15 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

15 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Birincite çiu 15 “Son Posta, nın Hikâyesi NEMA BAHÇEDEKİ KORKULUK Ny, Çeciren : Faik Bercmen ayım tili geçirmek üzere L... ka- hilkatte | sünüz; mevsime gi hir köylü tipi olan baba Papiyyeyi ziya-| palamut, salyangoz, kurbağa vesaire a- it, garib geri kalmam. lerinde fırıl fırıl dönen ufacık gö: erinin y doğ- geldiğini görenler pkasile. karşıla. ahlâkı bir K vanlığın noktada tı, Hasisli abanın en €8- iç tarlasına, eğine lâde hay an bir zer- ı söylerler. rengini dej bir ceket, kaza a seneler yamalı ayakların- » bir pantalon ve delik deşik | ar, 3lı eski bir e yetmiş senedir çalı tını biraz değiştirmek da- nağı aklı başında y ile en baba Papiyy y h at yaş halde ucundan bi teçirmemişt! ne gelince, iç ad idi. K ' r iki sandalya ve koltuk bütün mobil- & aşki) ediyordu. Hele gıdası; kışin hana çorbası, peynir, biraz domuz su- ağu, yazın da meyvadan öteye gilmezdi. di kılığın- Bözünü kaparsan bunları öbür dünyaya ötüremezsin, biraz da kendi rahat et... nefsine suratla: ımın terile kazandığıma kâhya stemiyorum. Canım nasıl isters? o kadar m, kimse karışmasın bana... der- bahçeliğinin getirdiği kazanç- tan maada tesadüflerden istifade ederek dı. Meselâ, ilk- nbaharda baba Papi; gibidir deyi her b... çiğne ne de yorsun? ğim? Her gün bi çeşid nomro İcat edooruz ki he - iler (o beşbütün kızsın da enkse - mize binsin deyi Burası yatakha nedir, o yoksam şudur? Böyle anteri ilen psıp papuculan, don paçalarını bar- yak gibi açaraklan gezoorsun? Bund: âberte vardır dedi isek kılık, kıyafet Yususunda değildir. Kapalı her b... ye- 3ir de, açığına tehamül yoktur. Palya MW gibi seryanlık olimak istemezsen ye- hastane koğ öteden, atı — Sen de boşuna dır dır edeceğine iü perdeleri çekiver ilkipta, — Güzell Perdeyi açıp kapaması endendir, be? Barim sen de dışarı ük da 'parsa topla. Gerçekten ten © oynooruz? — Kapatsan a perdeyi, bel — O ki kapanmoorsa, ne edeyim? Çayı bozulmuştur, ne? Sahiden de, bu üçüncü mevki kam - yarlimanın perdele; güç İşleyordu. Seriğin korkusundan, Takvorun asıl - ile perdenin takımı ile yere düş - i bir oldu. Bu hâdise tahkahalar dışa n anlimasını imac et bir kulağından ndan çık ürer lan oturuyordu. Bu « t böylece bir aba sürdü sürmedi. gürültü ef en çıkaceldi. İçeriye girdi; gülmesi ek, ihtiyara çıkıştı. dakika yü duyan r zaptede- iklerinin g “ Miz var ormanlarda keşifler yaparken görür- — Ne yapayım, bayım, dedi.. kader bu, e mantar, dağ çileği, Il sıra onun di ak onu bâna geri getirmez... Siyahlar giymedim | diye kasabada herkes bana kızdı. Ne ola- : | cakmış sanki, o da ayrıca masral... | — Ölmeden evvel, baba Papiyye size| hiçbir vasiyet ve tavsiyede bulunmadı ma? — Bulunmaz olur mu?... Ölmeden bir kaç dakika evvel «Yemişierin böceklerini | bulmadan gidiyorum. | emiyeceksin... Bari| dalya kutuları | İçiktan kâr getirecek şeyleri toplar, kas baya yollanır, yolda rastgeldi İsirpıyı da sırtına yükliyerek hepsini be- ber pazar yerinde satar ayrıca para kazanırdı, | İşte bu suretle metelik metelik üstüne İlira lira üzerine eklenerek epeyce r | teşkil etmesi lâzım gelen bu parayı baba İ Papiyye ne yapardı? Bunu kimse bilmez İdi. Herhalde yegâne zevki bunları sak:| yerden çıkarmak, Papiyye ana ile/8 seyredip saymaktı. Baba Papiy- di. Ağzından a vakit Sen de bu işi bec dallara bez çbir şik köcast- | ş yeh bir de Papiyye ana vard Kocası kadar perişan ve sefil bir kılık. ilan bu bir çivi, bir düğme, bir dönüşü düşürül; b velhasıl bir şey bulabil nı göklere hiç kald An'an | diniz r lara balik kutusu astinız mı? ta hti kutusu mu? Hayır, ben onda» | i kocam pek e kendisi bekcilik ik yapıyor? biraz dinlenmenin ne oldu . Hatiâ korktum ik kiraz ağacının bir dalinda baba Papiyye kollar havada, â- haykır-| ılı duruyordu. kar-!ber baba Papi çeleri kaçırmağa uğraşırlardı * Bir termmmüz başında (L....) kasabasını çıktığım vakit şu veya bu havadis ara- İsında dostlardan baba Papiş kı ortasında bir hastalığa tutul ğünü duydum. Papiyye anayı görmek için fırsat bu fırsatı, Ben de öyle yaptım. Yanına var- dığım zaman Papiyye anayı, nereden e line geçirdiği bilinemiyen bir gazetenin ilân sayfasında o sene Tope şapkaların çok moda olacağını okuyarak bu taraf- İtan da bir kâr temini maksadils tahçede| | köstebeklere tuzak hazırlamakla meşgul İ buldum. t ğunu bilmediklerinden o gün de ba rerler, karsı bir tarafta, kocası diğer ta reti yapıp ağ ma sesleri çıkara ga ve sı t, her şeyi ile b yamalı pantalonu ında, başında fötr şapkası, daki kadar bükük bir baba Pe. İpiyyenin tâ kendisi idi Papi | vas mişleri ye t ini yerine getirmek he ana kocasının erçelerden muhafaza etmek için| çarel hal olarak baba Papiyyeni elbisesini samanla doldurup garib bir yak ile tıpla tıpkısına da ona benze tetek bir korkuluk yapmak suretile ağa ça asmıştı. Dişs — Tıpkı benziyor, değil mi? diye sordu — Evet, evet benziyor. amma, Papi ahtan akşami ağzile sırıtarak: ta takınarak | şeyler duymuyor musun? Ide Papiyye ana-| — Duymaz olur muyum? Tabii duyu- rken, o, fütursuz bir| yorum. Kendi kendime sevgili kocacığı- mun öldükten sonra bile, çok sevdiği tar- SON POSTANIN POMANI Keder ve teessüf ifadeleri vaziyete uygun bir Ş yı teselliye hazırl eda ile: Nafıa Vekâletinden: n Çar; & günü saat «15» de Nafia dürlüğü Su eksiltme komisyonu odasında kapalı zart işletme merkez binâ- âleti S usulile yap: 3—iİs şarir projesi 9 bayındırlık işleri genel fe kuruş mukabilinde Sular Umum Müdürlüğ 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin «12 vermesi ve ek$iltmenin yapılacağ lanan bütün vesikalarla birlikt ik me m ünden alık muvakkat teminat günden en az sekiz gün evvel ellerinde bu- bir istida ile Vekâlete müracaat ederek bu işe mahsus olm sre vesika almaları ve bu vesikaları ibraz etm ri şarttır. Bu nde ka talebinde bulunmiyanlar eksiltmeye iştirak edemezler. 5 — İsteklilerin teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat ev- veline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde M. amdır Postada olan vermeleri kmeler kabu ie SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra muntazaman dijlerinizi fırçalayınız. limanlara müte D.D/39 numaralı palamut ve çam kabuğu tarif ni bir tarife ihdas edilmiş nakliyata tatbik edilen esine bu kere palamut hülâsası Bu yeni tarife 111933 tari hinden Fazla tat tibaren sında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenleri yin ettiği vesikaları ve tek ğine ve mda Şartnameler 2880 kuruşa Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır. (7342) meleri, lâ lasina, ağaçlarına bekci olabildiğini dü- k duyuyorum. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Madalyonun iki tarafı Yazan: Maksim Gorki Ruscadan çeviren: H. Alaz oracak sualim ve anlıyacak şeyim kalmamıştı. Hasisli-| sanları bu derece maddileştirdiği-! bissizleştirdiğ ruhsuzlaştırdığını asla tasavvur edemezdim... m — durdun? — Ben biliyorum. Bir defa emniyet sandığına amanet yatıracaktım, mü - hürüm yanımda değildi de, bana böyle parmak bastırdılardı senedin akına Güç belâ, bu sefer böyle bir şeyin mevzuu bahsolmadığını kendisine an - latabildi! O da! ail oldu Bütün t m bittikten sonra — Bunu da nereden u nealini hiç biri an- anmıyordu oOamma, verifin halinden, tavrından, söyler - ken yaptığı hare - <etlerden, Takvo - un biraz evvel yap- mş okluğu ihtarı teyid eylediği belli oluyordu. Gurabi efendi ge- ne kımıldamıyordu. Bunun üzerine şef dö tren onun tâ ya- nuha kadar sokula » rak, düntmeğe mec- bur oldu. — Haydi, giyin dedi. Takvor dayana - madı; o da ihtiyara hitabla; — Gördün? Teminden demiş isem; helbet bir şey biloordum da demişim. Şimdik, istersin bir de üstelik ceza kessinler? diye sordu. Gurabi efendi mırıldanıyordu: — Ne tuhaf memleket! İnsanın raha. tana bile karışıyorlar. — Hel Tuhaf olan mem ğil, senin manfalitendir. — O, sarfettiğin lâkırdı ne idi ya? — Mantalite demişim. Yaniya ki ka- fanın içerisindeki,, makinenin işleyişi. dürbünün gi aynanın gösteriş nasıl deeyim? Gurebi efendi ister kalkın geçire istemez yerinden | entarisinin üzerine ebisesini e çalışıyordu. Takvorun İza- hatına karşa: — Acaib! dedi. Benim kafamın dhane mi? Dürbünü, nereden çıkardın? eket de- O ana kadar ağız açımıyan İfakat rum birdenbire atıki — Ne dediri? Mantinutası mı var? Takvor şaşırdı Fakat çarçabuk ken- dine gelip: — Ne doorsun, tereyağı? dedi. Ben haryan deorsam, sen baryam ağnoor - sün! Yi aynaj Ya, fenni lâfların OÖsmanlıcada| karşılığı yoğise ben ne edeyim? İltiyar mütekaid tekrar giyin nce | artık mesele kalmamış, komedi hita - ma ermiş demekti. Pencerenin önünde- ki seyirciler dağıldı; herkes yerli yeri- | İ sim? deyince. o De çekildi. Bizim -|, kiler de köşelerine| büzülerek — sabahı, kâh uyuyarak, kâh uyanık olarak bek - lemeğe karar ver * diler. » kendilerine, şehri d o gün vapır günü guruba kadar behemehal terketmeleri bildirildi İlitiyaten, pasaportları alıkoydular —7— Hamburga var - dıkları zaman vakit öğley geçiyordu. Geceleyin bir çok büyük şehirler me « yanında Berline de uğramışlar, (fakat hiç birinin haberi bile olmamıştı. İstasyonda, ken-* dilerine refakat e - den memurla yüz - şırmışlardı, kahvenin tarasasına arası her kisi- ib olmuş, gö - leket hasreti uyandır yerleştiler nin de hey nüllerinde me mıştı. Koca Oh! Borakselar da hep burada 0 - tursam.. kendimi Şemsipaşada sanıvo- TUum.. diyordu Gurabi efendi de: Canım deniz! Ne yazık ki şuca - cıkta bir nargile içmenin imkân ve ih- iye telehhüf ediyordu. orik, Fransaya (hareket gittiler. yüze gelince Herif, bunları peşine kattı; doğruca polis dairesine götürdü. Orada hayli uzun süren bir muameleye #ğbi tutul - dular. Parmak izleri, yandan ve önden e rıhın suretleri cek vapur soruşturmağa Gerek rıhtım üzerinde ve gerek mü - ertaların yazıhanele - varak bir hayli dolaş tılar. inin Fransızcası buralarda para et oda başka dil bilmediği cihetle bir bürlü merama nail olamı - yorlardı. Takvor: — Gene kin olduklarından İfakat hanım isi limana gidip de par- çe maktir.. dedi, O tarsfa doğru gittiler. Koca öıhtım bir b alama vapur dolu tenza baryağ niş vapurlara bak - — Haydi, anı n öbür başa, idi. Dağ gibi acık balıkcı Şi- leplerine kadar her çeşidi vardı. Arkası vari 4 den parmek basılır mı? O mühür ve- rine geçer sonra. Adam: dava edip de nahak yere zarara sokarlar, trarsatlantiklerden,

Bu sayıdan diğer sayfalar: