1 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

1 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Resimli Makale: Hergün Belediye intihabları Hakkındaki karar Yazan: Muhittin Birges ünkü gazetelerde Halk Partisi tarafından verilmiş olan mühi bir karara aid havadi rın hülâsası şudur: B na, kadın ve erkek, her vatandaşın iştirak hakkı cak ve reyler, bir dereceli ve doğrudan doğruya verilecek. 'Türkiyede inkılâbın şimdiye kadar de- Biştirmediği eski esaslardan yalnız bir intihab sistemi kalmıştı. Kadıtların dı' siyasi hak sahibi olmaları hakkındaki değişmeden mâda, bütün seçim esasları eski halinde mnhafaza edilmiş bulunma- gının sebebleri kolay anlaşılabilir: Büyük Âb hamlesi içinde bulunan bir h n, istikrar ve işlerde mütemadiliğe ihtiyac vürdır. Halbuki, bir dereceli ve erkekli ve kadinlı intihab- ehi daimi surette oynamı- ya mâhküm Walır. Halbuki, bi ki gibi büu kâdar geniş esaslar üzerinde bir inkı- lâb yapmakta buluhün “bir memleket, muayyen bir istihale devrekine gelince- ye kadar 'siyaset sathında sağlamlığa, is- tikrara ve işlerde mütemadiliğe muhtac- dır ki bu da ancak kaydi şart altırıda ya- pılan intihab sistemi ile mümkündür. * Bununla beraber, bu memlekete, gü- nün. birinde halk kütlelerinin işler üze- rinde daha kuvvetli bir kantrol sahibi olmasını temin edecek, daha doğrusu, halkın kendi kendisini idare edebilmesi- ni mümkün kılacak bir temsil sisteminin verilmesi de lâzımdı. Bilmiyorum, erkek ve kadına, umumiyetle, müsavi ve doğ- rudan doğruya kullanılmak üzere verile- cek bir seçim hakkı, bu gayeyi, milletin umumi ve hâkim menfaatleri namına ne dereceye kadar temin eder? Eğer bana sorulsa ben İngiliz - Fransız parlamen- to sistemine, Türkiye için pek de kolay- lhıkla tarafdar olamam. Fakat öbür taraf- tan şuna da kaniim ki, bugünkü intihab sistemimiz, gerek belediyede, gerekse devlette bu Mmemlekette halkın işleri yarım manasile dabi köntrolünü temin e- debilecek bir sistem değildir. Bu sistemin noksanını inkılâbın bugün- kü idaresi muvaffakiyetle telâfi ediyor | ve bize böyle bir ihtiyacı hissettirmiyor. Fakat, halkı devlete daha fazla yaklaştı- ran devleti doğrudan doğruya kütlenin İnsan servet kaybedebilir, zengin olması gene mümkü: iyileşmesi gene mümkündür. Yerinin doldurulması insan kudretinin İngilterenin “ İlk ,, İngilizi Majeste Kralın şemsiyesi İnsan sıhhatini'kaybedebilir, fakat tedavi görerek tekrar Fakat xaybediler. vakit ebediyyen kaybedilmiş demektir. Her geçen yıl insanın Önüne serilmiş bir hazineye benzer. mah edecek olan bu sisteme ihtiyac bu- lunduğu da her gözün görebileceği haki- katlerden biridir. İnkılâb, ne gün bu !ngi»lwedeblrıhvıdmıîylbl:l&l Biliz hiç bir zaman şemsiytsiz sokağa çık- maz» denilir. meseleyi, tamam olarak hallederse o gün kendi kendisini tamamlamış ve vazifesini muvaffakiyetle bitirmiş olacaktır, Yukarıya koyduğumuz fotoğrafta bir şemsiye görüyorsunuz, bu şemsiye ma- * jeste İngiliz kralınındır. Kral İngiltere - Fakat, bu iş bir hamlede yapılamaz.|PİN <ilk» İngilizi olmak itibarile Paris Yapılamıyacağı gibi bir hamlede yapıl- seyahatinde şemsiyesini de birlikte ge - masına da ihtiyac yoktur. Abdülhamid | tirmiş, fakat ihtiyaç hâsıl olmadığından devrinden meşrutiyet ve parlmantarizm | otomobilinde bırakmıştır. devrine iş hayatımızı bütün tafsilât —e ——— e ai yğm' olan bizim gibi tli bir demokrat sıfatile, çok zamandan- tecrübe sahibleri, hattâ iki dereceli bir | PeTi, vesile düştükce bu noksanlarımıza siyasi seçim usulünün dahi bu memleket- | İşaret etmekten hâli kalmıyor ve bilhassa te neler yapmiş olduğunu pek iyi bilirler. | belediye seçim sisteminde tek dereceli u- Bunun için Fransız veya İngiliz usulün-| sule geçme meselesinin tahakkukunu ga- de tek dereceli siyast seçim usulüne İnti- ' ye edinmiş olduğunu gösteriyozdu. Dahi- kal etmemizi şu dak!kadâ temenni stmok 'Uyı— Vekili sıfatile bu son kararın tik ha- ““s::d'gh“lîğ:' Bi “çok — merm |Teket teşebbüsü ondan çıkmış, Halk Fırka leketler; kendilerini bu usulden uzak tut- | Sifin umumi kâtibi sıfatile de onu netice- muşlardır. Meselâ, siyasi terbiye bakı-| lendirmiş olduğuna göre, yakında Türki- mından çok ilerde olan Macâaristan bile, Pye belediyelerinde Türk şehirlileri, erkek gizli teyle intihab sistemine ancak bu se- | ve kadınlar, doğrudan doğruya reylerini he el uzatmıştır. Çünkü tam manasile 'kullanmıya başladıkları zaman, aldıkla- parlmantarizm kullanılmasi çok nâzik 'ri Bu hakkın tabakkukunu ona borclu ol- ve çok hassağ bir siynset âletidir. ldnhlanm elbet — hatırlıyacaklardır. Do Ancak, siyasi seçim meselesindeki bu | mokrat Şükrü Kaya, bu memleketin de- mezaket belediye işlerinde yoktur. Zanne- #vetlerine, 3 diyorum ki belediye seçimlerinde Türki- ı:okr_ıt k?v e he ;ıon K i_le_nım)ı: ye tek dereceli usulü muva'fakiyetle kul- lersem, siyasi hayalının en mühim hiz- Tanabilir. İlk hamlede kullanamasa bilejinetini yapmıştır. tedrici surette bunu kullanmıya alışma- sı kolaydır. Şu halde, verilen kararda iki taraflı bir isabet vardır: Bir taraftan bu sistem sayesinde belediyelerimiz halkın daha yakın bir kontrolü altına girecek ve hiç şübhesiz bugünkünden daha iyi idare edilecek ve diğer taraftan da halk, kendi işlerini, hattâ siyaset sahasında dahi daha yakından kontrol edebilmek işine hazırlanmıya başlıyacaktır. Her iki menfaatin de büyük olduğunu izaha, bil- mem ki hacet var mı? * Dahiliye Vekilimiz Şükrü Kaya, kana- Muhittin Birgen İSTER kalıyoruz. İSTER SON POSTA de gelip geçen f niz şunu hatır — Bir sene 36ö haricindedir. göreememmeeneesereserece nnn f e N Hergün bir fıkra Anladım baba Fakir bir adam oğlile beraber s0- kakta yürüyorlarmış. Karşıden bir cenazenin geldiğini görmüşler. Ço- cuk sormuş: — İBaba, bunu nereye götürüyor- lar? — Oğlum, onu öyle dir yere götü- rüyorlar ki, orada yiyecek yok, yatak yok, yorgan yok, minder yok. Çocuk başını sallamaş: — Anladım baba, demiş, bizim eve götürüyorlar, Â Üniversiteler birliği Kongresinin Temennileri Son günlerde İsviçrede beynelmilel dördüncü üniversiteler birliği kongre- si toplanmıştır. Cenevre ve Lozan ü - niversitelerinin teşebbüsile toplanan bu köngreye on beş memleketin mu - rahhasları iştirak etmiştir. Murahhaslar bir çok meseleler ara - sında talebenin beden terbiyesine e - hemmiyet verilmesini ve bu suretle in kişaf halind bulunan uzuvlarının kuv- vetlendirilmesi ve keza genç talebe a- rasında büyük tahribat yapan verem hastalığının önüne — geçilmesini ciddi surette tedkik etmişlerdir. Bunun için İsviçrede tahsiide bulu- nanlar jiçin Lezen'de — son terakkiyatı tıbbiye ve fenniyeye göre bir sanator | yom tesisine karfar verilmiştir. te hükümeti üniversiteler mu- kongresinin verdiği bu ka - siyerek sanatoryom. yapıl »- ması için 500 bin frank iane vermiştir. *« Tırmanılamıyan kaya,, ya dedir. Fakat tembel! hayatında yalnız bir defa doğar, söndüğü zaman arkasın. dan yakalarması mümkün - değildir. iki genç tırmanmağa muvaffak oldu İki Alman ve iki Viyanalı genç Ber - nese Oberland- «Tırmanılamıyan — kaya> ismile meşhur ve 3088 kadem yüksekli - ğindeki dağa tırmanmışlar ve üç gün üç gece türlü türlü fırtına ve kasırgalara İNAN, Büyük Avrupa şehirlerinde esnaf dükkânları öğle zamanı iki saat tatil yaparlar. Bu usulün iyiliğinde kimsenin şüp- hesi yoktur. Fakat bu usulü İstanbulda tatbik etmeğe kal- kışınca derhal birçok müşkülât ile karçılaşıyoruz. Bu müş- külât karşısında o güzel usulü tatbik edemeyince de şaşırıp Halbuki biraz düşünülecek olursa bunda şaşılacak hiç bir şey yoktur. Avrupada üç, dört milyon nüfuslu büyük şehir- öğüs germişlerdir. İSTER İ yen İstanbulun bir ise bütün bir günü geçirmek lüzundır. İşte bunun için dükkânlar öğle zamanı iki saat kapanırsa başka memleketlerde esnaf için istirahat ve tasarruf, İstan- bulda ise yorgunluk ve masraf vesilesi olur. İSTER İNANMA! İNAN, lerin bir ucundan öl gelinir. Fakat umum nüfusu nihayet altı yüz bini geçmi - - Ğeçen yıllar.. & | k etmiyerek yerinizden fırlıyacak yer- ları seyretmekle iktifa edecek olursa- lük bir fırsat hazinesidir ve insanın Sofyada bir şimendifer Memuru tam 225 gün uyudu Sofyada şimendifer memurlarından Stilo Pavlof inanılması — güç olan bir macera geçirmiştir. Geçen ikincikânunun 2 inci günü akşam evine pek yorgun bir halde dö- nen Pavlof daha evinin Mmerdivenleri- ni çıkarken birdenbire uykusu gelmiş, yere oturmuş, hemen yatıp - istirahat edeceğini söyliyerek yatmıştı. Bu isti- rahati tam 225 gün sürmüştür. Bu müddet içinde bütün Sofya dok- torları şimendiler memurunu uyan « dırmağa muvaffak olamamışlar, yal - nız sun'1 gıda vermekle iktifa etmiş - lemdi. rt gün evvel Pavlof pek tabil bir halde uyanıp doğruca işinin başına git miştir. Uykusunun bu kadar uzun müd det devam ettiğinden haberi bile yok- tur. Herkese çok mükemmel bir uyku nu, bültün mânasile istirahat öylemektedir. Hindli fakir nasıl düşünür? Landrada bir Hindli fakir, «tefekkür> e daldığı zamanlar başı üstüne dikilmekte ve iki saat bu halde kalmaktadır. Yap - tığı numaraların en güçlerinden biri, vü- cudün bütün sikletini, ayakları ufki bir şe kilde havada dikilerek, çene ve göğüste müvazeneleştirebilmesidir. NANMA! ür ucuna bir saatte hem gidilir. hem ucundan öbür ucuna gidip gelmek için vapurlarda, tramvaylarda seyahat ile Sözün Kısağı Boğaziçi.. Ve müşahedeler E. Talu oğaziçi bu sene biraz şenlenir, kalkmır gibi olmuş. Tabiidir ki bunca emekler, bunca propagandalar ni« hayet semeresini verecekti. Bunda, mat« buatın, İstanbul şehrinin mukadderatınt ellerinde tutanların, otel ve kazino işle- tenlerin ve nihayet takdire şayan bir fikri takib ile çalışan Şirketihayriyenin pek çok yardımları, hizmetleri olmuştur, Bu da gösterir ki halkın rağbetini çeke mek, onu harekete getirmek için gene o« nün zevklerini, arzularını ,ihtiyaçlarını Karşılamak, önü memnun etmek lTâzım- miş. Halk emin, muntazam, ucuz nakil va- sıtaları bulunca, eğlence yerlerinde ger« çekten haz duyacağını ve soyulmıy anlayınca Boğaza akın etmekten ve mem« nuniyetini rağbetle izhar ve isbat eyle « mekten kaçınmıyor. Bu güzel netice karşısında, bunu istjha sale çalışmış, canla başla emek vermiğ; olanların cümlesine teşekkür etmeliyiz, Çürük çarık tekneler yerine milli tez- gâhlarımızdan çıkmış şipşirih, yepyeni vapurlarla, ucuz ucuz İstanbul ahali e sini Boğaziçinin serin kıyılarına taşıyazi Şirketihayriye hele bu yaz yolcuları için pek çok fedakârlıklara katlanmıştır. Bo« Bazdaki büyük oteller de insafın en büs yük ve en güzel kâr menıbat olduğund takdir ederek, onlar da buraların şen « lenmesine, kalabalıklaşmasına yardım cte mişler, belediyemiz yolları açmak surce ftile bu yardıma iştirak etmiş ve hâsılı «Boğaziçi», bu yeryüzünün tek cenneti, eski mamurluğuna kavuşmak istidadını göstermeğe başlamıştır. İ Şimdi, benim gibi, Boğaziçinin ezeli vg4 ebedi âşıkları temenni ediyoruz ki bu rağı bet yalnız yerlilere münhasır kalmayıp, jyakın bir istikbalde buralara yazın başı ka memleketlerden de ziyaretçiler gel « sin.. Onlar da buranın zevkini tatıp, mü« tayyeben yerlerike& dönsünler ve bizim, İstanbul gibi bir şehri, Boğaz gibi bir mevhibel tabiati kasden ihmal ettiği. miz hakkındakt hurafe büzbütün orta < dan kalksın. Fakat eminiz ki bu olacaktır. Zira bu gayeye çalışanlar: Belediye, matbuat, şir« ket, oteller, gazinolar.. hepsi kâfi dere- ©ede hız almışlar, durmiyacaklardır! Dr. Fuad Umay'ın Zonguldaktaki tedkikleri Zonguldaktan yazilıyor: Çocuk Esirgeme Kurumu — başkanı Kırklareli saylâvı Dr. Fuad Umay son hafta içinde Zonguldağa gelerek kuru « mun faaliyetleri etrafında tedkiklerde bu lunmuştur. Fuad Umayın temaslarından ileri için kıymetli neticeler elde edilmiş: tir, Fuad Umay, Halkevinde «Çocuk» mev Zuu üzerinde çok değerli bir konferans vermiştir. Amerika ve Avrupa gezilerin- de görüşlerini ve kıyme tedkiklerini, sonuçlarını anlatmıştır. Konlerans, so « nuna kadar büyük bir alâka ile dinlen - miştir. Dairelerde yeni mesai saati başladı Bu sabahtan itibaren resmi dalre ve müesseselerde yeni çalışma saatl tatbik edilmeğe başlamıştır. Yeni şekle göre sa« bahları saat dokuzdan on ikiye ve 13 den 16 ya kadar çalışılacak, ve 16 da tatil ya- pilacaktır. Yeni çalışma saatleri on beş eylüle kadar devam edecektir, AĞUSTOS

Bu sayıdan diğer sayfalar: