15 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

15 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa sON POSTA Birinciteşrin 15 Hergün Almanya ;çı; Muvaffak oldu? —S YOarzan: Muhittin Birgen EE> ekoslovakyayı, kuvvetli bir ba - gP bar güneşi altıı tesi gibi, iki hafta içi eritip orta- n kaldıran siyasi Alman taarruzundan ıra, hâdiseleri dikkatle tedi işahidler için halledilmesi mesele vardır: y kuvvetli memleketi de k meselesinde kendisine muhalif bu - yan memleketler, kur *ni bir ara- topladıkları zaman, Almanyanın temin abileceği yardımlara rağmen, bu mem- eti mağlübiyete de işküllere sevkedebilecek ve ona bir nya harbini arzu ettirmiyecek derecae- mühim bir kuvvet oloku vücude geti- silirler. Şu halde neden dolayı Alman- koölaylıkla davayı kazandı. Ayni za- nda, 918 denberi Avrupada ve dünya- bariz bir siyaset faikiyeti gösteren ve ialarında muvaffak olan yegâne mem- etler Almanya ile İtalyadır. Neden bu mleketler taarruzların: uvaffak o- torlar da, diğerleri ric'at halinde kalı- tlar. Acaba, bazılarının - zannettikleri ( bunlara bu muvaffakiyetleri temin m yalnız askeri kuvvetleri midir? er böyle olsaydı, İtalyanın Habeş işine ebbüs etmemesi lâzım gelmez miydi? Bu mesele, esaslı bir tedkike muhtaçtır. tedkik, bizim, dünya vaziyetinin bu- akü manası hakkında daha canlı ve ha net bir fikir edinmemize yarar. * Almanya ve İtalyanın elde ettikleri wvaffakiyetlerin muhtelif sebebleri var- * Bu sebebler arasında askerlik kuv - tinin rolü tâli derecede kalır. Bunun üli, İtalyanın Habeşistan hareketidir. Iya bu teşebbüse giriştiği zaman, kuv- t olarak yalnız kendisine güvenmğe | eburdu. Almanya henüz askeri bhazır-| larının başında bulunuyordu. Buna| jmen, Mussolini ileri atıldı ve muvaf- | t oldu. Şu halde, ötedenberi siyaset| wvetini askeri küvvette aramıya alış- ş olanlar için bu, anlaşılmaz bir şey ır. Acaba bu meseleyi nasıl hallede -| 1? Bu suale cevab vermeğe ç lim: Almanya ile İtalyaya bu siyasi muvaf- tiyetleri temin eden muhtelif âmiller | edır. Evvelâ bunlardan bazılarını kay- delim: | — Bu iki devlet, giriştikleri davaların za kısımlarında haklıdırlar. Hattâ Al - anyanın şimdiye kadar yaptığı iddiala- : hemen pek çoğunda haklı olduğu mu- kkaktır. Hak sahibi ve kuyvetli bir mil- i haklı taleblerinden vazgeçirmek için a karşı harb açmıya dünyanın bugünkü Ti ve ruhi vaziyeti müsaid değildir. Bu- nla beraber, eğer iş sade buna kalmış aydı Almanyanın elini ve kolunu bağ- nak ta çok müşkül bir iş olmazdı. — Muhalif tarafın en büyük kuvveti gilteredir. İngiltere bir harbe iştirak nedikçe Almanya ile İtalyaya karşı nse harb yapmıya cesaret edemez. İn- tere, dünya yollarına hâkim olmak ba- nından çok kuvvetlidir; hattâ dünyanın büyük kuvvetidir, dahi — diyebiliriz. kat, İngilterenin tarihi gösterir ki bu wvet, bizzat harbetmekten ziyade baş- | larını dövüştüren ve ekseriya bu dö-| şmelere uzaktan seyirci olarak bakıp ; Iştirak etmiyen veyahud iştirak için ) dakikayı bekliyen bir kuvvettir, Me- â, Habeşistan meselesinde İngiltere Iyayı belki ezebilirdi. Fakat, İtalyayı dikten sonra da kendi kuvveti belki o nankinin yarısına İnecok ve o takdirde giltere İngiltere olmaktan çikmış bulu- zaktı. 'gte, bunlar birer mühim sebebdir. Fa- t, bunlardan daha mühim bir sebeb edir ki asıl onu kaydetmek isteriz. * 3u sebeb de totaliter ve demokrasi re- ileri arasındaki farktadır. Totaliter re- dlerde halk siyaset yapmaktan âdeta | manudur. Meselâ, Hitler «Bir memleket | fabrika gibidir. Siyaseti yalnız hbri-l hın müdürü yapar. Ötekiler çalışmakla müdürün dediğini yapmakla mükel - tirler» şeklinde ifade edilen bir rejim sefesi yapar. Halbuki demokraside si- seti halk yapar. İngilterede ve Fran - la halkın serbesiçe verilmiş reyi ol » dıkça siyaset yapılamaz. Fırkalar, si- etlerini tayin ederlerken daima inti- (Devamı 14 üncü sayfada) Resimli Makale : Nikbinlik rahat vır yastıktır, ınsana eder, bedbinlik ise tahta bir sedir gibidir, uykuyu varsa bile kaçırır. iyi bir uyku temin Ne çok derin bir de tam orta nokfa uykuya dalınız, ne de fazla uykusuz ki lınız, her şeyde olduğu gibi nikbinlik ve bedbinlik bahsinde akıl müvazenesi için en iyi merhaledir. SOÖZ ARASINDA İkisi de film yıldızı Olan karı koca Geçinemediler Hergün bir fıkra_îğ H Siz nehri ğ Merhum Süleyman Nazifin bulun- ; duğu bir mecliste nezaketile tanınmış bir paşadan bahsediyorlardı. Süley - man Nazif söze karıştı: — Hakkınız var, dedi, paşanın ne- zaketine ben de şahid oldum, Bir deja Paristeki «Sen» nehrinden bahsede - E cekti. «Sen» diyemedi, İ dedi, Kü . $ senede 15 şehri soyan hırsız Londra polisi, sekiz senedenberi bir kuyumcu dükkânında — tezgühtarlık yapmakta olan James Haroldu, hırsız- lık suçile tevkif etmiştir. Dükkân sahibi' kuyumcu, tezgâhta - rının namusluluğu ve dürüstlüğü hak - kında teminat vermişse de, söz dinle- «Siz nehri> ; & Meşhur Frankaz filim yıklızı Anna- bella, dört senedenberi evli bulundur Bğu kocası Jan Murat'tan ayrılmağa ka- rar vermiştir. Ayrı ayrı memleketlerde filim çeyir- mek mecburiyetinde olan bu iki artist, dört senelik evlilik hayatlarında pek ender olarak birbirlerini görmek fır - satını bulmuşlardır. Anmabella 26 yaşındadır. ve bir oer- kek çocuğu vardır. Gütercinler ile “telsiz,, arasında rekabet... Bundan bir ay kadar evvel Amerikada, bilhassa sahil mıntakalarında büyük bir kasırga vuku bulmuştur. Kasırganın vu- kua geldiği mıntakalar ile memleketin diğer kısımları arasında her türlü mü - habere inkitaa uğramıştır. Kasırga tel - siz istasyonlarını da harab eylemiştir. İmdad taleblerinin yetiştirilmesi için nihayet güvercinlerden istifade edilmesi düşünülmüş ve hemen yüz güvercin sal- dırılmıştır. Doksan sekiz güvercin gön - derilen yerlere vâsil olmuşlar ve bu sa. yede halkın büyük bir kısmı ölümden kurtarılmıştır. S TER Ötedenberi işitiriz: — Kötü ölsun da bizim olsun, derler. Arkadaşımız Sadri Ertem bu sözde: «— Mütevazı bir ailenin teselliye benziyea kendi fakir ça- tısını kâşanelerden üstün tutan samimi bir eda» seziyor. Arkadaşımıza göre bu muhakeme şekli, meselâ gümrükleri kapıyarak yerli malları korumak sahasında kaldıkça mah- İSTER İNAN, tememiştir. Polisin yaptığı tahkikat neticesini teyid eden suçlunun itiraflarından an- laşıklığına göre, James Harold 1930 - 1938 senesine kadar 27 isim değişti » rerek, İngilerenin 75 muhtelif şehir- Terinde 158 hırsızlık ika etmiş ve an - cak sonuncusunda yakayı ele vermiş - tir, James bü hirsizlik suçlarımı, çalıştığı dükkân hesabına yaptığı seyahatler es- |nasında işlemişlir. | 7939 Nevyork sergisi kaça malolacak ? 1939 senesi nisan nda Amerikada Nevyork şehrinde büyük bir sergi açı- Tacağı malümdur. Bütün milletlerin İşti- rak eyliyecekleri bu sergi «Amerika bir- stlerinin 150 nci yılır mü- nasebotile açılmaktadır. Serginin mey « dana gelmesi için Amerika hükümeti ta- rafından sarfedilecek meblâğ takriben 180,000,000 Türk Hrasını bulmaktadır. Avcılıkta yenilik... Vereceğimiz havadis bütün avcıları a« lâkadar edecektir. Amerikada bir saçma fabrikası yeni bir saçma İcad eylemiştir. Bu yeni saçma kurşundan yapılmayıp © 95 nisbetinde çinko ve 96 5 nisbetinde alaminyomdan yapılmaktadır. Kurşun saçması kadar müessir olmadığı itiraf ediliyor. Fakat, buna mukabil, kurşundaki mahzurlardan hiç biri yoktur. Malüm olduğu üzere İSTER Meşhur İngiliz Kadın bisikletcinin Garib bir itiyadı Meşhur İngiliz kadın bisiklet rökord - meni Miss Wilson, şimdiye kadar yaptığı bütün uzun mesafoli koşularda, bisikleti- İnin gidonuna bir süt şişesi takmağı ve | seyir esnasında dahi bu şişeden bir emzik vasıtasile süt içmeği itiyad edinmiştir. Bir İngiliz kaptanının başına gelenler Şimali Amerikadan Londraya gelen |bir İngiliz gemisinin kaptamı, hayvan kaçakçılığı kanununa göre 40 şiling İpara cezasına mahküm edilmiştir. Hâdise, şöyle cereyan etmiştir: Geminin, Şimalt Amerikada tedârik ettiği kumanyası meyanında, yolda kesilmek üzere bir de süt domuzu var- mış. Hayvana acıyan kaptan, domuz yav- rusunun kesilmemesi için emir vermiş ve onu kendi kamarasına almış. Gemi İngiltereye varınca, hamulesi için ve- rilen beyanmamede domuz yavrusu kaydedilmemiş ve neticede kaçak hay- van telâkki edilerek kaptana para ce - zası verilmiştir. ——— kurşun çok kere zehirlenme vak'alarına sebebiyet verirdi. Halbuki bu yeni saç - malarda bu mahzurlâr görülmemekte - dir. İNANMA! zursuzdur, fakat san'at ve fikir sahasında manasızdır. Sadri Ertem san'at ve fikir sahasından bahszderken haklı, kötüce bir mal için, İNAN, İSTER kazancı umuma aid bir müesseseden çık- tığı ve gitükçe iyileşmek istidadını gösterdiği takdirde de doğrudur, fakat meselâ çorap gibi sadece yapanları kulla- nanlar aleyhine zengin eden işler hesabına makul olabilece- ğine biz inanmıyoruz, ey okuyucu sen: İNANMAIL Sözün Kısası Bayan İrvin'e Cevabım aSi N eyin nesi olduğu belli olme- y adında bir İn giliz yahud Amerikalı bayan erkeklere karşı bayrak açmış, ateş püskürüyor. Her yiğilin bir yoğurd yeyişi vardır. Bayan İrvin de, eline aldığı yazı kalemi- ni; mızrak veya süngü şekline koymuş, biz biçarelerde olan hıncını bu türlü çı- karmağa bakıyor. Ne imiş suçumuz? Bayanın ietihadına göre dünyanın her iketinden, her şid musibetinden mes'ul bizmişiz, En bü- yük işimiz, gücümüz öldürücü âletl Jcad ederek, harbetmekten ve kan di |mekten ibaretmiş! Eğer nevi beşerin saadetini |bediyen istikrarını £ , bizleri ce yerlerine, sinema iyalarına kapak tıp dünyanm idaresini kadınlara vermeli I yın bayan, galiba tarihle hiç slâka. dar olmamış, Olmuş olsaydı, en — basit İbir vak'ayı, Âdemle Havvanın cennetten koğuluşlarına dair olan hikâyeyi hatırlar dünyanın ve insanlığın felâket ve me saib silsilesine kimin bais olduğunu ta« yinde güçlük çekmezdi. Saniyen, gene sayın bayan İrvin, ayni ta L W rihin sayfalarını çevirmek zahmetini ihti« yar etseydi, her büyük harbin menşeine de mutlaka bir kadın parmajtı bulur, me« selâ Truva muharebesinin Güzel Eleni Prut muharebesinin Katerina, 1870 mu«< harebesinin Öjeni namlarında birer fet. tan muharriki bulunduğunu görürdi Asla kadın düşmanı olmadığım ve bilâ kis cinsi lâtif hakkında en hürmetkâr ve en takdirkâr duygular beslediğim halde, müdafaa mevkiinde kaldığım içindir bi, taarruza uğrıyan hemcinslerim namına bu sözleri söylemek cüretinde bulunuyo- rum: Fakat dünyanın idaresini kendi els lerine tevdi edecek olsak, kadınların bir &y içerisinde usanacaklarından ve üsane mıyacak olur da işi inada bindirirlerse garçabuk çorbaya çevireceklerinden e« min olmalıdır, Tedviri umur, öyle zannedildiğ gibi kolay iş değildir. Bu, demirden leblebi, ateşten gömlek., ne derseniz deyiniz.. içi beni, dışı da sizi yakan bir şeydir, Sayın Bayan İrvini ben şöyle bir hafta Beneşin, hattâ Hayle Selasyenin yerinde Bgörmek iİsterim. Maazallah, şu aralık, Çekoslovakyanın riyaseticumhür makamında Bayan İrvin veyahud ki hemcinalerinden biri bulun: |rauş olsaydı, dünyanın nasıl kana boyan- , dığını hepimiz o zaman görürdük. Fransızca bir darbimesel — vardır: «Herkes kendi işini görürso inekler zayi olmaz!» moalinde bir şeydir. Stüdyolarla eğlence yerlerini, buraka: hm da onlar süslesinler. Çiçek bahçede, salonda gerektir. Pek pek, kıymetli rey« lerinden istifade eder, bunu tana minnet biliriz. Fakat koca bir milletin mukadde« ratı onların narin ellerinde dah& bugün« lük oyuncak olamaz. Anladınız mi, sayın Bayan İrvin? Pek © kadar yüksekten atmayınız KA Avrupa ekspresi beş saat teehhürle geldi Dün sabah saat 8,30 da gelmesi icab eden Avrupa ekspresi ancak 13,30 da gelebilmişti SencerenerenaALABAN! örereeeeseeseseneni TAKViM

Bu sayıdan diğer sayfalar: