6 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— (— Bunları biliyor mu idiniz? — t ME a Z ar n t ? ğ . çei ği Çat 6 -Sayla Hâdiseler Karşısında YIKMALI MI minönü meydanının açılması, ve bu arada da Yenicami ke- merinin yıkılması mevzuubahs olduğu bugünlerde her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Kimi: — Kemerin tarihi kıymeti vardır, yı- kılmamalıdır. Diyor, kimi; — Kemerin kıymetinden evvel şeh- rin güzelliğini düşünmeliyiz, tereddü- de mahal yoktur, kemer yıkılmalıdır. Tarzında bir mütalea yürütüyor. Acâaba hangi taraf haklı, hangi tara- fın sözünü dinlemek lâzım?.. ÂAklıma bir hikâye geldi.. Bir baba oğulun bir tek eşekieri var- mış, Bir gün pazara gidiyorlarmış. Ba- ba, oğlunu eşeğe bindirmiş.. kendi de yaya yürüyormuş. Görenler: — Çocuk eşeğe binmiş, ihtiyar adam arkadan yaya yürüyor.. böüyle şey mi ö- - Demişler. Baba, oğul bunu duymuş- “Jlar, çocuk eşekten inmiş, baba binmiş. Bu sefer de: |di eşeğe binmiş, çocuğunu yaya yürü - |da, yıksalar da gene bu bahis üzerin- tüyor. Baba oğul düşünmüşler: — Bari ikimiz birden eşeğe binelim! Demişler, her ikisi de eşeğe binmiş- İer. . Bu sefer de gene bir kulp takmışlar: — Şu insafsızlara bakın, iki kişi bir küçük eşeğe binmişler, insaf, merha- met nedir bilmiyorlar. Her ikisi birden eşekten inmişler. E- şek önde, onlar arkada giderlerken, on- Jarın bu haline kahkahalarla gülmüş- ler: — Budalalara bakın, eşek boş gidi- yor da, binmek akıllarına gelmiyor. Nihayet baba, oğluna dönmüş: — Oğlum, demiş, biz bunların hiçbi- vine aldırmıyalım da gene bildiğimizi yapalım! © Şehri imar edeceklere tavsiyem şu: Onlar şuna buna aldırmasalar da bil- diklerini yapsalar daha iyi olacak. Çünkü kemeri olduğu gibi bıraksalar de söz söyliyecekler, itiraz edecekler, _enkıd edecekler bulunacaktır. — Böyle baba mı olur, demişler, ken- İsmet Hulüsi Kendisini sümüğü ile müdafaa eden hayvan Deve ailesin den olup nisbe ten çok daha kü çük cüsseye ma lik bir hayvan Ç vardır ki Arjan - tin'de yaşar. Â - dına Guanako di- yorlar. — Üzerine hücum edildiği zaman kendisini sümü- ğü ile müdafaa eder ve bunu, bir su Habeşliler yidiklerini hazmetmek için ne yaparlar ? Habeşlilerin ek-| ser yemekleri çiğ- dir. Bilhassa çiğ et yimeye bayılır - lar, Fakat bazan fazla yiyip te ha- zım zorluğu çe - kerlerse, bir par 1 ça çiğ mide yer - ler ve böylece ha« zımlarını kolay - sütunu gibi hasmının suratına fırlatır. G%)NULİ.SLEP. Sevgi münasebetleri Ticaret münasebetleri — Değildir Dün açtığım okuyucu mektublarından birisinin içinden iki resim çıktı: Genç bir kadın, ve genç bir erkek resmi... İsmin! yazmamayı münasib gördüğüm mektub sahibi, bir müddet evvel, bir genç kızla tanışmış. Bu genç kızın kendisini sevdiğine iİnanan okuyucum, izdivac hül- yaları kurmiyaj başlamış. Ve evleneceği kıza karşı, elinden geldiği kadar cömerd davranmakt.an da çekinmemiş. Fa.kat_ şimdi okuyucumun bütün ümidleri boşa çıkmış, ve bütün masrafları boşa gitmiş, Çünkü sevgisine güvendiği genç kız, artık kendisine karşı lâkayd, hattâ müstehzi davranıyormuş, Gördüğü lâkaydiden müteessir olan o- kuyucum, bana yazdığı mektubunda: e— BSizden, diyor, küçük bir ricam var: Bu dolandırıcı kızın ismini, resmini ga- zetenizin sayfalarına geçirin. Ben de o- nun bu şekilde teşhir edildiğini görerek, kırılan izzeti nefsimin intikamını alayım!» a Bu okuyucuma her şeyden evvel, ha- tırlatırım ki, bir gazete sayfası, hiçbir su- retle, şahsi ihtirasların, menfaatlerin, ve-” ya intikamların tatminine âlet olamaz. Fakat farzımuhal olarak, şahsi duygu - ların tatminini göze almış bile olsaydım, okuyucumun bü arzusunu yerine getir- mezdim. “Çünkü onu, verdiği hükümde hiç de haklı bulamıyorum. Hükmünü bana hak- siz gösteren sebebler de şunlardır: 1 — Sevgi münasebetlerinde, her sukutu hayal, bir-büyük kin doğursaydı, yeryü- zünün hemen bütün kadınları ve bütün erkekleri birbirlerine intikam beslerler- di. Bu itibarladır ki, okuyucum, kendisi- ni sukutu hayale uğratan sevgilisine düşman kesilmekte haksızdır. 2 — Bir kadına hediye, mukabilinde “bir şey beklenilerek verilmez. Hediye verdiği kadının gözlerinde bir sevinç ve dudaklarında yumuşak bir te- bessüm görebilen erkek, katlandığı maddi - fedeakârlıfğın bütün mükâfatmı almış de- _mitır nı el çhakemeyi yaptıktan sonra, haksızlığını o ,(I% onmmm <zı Ğİ — - 'î!,î, A ni sevgilisinden alacaklı mymakta. da haksızdır. 3 — Bü genç kız, henüz hayatta pek tecrübeli görünmiyen okuyucuma, ilk su- kutu hayalin acısile birlikte, faydalı bir ders de vermiş! Okuyucum, verdiği hedi- yeleri, aldığı dersin ücreti de saysa, gene kârlbh addolunabilir. Çünkü bu ders, ona bundan sonra da- | ha ihtiyatlı, daha dikkatli davranmasını öğreteceği için, okuyucumu, daha büyük | zararlara girmekten, daha büyük sukutu hayallere uğratmaktan koruyacaktır. * — Sevgi münasebetleri, ticaret müna- gebetlerinden hayli farklıdır. Bu İitibar- la, bir erkekten hediye alan kadın, şeri- kinden para çekmiş bir İnsan gibi borc- lu mevkiinde değildir. Eğer aldığı hediye- leri dade etmemiş olan bütün kadınlar, borelarını iİnkâr etmiş sayılsalardı, yer- şüzünde, «dolandırıcı» damgasından kur- tulacak pek az kadın kalırdı, binaenaleyh okuyucum, sevgilisine bu damgayı vut- Mmakta da haksızdır. 5$ — Nihayet, okuyuctumun mektubun- dan da, gönderdiği resimlerden de anlaşı- Hyor ki?! aralarındaki yaş farkı, okuyucu- müuün İğfal edilmis mevkide görülebilmesi- ne müsald değildir. Okuyücüum, otuzunu asmış bir erkek gibi görünüyor. Halbuki, ke'ndisini aldattığından şikâyet — ettiği gen çkız, -resmine bakılırsa- 19 - 20 ya- şında ya var, ya yok. Şimdi ben, okuyucumun isteğini yerine getirip de, ikisinin resmini de bassam, ve altına da: — Bakın ey ümmeti cümhuriye... Bu kız, bu erkeği 1ğfal etmiş!» cümlesini yaz- sam ne olacak? Bunu okuyanlar ve o re- simleri görenler: e— Vay koca budala vay... Parmak ka- dar kızın tuzağına basmış!» demiyecek- ler mi? Bilmem bu vaziyete düşmek, o- kuyucumun kurtarmak istediği izzeti nes- fini büsbütün kırmaz mı? Bütün bunlardan sonra, hislerine ka- pümiş bulünan okuyucumu vaziyeti iti- dalle muhakemeye davet ederim. Bu mu- da anlıyacak, ve isteğini yerine getirmedi- Bim: için, bana teşekkür edecektir kanan- tindeyim! g— L SÖN POSTA KADIN Örgü Spor ceket Modelin rengi yeşildir, Örgüsü: Fantezi lâstik Öörgü. 3 ilmik ters, 3 ilmik yüz. Her dört sırada bir, yüz ilmiklerin üstüne, şöyle bir desen yapı- lacak: Önce ikinci ilmik, sonra üçüncü, daha sonra birinci ve dördüncü ilmikler. Birinci ilmiğin iki ilmikten sonraya bı- rakılışı resimde gördüğünüz kabarıkları yapar. j İlik yerleri ile yakası, sentürü pirinç iğnedir. Düğmeler yünün rengindedir. Kalın yünle - (42) beden için - öniler şer parça, yaka 19, sentür 7 ilmikle baş- lanmalıdır. Kol parçaları düğme yerle- rinden sonra birleştirilir. Koyu renkler nasıl açılır? Bunun için işte size pratik iki model. Elbisenizin kumaşından varsa sağdaki- ni yapınız. Ortaları bu kumaştan, ke- narları beyaz ufak çiçeklerden bir çift kol kapağı ve yuvarlak bir yaka, Parçanız yoksa soldakinden istifade edebilirsiniz. Aynı kumaşın düz, açık renginden yakaya, öne, eteklere ve kol kapağı kenarına dar birer band geçi- rirsiniz, düğme yerine de ince, küçük 80, arka 118, kollar (38) er ilmikten iki-| eeT .. a ei TF -- Pa Balıkesir ağır ceza mâ_—lıkemeslîl __ İdam kararı verdi işde yardım eden Balıkesir (Hususi) — Altı ay önce Ban- dırmanın Erkili köyünde işlenen bir ci- nayet davası Balıkesir Ağırceza mahke- mesinde neticelenmiş, suçluların ikisi de idama mahküm edilmiştir. Türk ceza kanununun 450 nci madde- sinin dördüncü bendi mucibince suçlula- rın cezalandırılmasını istiyen ve bu tale- bi mahkeme heyetince kabul edilen müddeijumumi Bay Necmeddin Yeşilin iddiasına göre vak'a şöyle cereyan et - miştir: Kastamonulu Gafur oğlu 317 doğumlu Ziya adında birisi, seyyar bezirgânlık yapan teyzesi 60 yaşlarında Esmayı; ken- disinden başka mirasçısı olmadığı için mal ve parasına tamaan öldürmeği ka - rarlaştırmış, bu kararını da şoylece tat - bik etmiştir: Esma Bandırmanın Erkili köyünde bu- lunduğu bir sırada Ziya da teyzesini ta- kible bu köye gelmiş, daha evvelden ta - nıştığı kahveci 322 doğumlu Şabana me- seleyi açmış, teyzesini bularak beraber Şabanın evine misafir olmuşlardır. Gece yarısı evde bulunanların uyuduğu bir sı- rada Ziya ile Şaban, Esmayı ne şekilde öldüreceklerini tesbit etmişler, kadının derin uykuda bulunduğu sırada odaya girmişler, evvelden bu iş için hazırla - dıkları yağlı bir iple üzerine atılarak boğmuşlar, öldürmüşlerdir. Bu iki cani, cinayetlerini kapatmak için cesedi bir çuvala koymuşlar, sabaha karşı köye yarım saat kadar mesafede bulunan çaya götürmüşler, orada cesedin boynuna ve ayaklarına taş bağlıyarak suyun derin bir yerine atmışlardır. Ara- dan bir kaç gün geçince cesed suyun ü- zerine çıkmış, balık tutmak ve saz kes- mek için çaya gelen köylüler fena bir koku duymuşlar, bunun nereden geldi - #ini aramışlar, suyun yüzünde şişmiş ve rengi değişmiş bir ces&d görmüşler, hâ- diseyi jandarmaya bildirmişiterdir. Yapılan uzun ve yorucu tahkikattan sonra cinayetin, Esmanın kız kardeşinin oğlu Ziya ile, evinde misafir kaldığı kah- veci Şaban tarafından işlendiği anla - şılarak suçlular yakalanmışlar ve Balıke- sir adliyesine teslim edilmişlerdir. Gene bu tahkikattan anlaşıldığına gö- re Ziya ile Şaban kadını boğduktan son- ra üzerinde bulunan bir kaç bin lira kıy- metindeki para, mal, ziynet altin ve eş- yasını da alarak aralarında taksim et - mişlerdir. 13-8-937 denberi yapılan tahkikat ve muhakemeleri sonunda cinayetin niçin ve ne şekilde yapıldığı anlaşılarak suçlula- rın ikisi de idama mahküm edilmişlerdir. Sahtekârlık tahkikatı devam ediyor 4 üncü Vakıf hanında Osebin yazıha- nesinde elde edilen evrak .üzerinde sulh ceza hâkimliğince yapılan tedkikata de- vam edilmektedir. Bu sahtekârlık hâdisesile alâkalılar - dan ÂAdnan dün müddeiumumiliğe celbe- dilerek, tevkifine lüzum — görülmüştür. Tahkikat neticesinde sahte bir rapor tan- zim ederek, bunu mahkemeye ibraz etti- ği, Hatice ve Sâdiye isimlerinde iki kadı- nı dolandırdığı anlaşılmıştır. birer fiyonga., —— Jenmiş eşyayı kaçırmağa teşehbbüs ede - Mahkümlardan biri mirasına konmak için te) öldüren Kastamonulu Ziya, diğeri de Ziyayt kahveci Şabandır rek, mührü fekkettirmekten ÜY ğ bulunmaktadır. KA En küçük teferrüatı bile 4” den tahkikatına devam edef © mumilik makamı, hâdiseyle * başka kimseleri bir kaç gü© ya çıkaracaktır. Bu sahtekâf' alâkalı bir şebeke mevcud © min edilmektedir. Kurtuluş cinayeti tevkifedildiler — Kurtuluşta Fevzi oğlu F mekten suçlu İhsan ile suç © med Âli dün adliyeye sevk€ Suçlular müddeiumumilikt? ifadelerini reddederek, Wle y seden haberdar bile olmadıklâ” etmişlerdir. 1 Suçluların sorgularını Yal-:'“n ; gu hâkimi haklarında tev miştir. Bir neşriyat davası 5“”' İki senedenberi sürüp gıdü h yat davası asliye 1 inci cezâ * sinde dün neticelenmiştir. İğneli fıçı adlı eser ve bazi ” lardan dolayı Yahudiler 3“ : riyat yapmak ve muhtelif 8 aleyhine talırik etmek suçur sahibi Cevad Rıfat ile, daği ren Etem Özcan ve Yusuf P' hakemeye alınmışlardı. Mahkeme kartpostallar davanın müruru zaman 018 tuna, diğer davada ise, Y“h“dff : bğiı bulmadığından suçlu karar vermiştir. Yeşildirek yangını (& Yeşildirekteki bakır fıılî”'n“’İ etrafında muı_’ıdş.—ıu:ı'nr.ııı'ıîhkçe yapılmaktadır. S Fabrikanın 55 bin liraya Si duğu anlaşılmış, fakat zara” * bin lirayı aştığı tesbit e'dllm Va4Sfelerini ihmalden d0 bekçi zannaltındadır. İstanbuldaki mahkümla/ yerlere nakledi!ec€ Hapishane binası pek yak cağından dolayı, mahküml v yerlere sevkine başlanac&km" ll Çeşmede muhtelif geçiren bir dâ Çeşme (Hususi) — İki âY elektrik fabrikası sahibi 'de ile Çeşme belediyesi arasın"” . çıkmış, bunun üzerine, beı“î Çi fabrikasına vaz'ıyed etmişti- ğ re heyeti ile şürayi devlet e M/ı keyfiyetini. tasvib etmîşıe'dl j : Fabrika sahibi Kelâmi | aleyhine, Çeşme hukuk r a bir dava açmıştı, Bu da mahkeme, fabrikaya vaz ,yed kararının ref'ine hüküm VE | lediyeyle fabrika sahibi &8/ vi;ı kavele bitinciye kadar dâ te;” tazaman yapılacağına daif | minat mukabilinde elektrik Adnan ayni zamanda, icraca mühür - teferrüaftının Kelâmi Ett kararlaştırılmıştır. Bacaksızın maskaralıkları : ğ c n 'i ı Hi » | - SH

Bu sayıdan diğer sayfalar: