.. Opta F —— | T Namık— Keal zade Ali Ekrem vefat etti Ali Ekrem, Osmanlı edebiyatının son devrinde memleketin zevk ve fikir hareketine tesirleri do- kunmuş ve yeni nesillerin hazırlanması işinde , — kıymetli rol oynamış bir şairdi Ustadın son günlerin Al Ekremin şahsında Osmanlı edebi- yatının son emektarlarından birini daha kaybetmiş oluyoruz. Onun iki mühim sıfatı vardı: Şair olmak ve Namık Ke- malin oğlu bulunmak. Osmanli muhiti, Osmanlı edebiyatı ve Osmanlı vatanse- verliği için yüksek bir fikir ve his şahi- kası olan Namık Kemal, son Osmanlı ne- silleri ve hattâ ilk Türkçüler için o ka- dar sevilen bir şair ve edib idi ki onun oğlu olmak, başlı başına bir meziyet sa- yılırdı. Bundan dolayı Ali Ekrem, uzun zaman bu şöhreti ile yaşamış ve kendi- sinden bahsedildiği zaman, ekseriya hakkında «necli necip» “tâbirinin kulla- nıldığını görmüştür. Üstad, gerek kaleminin kuvveti ve ge- rek o zaman için hayli geniş ve makbul olan ilmi ile birlikte Namık Kemalin oğ- lu olduğundan dolayıdır ki babasını ezen Abdülhamid, onu himaye etmeği düşün- müş ve mabeyn kâtipliğine almıştı. Ah- dülhamidin son mabeyn kâtipleri İse Osmanlı edebiyatına,. inkılâpçı denilme- se bile teceddütçü birkaç unsur yetiştir- di: H. Nazım, Ali Nadir, Hakkı. Bunlar- dan birincisi Reşid, öteki Ali Ekrem, ü- çüncüsü de İsmail Müştak idi. Reşid ve Ali Ekrem, Abdülhamid devrinde, «Ede- biyatı cedide» hareketine müstear isim- lerle iştirak ettiler. Bu devrin son za- manlarında yazı yazmaya başlıyan Hak- kı da, meşrutiyeti müteakip İsmail Müş- tak oldu. Gerek Reşid ve gerek Ali Ekrem, Ede- biyatı cedide hareketine iştirak etmekle beraber bu hareketin kuvvetli unsurları olamamışlardı. Ona fikri bir yardımda bulunamadılar; yani «Edebiyatı cedide» ayni zamanda zevkte ve fikirde bir inkı- lâp, hiç değilse bir yenileşme olduğu hal- de bu harekete onlar fikren pek çok şey ilâve edemediler, dahâ ziyade taklid sa- hasında kaldılar. Hattâ bu sebeb, onla- rın bir aralık irticat mahiyette bir ha- reket yapmalarına kadar tesir etti. Ser- vetifünunun son devrinde, bu iki arka- daş, ötekilere darılarak hâlâ — 1nua'lim — — de çektirilmiş bir vesimi Ali Ekrem Naci edebiyatını müdafaaya çalışan bir mecmuaya, Baba Tahirin «Malümat» ına geçtiler ve oradan, uzun devam etme- mek üzere, Servetifünuncuları sıkı bir bombardıman altına aldılar. Denilebilir ki Bay Reşidin meşrutiyetten sonra, İt- tihad ve Terakkiye karşı bir dereceye kadar muhalif bir yoldan gitmesine, bu edebi dargınlığın tesiri olmuştur. * CAli Ekrem, meşrutiyetten sonra muh- telif devlet hizmetlerinde bulunduktan sonra nihayet Darülfünunda retorik ho- calığına getirilmişti. Uzun ömürlü şiir- ler yazmış olmamakla beraber Tretorik denilebilirdi. Fransızca ile beraber arabi ve farisiyi de iyi bilen Ali Ekrem bu yol- da hayli mühim hizmetler ifa etmiştir. Ruhunda heyecan eksik değildi. Ölen bir dille bu heyecanın ifadesi ne kadar mümkün olabilirse üstad, Edebiyatı ce- dide şiirinde o kadar muvaffak oldu. Servetifünunun Yunan muharebesinde şehid çocukları ve malülgazileri men- (Devamı 15 inci sayfada- “GÖNÜL İSLERİ! Aşk neden Anlaşılır? Teyzeciğim , İki senedenberi nişanlıyım bir aya ka- dar evleneceğim. Müstakbel kocama karşı içimde sarsılmaz bir sevgi var. Yalnız: 1 — Onun da bana hakiki ve kuvvetli bir sevgi ile merbutiyetine nasıl İtlimad edeyim ? 2 — Kuvvyetli bir aşk nasıl belli olür? Bunu nasil anlıyabilirim? 3 — Aşk geçici bir hevesten ve heyecan- dan ibarettir, diyorlar doğru mudur? 4 — Ebedi bir aşk mevcud değil midir?» Bu sualleri bana küçük adı N harfi İle başlıyan bir genç kız soruyor. Fakat bana öyle geliyor ki onun gibilere pek benzer bir sıra sual ile daha geçenlerde karşılaş- mıştım, cevablarını da yvermiştim. Oku- mamış olacak. Zarar yok. Bu genç oku- yucumu da tatmin edeyim: 1 — Delikanlıyı yeni bir denemeye tabi tutmıya lüzum görmüyorum. Mademki iki senedenberi nişanlı idiler, buna rağmen bu kabil muzun süren nişanların yüzde doksanında olduğu gibi yokdiğerinden ây. rılmadılar, evlenmekte musırdırlar o hal- de tecrübenin en iyisi yapılmış demektir. 2 — Cesaret ve soğuk kanlılık tehlike zamanında belli olur derler. Aşk da ta- mamen öyledir. Fakat tehlikeye maruz kalmak imtihanını geçirmemiş olan aşkı da ölçmek mümkündür. Müddeti devamı- na bakınız. j 3 — ÂAşkı geçici bir hevestir diyenler aşkı şehvetle karıştıranlardır birisinde hâkim olan his, ötekinde İse âsabtır. Fa- kat her ikisinin imtizacından doğan aşk da aynı şekilde ölüncey2 kadar devam e- der derlerse inanmayınız. Vücudün yıp- raması ile mütenasib olarak şekl! istiha- leye uğrıyacaktır. ; 4 — Ebedi aşk... Az evvel söylediğim şe- kilde.. evet, aksi halde hayır. *i «Daday »da okuyucum Bayan «B» yve: Çok acı bir tecrübedir, kendi hesabıma tekrar etmem. Fakat sizin yerinizde ol- saydım meseleyi muhakeme ettiğim za- man kabahati tamamen kendimde bulur- dum: — Mükâddermiş derdim, kendi kendime kaldığım zaman belki İsyan eder, fakat hiç kimseye bir şey söylemezdim, çeker gi- derdim. 'TEYZE hocalığı üstad için biçilmiş bir kaftan | HÂDİSELER KARŞISINDA Kel baş ve şimşir tarak Bir kadın gördüm: Yamalı ayakkabıları uzun zamandan- beri boyanmamış, fırçalanmamıştı. Ço - rapları lime lime idi. Etekliği eteklik ol- maktan çıkmış, alelâcayip bir şekle gir- mişti. Bluzunun yakası ve omuzları sö- küktü. Kadının yüzüne baktım: Yüzü kir içinde idi. Ve saçları taran - mamıştı. Bir kere daha baktım: Bu sefer dudakları gözüme ilişti. Ka - dının dudakları en usta bir güzellik mü- tehassısına parmak ısırtacak kadar güzel boyanmıştı. Güldüm: — Tuhaf: Dedim. — Niye güldün? Dediler. — Kadının haline!- Dedim, sordular: — Sen nerelisin? Cevap verdim: — İstanbulluyum! — İstanbulun her yanını gördün mü? — En kalabalık yerlerinden en ücra köşelerine kadar gördüm. — Galata köprüsünü de gördün mü? — Gördüm. i — Nasıl? — Daha yeni boyandı. Kaldırımları seramik taşlardan yapılmıştır. Halkın kolayca karşıdan karşıya geçebilmesini temin eden çivili geçitleri vardır. İnti - zamını ve temizliğini muhafaza edebil- mek için yirmiden fazla zabıtar memuru geceli gündüzlü nöbet beklerler. — Bunu biliyorsun da demin gördü - ğün kadının haline niye gü!dün, ha o kadının itina ile boyanmış dudakları, ha İstanbulun köprüsü.. Aralarında ne fark var kil!.. - İsmet Hulüsi Düzeltme İstanbul 27 (A.A.) — Muhterem Başvekilimiz İsmet İnönü'nün biraderi Hayrinin vefatı münasebetile izhar 0- lunan taziyetkâr hislere karşılık ola - rak temelli ailesinin teşekkürlerini bil- diren dünkü tebliğimizde Temelli ya- zılacak yerde sehven Tomelli yazıldığın- dan düzeltir ve özür dileriz. Anadolu Ajansı Profesör Bayan Afetin tetkikleri | Türk Tarih Kurumu asbaşkanı Profe- sör Bayan Afetin Lüleburgazdaki hafri- yatı tetkik ettiğini yazmıştık. Bu resim- ler o tetkikten birkaç safhayıgtöstermek- tedir. Üstte Bayan Afetin yanında Gene- ral Kâzım Dirik vardır. En alttaki resim de hafriyat heyeti reisi Arif Müfidi Ba- yan Afete izahat verirken — göstermek- | tedir. ' Almanya ile Amasyada seylâp: İki yüz ev yıkıldı, yedi ölü, bir kayıp var! ı (Baştarafı 1 inci sayfada) köşesi olan Amasyada Gümüş nahiye- sinin büyük bir sel âfetine maruz kal- dığını bildirmektedir. Birçok vatanda- şı yersiz bırakan bu müthiş âfet hak- kında muhtelif membalardan aldığımız | telgrafları tessürle aşağıda neşrediyo- ruz: 100 ev yıkıldı Gümüş, 27 (Hususi) — Burada müthiş bir sel felâketi olmuş, 100 ev yıkılmıştır. Mahsulâttan mühim bir kısmı mahvol- muştur. Açıkta kalan ve feâlete uğrıyan aileler için Kızılaydan yardım istenil- miştir. Selin tevlid ettiği zarar pek bü- yüktür. Maddi zarar Amasya, 27 (Hususi) — Vilâyetimize tâbi Gümüş Hacıköy kazasının Gümüş nahiyesinde müthiş bir sel âfeti olmuş- tur. Vilâyete gelen ilk haberlerde (100) | evin, binlerce harmanın sular altında ka- lip mahvolduğu ve 7 vatandaşın seller altında kalarak boğulduğu bildirilmek- tedir. Zarar ve ziyan mikdarını şimdi- den kat'i olarak kestirmek mümkün de- ğildir. Maamafih maddi zararın yüz bin- lerce lirayı geçtiği söylenmektedir. Vali- miz ve alâkadar memurlar Gümüş nahi- yesine gitmişlerdir. Salâhattin Bir de kayıp var Havza, 27 (Hususi) — Dün yağan şid- detli yağmur ve doluyu müteakip Gümüş Hacıköy kazasının Gümüş nahiyesini sel- ler basmıştır. Hasarat mühimdir. Yedi kişi boğulmuştur. Bir de kayıp vardır. Takdire lâyık Bir hareket (Baştarajı 1 inci sayfada) Mektupta bizi sevindiren cihete ge- lince bunu da kazazedenin ağzından dinleyelim! «Sakatlanıp işsiz kalınca iş sahibi Bay Abdurrahman Naci Demirağa mü- racaat ederek yardım istemeye karar verdim. Bana iki üç yüz lira kadar bir yardımda bulunacağını tahmin ediyor - Şimdiye kadar yedi ölü tesbit edilmiştir. |- Buraya gelen henüz tevsiki kabil oll; 1 mıyan haberlere göre sellerden evlerin sayısı 200 ü bulmaktadır. Son vaziyet " Gümüş, 28 (Hususi) — Sel yataği! boğulan köylülerin cesedleri çıkarılt” tır. Cenazeler buraya gönderilm Zlf'ı 180 ev tamamile mahvolmuştur. tahminin çok fevkindedir. | Yerköyde de bir çocuk ve iki hayvan boğuldu çasl Yozgad (Hususi) — Yozgada 8 gi mesafedeki Yerköy istasyonundan y;) ile yola çıkan mübaşir Hasan yolda WV' bur murlardan hâsıl olan sele kapılmış, disini zor kurtarmış, arabanın içinde lunan çocuğu ile arabanın hıy""'w’ boğulmuştur. .. .. w Dünkü yağmur | Şehrimizde evvelki geceden başhyg | yağmur, dün, sabahtan itibaren, f larla, hafif, sürekli ve sağanak hılmd_e mak üzere akşama kadar devam etm! M Yağmur, şehirle beraber, mülh / da fazla mikdarda düşmüştür. yüzünden, su basması, sel gibi : hâdiseler ve bu yüzden mütevellid F him hasar ve vak'a kaydedilmemişt“'w,.. Dün şehre saat on dörde kadar 3* limetre yağmur yağmıştır. ai Bu yağmur, ziraat için yalnız t'—'fPr ! yumuşatmak ve sürülecek hale get hususunda faydalıdır. Yanan ve ld—"f' yaz mahsulü için hiçbir faydası y0 Tef Üzümler için de faydalı olduğu söY” mektedir. Aksu vapurunun Dördüncü çocuğu dum. âvine gittim. Kabul etti. Derdimi zıhaneye yolladı. Yazıhanede eime tam 5000 lira verdiler.» Mektubun bundan sonrası Abdur - rahman Naciye teşekkürle doludur. Hayır işlerine yaptığı büyük yar - dımlarla tanınan bu zenginimizin iyi (kalbli, yüksek bir insan olduğunu esa- sen biliyorduk. Okuyucumuzun teşek- kürlerini bildirirken takdirle karşıla - dığımız bu hareketin diğer zenginleri- mize ve iş sahiplerine nümune olma - sını diliyoruz. Müzakereler — (Baştarafı 1 inci sayfada) ları hâmil olarak dün sabah şehrimize gelen Türkofisi ikinci reisiı Bay Nihadla birlikte çalışmış olduğuna göre, müza- kereler arasında tesadüf edilen mühim bazı noktalar hakkında hükümetten tali- mat almış olduğunu tahmin ediyoruz. Bay Faik, İstanbula gelir gelmez evve- lâ İktısad Vekili Celâl Bayarı ziyaret e- derek kendisine izahat vermiş, sonra da, İktısat Vekilinin maiyetinde Heybeliada- ya Başvekil İsmet İnönü nezdine git- miştir. Vaziyetin bugünlerde daha ziyade ay- dınlanması beklenebilir. Amiral Horti İtalya ve Almanyaya gidiyor Budapeşte 27 (A.A.) — Kral Naibi Amiral Horty, hususi mahiyette bir se- yahate ç tır. Sanıldığına göre A . miral Horty İtalya, Avusturya, İsviçre ve Âlmanyaya gidecektir. Lord Roçild öldü Londra 27 (A.A.) — İngiliz banke- ri Lord Walter Rotschih Hertfordshire- de kâin Tring park'daki malikânesinde 69 yaşında vefat etmiştir. Müteveffa, Rotschild bankası İngi - ' 4 | e— | « ASNT e S YA liz kısmının şefi idi. Varisi 26 yaşında anlattım. Bir meklup yazıp bununla ya ı .yünden Şamlı oğlu İsmailin den öldüğü anlaşılmış, defnin * İcak, profesör Nazmi Ziya, ressam Elif Naci ve İsmail Aksu Rize (Hususi) — Rizenin Çiftl Çaf karıs! w ma Bafrada tütün ameleliği yaP'“’;: olan kocasının yanına gitmiş, yâ7! gi da geçirmiş, hâmile olan Fa dö! nünün yaklaştığını gören kocasi göt” ğurmak için memlekete gitmesini " , lemiş, Fatma da bu maksatla dan Aksu vapuruna binmiştir. Çdi Vapur Fatsa ile Ordu arasınaâ îü”ş’ ği sırada kadının sancıları başi ahsi bunu gören vapurun doktorüu _T «| kadıncağızı vapurun hastanesint p mıştır. Fatma gürbüz bir erkek Bçîh:l ğu doğurmuştur. Çocuğun adını ğ Aksu) koydular. Bu kadın, bu g0i lar zarfında Aksu vapurunda d05 g yolcuların bu dördüncüsüdür. — * Si ve çocuk vapurun misafiri added”u“ lçrdir. Bbeat < — Kalp sektesinden ölüm otü' Büyükderede Asmalı bahçedf bi ran Orozdibak müessesesi Kât ıp # es ü den Todori evvelki akşam Mü Boğıi den çıkmış, evine gitmek üzer€ ( Ça * içi vapuruna binmiştir. Vapur H a vutköyü îğıklanna geldiği üştüf; dori fenalaşmış, biraz sonra Ceset Arnavütköyüne' çıka__rllmı’ lis merkezine götürülmüştür. ş, P9 esiğ | A b gektet” Af Yapılan muayenede kalb t ,.uıl;;' bi verilmiş ve ceset akrabasıl teslim edilmiştir.. ' Namık İsmail îhhf'u müdü / Güzel San'atlar Akademisi aiıillb” rü merhum ressam Namık İsm çali gör tırasının tazizi için 31 AğUStoîıkM nü saat 18,30 da Beyoğlu Hir ihd” Tepebaşındaki merkezinde b b»kl’ı yapılacaktır. İhtifal Halke_îlfi wıga ya Ekrem Tur'un bir hitabesır: e gini, bulunan Victor Rotschild'dir. ı 338 Va ” PP W A . A , — — merhum hakkında söz SÖY