15 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

15 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BK A t ea eee RĞL A, Cengizin Küçük Cengiz bu sene yedi yaşına ba- | a annesi çok sevindi. Hem oğlu bü- ğü için, hem de onu mektebe gön- derebileceği için memnundu. Küçük Cengiz zeki amma çok zeki bir gçocuktu. Zeki olduğu kadar da afacan, muzib bir şeydi. Annesi artık onun mu: zibliklerinden bikmşitı. Hele — kediler Pamuk Cengizin elinden neler çekmez- di.Bir gün gene Cengiz Pamuğa sataşır- ken annesi ğırdı. Oraya buraya takıp Sönra elinden — Mektebe gidiyoruz, dedi. Cengiz gözlerini kocaman açtı: — Mektebe mi gidiyoruz? Ben artık mektebe mi gideceğim. — Tabil ya. Bak köskocaman adam ol- dün. Cengizin evvelâ yüreği hızlı hızlı attı. Sonra birçök arkadaşları olacağın, koca- mân bir bahçede oymyabileceklerini dü- şününce içi biraz rahat eiti. Tam mekte- bin kapısından girerken içinde bir sevinç duydu. Ne güzel bir mektebdi. Cengiz şimdiye kadar bir mektebin bu kadar güzel bir yer olabileceğini düşünmemiş- ti. İçeri girdiler. Bekleme — odasında kendisi gibi kız, erkek bir sürü çocuk an- neleri, babaları ile bekleşip duruyorlardı. Sıra Cengiz ile annesine gelince içeri gir- diler. Müdür muavini Cengize adını, ya- Şanı sornu. Aldığı cevablardan o da Cen- Bizin çok zeki bir çocuk olduğunu anla- mıştı. Kayıd muamelesi bitince çıklılar. An- nesi Cengize defter, kalem, lâstik, kitab, daha bir sürü mektebe aid güzel şeyler aldı. Bir mağazadan da önlük için ku- maş aldılar. Eve döndükleri zaman, Cengiz ne Pa. muğa sataştı, ne de trampet çalıp kafa şişirdi. Hep defterleri, kalemleri, kitah- ları ile meşgul oldu. Onları yeni aldıkları güzel çantaya yerleştirdi. Annesi de ©- turup ona siyah mekteb göğüslüğü — ile | beyaz yakasını dikti. Akşam babası ge- lince Cengiz o günü olanları anlattı. Se- vinç içinde babasına aldıkları şeyleri | gösterdi. Annesi de Cengizin aklına hiç yaramazlık yapmak gelmediğini görerek pek seviniyor, artık uslandığını anlı- yordu. Cengiz o akşam erkenden yattı. Sabah ta erkenden kalktı. Yatağının yanında, kanapede yeni göğüslüğü ile yakası ütü- lenmiş hazır duruyordu. Hemen fırladı, elini yüzünü yıkadı, bunları giydi. Ay- naya bakınca kıyafeti 0 kadar huaşuna gitti ki koşup annesinin boynuna sarıldı. | Cengiz uslu uslu mektebe gidip geli- yordu. Günler geçti. Bir gün Cengiz na- sılsa bir dersten sıfır aldı, Canı sıkılarak eve gelirken, içinin sıkıntısını gidermek için bir muziblik yapmağı düşündü. Ken- di sokaklarına sapacağı yerde önceki so- kağa saptı. Burada koçaman bir ev var, dı. Bu ev Bayan Fatmanındı. Bayân Fat- ma ile Cengiz hiç amma hiç geçinemez- lerdi. Cengiz bir kere kaza ile Bayan Fat- manın nasırına, o da can acısile elindeki | şemsiyeyi hafifçe Cengize indirmişti. | Cengiz bunun acısını çıkarmağı düşünü- yordu. Birden aklına geldi. Bayan Fat- ma çok hasis olduğu için koca evde bir başına oturur, para vermemek için adam Yutmazdı. Üstelik Bayan Fatmanın dizle.' Civelv — Düşmanım kara kedi uyuyor, rahat rahat ge- SON POSTA Birinciteşrin ı 4 * AA marifeti.. SUZLERR “Modasında bir yaz tazeliği var ahai #4 yözüme ri de ağrırdı. Cengiz şeytar, yürü.. Sağ Bayan Fatmanın kapısını r., tı. O da ağrıyan dizleri ik venden jinecek, iyi bir |X İstediği an- Cengiz çalmak için 2il '"î“'_'“:'* ko - Ş enirsin! d! at b Çü nre'lcn suratı aşıldı. Çu_'yım, kibritim yetişemiyeceği kadar yü . arkasında bir ses düydilira bozamam.. — Kapıyı mi çalmslayım. rurn? Cengiz döndü bakt” Yürüdüm. Yo - a h DU iye , hiçbir. m sına benziyen bir ad öbile binsemn diye HSDİR B indiğim yerde şo -| Fakat si büyük babaydı. —? ğ Cengiz: Ja Yakalanırsam, ce- — Büyük bakayı bozdurmak pahası. bir şey yok-füavaya atladım. Fakar ya- Cevab - #örmedi. Kondüktör: Renklerin başında siyah geliyor. Yazla nasebeti olmiyan bir. renk... vım yalnız başına kallanıldığı- ğiz. Sarı, yeşli, gibdi muhakkak bir renkle karıştırılıyor, | * yahud süsleniyor. Siyahlan başka en fazla renkler göz alan yeşi mavi, deniz mavis moda menekşe — moru, kırmızımsı gri ve a- olan | |Şapkacının. |jvergi borcunu * |rma aidbirpa; £ |çan bir Avımtı yapmaktadır. i iîğ':';:k;vmda güzel bir Çin Şartagr'adı tari " isming nt — davet ;tar p nan ben bu. kebabı tana çpayımm, (Pasaport ten de bir diğer şa. > |Mmuştur. Bir mtlı Taya çıkmış, Yuh Tunarak dön safamı kızdırma! |— TeT yeye celbi muameleye tevessül old!* Bir dükkândan bir tü pasaport / Müddeiumumr ara pa Hkde, Eibi kib- Teyoğlun iyunın ö - şapka aa ' Müflerin, £ 'k.—.ıanç ve barice gü Yıldırz — Annem - tazt Anne yemek Yıldız — Her şeyi «ld dım, şimdi ocağı ya kebabı hazırlamal: kal- di Bu kebaba herkes bayılacaktır. oldu. Çin kebabı lâzım gelen şeyleri bi- rer birer pazardan alıp €ve getireyim. için p ettiğimiz Reşid tarafınd llerin yak, bususunda Yıldız — Yarım — kile" doğranmış soğan, — bir Yildiz — Kebub kızar dı. Yarım kilo doğran- E'f"nn utana: kajodur. ü mikdar tuz ve bir kilo — mış soğan haaır, onu İyi yük Hiralığım var! nlerden, drape çok rağbette. Gö-| para çalan bir hırsız < şeker, artılk unutmamı — koydum, — şimdi de bir zin isteKondüktör sordu: Büsteki drapeler klipsle tutturuluyor. — | , Dün bir hırsızlık suçlusu| Şimdi haydi iş başınd.. — İilo şekeri Kkoymanın diler, İye gideceksiniz? Kın ğ ceza mahkemesinde sırasıdır, mın 'âY.köyel yani 1 yapılmıştır. — Âvuçuk, siz yirmi para verirseniz | tercih edi Suç'u Mustafa, Zindankap ya başlığı bozacak adamı bulmuştum anlamıyı yir. kadife ve ince yünlül dadır. bunlar arasın- ni para istiyordu. Aksi kadife bu senenin sonbahar ve kış Fatmaya mj para yoktu. 7 Si büyük bir ehemmi; sonra kendisı İsmet Hulüst | miş bulunuyor. Yalnız elbiselik Biraz ilerdeki —a | gibi değil, ayni zamanda muhtelif süs narak olacağı seyğ 7 bi de kullanılıyor, Bilhassaı kordelâ şeklin Kendisine yardım ef | tebinin müdürü imiş. Ertesi sabah tabil müc , » - g: bahçede oynıyan alacanı ESd'r ? ca Cengizin başına geleni tahmin ! sin Z * ** Altı aylık çocuğun telefonu| — Altı aylık bir çocuk telefonla konu- sur mu? de... Kadifeden yepyeni biçim fiyangö- larına, kol yerlerine kadife — kordelüâla çekiliyor. Bu kordelâların ara dantel gi de kullanıldığı çok, <o Miaş “< aç TOlira ve yüz kişiye muhtelif hediyeler Bu müsabakaya aid 18 resmin on se zincisi, 4 birinciteşrin pazartesi günkü gazetemizde çıktı ve ayni gün müsuba- İkanın halli hakkında tafsilât verdik. Resimleri toplıyan — okuyucularımız müsabakâya iştirak ötmiş olmak için re- simleri müsabakanın hal şeklile birlikte bu ayın yirmi ikisinden evvel idarehane- aç ni İ ea g mize göndermiş bulunmalıdırar, şile meşgul oldukları zaman çocuğu İe- Resimlerden eksiği olanlar © günkü nerin haricine hava aldırmaya çıkarırlar. gazeteleri ayni fiatla matbaamızdan al- Fakat o yalnızken ağlarsa duymaları için | dırmak suretile tamamlıyabilirler, çocuğun ağzına yakın bir yere bir telefon Ahizesi koyarlar. Çocuk ağlayınca sesi telefondan babasının ve annesinin bu- hundukları yere akseder ve onlardan biri koşar, ağlıyan çocuğa bakar. Bu meraklı su3- ' Tin cevabını vere- lim, Hakikaten al- ti aylıkken tele- fonla konuşan bir çocuk vardır. Bu, bir fener bekçisı- nin çocuğudur. Ân nesi kend. işile, ,, Kazananlar: 29 Teşrinievvel Cümhüriyet Bayra- mı günü ilân edilecektir. Zar gü , Mimar Nahid maralı husual . eçel lar, sentürler, yakalar var, Roba kenar-| ınm;î;: mıiştar, yakı | Civciv kara kediyi ka_pana kıstırdı | Civciv — İşte bundan iyi çare ol- maz, vay kara kedinin başına gele- ü bir zahireci lükk* Poliste : Yıldız — Buyurunuz, bunu ben pi- Şirdim. Bayıla bayıla — yiyeceksiniz- dir, Yıldız — Amcam da, habam da, an- tem de kim bilir ne kadar sevine- ceklerdir, Anne — Yıldız dikkat etmedin mi, bir kilo şeker Çin kebabına deği!, elinde yazılı olan Japon baklavasına tonulacaktı. Amca — Bu ne berbad yemek.. Baba — Bu ne berbad yemek.. Anne — Bu ne berbad yemek.. Yıldız — Eyvah, ne oldu.. Kara kedi — Eyvah, aman, mahvoldum. Civciv — Kah kah kah kah.

Bu sayıdan diğer sayfalar: