15 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

15 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4365 Blrinciteşn. —— — Tadyo satan mağaza- lardan birine gidiyor. Sasilerce kalıp rad- yolara bakıyor. Bu aylarca sürdü. Me. rak edip sordular: — Radyo mu ala- caksın? — Yök tanim, de- di, radyo filân alacak geğilim, radyo alan eş dostü — öğreniyo- rTum, canım radyo — Kimin olacak arib ve ARTKUR 0'TOOLE (1588- 1618) ordularında general ve Hindistanda düclle yapmış ve hepsinde de muvr V SRRE nıı—ı.a loki larında — her ye> mektan evvel kem yemek posto bir mecburiyet haliadedir ordusundu yözbaşı, Holanda - or , Avusturya ordularında yarbay, Venedik, Papalı raca İdi. 3 ak olmuştur . Dünyanın en ivicaclı demiryı laya hattıdır ve takribon 85 kilometre uzunluğundadır SON POSTA 4 Dünyanın en g ; dolambaçlı P yolu K 'olu Darijilin - Hima- Fareler koku almak | ta geceleri hassastırlar aha — Bu minimini ayakkabılar de kimin? benim!, dinlemek istediğizzak — Senin ayağın bunlara siğiyor mu da?.. man evlerine gidece- ğim! ye düşünüyorlar, — Sığmıyor amma, ötelde kalanlar Papıda bunları görün- ce., benim için: «NE güzel ne küçük ayakları vardır. di- — Tyen hemen hareket etmiyecekse, büfeye kadar gidip bir bardak su içe- yim, VneskserüyeReedüleeeELELALELAARETEMİAAİN K Hoş sözler | Küçük müş — Doğduğunuz - tarihi hnıırlnmı)'nri musunuz? : — Nasıl hatırlıyabilirim, 0 zaman ço küçüktüm! | a | Var | — Nişanlınız çirkin değil amma, çok soğuük. — Öyle amma, nişantımın koskocaman | bir kaloriferli apartımanı var. | * Birkaç vecize Aşk fedaklârlık ister, bilhassa izzetine- Histen, * Yakalanmıyan hirsiz yaknî:mmudıgıw müddetçe namusludur. * Malınızın kiymetini bilmeniz için O malın bir gün elinizden gidebileceğini | düşünün! * : Hasis malının sahibi değil, mal hasisin sahibidir. * Bir dostu kaybetmemek istiyorsan ona borç para ver, ondan borç para isteme. h & 4 n — Bayan, misafirlerine şarkı söyler- ken kapıyı kaparız. — İçeri kimse girmesin diye mi? — Hayır, kimse dışarı çıkmasın, diye! — Dün aldığım yazı makinerini geri getirdim. — Bir bozukluğu mu var? — Evet, yazilarda fazla imlâ' yanlışı oluyor. — Yaramazın biri gene başıma: top at Üİ 19 | &-——/65’( 5z A L Güzel fıkralar || Ölmiyecek mi idi ? Sekiz gün denizde kalan bir insanı | balıkçılar görüp çıkarmışlar.. — Zavallı adam herhelde ölmüştür de ğil mi? * Geç ci — Nişanlımın her şeyi - mükemmel amma küçük bir kusuru var, benden üç yaş büyük... — Geçici bir kusurdur, zararı yok, üç sene sonra sen ondan üç yaş daha bü olursun! * Misal Bir bayan söylüyordu: — Çok çirkin insanlar vardir ki kalb- leri çok temizdir, — Hakkınız var bayan, meselâ viz çok temiz kalblisiniz! | * Öbür elinle Telefon görmemiş sordu: — Telefon nasıl konuşulur. Telefon gördüğünü söylüyen, anlattı: | — Bir elinle telefonun dinleyicisini a- hr; dinlersin, öbür elinle de söylersin! Apartımanın banyo tesisatını yapa- cak usta, diğer aksamı yapacaklardan daha sür'atli çalışmıştı. Taksit Taksitle eşya alan amıyadşak_ | si isteniyor. Hız arttıkça kazalar şeîıl ! İ g Bir verf Z TI ga V eekidikçe | | hafilleşir | | 4 dairedir. / Alrika Kon- geranun premsi, her x3 santim geriş- liğinde tele , fon tellerim - den biria Tarihi tedkikler: «Yirminci asır sür'at asrıdır» sözü a- gızlarda sakız oldu. Öyle ya, iki dünya arasında saniyede konuşuluyor, hattâ fo- tograf alışverişi yapılıyor; Trenler yüz yirmi, otomobiller ikl yüz, tayyareler beş altı yüz kilometre gidiyorlar, Vaktile bir * (iki ayda gidilen «Avrupa - Amerikâ» yo- Ja dört buçuk güne indi. Hattâ tayyare ile an beş yirmi saatte aşanlar oldu, Biz de Marmarada oön sekiz mil giden gemi- ler işletmyee başladık. Otuz sene evvel hızlı zırhlılar on altı mil giderlerken bu- gün 25-30 mil giden koca kruvazörler ya- pılıyor. Torpito muhribleri ancak 20-25 mil giderlerdi. Şimdi bu çeşid tekneler daha büyümüş olmalarına rağmen kırk milden fazla gidiyorlar. Bu hızlar bile |kâfi gelmiyor. Daima daha hızlı gidilme- artar ve neticeleri o nisbette fena olur, Bunun misallerini sık sık görüyoruz. Fakat fay- dası da pek çoktur. Ölüm halindeki has- talara ilâç yetiştirmek, felâketteki bir memlekete yardım etmek daha kolayla- şır. Geçenlerde bir: gazete başmuharriri «Nobel sulh mükâfatını telefon ve tay- yareye vermelidir» diyordu. Cidden pek doğru bir fikir, Çünkü şu telefon ve tay- İyare denilen ve sür'atin birer sembolü alan iki şey olmasaydı birinciteşrinin ilk günlerinde gözlerimizi müdhiş bir cihan harbi içinde açmak ihtimali pek kuvvet. N idi. Sür'ati temin eden vasıtalar harbin önüne geçmek imkânını verdi. Bugünkü gemilerin hızları hakkında herkesin aşağı yukarı bilgisi vardır. Gün- Tük hayatımıza en yakın olan yakın sahil gemileri, yolcu vapurları, hele şilepler pek o kadar hızlı gitmezler. Onların es- kilerden asıl farkları, hızlarının muayyen ve garanti olmasıdır. Eski gemilerin hız- ları hakkında yaptığımız şu küçük tedkik neticesinde, verdiğimiz hüküm haklı gö- rülecektir. * Eski gemilerde İki türlü hareket vası- tası vardı: Kürek ve yelken. Fakat bu iki vasıtanın ikisi de ayni derecede ehem. miyetli olarak kullanılmaya başlanma- - ö // bayan çocuğu için nl- h dığı çocuk arabasının son taksitini vermiye ,'7 Bitmişti; mağazanın r"_— sabibi sordu: ©: — Çocuğunuz na- 153., sıldır efendim? — Toşekkür — ede- yim iyidir, şimdi as- kerliğini yapıyor! maştır, İlk zamanlarda yalnız kürek var- di. Yelkenin ilk olarak kullanıldığı zama- |nı bundan 4000 sene evveline kadar gö- ,lürcbıhyuxlar. Fakat uzun zaman gemi- |eilikte başrolü oynamaktan mahrum kal- |mış ve yardımcı vasıta mahiyetinden |kurtulamamıştır. Yelkenin asıl hareket vasıtası olarak kullanılması ve kürekten üstün olması on altıncı asrın sonlarına Idoîmdur. Deniz tarihçileri (Lepant - İ- |nebahtı) harbinin yapıldığı 1571 senesi- ne kadar olan zamanı «kürek devri», on- İ dan sanra 1830 senelerine kadar olan za- Gözlerinine aldanmayı - mur, gördü- GoÜz tam bir İspanyol kaptanlarından bazıları o zamanki Türk gemi reislerine: gemileriniz yürük değildir. demişler ve bunu bir kusur gibi yüzlerine vurmak istemişlerdi. Fakat harb kabiliyetleri kadar söz söylemekte de hünerleri olan Türk denizcileri şu cevabı verdiler: «Bizim — gemilerimiz kovalıyandan da kaçmaz gemilerdir.» Yazan: Kadircan Kaflı Saıylfa 9 -— ği aB er Eski kürek ve yelken gemilerinde sür'at... NÇ AŞ «Sizin kaçanı kovalamaz, manı «yelken devri» olarak kabul eder. ler, Son asra buhar veya mazot devri de mek lâzım gelir. Tekne itibarile bugünkü gemilerir ilk örnekleri olan galerler ilk defa eski Yu- nan ve Roma tarihinde görülür. Bunla« rın 30-50 tane kürekleri olur ve bunlar her birini beşer kişi çekerdi. İki direk ve iki yelken taşırlardı. Eğer rüzgüt yoksa ve yalnız kürekle hareket ederlerse bu çeşld gemiler birinci saatte 4-5 mil hızla giderlerdi. Fakat kürekçiler yorulu>, yore gunlük arttıkça da hiz azalırdı. İkinLi sa- at 3, üçüncü saat 2 ve ondan sönra ancak bir buçuk mil giderler; yol uzadığı tuks dirde, bitkin bir halde kürek topaçları« nın üstlerine kapanan kürekeileri hare kete getirmek imkâm bulunamazdı. Ge- mi de olduğu yerde kalır, yahud rüzgâr. la akıntıya tâbi olurdu, Eğer galerler için güzel ve uygun —bi> TÜzgâr esiyorsa 3-4 mil gidebilirler, aynı zamanda kürekçiler çalıştıkları takdirde bu hız 7 mile kadar yükselirdi. Türk gemilerinin çeşidleri vardı. Bun- ların ayrılması için şimdiki gibi ton mik- yası kullanılmıyordu. «Oturak gayısı» & sastı. Oturak, kürekçilerin oturmalarını mahsus yerlere denilirdi. Oturak sayısı ayni zamanda kürek sayısını da anlı dı. Bunların yarısı geminin sağında yanl: sancak tarafında, yarısı da solda yani ise kele tarafında bulunurdu. İki taraftakk kürek sayisının müsavi olması şart de- ğildi, bazan bir tarafta bir kürek fazla bulunurdu. Türkler 10-17 oturaklı gemilere «kır« langıç» derlerdi. Adından da anlaşılacağı üzere donanmanın en hızlı gemileriydi. İki veya üçer kişi tarafından çekilen kü- rekleri ve tekneye göre büyük sayılabi- lecek olan iki yelkenle saatte 15.-18 mil 'kızla gittikleri olurdu, bu gemilerin do« nanmadaki en mühim ve hemen hemen başlıca rolleri muhabere ve karakol işlee rinden ibaretti. Kırlangıçların biraz büs yük olanları firkate diye anılırdı. 18-19 oturaklı gemilere perkende deni- Hirdi. Avrupahlardaki karşılığı brigane tindir. Fakat bu dereceye kadar olan ge« miler açık denizlere dayanamadıklari için umumiyetle sahile ve limanlara yas kın yerlerde kullanılırlardı. Deniz hark lerine girdikleri gibi hızları da diğerle« rinden üstün olan ve acele haberlerle & mirlerin gönderilmesinde kullanılan ge. miler 20-24 oturaklı kalitelerdir. Diğer harblerde olduğu gibi Preveze harbinde de zafer haberini böyle bir gemi ile yolg çıkan Barbaros oğlu Hasan Bey padişac ha götürmüşlür. ( Devamı 15 inci sayfada ) j

Bu sayıdan diğer sayfalar: