1 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

1 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Vedad Ürüü — Esrarengiz kışlık bahçe Hürriyetin zevkinden e bedbahi esir, rüyasında, memleketin'in kim bilir hangi hatırasının - hicranile sayıklayor. Koridorun sonuna vardım. Sanki Mmemnleket aştım. Tarassutla geçile: yerin mesafesi yüz misli uzuyor gib gıe'ı basamak. Yeni bir koridı;; e mMinkinden genişce ve ssiz. Ne u lyan cariyeleg,eı:ıe loş aşık. Sanki ye” Şİl bir cermet yer yüzüne İ ülkesinin bu çatısı altıhâ k yanda bir kaç metre fasıla ile sütun dına saklandım. Bir 3“3:: eller çaprast, sessiz adı! Tofllmür soüunlakı kapıda yok oldu. İçerilerden geliyor ve belli ki dnle?".lî dairelerine dönüyor. İleri' doğru diki Bözleri öyle dalgın ki sütun ari bir mahlük saklı buli ı Tedi bile, Belki de saray içindeki susi dairelerin gece Duncusu',, lığının hikmetini Saraylar bir sır - dol . lâmba mahram e yr Koyu, fakat tatlı bir ışık ortahığa hâkim. Bu esrarengiz ışık nereden sı- zıyor, belli değil Sular, loşluğu titre- “birİten gümüş gölgelerle süslüyor. Güzel- | ğindeyim. K V bu mermer köşenin kuruluşu, bir , jfux bu M ŞU, DT Jaştım. A ğ . kaç bin İngiliz lrası yutan bir 'emek T cı bir feryad koparmama ipt uk- |mahsulüdür. Sarayın hâkimleri bu ye- söndü. İki n R ti, mutlaka yanlızlığın zevkini en bedii saniye için bu yerler sanki we Hind |bir dekorun sanhoş edici havas: içinde iş. İki |ta: . Ü Ww':! Ansızın gözlerim karşıya 'ıll:t*_ Ş:ı- B d ü ar- İkınlıkla önünde bulunduğum diğer bir alRR a Bi N sum:îıkı. 'heybetli tablonun farkına varmamışım. kasında | köpükleri dil! farket- | çınca yayılıyor hu« | farkedilemiyor. rinin 80“ İbirer diri hayvan kadar korku! canavarlar, taştan canavarların yaşat- yok. Buna rağmen karanlık de- parça edeceklerini anlatmak için bir- birlerile boğuşuyorlar. Muhakkak, başka bir dairenin eşi- 4 arttıran da belki bu. Eminim, yalb| — Karsı tarafa doğru yavaş yavaş yak €u kaldı. Ansızın bir şimşek çaklı ve alev içinde kaldı ve yeniden kuruldu. Wasıl bağırmadım, şaşıyorum. — Yere düşmüşüm. Hemen kalktım ve bir ağa- gölgesine saklandım. Şüphe yok, birisi gelecekti. Farkına varmamış, bir tuzak İşaretine dokunmuştum. Aradan dabilmek isteğile yaptırmışlar. geçti, aamaş iki kaplan birbirlerile bo- | l î::ııkısu;îmı:: gi:x b;rşbı,—.ı B:îmil' oe kadar geçti, bilmiyorum. Bir hayat der. Birisinin pençesi, öbürünün bey-| Seri yoktu. Ne gelen, ne giden. Ya- I.:inıie. Sağdakinin ağzandan fırlıyan su 'nılmıyorum: Yarım saatten az değildi şmanın üzerine doğru hır- | Pu bekleyişim, Demek, burada bir ya- ve nasıl yak oldukları | bancının dolaştığı kimsece farkedilme- Bu iki canavar heykeli | Mişti, talihin bir yaveri mi? Belki de dan her gelen, geçeni selâmlıyan bir ğ ye- |€ tertibatı idi, —jşaret lası | Sarayların içindeki Eümı:]vı:; _f;_’; ;ğhbağtğîîğîjğâ r.ımh:ı)ıcî BL deröne z — OA "ı:ı:ıs, bir entrika|bir kapı. Canavarlar sanki bunu mu- HYA AA Jar, bu esrarengiz Her sütun İstanbul Vakıflar Direktörlüğü ilânları merkezi ve bu şütun! #lemin baş yardımcıları . bir gözetleyici saklıyabilir, he bir suikastan kahramanlarına mae Z olabilir.. Bu, saray hâkimlerinin le hinde midir?.. Yabancı unsurların” gi- Temediği bir ııııu)ıı;.::k ;vkn'_ S::; içindekiler, saray b iz P r sütun dmış:dî::.. ıI’Sîr"'iklm:i mahafız şe'.me- di. Cesaret ve... İş başınal... Nereye doğru gittiğini bilmeksizin — ilerlemek ne tuhaf şey!. Prensin varmak istedi- ğim dairelerinin bu yanda olup olma- dığını bile bilmiyorum. Yürüyen ben dl—'zâ“m sanki, € a umbu'r kuyvet ndan sürükleniyorum, n ;:;î:.:ı şnsanı çığırından çıkınyoı—;; Bırdan çıktığımın farkındayım. Y Ka gecelerin bu derece şaşkın ve körü kö- Tüne serseri bir yokcusu olmazdım. Bir ses!.. Saat!.. odamdan çıkalı otuz dakika olmuş, halbuki beş dakika geç- mediğine yemin edebilirim. Biraz daha ilerledim. Koridor bitti. Yarım saatte aştığım bir mesafe beni bir kapımın önünü ulzş; tırdı. Muozzam bir şey, geniş Ke::':ı 'andıran dainesi en nadide nakış! aü süslü ve baştanbaşa altın kaplama, ridorlar içiçe UZayIP da bir kapının darlığı, Tıma vardığımı anlatıyor giA tanımın harem d.i:ğ:tî t.g:lı â&ğğî"?&î.î dairelerinin bitmez, tükenmez derinliklerine dfıhmxuı: Gelişi güzel bu istikamette nı_:_leme z de, farkında olmaksızın istediğime _'fı hşam Baa Ka Gartler içtünü. ÜŞ rleg.l.];î; Dâahi yeni bir man- bir merdiven, kış- ba buzadan Zzara. Mermer, geniş Di | yen, KŞ bk bir bahçeye doğru iniyor. İki ı’rîım'ıılıe Gaki parmaklıkların üzerine s,ı M zanmış kuğu kuşları, kanadlarile VU Terdiveni sarmış. Bunların birer hey: kel olduğuna inanmak güç. HNM_ başlı başına bir san'at eseri ve o Si Ce canlı, Merdivenin aşağısında bembe Yâz bir avlu. Her yanında, beya? ge_:ne ler ortasına oturtulmuş vpalhı_ı_vi ağaçları, Billür şelâler, inco bıre:k ::cr Ünzisi gibi yukarılardaki Waım Bi bu ağaçlara doğru akıyorlar. HA Varların kenarları, sedeften bırerh;s. Bibi, kat kat. Her raf billür sudan Z ün) aldıktan sonra onü a!ğ.nĞ:kkl ı;ucı armağanlıyor. Bütün bu CiYEİ Ş isileri de orta yerdeki Mermer zi Çi içinde kayboluyor. Bışdoı_murec kadar güzel, Bir bahçeye çıklığım! san- :şn-ı. Gözlerim yukarı ilişti ve uılndıı_ıî | bu güzel köşenin bahçelerle tek alü Tesı bile yok,. Tavanın çok yüksekte Gî";u:"“ rağmen loşluk. içinde seçile- İltie.n tamları, göklerin yetim Kkalmış bif ı_.._/Vılıd'.zııı; saklıyamıyor. sığınak | Öbür yana| 33 cü maddelerine harfiyen ziayet etmeleri lâzımdır. Keyfiyet ilân olunur. Kapalı zarf usulile Bina inşaatı eksiltme ilâm 1 — Eksiltmeye konulan iş: 27/Haziran/938 tarih j ihalesi yapılamıyan Ankarada Bankalar caddesinde Osmanlı Bankası İttisalinde- ki vakıf arsa üzerine Borsa, Vakıf Parolar Müdürlüğü ve apartıman binası in- şaatıdır. 2 — Bu inşaatın temel kısmı vahidi fiat üzerinden ve mütebaki aksam maa Mmüştemil götürü olarak yapılacaktır. 3 — Keşif bedeli (220446,54) liradır. Bunun (28184,15) lirası 1922€2,39 llrası da diğer götürü aksamm inşası içindir. 4 — Bu inşaata aid şartname ve evrak şunlardır: A — Fenni ve hususi şartname, B — Mukavele projesi ve projeya bağlı vahidi fiat cedveli, € — Eksiltme şartnamesi, — D — Proje. Yukarıda yazılı evrak Ankarada Vakıflar Umum Müdürlüğü İnsaat Mü - dürlüğünden, İstanbulda İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünden: İzmirde İzmir Vakıflar Müdürlüğünden (11,02) hra mukabilinde ahnabilir. 7 — Eksiltme 8/8/988 tarihine rastlıyan Cuma günü saat 12 de Ankarada 2 ci Vakıf apartımanında Vakıflar Umum Mücduürlüğü inşaat müdürlüğünde top- lanacâk komisyonda yapılacaktır. 8 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (12272,33) lira teminat vermesi ve aşağıda yazılı vesikaları haiz olması şarttır. A — 1938 yılına ald Ticaret odası vesikası, B — 1530 yılma aid olarak Natia Vekâletirden alınmış en aşağı (100,000) li- ralık tek bir bina inşaatırı yapmış ve muvaffak olmuş bulunduğunu bil - diren yapı müteahhitliği vesikeası. 9 — İsteklilerin bizzat Yüksek Mimar veya Yüksek İnşaat mühendisi olması temel için ve gidiyordu. Bura-| ve bunlardan birile müştereken teklif yapıp mukaveleyi birlikte imza etme - dairenin sınırlâ- | teri şartlır. bi. Hind su-|. 10 — Kapalı zarfın ihzarında teklif mektublarının yazılışında bu zarfların tevdiinde ve posta ile gönderilmesinde isteklilerin <2490> sayılı kanumnun 32 ve (4670) Kapalı zarf usulile eksiltme ilânı Eskişehir Nafıa Müdürlüğünden : Eskişehir Çifteler yolunun 13-4.000—21 | 900 kilometreleri arasında <15976.05> Jira keşil bedelli şose esaslı tamiratı 25/7/988 tarihinden 15/8/988 Pazartesi gü- nü saat 15,30 a kadar kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme Vi- lâyet Daimi Encümeninde yapılacaktır. Muvakkat teminatı «1198.20> liradır. Bu işe aid keşif, grafik, fenni şartname, mukavele projesi ve eksiltme şart- nameleri her zaman Nafia Müdürlüğünde görülebilir. İsteklilerin bu gibi işleri yaptıklarına dair Nafia Vekâletinden alınmış mü - teahhitlik wesikası ile senesi için muteber olmak üzere Ticaret Odası vesikasını toklif mektublarını eklemeleri şarttır. Teklif mektubları ihale saatinden lâakal bir saat evvel makbuz mukabilinde Daimi Encümen Riyasetine tevdi edilecek- tir. Postada vâki olacak teahhür kabul edilmez. — *483b Şirketi Hayriyeden: 1 Ağustos 1938 pazartesi gününden itibaren. '-Mın!leinln değişmesi üzerine 4 Temmuzdan itibaren " tarifeye yapılmış olan tadil ve jlâve mülgadır. 16.25 te köprüden bir vapur hareketle Beşiktaş, Kandilli, Anadoluhisarı, Kanlıca, Çubuklu ve Paşabahçesi iskelelerine uğrayarak Beykoza gidecektir. (Bu sefer Cumartesi günleri YA SN L vi yradöm Ha $ GÜNDER Eder vrmez Vö dür Ka Saat 16 da a ıı.vı 'apur sonra prüden 16.10 da Yeniköye kadar yapılması ölan 146 No lu a :gah 5 dakika sonraya alındığı ilân olunur. » — hafazaya memur ve geleni nasıl parça dayanımıy arak bur aya geldin öyle ç. Etten | DU ansızır, parlıyan ve sönen ışık, bura-| riyordum ki paşa; inde yapılan eksiltmesinde talib çıkmadığından — dolayı ıne bizzat kendisi bir kaç kelime jilâve vetti. Yanıma aldığım büyük zarfla kü- üüü lalen Di y Ö eli eİRR BAA a £ “Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İetanbulda $ darağacı altında biten Mmemuriyet ha: ; MELAERENASENANANGARDKAK G0 SKKK K KA seKsAKEENNNe ERALeSESAKTE Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı veeski meb'us Ehubekir Hâzım Abdurrahman (Paşa) ile mühendis ve bir sürü jandarma doludizgin avluya girdiler. Paşa odamın penceresi önünt geldi: “Seni gidi nane molla! Seyahat meşakkatine mi?,, diye bağırdı Üç saatlik bir köye gidileceği için, |dö liim. Çünkü iş değil, yü sön fi Bi için, |dönmedim. Çünkü yalnız diş değil, yü- yolda Tüzumlu 2lmnfm_k.ıa beraber |rek de kıran bu demir leblebiyi çiğn”- müfrit bir ihtiyat ile rüşdiyenin ilk se- | yip durmağa ne iktidarım vardı, ne .8 n!:sındedp_cn taşıdığım gümüş divitümi, | tabammülüm! hîrkaç kag;ı_l ve biri büyük, ikisi kü -| Onlar da tekrar tekrar teessüfleri-d Çük vâmak üzere Üç dosya zarfını ve| beyan ederek hayvanlarına binip gitti- bir mikdar da mektubluk zarfı yanrma | ler. akdım. Ben, Kastamonu: ğ & aBa A A, ya uğramıyarak döj; Ş hı.lııhn*.nı_ı _o.dugıımuz muMnmEmca İstanbul yolunu ıl;ılmıkj:çuî. KJ?- köşkündeki selâmlik küçük, büyük iki| tamonuda Keşfi efendiye şu telgrafi oıhıd_an ibaretti. Paşaya — büyük oda | çektim: - :îk]ı.kîıgük posta zarfına paşanın ö-| « İstanbula gidiyorum. Oradaki ki - üne koydum: tablarla eşyalarımı İneboluda Y: - İlâve edilecek bir şey yoksa kapa- | dise _ı:ündığnlr.ı ğ a tayım, dedim. Telgrafhane: İ ü il dim Si e 'ye gitmek Üüzere iken Paşa düşünür xıt?! durdu., Sonra: sokak kapısı önünde şiddetli nal şakır- — Kapatımnız, dedi. |kıları işittim. Bir de ne göreyim? Ab - Bu zamksız büyük zarfı kırmıza mü: hür mumile kapatarak, hareket kapı önünde bekliyen jandarmaya mü | Gürrahman paşa ile mühendis ve bir için |çok jandarmalar avluya girmiyorlar ve-İmi?! Paşa, katırın üstünde, — odamın Ppencerosi önüne geldi; — Aman, aman zarfı getiriniz, deme-| —— Seni gidi nane molla! Seyahat me- sin mi! Getirdim, tamir; kabil olmuya -| şakkatine dayanamıyarak burada isti- tak bir şekilde yırtıp açtı: rahat etmeğe kalkıştın öyle mi? Yağma relere, sizin bamyalardan | yok! Nasıl geldinse öyle döneceğiz! de« (Bu bamyalar meselesi" aşağıda izah | di. ! edilecektir.) birer mikdar günderece-| Beni iki jandarmaya kucaklatır ku- ğimi evvelce kendilerine bildirmiştim. |caklatmaz ata bindirtti. Daha ayakları gönderildiğini dünlmı üzengiye geçirmeden, paşa, elinda akşam yazdıracak iken unuttum, sözile kamçı bizim atın arkasına ge;,'ıi Bir evrak arosından bunları buldü, içleri- posta sürücüsü Bibi, kendi atını v;! b ""mkbi"dil'ln katırı çalakamçı koştu- Tarak memurin ve eşrafın b - çüklerinden ikisini getirdim. Hiç hatır|limize mâna veremiyen AA D ve hâyale gelmiyen ani bir ihtiyac için |de yola koyulduk. tedarikli bulunduğumdan memnun ola- * Kağını düşünerek mektubları! onlara koydum, gene kendisine sorduktan sonra zarfları kapattım, jandarmaya werdim, O, heybesine yerleştirirken paşanın aklına bir şey daha gelmesin mi? Jandarmaya bağlırdı. —- Züurfı gelir, zarfı getir! Bu sırada küçük odaya girmiştim. Jandarmanın peşinden koştum. Fakat paşa, bana: — Aman yırtmayınız, a büyüklükte başka zarf yoktur, demeğle vakit brrak- e M madan zarfı açlı. Bana da, başka bir| — Benim bildiğime göre, orada, tü- Mett eet ail tti lufıd'en h:ışkg bir şey yok. Onu efendi: — O büyüklükte başka zarf yoktür, | MİZ içmezsiniz. dedim, Valizimi köye gönderdim, Ben- İdeniz fevkalâde bir ihtiyal ile bir ta- mesini cebime sokmuştum, Paşe, burnu sıkılmaş bir çocuk sima- & aldı: — Ben seni tenezzüh etsin diye ge- tirmedim. Vazilendi. Düşünmeliydin! |£ Cevab verdim: | — Bundan ziyade düşünecek ve ihti- yatkâr olacak bir kabiliyette yaratık madıfıma teessüf ederim! Sıkılganlığıma rağmen, bü - sözleri düzgünce söyliyebildiğimden memnun- dum. Paşa hemen elimden kırmızı mumu &ldı. Puslaya: ı — Bu zarfın halinden bizim ne vazi- Şimdi gelelim bamya meselesine : Memuriyeti İneboludan Samsuna nak-- lolunan pek müdahin bir gümrük mü-- dürü, paşaya yazdığı mektubda: «Samm- suna müteallik evamiri iahimanelerini bududsuz bir iftihar ile infaz» edece- ğini bildirdiğinden paşa: — Şu müdüre ısmarlanacak, Sam « isunda ne var? Diye sordu: (Arkası var) #önesesecescemeinA e veverercsen x Bir doktorun günlük notlarından Mevsim ârızaları Sıcak mevsimlerde görülen diğer ürıza lardan biri de ayak parmaklar) araların- da husuüle gelen tahrişler ve pişiklikler « dir, Ayak parmakları çok az hava alan bir nahiyemizdir. Ayakkabı ve çorapla hemen dalma örtülüdür. İşte — bundan dolayı ter tebahhur edemez ve havalan- ma vüki olamadığı için lerler orada te- raküm ederek beşereyi tahriş eder, ora- ları kızarır, kaşınır, kaşınması bazan çok jyette bulunduğumuzu — Kastamonuda || *ddetlidir. Hasta ellle veyahad diğer bir | anlasınlar, cümlesini — yazdı, puslayıi 3u.=;Mmı,.Wı 'm';":ı:' mm.ıı- Zarfın içine soktu. Ben küçük odaya, Hafız Mahirle mü- bendisin yanına gibtim. Onlar, zarfa benim başıma gelenleri görüyor ve bili yorlardı. Paşanın eski mensubini Reşid beyin: — Allah gelâmet versin, paşamiz bir demir leblebidir, Üç senede dört mübürdar kaçırdı! Sözü kulaklarımda ftekerrür eder gibi oldu. Kararımı ver- dim, Mahir hocaya: — Artık, dedim. Arkadaşlığımız bu- rada nihayet buldu. Bu sözleri söylerken, paşa oda ka- pismın önünden sür'atle geçti. Mahir efendi Ve Mmühendis ayağa kalktıkları için, kendisini takib edeceğimizi sandı! Katırma binerek sokak kapısından çık- Ben, Mahir efendi İle mühendisten, köye gidince, valizimle diğer eşyaları» mi akşama kadar buraya göndermeleri- ni rica ettim. Onlar, paşanın, bu müna- sebetsiz muâmelesinden pek çabuk piş- man olacağını söylüyerek beni tatyip e- deceğini söyledilerse de kararımdan mayl sızar, Artık — mikrobların girmesi için saha tamamile açılmıştır. Burada da koltuk altlarında olduğu gibi lenfa yolları vasıtasile mikroblar vücude ka - |P yışır ve İlk alâmeli kasıkta bez atma - sıdır. Birdenbire böyle kimselerde kağık- larındaki bezler şişer, ağırır, dokundur- ma2 ve derecel hararet te az çok yükselir. sebebin! ararsanız ayak parmak- |f bulursunuz, ,Bu gibi Gfetlere malik olmamak için ev- velâ günde iki dofa sabah ve akşam te-, miz, sıcak sabunlu su ile ayakların y) - kaznması ve temiz çorap giyilmesi lüzim- dır. Parmakların tahriş olmuş olan ara- larında birbirine temas etmemes! için banyodan sonra temiz gaz bezlerile sar- maâlidir, parmak aralarını talk pudrası veyahad muzadı taaffün — pudralardan her gün doldurmak çok fayda verir. Bu gibi vak'alarda hastaların renkli ve bo- yalı çorap yerine beyaz çorap giymeleri | dâzımdır. Ayakkabıları da çok mühimdir. Keten delikli, hava alan ayakkabıları kullar - mak şartlır. Cevab isteyen — okuyucularımının — posta pula yoliamınlarımı rica ederiz. Aksi tak- dirdo İstekleri mükabelesiz kalabilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: