-S Menfaati SON POSTA>. (Bastarafı 1 inci sayfada) mMuhlrebeçokşiddetlivekzmhol - Uştur, - Diğer hir habere göre Tiençin 15 ÇA.A.) — Japon abluka - ikinci günü bir hâdise ile başla - Tştir: mBu sabah, imtiyazlı mıntaka hudu - po:da tahrikâtçılar, 2,000 Çinliyi, Ja- a barikadlarına taarruz etmeğe teş - ,eylemişlerdir. Mitralyözlerle mü - T bir İngiliz askeri müfrezesi ile mlhaul,ıı' Miktarda polis kuvvetleri vak'a ine gelerek halkı dağıtmıştır. M Abluka devam ediyor hlg'il' dra 15 (Hususi) — Tiençin'deki - hnıı:ı ve Fransiz imtiyazlı mıntaka - tir. n #blukası bugün de devam etmiş e Mıntakalara giren ve çıkanlar z Bıf];asssumlte kontrol edilmektedir- a a İngiliz tebealarına pek çok U-Şku;âg verilmektedir. Mmmtakalarda yiyecek fıkdanı da başg_ÖStenniştir. dA iü'deki İngiliz konsolosu, bu hâ %lîîşen dolayı Ja4pon makamlarına bir protesto tevdi etmiştir. Vaziyet vahim İrş marasının bugünkü toplan- » Hlençin'de cereyan eden hâdi- Seler hakkında beyanatta bulunan baş- d ğmî:mqıberlayn, vaziyetin vahim ol- Gibi tedb_ıldit'miş. fakat hükümetin ne dal:m-ler almak niyetinde oldu - %n bt şey söyliyemiyeceğini Âvam Ka C Çemberlayn'in sözleri Yinin Jb“layn, Tokyo'daki İngiliz sefi- “Pgn]hükümeü nezdinde teşeb - ulunmı ğ ik- hnqionra, n uiî gîlugunu anlattık. Sponlar, 4 Çinlinin imtiyakzlı mm- ya ilticasını, bu hâdise ile hiç alâ- zi :i’ıl'myan kendi diğer taleblerini i - t“gm Tmek için bir fırsat sayıyorlarsa, Mıbem yalnız başma bu taleblere mu Kalay olamaz. Cünkü, imtiyazlı mınta - v Yalnız bize aid değildir. bi Zun zamandanberi devam edegelen tin başlıbaşına değişmesini i- Japonyanın bu talebi, Çin - leri bulunan diğer devletle- Ti de alâkadar eder.> h&kmda hükümeti, Tiençin vaziyeti temas ıı: Paris ve Vaşington ile daimi linde bul 8ün : lunduktan maada, bu küq:ğâca döminyon mümessillerile de GJ bulunmuştur. ©N aponların istedikleri SS AA ) — lençin'den Ja Tiençin (;a_f_ağıa*nsma gelen bir telsizde ş €kiİ imtiyazlı İngiliz mımtaka- Nacağı 1 yeni bir takım tedbirler alı - mhaber verilmektedir. bi sızde Tiençin'deki Japon maka Şimdiki tedbirlerin matlüb ga- Mmesi h:lıde edilmesine kifayet etme - but aığ:î yeni bir enerjik harekette Yan ârar vermiş oldukları be- %“mhe;:ktedu Ayni haberlerde Ti - B ç !e_smı halledecek yegâne ca- Bilteren ©€VZi müzakereler olmayıp İn- duğu in Ç'_ine karşı takib etmekte ol- Ü Bh_nşıshn tamamile yeniden göz - ta dmgeçmıi'hesi olduğu ilâve olunmak- A 'hl::: haberde mevzif hal suretleri dev Hlyazh Tüatım Maziye karışmış ve bütün im - €cnebt —mentakaları meselesini u“uğm!ılı'ette halli zamahımın gelmiş dÜr. hetice olarak kaydedilmekte - ; Tehdidler T“ky“ 15 (A.A.) — Hochi Chin Boun mel a':e—ğıı Tienç_în ablukası münasebe - İ ç ç, kınından çıkmıştır» demek - hsğmlan ilâve etmektedir: Ha ha Z memurları, Çinli cânileri tes- Gi seler de bütün Çin meselesi için 1 bir hal sureti bulunmadıkça, Ja: canmn kı K ı&n Sektur. ınma sokulmasına im - a Nin İmarma ve kalkınmasını temi- y Mâni olan bütün engillerin ortadan h&“hmm lâzımdır. Parise göre Thııg 15 (AA.) — Bütün gazeteler, lar, G:mm“ks“e meşgul olmaktadır- Çok elerin eksrisi, bu meselenin Sikı ve bevnelmilel vaziyet ile ğu ,:âw alâkadar bir mesele oldu - taleasındadırlar. Japonların Ti - “inde İngiliz ve Japon kuvvetleri çarpıştılar ençin'deki hattı hareketleri, Çin'deki beynelmilel imtiyazlı mıntakaların kâf fesine vaz'ıyed etmekten ibaret olan u- mumi plânın safhalarından biridir. Japonyaya bir ihtar Paris 15 (A.A.) —- Le Temps gazete- si, başmalkalesini Uzakşark meselesine tahsis etmiştir. n Bu gazete, Japonyaya İngiltere ve Fransayı tahrik etmemesini ihtar et - mektedir. Zira, bu iki millet, dünyanın bu kısmiında — hak ve menfaatlerinin muttarid suretle ihlâ edilmesine atrtık müsamaha etmemeğe karar verebilir- ler. Milli Ş_eîîr_al_ Zogu ile görüştüler (Bastarafı 1 inci sayfada) Sabık kral Zugo ile kraliçe Jeraldini Yalovada yaver Şükrü istikbal etmiş ve Reisicümhur namına beyanı hoşamedide bulunmuştur. Kral Zugo iskelede kendisini selâmlıyan halka mukabelede bulunmuş ve yanında kraliçe olduğu halde kaplıcalara giderek Otel Termale inmiştir. Kendileri ic_in'xhazırlanan dairede öğle yemeklerini yiyen kral ile kraliçe saat 16.30 da Milli Şef tarafından kabul edil. mişler ve ikindi çayına alıkonulmuşlardır. Aksam üstü Yalovadan müfarakat eden kral Zugo ile kraliçe Jeraldin saat 19,30 da Heybeliye gelmişler ve Adada kısa bir müddet gezindikten sonra İstanbula dön. müslerdir. Kral Zugo ile kralice Jeraldin bugün- lerde Fransaya gideceklerdir. n aa Eski deniz ticareti müdürü hakkında adliyece tahkikat yapılıyor (Baştarafı 1 inci sayjada) leyi hal için, hakem olarak 200 lira para almış, bilâhare bu mesele ortaya atıla- rak, İktısad müfettişlerince tetkik mev- zuu olmuştur. Bu tetkikatta bilhassa alı- nan bu hakemlik ücretinin —memuriyeti bakımından doğru olup olamıyacağı nok- tası araştırılmıştır. İktısad müfettişleri hâdiseyi etraflıca tetkik ve tahkik ettikten sonra, adliyeye intikaline lüzum gönmüşlerdir. Böylece, meseleye müddeiumumilik vaz'iyed et. miştir. Bilâhare, hâdise etrafında ilk tahkikat açılmasına karar verilerek, evrak birinci songu hâkimliğine sevkedilmiştir. Suç şeklinde tecelli ettiği takdirde va- zilfei memuriyeti suüsstimal mahiyeti arze. den hâdise, şimdilik songu hâkimliğince tahkik olunmaktadır. Tahkikatın neticesi yakında tavazzuh edecektir. Almanyanın - tahşidatı (Bastarafı 1 inci sayfada) Yarın da Henlayn'ın gelmesi beklenmek- tedir. : Bratislavada, son iki gün içinde 50 kişi tevikif edilmiştir. Bunlar, Almanya aley - hinde broşürler dağıtmakla itham edil - mişlerdir. Garb hududunda manevralar Londra, 15 (Hususi) — Berlin gazete. leri, pek yakında Almanyanın garb hudü. dunda (Fransa hududu) askeri büyük manevralar yapslacağını bildirmektedir. ler. Ayni gazetelere göre, hayli uzun süre. cek olan bu manevraların gayesi, asker. leri yeni inşa edilmiş olan Zigfrid istih. kâmlarına alıştırmaktır. Çeko - Slovakyada Londra, 15 (AA.) — «Times» gazetesi, Prag muhabirinden aldığı aşağıdaki ha. beri neşrediyor: Çeköslovakyada Almanların yeni bir faaliyeti hakkında müteaddid emirname. ler 'van'lır. Pragda bulunan bütün loko. motifler ısıtılmış ve iki gün müddetle is. tim üzerinde durmak emrini almıştır. Bruno Olmutz ve İglau arasındaki yollar, ı_;îx_ıil nakliyata yarın ve Cumartesi günü için kapanmıştır. Prag otellerine birçok sübay ve yüksek polis memuru gelmişlir. Pragda oturan Alman sübaylarına, eğer Bohemyaya ailelerfle birlikte gelmişlörse, ailelerin A.lma'.nyıya geri gönderilmesi —7 Hergün: Mühim bir dava (Baştarafı 2 nci sayfada) Bu derdin devasını bulmak, bütün bir cemiyet sistemini yeni 'bir kalıba dökmek kadar mühim bir davadır. Çünkü, bugün. kü devlet, henüz bir «<nemur - münevver> devletidir. Bu memur - münevverin gözü devlettedir; devlet memuru olmak ister. Diğer taraftan terbiye sistemimiz de bu ruh üzerine kurulmuştur: Bütün mek - teblerimiz, memur mnamzedi yetiştirir. Hattâ, mühendis, hattâ doktor gibi «kol. larında altın bilezik» taşıyan zümre bile, gözünü devlete dikmiştir. Niçin? Çünkü, bu unsurun babası memurdur, muhiti memurdur, mektebi memurdur. Gene bundan dolayıdır ki bu memlekette yüz senelik bir tıb, seksen senelik bir hukuk mektebleri olduğu halde kütübhanemiz, herhangi bir ilmi kıymeti haiz eser bakı . mından bomboş denecek bir tenhalık için. dedir. Kaç hukuk mezunu ve hattâ şöh.- ret sahibi hukuk adami hatırlarsınız ki, şu memlekete, sırf kendi kafasından çık.- mış orijinal bir eser yazmış olsun? De . mek oluyor ki bizim irfan sistemimizin en yüksek teşkilâtı bile memlekete ilim a. damı değil, «ememur - adam> yetiştirir. Bugün, gözünüzü etrafa çevirip bakı - nız: Orta mektebler doludur; liseler ta. şıyor; âli mektebler de öyle, Bütün bu ir. fan müesseseseleri her sene her sene şe. hadetnamelileri artıyor. Bütün bunlar, iş isterler; hemen hemen hepsinin gayesi devlet kapısında memuriyet sahibi ol - maktır. Bunun içindir ki tedricen devlet kad . rosu genişler ve gene bunun içindir ki bü. tün kanunlara, ya klâsik tabirile eşekle uydurularak», yahud da, uydurulamadığı zaman, tadil edilerek kadro genişler, ya- yılır, büyür. meselâ, yarın bir köy kal . kınma işine teşebbüs edelim. Görürüz ki, ilk işimiz köye, bilfarz, kimvevit gübre vermek, yahud Köyün herhangsi bir iktı - sadi hareketini kolaylaştıracak basit bir nizam koymak değil, derhal kadrolar te. sis etmek olur. Falan ve filân işi yapma teskilâtı, falan ve filân — enstitüsü mü- cadele heyetleri, tetkik heyetlei vesaire... Hepsi de büyük kelimelerle süslü büyük kadrolar, daireler, maroken koltuklar ve bir sürü masraf, fakat, köy gene kimyevi Pübresiz. gene binbir haşerenin hergün didiklediği hasta ağaçlar veva tarla mah- sulleri ve gene kara sapan, gök öküz, her şey yerli yerinde! Çünkü, bütün bu kadroları biz doğu - ruruz. Hepsine aid edebiyatı yaratmak icin dilimizin ve kalemimizin kolları kâ- fidir. Biz de bunu yapmıya mecburuz: Arkamızdan bizi tazyik eden bir şehadet- nameli gençlik kütlesi geliyor: onun icin- dekilerin kimisi oğlumuz, kimisi kardesi- miz, kimisi oğlumuzun arkadaşı, kimisi de arkadasımızın oğludur! Bu marifetsiz, fakat müstehlik kütleyi doyurmak lâzım. dir. Doymadığı zaman memlekete tehli - ke verebilir! İşte, bundan dolayıdır ki iş çok güçdür. O kadar güçdür ki, ancak seneler arasın. da tahakkuk edebilen büvük bir zihniyet ve büyük bir maarif inkılâbı ile mukayyed bulunur. Kafalarrmızda bu inkılâb tahak. kuk etmedikçe biz bu derdi ne bir, ne de on kanun ile halledemeyiz. Memleketin yüksalisini âli tahsil şehadetnamelilerin çoğalmasında aramak hastalı#ından ka - falarımızı kurtaramadıkça- biz; bu mem. leketi, geniş, mütesanid, gittikçe - artan ve yayılan, ayni zamanda yalnız müsteh- lik bir «superstrucdture» sahibi olmıva doğru götürürüz ki bövle bir ictimal bün. yenin, ehramı re's üzerine oturtmak de - mek olduğunu bilmek mecburiyetindeviz. Ne zaman İiselerin fazla coğalmakta olu.- şsunu bir tehlike halinde görür ve ne za- man, cocuklarımızı 'âli şehadetname”'al - mıya değil, li tahsil yapmıya ve «âli bir marifet sahibi olmıya» sevketmek lâzım geldiğini Aanlarsâlk o zaman derdimizin devasımı bulmıya doğru yürümeğe başla. 2800 İtalyan tayyareci İspanyadan döndü Cenova, 15 (A.A.) — İspanyadan av. det eden 2800 İtalyan tayyarecisi ile Ge- neral Kindelanın idaresindeki İspanyol hava heyeti, Diulio vapurile gelmişler ve Kont Ciano ve kesif bir halk kütlesi tara. fından karşılanmışlardır. Kral, tayyarecileri teftiş etmek üzere *öğledıen sonra buraya gelmiştir. Tehlike var mi — (Baştarajı 1 inci sayfada) kiz sularına ziyarete gideceğine, Hitlerin Cebelüttarıkın İspanyaya iadesi için pro- paganda yapılmasına dair emir verdiği hakkında bir takım iyi olmıyan haberler işgal etmektedir, Üstelik Uzakdoğuda İn- giliz ataşemiliterinin ve bir İngiliz gazete muharririnin casusluk ithamile tevkif o. lundukları ve sonra ataşemiliterin ser. best bırakıldığı, fakat Tiençin şehrinde- ki yabancı devletler imtiyaz mıntakasının Japonlar tarafından abluka edildiğine dair haberler gelmektedir. Görülüyor ki vaziyet Avrupada olduğu kadar Doğu Asyada dahi karışık ve va- him sayılabilir. Mühim olan ilk şey yu. karıda saydığımız siyasi ve askeri hare- ket ve hâdiseler arasında bir irtibat olup olmadığını bilmektir. Ondan sonra bunla. rın içinden hakiki ve cali olanları ayırd etmek lâzım gelir. Almanya ile Lehistan arasında Danzig koridoru meselesinden çıkan — gerginlik bütün vehametini muhafaza etmektedir. Slovakyaya tâ Magdeburgdaki Alman kolordu kumandanlığı ile gene buradaki bir dağ ve bir motörlü fırka kumandan. lıklarının gelmiş olmaları ve bunların Leh hududlarında bir istikşaf yapmaları ve Slovakya, Moravya ve Bohemya de. miryollarının askeri münakalâta tahsis olunması, lokomotiflerin istim üzerinde durmalarının emrolunması şüphe yok ki Danzig koridoru ve Alman - Leh gergin- liği ile alâkadardır. Yani Almanya Lehis- tana karşı ya hakiki veya bir gösteriş şeklinde bir yeni hareket hazırlıyor. Al- manyanın harbe karar vermesi Sovyet Rusyanın tereddüd ettiği bu zamanlarda müstebad değildir. Fakat her şeye rağ- men ve büyük bir harbe sebebiyet ver. menin Almanya için çok tehlikeli olabi. leceğine binaen biz buna inanmak istemi. yoruz. Çünkü Almanya bilir ki, Lehistana vukubulacak herhangi bir taarruz İngil. tere ile Fransanm herhalde askeri müda. halelerini intaç edecektir. Almanya harbe başlamak işini Leh na yaptırmak istiyordu. Bu suretle tere ve Fransanın Lehistana yardımları önlemek arzu ediyordu. Ancak son manlarda Lehistanın temkinli vazi İngiliz - Sovyet Rusya - Fransa mi relerinin bir türlü neticelenmemesi manyayı Lehistana karşı seri “bir kete teşvik edebilir. . Almanyanın Arnavudluğa asker | ması, eğer vaki ise ve çıkardığı kuvvetler ehemmiyetli ise bu hâ bir zaman barışa yardım edecek bir ket telâkki olunamaz ve neticesi çok vahim olarak tavsif olunabilir. Bir İtalyan filosunun İspanya ve kiz sularına seyahati ve Cebelüttarık | kında yapılacak olan propaganda n lesi nazarı dikkatleri doğu — Avrup batı Avrupaya muvakkaten çevirme için cali hareketler telâkki olunabi lir Uzakdoğu Tiençin hâdisesine bunun Almanya tarafından teşvik ©o ması ve bu suretle İngiltere üzerine tazyik yapılması memuldür. Çünkü | lümdur ki son senelerde İngiltere ( Avrupada ve Uzakdoğuda ayni zamandı bir harbe girişmekten çekiniyordu. F; ötedenberi uysal olan İngiltere tank, mi ve uçak yaptıkça celâdetini artı K tadır, Bunun için Çinde halen bir çıkmaz. da bulunan Japonyanın, teşvik — olunsi -bile, İngiltere ile bir harb çılmrmaîa racak kadar bir hareketi mantıki sayılı maz. * Hülâsa Avrupa diplomasi oyunla yeni bir unsur olarak meydana çıkan panyanın vaziyeti henüz sarih deği Fakat ne olursa olsun Danzig korid ve bundan çıkan Alman - Leh ge bir harb tehlikesi için daimi bir kayna Şimdilik çıkarabileceğimiz hükün bunlar olup istical etmeksizin va daha ziyade inkişafına intizar etmek ha öhtiyatlıdır. E. H. Erkilet Yalovadan röportajlar (Baştarafı 1 inci sayfada) bir güzellik ile karşılaştık. Nereye baksanız — yeşil, —yeşil, —yeşil.. Ve bu yeşillik ortasında işte — motorize medeniyetin — senbolü — olan — asfalt. tan yol... İşte, iki vadi arasına aydınlık bir yorgunluk ile uzanan; orta çağın şa- tosile rönesansın katedralindeki — loşluk ve sivrilik ile alay eden otel Termal.. Ve onun arkasında harikulâde bir tezadla, seyyahı ve hastayı şaşırtıveren banyolar.. Ve işte, Milli Şef İnönünün oturduğu köşk! Burası, sade, sakin ve mütevazı bir bi- nadır: Mümbit toprakta, kökleri su kay- naklarma uzanan sırtta, azametli bir ha. yatiyet ile alabildiklerine büyüyen ağaç. ların serin, geniş gölgelerile örtülen bir villâ... : İçimde hududsuz bir sevgi ve saygı ile, büyük Türk milletinin Milli Şefinin o - turduğu köşke bakıyorum. İçimde sonsuz bir sabırsızlık ve iştiyak ile bekliyorum. Saat 11,30: Milli Şef, şimdi gelecek, banyo alacak. Bir evlâd, senelerce hasret kal , dığı öz babasını, ani bir tesadüfle karşı. sında görünce nasıl sevinirse, ben de İn. önünü ayni hisler ile ve bu hisleri çer .- çeveliyen eşsiz bir saygı ile bekliyorum... Ve göğsüm, sonsuz bir gurur ile şişiyor: Onu beklerken, onu görmek isterken, sa- nıyorum ki bağrımda on sekiz milyon Tür kün hasreti ve sevgisi var! Köşkten Termale inen kavisli yolda bir kaç insan belirdi. En önde, çevik adımla. rile yürüyen İsmet İnönüdür. Milli Şefin sırtında açık renk bir kostüm var. Asfalta indikleri zaman, genç bir vatan. daş ile, cümhuriyet devrinin yetiştirdiği içi ve dışı temiz bir köy çocuğu ile selâm. laştılar. Bu derin manalı levhaya dikkat ettim: Genç vatandaş, nasıl sevgi ve say- ginin canlı bir timsali ise; İnönü de şef . kat ve muhabbetin mütevazı bir sembolü idi. Milli Şef, bu karşılaşmalardan o ka. dar mütehassis oluyorlardı ki, bakışla - rında, gözlerinin tâ içine kadar akseden bir tebessüm var. Bu bakışları, bu bakış. ların tebessümünü ben çok iyi tanıyo - rum: ÂAyni gözler, vatan kurtarıcısının gözleri, harbeden askerine böyle bakmış- tı! Ayni gözler, vatan kurucusunun göz - leri, tarlasında çalışan vatandaşına böy- le bakmıştı. Kurtuluş savaşının tâ ilk gün leninden son Kastamonü ve İstanbul se - yahatlerine kadar, İnönünde hep bu ba kışı ve bu tebessümü görmedik ve bulma dık mı? ; İdeal demokrasi, Şef ve millet a daki kopmaz bağ, öon sekiz milyon tek şuur ve tek kalb yapan bağ bu | de nedir? Milli Şef, otel Termalin tarasında... kınız, vatandaşlarına ne diyor: «— Oturun, arkadaşlar! Benim için ra hatsız olmayın!» Ki Milli Şef konuşuyor: Muhtelif mevzulal üzerinde duruyor. Söylüyor ve '7_7 Gazeteleri istiyor, İşte, bir meclis ki € beliğ manasile şu! Millet Reisi, mille içinde, istirahat günlerinde bile mi işlerini düşünüyor! Onu hepimiz dinliyor, onu hepimiz Ş tiyoruz, onu bütün gözümüz ve gönlüm ile görüyoruz. Sanki biz, bütün Yalov bulunanlar, akşam serinliğinde b çıkan babalarile konuşan çocuklar yiz; mütevazı bir baba ve saygılı ço lar... Bu sade tablonun azametli m içimde. içimizde iyi, doğru ve gözlü bu yorum, buluyoruz! Milli Şef, geziyor: Üvezpınar köy giden yolda, sık ormanların içinde, ya , hud Üçkardeşlere doğru yürürken, bu vatanın taşı, toprağı, akan suyu, ağ rının gövdelerini çevreliyen sarmaş her şey, her şey ile alâkadar: Mill gezmiyor, tetkik ediyor; Millt Şef din miyor, çalışıyor! i Ve sanki, Yalova ufuklarından güneş, bir türlü kaybolmak istemiyor! Onu, o - nun aydın yüzünü doya doya, kana görelim diye... 3 —— Filistinde Suikasdler Kudüs, 15 (AA.) — Suikasdler, dev ediyor. Telavivde yapılan iki suikasd ticesire. dir Arab ölmüş ve iki Arab Zarb kamyonunun geçtiği yolda bir ğım patlamış olduğundan Tiberia Ya