya komite reisile müzekere e- Üntiversiteler atletizm Şampiyonası Fransız atletizm teşkilâtinın teşebbü- sile tertib edilen beymelmilel ünivers'üe- ler şampiyonası olümpiyat stadı olan Cb- lombes,te, İngiliz, Amerikalı, Alman, İ- # # Bf riki, her ihtimale karşı kendi - para verilmesi ve garız gilbi hu- ibaretti. Bu işler bilüükten son- | * yliryan hemen Cenevreslen Berli- et edecekti, 1üg * Bti Sesi Kümanuevvelinim sığuk bir inde Berlinin Anhalt şimendifer is- Numi_nd.ı paltasuna Bürülü bir adam Üzerinde bir aşağı, bir yukarr do- t& İstasyen yarr karamtilik denile- %î—— aydımlatılmıştı. — Alımanyanın & ' devri henüz mhayetlenmediğin - bir kaç gündenberi elektrik ve he - P Xa Tan & dünya vekoru 103 saniye idi. Conson bu mesafeyi 10.2 de koşmuştur. Maamafih müsabaka günü hava çok rüz- gârlt olduğundan bu derecemin kabulü ihtimali azdır. İngiliz atleti Finley de 110 metre ma- nisda yeni İngiltere ve Avrupa rekoru yapmıştır. 400 metre — Bencher (Azaeriks) ©1T 800 metre — Robinsan (Amerika) 1.514 b ELE İrfan Londradan getdi Üç senedenber? Kembriç Üniversite- sinde tahsilde buluman kıymetli sporcu- muz Galatasaray atletlerinden İrfan Şi- İrfan. Balkan müsabakalarını — iştirak edeceği için derhal kampa girecek ve ça- Tışmalarına başlıyacaktır. Şehre verilen su miktarı arttırılacak Şehre günde 40 bin metre mikâbı şe- tlinliler erkenden evlerine çeki- ve geceleri sokağa gikamıyor - [ğ’flfl% T A bir beyaz mesdil tata - | mektedir. Günlük su sarfiyalı fazlalaş- vaziyette istasyantla bekler- | makta olduğundan şehir suyunun gün- yolculardan birisi ya-İyük mikdarını çoğaltmak lüzumu hisse. dilmiş ve günde şehre 60 bin metre mi- kâbı su verilmesi kararlaşmıştır. MA # 1 $ Gümrük memurlarıma bu yıl da se- SÜr'at katarr Anlalt — istasyo- nelik ikramiyelerinin verilmesi karar-. Şun girdi. Koskocuman Toko-| laştımlmışlır. İkramiye alacak memur- | |İki genç Ermeni Berlin istasy"onunda komite talimat dahilinde tanıştılar ve derhal çalışmıya koyuldular — «Ötamobil hazır duruyor> cevabını | i |ti. Derken, orucun 12 nci günü, parg ve - SON POSTA Yazan : Arif Cemil den aldıkları [ııılı selâmlaştılar. Yolcanım çantasını bir ha- mala verdikten sonra otamobilerin dar- duğu tarala doğru yörüdüler. Bekliyen adamım tren gelmeden evvel peylediği || etontobile binerek istasyondan uzaklaş- |* ülar Otamobil Eeipzig meydanırnı geçtikten || sonra Tüergarten sokağına saptı, Lützow imeydanından, — Nettolbek — sokağından, Tâüuentzien sokağından geçerek nihayet Anagsburg sokağına girdi ve (15) nu »| maralı evin biraz ilerisinde durdu. So - || kaklar çok karanlık olduğu için şoför e- İ| vin mumarasmı. bulamadı. öl olduğunu İtahaesizi ettiği bir ev mumazasının. özün - 'de durmak mecburiyetinde kaldı. Otomobilim içindeki yolcular © daki -| kaya kadar birbirlerile hiç konuşmamış - lardı. Otomobil durduğu zaman İsviçre- den gelen arkadaşını bekliyen kurşunit | kasketli adam yanındakine ermenice: dİşle geldikf> sizi pansiyon sahibe-|| sine kim diye takdim edeyim?> diye sor- du. Diğeri: — «Tahsil için gelen Ernmeni talebeden.| İkisi de birbirlerine: ellerini uzatarak | son günleri | Almanyaya girerken Dünya cenneti - Fransuva Jozefin zevk ehli olduğu | raml maglana yekar? vi illettekiş kramia köklake Cebinde parası olan adam aç kalır mı? Yazan: Vasfi Rıza Zobu -N- i jsonra yola çıklık.. Almanyadan «Gratz> da bir gece misafir kaldıktan |na, Budapeşte: Dönüş yolumuzun üstüce iki manzara İşte bundan sonra |düşüyordu.. «Çek> lerimizi de bu büyük Salamon Tayliryan dersinizl» cevabını dünya cenneti başladı.. Saatlerce, kilo- igehirlerin bankalırından pataya tahvil jmetrelerce, günlerce ormanların — için- | edecektik. Onun için bu şehirlere gelin- — «Siz Krikor Kalusdiyansınız, do - |,dea, göllerin kenarından, dağların tepe- | ciye kadar elimizdeki efektiflerle idare verdi ve: ğil mi?> diye sordu. iziyasından istifade ederek şoförün para- sırı verdi. (Arkası var) Bir insan nekadar saçit, ateş yanaklı, şeffaf' tenli İlerinden geçtik. Mümtazam asfalt yol- |etmek mecburiyeti vardı... Binaenaleyh, jludı. kayar gibi giderken; akan, çağla- | Almanyada bulunduğumuz müddet! zar- yan sıdar Bizi, sarkoşlar gibi bir sağa,|fında para bozdurarak yolculuk edecek« bir sola yalpa ederek takib ediyordu... |tik.. O gün dumartesiydi. Vakit öğleyi 'Kîıy misafirhaneleti, dağ otelleri öyle gü- | geç$. Her taraf kapalı., Her taraf urnu- zel, öyle zevkliş sahibleri öyle cana ya-|rumda değil, bankalar, sarraflar da ka- kın kiz İnsamın başka yere gütmiyeceği | palı. Açlık bastırdıkça bastırdı. Herkes İhep burulurda kalacağı geliyor... Altm|'densişti ki: «Almanya kanuna Tiayet e- kaplam|iden bir memlekettir. Binaenaleyh orada Aç ve susuz kalabilir?|ebi genç kızları a köylerin misatirhane-İkanun harici bir şey yapılamaz.. Para iş- (Baş tarafı 6 ncı sahifede) ©o bizzat kendisinin yaptığı hbir nevi at to- zu alarak kuvvetinin azalmamasını te - min etmişti Bundan 7 sene evvel de, Wolly isminde bir İngiliz peofesyonel aç durucuların - dan Biri, 30 gün sürecek bir oruç, tutma işine girişti. Güzel bir cam odaya yerleş- rerek içeri giren seyircilerden bır kız, gelip kafesin karşısına geçti ve bakmıya başladı. Kızcağız, elinde tutfuğu bir çi - kolâtayı zevkle mırıyor ve Wolly'yi sey- rediyordu. Bu vaziyete dayastamıyın Voliy camı, çerçeveyi indirip yerinden fırladığı gibi, banu biraz yiyecek, öldüm, bittim, diye feryuda başladı. 1926 da Her Colli isminde bir Alman bir cam dolap içinde yalnız su ve sigara ile tam 47 gün oruç tulfu. İşini bitirip te dolaptan çıkar çıkmaz polisin eline düş- tü. Zira sigara şeklinde çikolâta ve et parçaları yediğini meydana — çıkaran polis, halkı aldatan böyle bir düzenbazı cezasız bırakmak istememişti. 150 parça emlâk hakkında tahkikat yapılıyor Galatada Nur hanında yazıhanesi bu- lunan emlâk komisyoncularından An- don Nişanyanın para kaçakcılığı yaptı- iandan şüphe edilmiş, bir müddet ev. vel gümrük memurları tarafından ya- zihanesi basılarak araştırma yapılmış, para aid bir şey buluna- raamıştır. Fakat, bazı emlâke aid bazı dosyalar şüpheyi Ccalib görülmüş, bu emlâk hakkında milli emlâk müdürlü- ğüne bir ihbar yapılmıştır. Emlâk mü- dürlüğü bu dosyalar üzerinde tahkika- ta girişince, filhakika, 150 parça kadar olan emlâkin bir çoğunun hazineye in. tikali lâzım geldiği anlaşılmıştır.. Hazi- neye intikali lâzım gelen emlâkin tama- men — tesbiti için —tahkikat — de- vam etmektedir. Mili emlâk müdürlü- ğü aid olduğu hukuk mahkemesine de müracat ederek dava açmıştır. Diğer ta- raftan Anden Nişanyan da Şürayi Dev. mekter yorulam şöşman bir a-iların isimleri tesbit edilmektedir. İkra-| lete müracaat cderek bu emlâkin hazir D Sihyarak, poflıyarak gelip pero-|miyeler bir ve yarım maaş misbetinde| neşe intikali lâzım gelmediği iddinsm- Ttehasında durdu. verilecektir. da bulunmuştur. ranızı getirip Masanızın üslüne bir ko-| diyeceği geliyor.. * «Bad Isıl» dediler.. Su ve kaplıca şehri imiş. Dört hir tarafi ormaniL dağlarla çevrilmiş.. Akan suları, çağlayan şelâle- leri var.. «Fransuva Jozef> yazlık sara- yını buraya yaptırmış.. Toprağı bol ol- sun, zevk ehli imiş. Yazın sıcak günle- sinde döktüğü teri, buradaki sonsuz or- manların. serinliklerinde - kuruturmuş.. İEğer umumi harb programını şaşırtma- saydı, herhalde bu suyu bol, ormanı eş- siz, havası temiz yerdeki sarayının. yal- dızlı tavanı altında. Ezralle müölüki 0- lurdu.. * Eli dört kilomefre sonra «Salzbarg», altı kilometre sonra da Altan hududu- nu bulduk... Ateş gibi yanık, demir gibi sağlam, motör gibi mantazamı bir mille- tin hududlarına yaklaştığım zaman cid- den heyecanlıydım. Öyle bir. miülletin toprağına giriyordum ki tıpkı Türkiye gibi kandi azmi, kendi kudreti ve kendi cesaretile hürriyetini, istiklâlini kazan- maş, sonra da kısa bir zamanda, eski itin- paratorluk devrindeki benliğini bulmuş- tu... Umumf harpten sonra bu toprak- lara ilk girdiğim zaman onlar itilâf dev- letlerinin esiri idiler.. Bugün onların te- pesinden bakan yorulmaz bir milletin tapraklarma girerker nasıl heyecan duy. mazdım.. Hudud nöbetçisi <hazır ol> va- ziyetinde bizi karşıladı. Ona mukabele ederken, bir kahramanın bronz heykeli önünde eselâm> vaziyetinde gibiydim.. * Her medeni milletin hudud muamelâtı gibi burada da yalnız pasaport vizesi ve para kaydı ile geçtik. Ne «paralarını göster» diyen oldu. Ne de <eşyalarımzı görelim!» diye musallat olar.. «Buyu- yun!» dediler, göz alabildiğine iterledik, amma büyük bir aksilik te peşimize ta> kıldı. Anlatayıme Biz, geçtiğimiz yollardan tekrar dön- miyelim diyer seyahatimizi. arta Avru- panın cenub yollarına düşürdük.. Dönüş- te şimalden gelecektik.. Onun Jdçinm hü- kümet merkezleri, meselâ Berlin, Viya> lerinde, o dağların otellerinde — görmek|ilcrine de pek ehemmiyet verirler.. Sakın kabiü... Tabakla büfteğinizi, duble ile bi-|(kaçak para bulmağa, yahat gayri resmi bosdurmağa kalkmayın. Soluğu yuşu vart... İnsanın: <Kangisin alaım?» |doğra mahkemede alırsmız.» Bu kadar- icik bir ihtar bemi aç Bızakmağa kâfi ge- lirdi. Ben korkak, «Abidin Daver» Ben- den korkak.. Nihayet Bayeshaym şehri- ne girdik.. Karnımız aç, elimizde İngi- lizler, bankedar imamna kadar kupal.. Lisanını çatara putara konuştuğumuz; hiç kimseyi tanımadığımız bu yabaner memlekette, kanun harici para bozdure mak için şuna bura teklif etmeğe kimin cesareti sıkart!. " Nihayet Daveric kol kala girdik., Eli- mize sterlingi aldık. Açık bir gazinoya daklık. Şef' garson kılıklı bir adama, pa- rayı burnuna sokarcasına yaklaştırarak: «Acaba bu parayı bazduracak bir yer bulamaz miyız?» der demez herif, ke. mik görmüş -bir köpek gibi elimizden sterlingi bir kapış kaptı, ikimiz de şaşır: dık.. İngilizi hemen cüzdana yerleştirip tıkır tıkır «mark» Tarı saydı. Amms «FPegistr» olarak otuz kuruştan alıp Ber- lin üzerine günderdiğimiz markları bizt elli iki kuruştan yutturdu... Karar verdim ki, değil yalmz başına Almanya, hattâ bütün dünyanın devlet- leri bir araya gelse, gene kanunsuzluğu, kaçakçılığa, hilekâzlığa mâni olamaz.. İş aşikârdır ki birbirimizi aldatmağa ça- hşmak, ahlâkı bozulmuş beşeriyetten dürüst hareket beklemek: Cansız koyun: dan süt sağmak kadar mamasız oluyos.. Vasfi R. Zobu Tıbbı Adli müdür Muavinini soymuşlar 'Tıbbı Adil müessesesi müdür muavi- ni Fahri Canın Yeşilköydeki evine bir kaç gün evvel hırsız girmiş, elbiseleri ile elbiselerinin cebinde bulunan 50 15 ra kadar parasına aşırmıştır. İşin feci ciheti kıymetli doktorun o gün içim şeh- re inebilecek başka paras: da kalmamış, doktor vazifesine gidebilmek için eşten desttan bir kaç kuruş borç altnak vazi. yetinde kalmıştır. Doktor: — Gene insaflı hursızmış, Eğer öbür elbiselerimi de çalsaydı, bu sefer kom- şulardan iğreti ceket, pamtalon da a ramak mecburiyelimde Kalacaktım. d mektedir. Zabıta hırsızı aramaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: